Marri: Arap Medya Forumu sektör için bir gelecek haritası çizmeye çalışıyor

Dubai Basın Kulübü Başkanı ve Arap Medya Forumu Düzenleme Kurulu Başkanı Mona Ghanem el-Marri
Dubai Basın Kulübü Başkanı ve Arap Medya Forumu Düzenleme Kurulu Başkanı Mona Ghanem el-Marri
TT

Marri: Arap Medya Forumu sektör için bir gelecek haritası çizmeye çalışıyor

Dubai Basın Kulübü Başkanı ve Arap Medya Forumu Düzenleme Kurulu Başkanı Mona Ghanem el-Marri
Dubai Basın Kulübü Başkanı ve Arap Medya Forumu Düzenleme Kurulu Başkanı Mona Ghanem el-Marri

Dubai Basın Kulübü (DPC) Başkanı ve Arap Medya Forumu Düzenleme Kurulu Başkanı Mona Ghanem el-Marri, bu yılki oturumun medya ortamını ve bunun birçok önemli sektör ve yaşam ekseni ile ilişkisini analiz edeceğini söyledi.
Şarku’l Avsat’a röportaj veren Marri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai şehrinde yarın başlayacak olan iki günlük forumda, Arap ve uluslararası arenadaki en önemli gelişmeler, bunların medya üzerindeki etkileri ve medyanın bölgeyi çevreleyen zorluklarla yüzleşmedeki rolünün tartışılacağını dile getirdi.
Ayrıca Arap Medya Forumu ve Arap medyasının genel durumu hakkında birçok konuya değindi.
Röportajın tam metni şöyle;

-Arap medya hareketinin başlamasından bu yana geçen 20 yılı Arap Medya Forumu’nu düzenleyerek kutluyorsunuz. Bu yılki forumun sunacağı farklı ve yeni neler var?
Bu oturumda, küresel medya liderlerinin huzurunda, bölgedeki medya üreticileriyle birlikte Arap Medya Forumu’nun kuruluşunun 20. yıl dönümünü ve bölgede faaliyet gösteren medya kuruluşlarının katıldığı bir diyalog kurma başarısını kutluyoruz. Forum, başkanlığını yapmaktan onur duyduğum Dubai Basın Kulübü ile olan güçlü bağlarına dayanarak yaptığı katkılardan gurur duyduğumuz bir konum oluşturmayı başardı. BAE Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve Dubai Hükümdarı Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, 20 yıldan fazla bir süre önce bölgedeki türünün bu en büyük profesyonel toplantısını başlatmamız için bizi görevlendirdi. Forum o günden beri, Arap medyasının ilerlemesini sağlamak ve küresel düzeyde rekabet gücünü artırmak için gerekli adımları ve mekanizmaları belirlemek amacıyla medya ortamını analiz etme misyonunu sürdürdü. Forum bu yılki 20. oturumunda, medyanın geleceğini öngörerek ve tüm teknik, politik, ekonomik ve sosyal düzeylerde çevreleyen küresel değişimlere ayak uydurmak için medya kurumlarının ne yapması gerektiğini düşünerek bu çabayı sürdürecektir.

-2022 Arap Medya Forumu’nda ele alınacak en öne çıkan konular nelerdir?
Forumun gündemini belirlerken, Arap dünyasının dört bir yanından yaklaşık 3 bin medya profesyonelinin katılımıyla bir dizi ana oturum, tartışma oturumu ve çalıştay düzenlenmesiyle, sektördeki tüm paydaşları ilgilendiren çok çeşitli önemli konuların ele alınmasını gerektiğini dikkate aldık. Arap ve uluslararası arenadaki en önemli gelişmeler, bunların medya üzerindeki etkileri ve medyanın bölgeyi çevreleyen zorluklarla yüzleşmedeki rolü tartışılacak. Ana oturumların en önemlilerinden biri, BAE Devlet Başkanı’nın Diplomatik Danışmanı Dr. Enver Karkaş’ı ağırlayacağımız oturumdur. Bunda medyanın bölge ve dünyadaki siyasi, ekonomik ve güvenlik dönüşümleriyle ilişkisi gözden geçirilecek. Ayrıca CNBC International Başkanı John Casey, dünyada medya sektöründe yaşanan büyük gelişmeye değinecek. Tartışmalar ayrıca, Arap dünyasında gazeteciliğin geleceğine ve çocuk medyasının yokluğuna ve bunun toplum üzerindeki etkileri konusuna da uzanacak. Arap draması, spor medyası ve Metaverse dünyası da dahil olmak üzere muazzam teknik gelişme, Forum’un ele alacağı çok sayıda önemli konu arasında yer alacak. Arap medyasının Körfez perspektifini tanımaya çalışmanın yanı sıra Lübnan medya sahnesini etkileyen dönüşümleri belirleme girişimi ve Mısır’ın öncü gazetecilik deneyimi ve gelişimi hakkında bir tartışma da yapılacak. Arap medyasına yeni başlayanları bekleyen fırsatlar için özel bir tartışma konusu olacak. Yeni medya ve dijital platformları da, onları farklı açılardan ele alacak birçok oturumda güçlü bir şekilde yer alacak.

-Forum, Arap medyasının durumu ve sektörün gelişmesi için sunulabilecek çözümlerin teşhis edilmesine nasıl katkıda bulunabilir? Forum, Arap medyasının karşılaştığı zorluklarla yüzleşmeye ne katkı sunabilir?
Bölgede medyadan sorumlu kişilerin ortak kaygısını oluşturan konularda diyalog ve fikir alışverişi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Arap dünyamızda medyanın karşılaştığı tüm zorlukları belirlemenin en iyi yolu budur. Forum, okyanustan Körfez’e kadar organizatörlerin en büyük buluşması olacak. Bu, bölge medyasını ilerletmenin gereksinimleri ve yöntemine ilişkin farklı bakış açılarını belirlemek ve karşılaştığı zorlukları ele almak için başlı başına büyük bir avantajdır.

-Medya araçlarının yaygınlaşmasıyla, Arap Medya Forumu’nun bu yılki oturumunun gündemine hazırlanırken bu bir zorluk teşkil etti mi?
Aksine, bu çeşitlilik forumun bölgedeki toplum ve medya yapımcılarını ilgilendiren acil sorunlarla çok olumlu bir şekilde ilgilenme yeteneğini artıran ek bir özelliktir. Forum’un gündemi, her yıl medya endüstrisinin liderleri ve çeşitli Arap ülkelerindeki öncüleri ile işbirliği ve istişare çerçevesinde belirleniyor. Tartışmalar yoluyla, analiz için mikroskop altına alınması gereken en önemli konuların kapsamlı bir resmini oluşturmaya ve medyanın toplumda istenen olumlu rolü oynamasını sağlamak için en iyi yöntemi belirlemeye çalışıyoruz.
-Sizin bakış açınıza göre, Arap Medya Forumu genel olarak Arap ülkelerinde ve özel olarak BAE’de medya sektörünün gelişimine katkı sağlayabildi mi?
Arap Medya Forumu’nun, bölge ülkelerinden her yıl binlerce uzman kadroya ev sahipliği yaparak, ‘her ne kadar bu etki farklılık gösterse, etkisinin boyutu bir ülkeden diğerine ve bir medya kuruluşundan Arap dünyasındaki diğer muhatabına, her biri kendi koşullarına, ihtiyaçlarına, planlarına ve bütçelerine göre değişse de’, medya geliştirme sürecinin ilerlemesine önemli ölçüde katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Dubai Basın Kulübü tarafından benimsenen yoğun bir araştırma çabasının bir parçası olarak hazırlanan ‘Arap Medyasına Bir Bakış’ raporunun, Forum’un uzun yıllar boyunca yaptığı, bölgedeki medya geliştirme sürecine hizmet ettiği en önemli katkılardan biri olmasından gurur duyuyoruz. Prestijli Arap ve uluslararası araştırma kurumlarıyla ortaklaşa olarak, Arap Medya Forumu’nun organizatör olarak pozisyonuna dayanan rapor, Arap dünyamızdaki medya ile ilgilenen herkes için kapsamlı bir profesyonel referans oldu. BAE düzeyinde ise, 2013’teki lansmanından bu yana fikirleri ve girişimleri teşvik etmeye devam eden ‘BAE Medya Forumu’ tarafından düzenlenen Arap Medya Forumu’nun öncü deneyimini yeniden ürettik. Bu forum, ulusal kadronun yerel medya sahnesine katılımı için alanı artırmak ve BAE medyasının yaratıcı becerilerini geliştirmek amacıyla eğitim programları başlatmak için önemli bir katalizördü.

-Arap Medya Ödülü, gazeteciliğe adanmış bir ödül olmaktan çıkıp tüm medya sektörlerini kapsayacak şekilde genişledi, bunun amacı nedir?
Arap Medya Ödülü, gazetecilik alanındaki yaratıcı düşünürleri onurlandırmak için 20 yıllık sıkı çalışmanın ardından geldi. Ödül bu yıllar boyunca, Arap medya sahnesindeki büyük gelişmeye ayak uydurmak için kapsamı genişletme ihtiyacına yol açan birçok gelişme aşamasına tanık oldu. Ödülün kapsamını gazeteciliğin yanı sıra görsel ve dijital medya sektörlerini de içerecek şekilde genişletmek, ödülün 20 yılı aşkın bir süre önce lansmanından bu yana geçirdiği birçok gelişim aşamasının sürekliliğinde yeni bir bağlantıdır. Bugün, dijital medya, yeni medyayla sonuçlanan şaşırtıcı bir teknolojik ilerlemenin ışığında geniş çapta yayılıyor. Ödülü, yeni çerçevesinde, Arap medyasının mükemmelliğini kutlamanın bir uzantısı haline getirmek için çalışacağız.



NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

TT

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) sahibi olduğu NEOM'daki gelişme hızı, Oxagon ve NEOM Yeşil Hidrojen projelerinin üretim ve işletmeye yaklaşmasıyla birlikte hızlanıyor. Söz konusu projeler, Suudi Arabistan’ın temiz enerji ve ileri endüstrilere geçişinde önemli bir rol oynuyor. Bu adım, karbon emisyonlarının azaltılması ve ulusal ekonominin çeşitlendirilmesini hedefleyen Vizyon 2030 çerçevesindeki çalışmalar kapsamında atılıyor. Yenilenebilir enerji ve teknolojik yenilik temelli entegre sanayi ve teknoloji ekosistemlerinin inşası yoluyla, NEOM’un sürdürülebilir sanayiler ve geleceğin teknolojileri alanında küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirmesi amaçlanıyor.

İşletme ve bakım

NEOM Yeşil Hidrojen Şirketi CEO'su Visam el-Gamidi, şirketin 2026'da test ve devreye alma aşamalarını tamamladıktan sonra 2027'de ticari üretime başlamaya hazırlandığını duyurdu. Bu projenin, Suudi Arabistan’ın temiz enerjiye geçişinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ve karbonsuzlaşma ve net sıfır emisyon hedefleri olan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu olduğunu açıkladı.

Şirketin ACWA Power, Air Products ve NEOM arasında bir ortak girişim olduğunu ve NEOM projesi kapsamındaki sanayi şehri Oxagon'da bulunduğunu belirtti. Proje üç ana tesisten oluşuyor: Oxagon'daki hidrojen üretim tesisi, yaklaşık 80 kilometre doğuda bulunan güneş enerjisi sahası ve yaklaşık 120 kilometre kuzeydeki rüzgâr türbini sahası.

El-Gamidi, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, projenin toplam üretim kapasitesinin 2026 yılı sonuna kadar hidrojen tesisine güç sağlamak için 4 gigawatt olacağını ve ticari üretimin ertesi yıl 2027'de başlayacağını açıkladı. Tesis, günde 600 ton hidrojen üretebilecek; bu hidrojen, yılda 1,2 milyon ton amonyağa dönüştürülecek ve projenin bir parçası olarak inşa edilen deniz rıhtımı da dahil olmak üzere tesise ait özel bir liman üzerinden sevk edilecek. El-Gamidi, şirketin yaklaşık iki yıl önce inşaat aşamasına girdiğini ve şu anda inşaat aşamasının yüzde 80'inden fazlasını tamamladığını, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin ise ileri aşamalarda olduğunu ve 2026 yılında hidrojen tesisine test ve işletme için enerji sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.

El-Gamidi, şirketin sadece fabrikayı inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda kurumsal yapısını da kurduğunu, bugüne kadar yaklaşık 350 çalışanı istihdam ettiğini, operasyonlar, bakım ve tüm destek fonksiyonları için gerekli yetenekleri çektiğini açıkladı. Şirket ayrıca, bu gelecek vaat eden sektöre katılmak üzere yeni mezunları eğitmek ve nitelik kazandırmak için özel eğitim programları başlattı.

El-Gamidi, şirketin Oxagon bölgesinde bulunmasının ve limanın hidrojen tesisine yakın olmasının projenin başarısında belirleyici bir rol oynadığını belirtti. El-Gamidi’ye göre, tüm rüzgâr türbinleri Neom Limanı ve Oxagon hizmetleri üzerinden ithal edildi. Ayrıca hidrojen tesisinin ana ekipmanları ve birçok diğer ekipman da Neom Limanı ve Oxagon üzerinden getirildi.

Oxagon'un sanayi bölgesindeki yatırımcılara NEOM'da lisans ve izinler, liman hizmetleri, mühendislik ve lojistik hizmetlerini içeren entegre bir sistem sağladığını ve bunun da projenin uygulama aşamalarında önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladığını belirtti.

El-Gamidi, bugün inşa edilenin sadece bir istasyon değil, küresel bir model haline gelecek yeni bir endüstrinin başlangıcı olduğunu vurgulayarak, büyük ölçekli bir hidrojen endüstrisi kurmanın ve onu geleceğe taşımanın mümkün olduğunu dünyaya kanıtladığını ifade etti.

Projenin ekonomik ve sosyal etkisi hakkında konuşan el-Gamidi, şirketin NEOM Yeşil Hidrojen Projesi kapsamında 300 ila 350 arasında doğrudan istihdam sağlayacağını ve bunların çoğunun halihazırda doldurulduğunu, ayrıca destekleyici sektörlerde bu sayının 6 ila 7 katı arasında dolaylı istihdam yaratacağını açıkladı.

Projenin NEOM'da yer almasının, tesisin bakımını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için sürekli endüstriyel hizmetlere ihtiyaç duyulacağı anlamına gelen, yukarı ve aşağı akış hizmetlerinin geliştirilmesine kapı açacağını belirtti. Suudi Arabistan'daki hidrojen endüstrisinin yapay zekâ, dijitalleşme ve mühendislik çözümleri gibi alanlarda uzmanlaşmış birçok şirketi çekeceğini ve Suudi ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yeni bir dayanak noktası olacağını vurguladı.

Gelecekteki fırsatlar

Oxagon CEO'su Vishal Wanchoo ise projenin NEOM'da ileri ve temiz endüstrilere ev sahipliği yaptığını ve bölgenin ana ekonomik itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Oxagon'daki çalışmaların 2021'de planın başlatılmasından bu yana önemli ilerleme kaydettiğini açıkladı. Şehrin, Neom limanı çevresindeki Kızıldeniz'de, özellikle Avrupa ve Afrika olmak üzere birçok coğrafi bölgeye mükemmel erişim sağlayan stratejik bir konumda bulunduğunu ve bu nedenle ürün ihracatı ve Suudi Arabistan'a hizmet vermek için ideal bir yer olduğunu belirtti.

Wanchoo, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Neom Limanı’nın halihazırda faaliyete geçtiğini ve endüstriyel şirketleri Oxagon'da iş kurmaya çekmek için çabaların sürdüğünü, Neom Yeşil Hidrojen Projesi’nin ise yeşil hidrojenin büyük ölçekli üretimi için ilk büyük proje olduğunu bildirdi. Ayrıca, Oxagon'un endüstriyel şehir için odaklandığı temel alanlar olan yapay zekâ veri merkezlerini genişletmenin ve genel olarak yapay zekâ sistemini geliştirmenin yanı sıra entegre bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak için çalıştığını da doğruladı.

Wanchoo, Neom Limanı’nın şu anda Yeşil Hidrojen Projesi’ne malzeme tedarik ederek ve karmaşık sevkiyatlar gerçekleştirerek hizmet verdiğini açıkladı ve projenin gelecekteki fırsatlarına yönelik büyük heyecanı vurguladı. Ayrıca, Oxagon'un önceliklerinden birinin kapsamlı bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak olduğunu belirterek, yeşil hidrojen alanındaki çalışmaların yaklaşık dört yıl önce başladığını ve geleneksel enerjiden temiz enerjiye geçişin devam ettiği göz önüne alındığında, Krallığa hizmet etmek ve ihracat kapasitesini artırmak için yenilenebilir enerji sisteminin tüm unsurlarının geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Wanchoo, Oxagon’un odaklandığı ilk üç temel sütunun, rüzgâr enerjisi teknolojisinin geniş ölçekte yerli üretimi, güneş enerjisi teknolojisinin orta ve nihai aşamalarda yerli olarak üretilmesi ve yüksek üretim kapasitesine sahip bu tesislerin hem Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılaması hem de ihracat pazarlarına hizmet etmesi olduğunu belirtti. Ayrıca, yenilenebilir enerji ekosisteminin kilit unsurlarından biri olarak batarya teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü ifade eden Wanchoo, bu alanda projenin önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Temiz ve teknik endüstrilerle ilgili olarak, Oxagon'un tüm faaliyetlerinin doğası gereği temiz enerji olan yenilenebilir enerji etrafında döndüğünü açıkladı. Hedefin yenilenebilir enerji bileşenlerinin üretimi ile sınırlı olmadığını, Oxagon'daki tüm endüstrilerin tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırılmasına kadar uzandığını vurguladı. NEOM Yeşil Hidrojen Projesi'nin en büyük yenilenebilir enerji üretim projelerinden biri olduğunu ve tamamen temiz enerjiyle çalıştığını, bu sayede Oxagon'daki diğer endüstrilere de aynı enerjiyi sağladığını belirtti.

Wanchoo, teknik alandaki odak noktalarının yapay zekâ olduğunu belirterek, yapay zekâ ile yenilenebilir enerji arasında yakın bir bağlantı bulunduğunu vurguladı. Günümüzde yapay zekânın karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu, zira bu alanın soğutma amaçlı büyük miktarda enerji ve su tükettiğini söyledi. Bu nedenle, Oxagon, sürdürülebilir çözümler benimsemeye özen gösteriyor. Şehirde kurulacak dev yapay zekâ veri merkezi, yenilenebilir enerji ile çalışacak ve soğutma için deniz suyu kullanılacak; böylece operasyonların ve kullanılan teknolojilerin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Wanchoo ana hedefin bu görüşmeleri ilerletmek ve şirketlerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için anlaşmaları sonuçlandırmak olduğunu vurguladı. Yenilenebilir enerji ve yapay zekâ projelerinin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, planın 2026 yılı sonundan önce endüstriyel üretime başlamak ve 2027 yılına kadar tam üretime ulaşmak olduğunu belirtti.


Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
TT

Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve ABD kara kuvvetleri arasındaki ortak askeri tatbikat "Quincy-1" dün Fort Irwin askeri üssünde başladı.

Tatbikat, operasyonel hazırlığı artırmayı, uzmanlık alışverişinde bulunmayı ve çeşitli muharebe ortamlarında ortak operasyonların entegrasyonunu amaçlıyor.

Resim   Ortak tatbikat manevraları “Quincy-1” Fort Irwin askeri üssünde başladı, (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Yaklaşık bin 200 mil karelik bir alanı kaplayan dev Fort Irwin askeri üssü, Kaliforniya ve Nevada eyaletleri arasında, Mojave Çölü'nün kalbinde yer almaktadır.


Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom