Kanser tedavisinde sadece tümörlü hücrelerin hedef alındığı yeni bir yöntem bulundu

Zevail Şehri Bilim Merkezi Eş Direktörü İbrahim eş-Şerbini.
Zevail Şehri Bilim Merkezi Eş Direktörü İbrahim eş-Şerbini.
TT

Kanser tedavisinde sadece tümörlü hücrelerin hedef alındığı yeni bir yöntem bulundu

Zevail Şehri Bilim Merkezi Eş Direktörü İbrahim eş-Şerbini.
Zevail Şehri Bilim Merkezi Eş Direktörü İbrahim eş-Şerbini.

Uluslararası alanda en fazla kullanılan kanser ilaçlarının yan etkilerinin başında, tedavi sırasında kanser hücrelerinin yanı sıra sağlıklı hücreleri de yok etmesi geliyor. Bu nedenle de uzun yıllardır söz konusu yan etkiyi azaltan ilaç ve yöntem arayışı sürüyor. Bunun yanı sıra özellikte gelişmekte olan ülkelerde bu pahalı araştırma sürecinde zaman ve malzeme maliyetlerini kısaltan çözümler oldukça önem arz ediyor. Bu noktada nanoteknoloji uygulamalarından biri ön plana çıkıyor. Nanoteknoloji, boyutları 1 ila 100 nanometre arasında değişen maddelerin incelenmesi, anlaşılması ve kontrolünde kullanılıyor.
Son çalışmada, Mısır'daki, Zevail Şehri Bilim Merkezi'nin eş direktörü İbrahim eş-Şernibi başkanlığındaki bir ekip, sadece tümör hücrelerini hedeflemede etkili olmasını sağlayan yeni bir yöntemde nanoteknoloji kullandı.
İbrahim eş-Şernibi konuyla ilgili olarak Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Nanoteknoloji, zaman, çaba ve para gerektiren bir yenilik aramak yerine mevcut olanın kullanımını en üst düzeye çıkarılmasını sağladığından özellikle yoksul ve gelişmekte olan toplumlar için en uygun yöntem. Kanser ilacı doksorubisine yönelik yeniliğimiz, bu vizyonun en pratik uygulamasıdır.”
Bilim camiası uzun süredir nanoteknoloji hakkında tartışmalara sahne oluyor. Bu, zengin toplumları daha mı zenginleştirecek ve onlar ile yoksul toplumlar arasındaki uçurumu derinleştirecek mi? Yoksa yoksul toplumlar için daha mı uygun olacak?
Eş-Şernibi, bu teknolojilerde uzmanlaşmış araştırmacıların bulunmasının yoksul topluluklar için daha uygun olduğu görüşünde. Ancak Arap dünyasında araştırma merkezlerinin büyük başarı öyküleri olmasına rağmen yurt dışındakilerin aksine sanayiye giden yolu bulamamaları, bu teknolojilerin yoksul ve varlıklı toplumlar arasındaki uçurumu derinleştireceği izlenimini verebileceğini düşünüyor.
Eş-Şernibi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce, Teksas Üniversitesi'nde çalışırken bir araştırma ekibiyle birlikte nanoteknoloji kullanarak astımı tedavi eden bir ilacın geliştirilme sürecinde yer aldım. İlacın akciğerin derinliklerine ulaşma kabiliyetini geliştirmeyi başardık. Üniversite bu ilacın patentini bir yatırımcıya büyük miktarda sattı. Daha sonra da ilaç şirketi GlaxoSmithKline’a sattı. Böylece herkes faydalandı. Birçoğumuz gibi, nanoteknolojiyi kullanarak vücuda ilaç dağıtımını geliştirmek için halen bir destekçi arıyoruz.”
Royal Society of Chemistry’de Ağustos 2021'de yayımlanan bir araştırmada, nanoteknolojiye dayalı bu mekanizmaya dair ayrıntılar verildi. Eş-Şernibi ve araştırma ekibi ilacı kanser hücrelerine ulaştırmak ve hücre çekirdeklerini hedef almak için kullandı. Bu da ‘enerji fabrikalarının’ mitokondriyal düzeyde etkilenmelerini ve programlanmış hücre ölümü yoluyla yok edilmelerini sağladı.
Çalışmada belirtildiği üzere geliştirme mekanizması, kanser ilacı vermek için çok işlevli nano taşıyıcılara, kısaca MOF malzemeleri olarak bilinen kristal metal-organik çerçeve malzemelerinin kullanımına dayanıyordu.
Bu materyal 1990’lı yıllarda Arap kökenli ABD’li profesör Ömer Yaghi tarafından icat edildi. MOF içlerinde bileşenlerini istenilen işleve göre uyarlayabilen kanallar içeren, yüksek gözenekliliğe sahip kristal malzemeler olarak biliniyor. Bu gözenekleri diğerlerinden ayıran şey, diğer malzemelerin parçacıklarını barındıracak ve bunlar arasında yayılmaya yetecek boyutta olmaları.
Eş-Şernibi ve araştırma ekibi, kanser hücrelerinin mitokondrileri hedef almak için MOF maddeleri aracılığıyla ilacın moleküllerini yükledi ve klinik öncesi hayvan deneylerinde umut verici sonuçlar elde edildi.
Eş-Şernibi sürece dair şunları söyledi:
“Onaylanmış bir ilacın geliştirilmesi ile ilgili bu tür farmasötik yeniliklerde, çok uzun süren klinik denemeler gerekli değildir. Bir yıl boyunca süren hızlı bir klinik deneme, yeni haliyle ilacın gerekli onayları alması yeterli. Çünkü kimyasal bileşimini değiştirmiyoruz ve yaptığımız şey hedefe ulaşmadaki performansını artırmakla sınırlı.”
Eş-Şernibi, Mısır'a dönmeden önce, Teksas Üniversitesi'ndeki meslektaşlarıyla daha önce elde ettiği başarılarıyla ilgili de şu açıklamada bulundu:
 “Nanoteknoloji kullanılarak geliştirilen ürünümüzün üniversite laboratuvarlarından pazara taşınmasının üzerinden çok zaman geçmedi. Ancak yeni buluşumuz, bir yıl sonra dahi halen sektöre girmedi. Çünkü bilimsel araştırma ve uygulama arasında bir kopukluk var. Bu, sadece vücuda ilaç dağıtımını iyileştiren nanoteknolojinin bu tür farmasötik uygulamalarında çözülmesi gereken bir sorun.”



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant