Savaşın neden olduğu kriz nedeniyle kış aylarına özel ‘enerji turizmi’

Turistler Kahire’nin eteklerindeki Giza piramitlerinde (Reuters)
Turistler Kahire’nin eteklerindeki Giza piramitlerinde (Reuters)
TT

Savaşın neden olduğu kriz nedeniyle kış aylarına özel ‘enerji turizmi’

Turistler Kahire’nin eteklerindeki Giza piramitlerinde (Reuters)
Turistler Kahire’nin eteklerindeki Giza piramitlerinde (Reuters)

Ukrayna-Rusya savaşının neden olduğu enerji krizi, bazı Avrupalı ​​turizm şirketlerinin giderek daha artan enerji krizini, kışın nispeten daha sıcak olan destinasyonlarına düzenledikleri gezileri teşvik etmek için kullanmalarına neden oldu. Böylece yeni bir ‘enerji turizmi’ terimi ortaya çıktı.
Rusya’nın gaz kartını Avrupa’ya baskı yapmak için kullanma tehdidiyle birlikte, Rus devlet enerji şirketi Gazprom’un ‘açıklanamayan’ bir gaz sızıntısı olayları nedeniyle Kuzey Akım 1 boru hattı üzerinden Avrupa’ya doğal gaz tedarikinin akışını durduracağını açıkladı.
Savaşın başlaması ve bu tehdidin ardından Avrupa’nın ‘çok zor bir kış’ geçireceği bekleniyordu ve bu beklentiler gerçekleşmeye başladı.
Rusya’nın bu adımı, tükettiği doğalgazın yaklaşık yüzde 40’ını Rusya’dan alan Avrupa bölgesini çok sert bir kış ve bölgeyi önümüzdeki dönemde ciddi bir ekonomik durgunluğa sürükleyebilecek bir durumla karşı karşıya bıraktı.
Tur şirketleri ise, sıcak turist destinasyonlarını teşvik ederek bu krizden yararlanmaya çalıştı.
Euronews’de bu ay yayınlanan bir habere göre, TravelTime World de dahil olmak üzere birçok şirket, insanları yüksek enerji faturalarından kaçınmak için kış tatili rezervasyonu yapmaya teşvik ediyor.
TravelTime World yetkilisi Ashley Quint, bu fikrin İngiltere’deki enerji fiyatının Nisan 2023’e kadar yılda 7 bin sterline (8 bin 931 euro) ulaşacağına ilişkin haberlerden sonra ortaya çıktığını belirtti.
Quint, “7 bin sterlin enerji için günde yaklaşık 20 sterlin (23 euro) ediyor. Bu parayla, Malta, İspanya ve başka destinasyonlarda dört hafta kalmaya bağlı olarak, uçuşlar da dahil günlüğü 20-25 sterline (23-29 euro) tatil yapılabilir” dedi.
Ancak Hong Kong Üniversitesi’nde turizm ekonomisi profesörü olan Haiyan Song, pazarlama kampanyalarının sayısal tahminleri konusunda şüpheci. 
Song Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Güney yarım kürede (Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika ve Güney Amerika gibi) sıcak yerlere seyahat etmenin maliyeti çok yüksektir. Euro ve sterlin devalüasyonu ve enflasyon baskısının uzun mesafeli seyahati olanaksız hale getirmesi göz önüne alındığında, Avrupalı ​​turistler için geçerli bir seçenek olamaz” şeklinde bir yorumda bulundu.
Havacılık ve konaklama endüstrileri gibi turizmle ilgili birçok sektörün, uluslararası seyahat maliyetini artıracak işgücü sıkıntısı çektiğine vurgu yapan Song, “Kışın Avrupa’dan seyahat, azınlık olan zenginlerle sınırlıdır, bu nedenle turistler Avrupa’dan sıcak destinasyonlara büyük çapta akın etmeyecektir” dedi.
Song’un bahsettiği şey, tanımladığı uzak ülkeler için anlamlı olabilir.
Ancak Mısır, Tunus, Türkiye ve Fas gibi güney Akdeniz ülkeleri, enerji krizinden kaçan Avrupalı ​​turistler için çekici olabilir.
Avrupa Birliği’nin Mısır Delegasyonu Başkanı Büyükelçisi Christian Berger, birkaç gün önce Mısır’ın İskenderiye kentine gerçekleştirdiği ziyarette yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Önümüzdeki kış sezonu, ılıman havanın tadını çıkarmak için başta Mısır olmak üzere güney Akdeniz ülkelerini ziyaret etmek için Avrupalı ​​turistlerin büyük bir katılımına tanık olacak. Avrupalı ​​turistler, kış mevsiminde başta Mısır olmak üzere güney Akdeniz ülkelerine yıllık geziler düzenliyor. Avrupa’daki enerji krizi ışığında sayıların artması bekleniyor.”
Mısır’daki Hurgada Uluslararası Havalimanı, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerden günlük 10 bine yakın turist karşılıyor.
Otel İşletmeleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Alaa Akel, “Rezervasyon göstergeleri, önümüzdeki kış turizm sezonunda Kahire, Luksor ve Aswan şehirlerine gelen turist sayısında önemli bir artışa işaret ediyor. Ayrıca, son dakika rezervasyonları sayesinde kış aylarında plaj turizmi sunan şehirler için rezervasyonlar umut verici olacaktır” diye konuştu.
Türkiye’de Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı ise, 13 Eylül’de Xinhua haber ajansına verdiği demeçte, erken rezervasyonların Kasım ayının çok yoğun geçeceğini gösterdiğini ve bunun özellikle Avrupalı ​​turistler için geçerli olduğunu söyledi.
Alanya Turistik İşletmeciler Derneği Başkanı Burhan Sili de Xinhua’ya şunları söyledi:
“Avrupa’daki enerji krizi göz önüne alındığında, kıtanın çoğu yerinden insanların uzun kış konaklama teklifimize ilgi göstermesi bekleniyor. Avrupalılar evde kalmak yerine burada ılıman iklime sahip bir bölgede tatil yapma seçeneğine sahip olacaklar. İnsanların böyle bir tercihi kesinlikle değerlendireceğini düşünüyorum.”
Şarku’l Avsat’a konuşan Al-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde enerji çalışmaları konusunda araştırmacı olan Ahmed Kandil bu beklentileri destekledi.
Kandil, “Güney Akdeniz ülkelerindeki enerji krizinin turizm gelirleri üzerindeki büyük etkilerinden bahsetmeden önce biraz beklemeli. Şimdiye kadar bahsedilen bu rakamlar her sezon olağan aralıkta olabilir ve bir süre beklememiz gerekiyor” dedi.
Kandil ayrıca, espri olarak, Avrupa’daki zenginlerin enerji fiyatlarından kaçınmak için ülkelerinden kaçmalarına atıfta bulunarak, ‘enerji turisti değil, enerji mültecisi’ olarak adlandırılabilecek yeni bir terimin getirilmesini önerdi.
Enerji krizinin süresine ilişkin beklentileriyle ilgili olarak iki senaryo olduğunu söyleyen Kandil şöyle devam etti:
“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yönelimlerini değiştirmesinin imkansız olmasına bağlı olarak, krizin 10 yıldan az olmamak kaydıyla devam etmesi bekleniyor, aksi takdirde onun için siyasi bir intihar olur. Diğer senaryo ise, Avrupa, Rusya ve çeşitli tarafların maruz kaldığı büyük kayıpların, onları Putin’i kurtaracak bir uzlaşma çözümüne ulaşmaya iteceğidir. Bu durumda kriz, kışın başlamasıyla veya en geç gelecek yılın başında çözülebilir.”
Kandil, Mısır’ın önümüzdeki ay ev sahipliği yapacağı iklim konferansının (COP27), Avrupa’nın enerji kriziyle başa çıkma konusundaki niyetinin boyutunu ortaya çıkaracağını söyleyerek, şunları ekledi:
“Bu çözüm veya gerilimin artması olabilecek. Kömür enerji üretimi için en ucuz alternatif olduğu için Avrupa ülkelerinin elektrik üretimi için kömür kullanma taahhütlerinden kaçınması durumunda, bu krizin daha uzun süre devam edeceğinin bir göstergesi olacaktır.”



Kızamık geçirenlerde on yıl sonra ölümcül bir beyin hastalığı gelişebilir

Endonezya'nın Surabaya kentinde bir çocuğa kızamık aşısı yapan bir sağlık çalışanı (AFP)
Endonezya'nın Surabaya kentinde bir çocuğa kızamık aşısı yapan bir sağlık çalışanı (AFP)
TT

Kızamık geçirenlerde on yıl sonra ölümcül bir beyin hastalığı gelişebilir

Endonezya'nın Surabaya kentinde bir çocuğa kızamık aşısı yapan bir sağlık çalışanı (AFP)
Endonezya'nın Surabaya kentinde bir çocuğa kızamık aşısı yapan bir sağlık çalışanı (AFP)

ABD merkezli gazete New York Post, ABD'nin Los Angeles kentinde bir çocuğun kızamık geçirdikten yıllar sonra nadir görülen bir nörolojik hastalığa yakalanarak hayatını kaybettiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın New York Post gazetesinden aktardığına göre yetkililer, çocuğun aşı olmaya hak kazanmadan önce bebeklik döneminde kızamık geçirdiğini söylediler, ancak vakayla ilgili daha fazla detay açıklamadılar.

İnsandan insana kolayca bulaşan bir solunum yolu hastalığı olan kızamığın yanı sıra kabakulak ve kızamıkçık (MMR) aşısının ilk dozu genellikle 12 ila 15 aylık çocuklara yapılır. İkinci doz ise anaokulu veya birinci sınıfa başlamadan önceolur.

Kızamık vakalarında sıkça enfeksiyonlu versiyonu görülebiliyor. Enfeksiyon ayrıca bronşit, larenjit ve Los Angeles'taki çocuk gibi çok nadir, ancak ciddi vakalarda olduğu gibi kızamık atağından aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkan, ilerleyici ve genellikle ölümcül bir beyin hastalığı olan subakut sklerozan panensefalit (SSPE) hastalığına da yol açabilir.

İlk enfeksiyondan sonra, kızamık virüsü vücutta kalabilir ve yıllar sonra beyin iltihabına (ensefalit) neden olan belirli mutasyonlara uğrayabilir. Böylece her 100 bin kızamık vakasından 4 ila 11 hastada genellikle SSPE geliştirir.

gtyh
Kızamık aşısı hazırlayan bir sağlık çalışanı (AFP)

Hastalık, ruh hali değişimlerinden istemsiz kas spazmlarına, ciddi beyin hasarına ve ölüme kadar ilerleyebilir.

Semptomlar genellikle ilk enfeksiyondan 6 ila 10 yıl sonra ortaya çıkar.

ABD’de SSPE vakaları genellikle yılda dört veya beş vakayı geçmez, ancak kızamık vakalarının artmasıyla bu sayının yükselmesi bekleniyor.

ABD’de bu yıl yaklaşık bin 300 vaka kaydedildi. Bu rakam, vakaların son otuz yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor.

SSPE vakalarında ölüm oranı yüzde 95, zira hastalığın bilinen bir tedavisi yok. Yalnızca Antiviral ve antienflamatuar ilaçlarla hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir.

Los Angeles'taki vaka, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından bu yıl bildirilen üç kızamık kaynaklı ölümden biri olarak kayıtlara geçti.

Los Angeles İlçe Sağlık Müdür Dr. Muntu Davis geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada “Bu vaka, özellikle toplumumuzun en savunmasız üyeleri için kızamığın ciddiyetini açıkça hatırlatıyor” ifadelerini kullandı.

Dr. Davis, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küçücük çocuklar, sürü bağışıklığı yoluyla onları korumak için bize güveniyorlar. Aşılar sadece kendinizi korumakla kalmaz, aynı zamanda ailenizi ve komşularınızı, özellikle de henüz aşı olacak yaşta olmayan çocukları da korur.”

ABD’de koronavirüs (Kovid-19) pandemisiyle birlikte MMR ve diğer rutin çocukluk çağı aşılarının yapılma oranında düşüş gözlemlendi.

Son raporlara göre 2024-2025 öğretim yılında anaokulu çocuklarının yüzde 92,5'i MMR aşısı oldu. Bu oran, 2019-2020 öğretim yılında yüzde 95’di.

Birleşik Krallık Liverpool Üniversitesi Enfeksiyonlu Sinirbilim Profesörü Benedict Michael, bu hafta kaleme aldığı bir makalede şunları yazdı:

Aşı oranlarındaki düşüş, kısmen MMR aşısını otizmle ilişkilendirmeye çalışan sahte araştırmalardan kaynaklanıyor. Bu iddialar, itibarını yitirmiş bir doktor tarafından ortaya atılmış ve tamamen çürütülmüştür.

Sosyal medyada yayılan yanlış bilgilerin Kovid-19 salgını nedeniyle aşılara karşı artan şüphecilikle daha da şiddetlenen bu endişeleri körüklediğini belirten Prof. Michael, “Los Angeles'taki vaka, kızamığın iyi huylu bir çocukluk hastalığı olmadığını hatırlatan önemli bir uyarıdır. Kızamık, zatürre gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir ve bu vakanın da gösterdiği gibi, yıllar sonra gecikmiş ancak ölümcül beyin hasarına yol açabilir” diye ekledi.


Orkalar, Portekiz kıyılarında turist yatını batırdı

Fotoğraf: Temsili/AP
Fotoğraf: Temsili/AP
TT

Orkalar, Portekiz kıyılarında turist yatını batırdı

Fotoğraf: Temsili/AP
Fotoğraf: Temsili/AP

Portekiz açıklarında bir turist yatı, bir grup orkanın (katil balina) çarpması sonucu battı.

5 kişiyi taşıyan tekne, cumartesi günü gerçekleşen saldırının ardından Fonte da Telha plajı yakınlarında sulara gömüldü.

Yelkencilik şirketi Mercedes-Benz Oceanic Lounge'ın paylaştığı görüntülerde, bir orka yatın yan tarafına defalarca vurduktan sonra yatın sallanıp batmaya başladığı görülürken, bir tanığın "Aman Tanrım" dediği duyuluyor.

Nautic Squad kulübüne ait gemideki 5 mürettebat üyesi de yat batmadan kısa süre önce botlarla kurtarıldı.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde Cascais Körfezi açıklarında bu sürüyle ikinci bir karşılaşma yaşandı ve 4 kişi yaralanmadan tekneden çıkarıldı.

Portekiz Ulusal Denizcilik Otoritesi, "orkalarla yaşanan bir etkileşim nedeniyle" 12.30'da bir uyarı aldığını açıkladı.

Kurum "Cascais cankurtaran istasyonu ve Lizbon Limanı Kaptanlığı ekipleri hemen harekete geçti" diye ekledi.

Olay yerine vardıklarında mürettebatın fiziksel açıdan iyi olduğu ve tıbbi yardıma ihtiyaç duymadığı, yakındaki bir deniz turizmi teknesinin yardımıyla kurtarıldığı tespit edildi.  

The Telegraph'a göre bazı tanıklar 4 orka gördüklerini söylerken bir kaptan, sadece bir balinanın teknenin dümenine çarptığını bildirdi.

Araştırmacılar, Mayıs 2020'den bu yana İber Yarımadası yakınlarında orkaların teknelere çarptığı yüzlerce olayı belgelerken, bu davranış eğiliminin artmasına dair çeşitli teoriler ve araştırmalar ortaya çıktı.  

Bu olay, önceki haftalarda İspanya açıklarında iki teknenin bir çift katil balina tarafından saldırıya uğramasının ardından yeni bir uyarı yayımlanmasından sonra meydana geldi.

Orkaların, Galiçya sularındaki teknelere sadece birkaç dakika arayla çarpmasının ardından bir İspanyol deniz kurtarma gemisi çağrılmıştı. 

Kurtarma ekipleri, orkaların hasar verdiği gemiyi limana çektikten sonra başka bir saldırı uyarısı almıştı.

Bir mürettebat üyesi, "Gerçek şu ki çok korktuk; katil balinaların tekneye vurduğunu fark ettiğimizde gerçekten çok 'korktuk'" demişti.

Independent Türkçe


Ryugu'dan gelen bulgular Güneş Sistemi'nin su tarihini baştan yazıyor

Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
TT

Ryugu'dan gelen bulgular Güneş Sistemi'nin su tarihini baştan yazıyor

Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)

Asteroit Ryugu'nun koptuğu göktaşının, sanılandan çok daha uzun süre sıvı suya ev sahipliği yaptığı bulundu. Yeni çalışma, Dünya'daki suyun kökenine ışık tutuyor.

Ryugu gibi karbon zengini asteroitlerin, yaklaşık 4,6 milyar yıl önce Güneş ve çevresindeki gezegenler oluşurken, dış Güneş Sistemi'ndeki buz ve tozdan meydana geldiği uzun zamandır biliniyor. 

Diğer yandan bilim insanları, bu gökcisimlerindeki su aktivitesinin Güneş Sistemi'nin ilk dönemleriyle sınırlı olduğunu düşünüyordu.

Ancak Japonya Uzay Araştırma Ajansı'nın (JAXA) Hayabusa 2 aracının Ryugu'dan toplayarak 2020'de Dünya'ya getirdiği örnekler bu düşünceye meydan okudu. 

Tokyo Üniversitesi'nden Tsuyoshi Iizuka ve ekibi, Ryugu kaya örneklerindeki lutesyum (Lu) ve hafniyum (Hf) elementlerinin radyoaktif izotoplarını inceledi. Bu sayede radyoaktif bozunmaya bakarak örneklerin geçirdiği jeolojik süreçlere ışık tutabiliyorlar.

Bulguları hakemli dergi Nature'da 10 Eylül Çarşamba günü yayımlanan çalışmada incelenen örnekler, lutesyuma kıyasla çok daha yüksek oranda hafniyum içeriyordu. 

Araştırmacılar bu duruma, bazı sıvıların asteroitteki kayalardan lutesyumu alıp götürmesinin yol açtığını düşünüyor.

Iizuka, "Ryugu'nun kimyasal kayıtlarının, Dünya'da daha önce incelenen bazı meteoritlere benzeyeceğini düşünmüştük. Ancak sonuçlar tamamen farklıydı" ifadelerini kullanıyor. 

Dikkatli analizlerle diğer ihtimalleri eleyen ekip, gökcisminin oluşumundan 1 milyar yıl sonraya kadar sıvı su barındırdığını öne sürüyor.

Iizuka "En olası tetikleyici, Ryugu'nun ana asteroidine başka bir cismin çarpması. Bu çarpışma, kayayı kırarak içeride gömülü olan buzu eritti, böylece sıvı su yüzeye sızdı" diyerek ekliyor: 

Bu gerçekten sürpriz oldu! Bu çarpışma, ana cismin parçalanmasına ve ardından Ryugu'nun oluşmasına yol açmış olabilir.

Ryugu'nun bir zamanlar parçası olduğu asteroidin 1 milyar yıl boyunca sıvı su içermesi, karbon zengini diğer göktaşlarının da uzun süre sıvı suya ev sahipliği yapmış olma ihtimalini gündeme getiriyor.

 Dolayısıyla genç Dünya'ya çarpan asteroitler, sanılandan çok daha fazla su getirmiş olabilir. Araştırmacılar bunun, Dünya'nın ilk okyanusları ve atmosferi üzerinde önemli bir etki yaratmış olabileceğini söylüyor.

Dünya'daki suyun kökenine dair kesin bir fikir birliği sağlanmasa da genellikle göktaşları ve kuyrukluyıldızların gezegene çarpması sonucu geldiği tahmin ediliyor.

Iizuka, "Ryugu benzeri cisimlerin bu kadar uzun süre buz tuttuğu fikri dikkate değer" diyerek ekliyor: 

Bu, Dünya'nın yapıtaşlarının hayal ettiğimizden çok daha ıslak olduğunu gösteriyor. Bu da gezegenimizdeki suyun kökenine dair başlangıç koşullarını yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Araştırmacılar Ryugu örneklerini detaylıca inceleyerek ana cisimde akan suyun geçmişini daha iyi anlamayı umuyor. Ayrıca son verileri, NASA'nın OSIRIS-REx göreviyle Bennu asteroidinden alınan örneklerle kıyaslamayı planlıyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Cosmos Magazine, Nature