Putin'in tehditleri yalnızca Rusya'nın büyüklüğünü hatırlatmaya yönelik

AA
AA
TT

Putin'in tehditleri yalnızca Rusya'nın büyüklüğünü hatırlatmaya yönelik

AA
AA

ABD nükleer silah uzmanları, sürekli tehditlerine rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rusya'nın devasa büyüklükteki cephaneliğini kullanmaya niyetli olmadığını düşünüyor. Putin’in Batı'da ve ABD’deki üst düzey yetkililere gözdağı vermek, onlara yeniden inşa ettiği büyük Rusya'nın prestijini hesaba katmaları gerektiğini hatırlatmak istediği üzerine duruluyor.
Putin’in bu yaklaşımı, Sovyetler Birliği'nin çöküşünün yol açtığı ve 20’inci yüzyılda dünyanın tanık olduğu en büyük felaket olan hataları düzeltmek bağlamında, Ukrayna'yı işgal etme kararıyla başlamıştı. Ancak işgalin başlangıcından bu yana Rus ordusu başta Kiev'i işgal etme ve Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy hükümetini devirme konusundaki yetersizliği gibi sürekli başarısızlıklara imza attı. Böylece Kiev çevresinden ve Harkov’daki geniş alanlardan çekilen Rus kuvvetleri, Ukrayna kuvvetlerinin bugüne kadar başarıyla gerçekleştirdiği karşı atak karşısında stratejik Lyman şehrinden de çıkmak zorunda kaldı.
Rus yetkililer, bu stratejik başarısızlıkları ABD, Batı ülkeleri ve diğerlerinin Ukrayna'ya sağladığı büyük desteğe bağlıyor. Bu nedenle Putin, Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk’ın ilhak kararı kutlandığı sırada Batı ve NATO'daki ‘düşmanlarını’ Rusya'nın çöküşünü istemekle suçlamış, Rus topraklarını savunmak için ‘mümkün olan her yola’ başvuracağı sözü vermişti. Eski ABD Başkanı Harry Truman'ın İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya'ya karşı atom bombası kullanma kararına atıfta bulunan Putin, Amerikalıların Hiroşima ve Nagazaki'yi bombalayarak aslında bir örnek teşkil ettiklerini vurguladı. Sonrasında ise Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov, Ukrayna'da sınırlı güce sahip nükleer silahların kullanılması çağrıda bulunarak bu yönde alenen çağrı yapan ilk yetkili oldu.
Ancak ABD’li uzmanlar, Rusya’nın böyle bir seçeneğe başvurmayacağı, Kremlin’in bunun yerine nükleer silah kullanımının verdiği maddi ve manevi zararı en aza indirmeye çalışacağı görüşünde. Nitekim tek bir ‘küçük’ silah dahi binlerce askeri ve sivilin ölümüne veya yaralanmasına neden olabilir. Bu tür açıklamalar ve tehditler, Putin'in ‘büyük Rusya’ girişiminde nükleer seçenekleri kullanmaya gerçekten hazır olup olmadığı ve cephaneliğiyle ilgili daha birçok soruyu gündeme getiriyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Rand Corporation’dan savunma alanında araştırmalar yürüten David Shlapak, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, böyle bir seçeneğe başvurmanın felaket olacağına değindi. Rusya'nın, askeri hedeflere karşı kullanılmak üzere tasarlanmış taktiksel veya savaş alanı silahlarından oluşan eksiksiz bir nükleer silah yelpazesine sahip olduğunu, ABD’yi dahi vurabileceği kıtalararası balistik füzenin de bu kapsamda yer aldığını belirtiyor. Ancak bu tehditlerin Ukrayna ve Batılı taraflara Rusya’yı çok fazla zorlamanın olası sonuçlarını hatırlatma amacı taşıdığını düşünüyor. Ancak Birleşmiş Milletler'in (BM) açıklamasına göre Rusya'nın Ukrayna topraklarını ‘yasa dışı’ bir şekilde ilhakı, diğerlerinin yanı sıra bu tehditlere bir anlam kazandırıyor. Rus açık kaynaklı yazıları ise Moskova'nın Rus topraklarına yönelik saldırılara nükleer silahlarla yanıt verebileceğini alenen vurguluyor. Shlapak ise “Putin'in gerçekten nükleer silah kullanmayı düşündüğünü sanmıyorum. Ancak tüm taraflara nükleer silahlara sahip olduğunu hatırlatmak istiyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
New York Times’ın haberine göre aynı şekilde üst düzey ABD yetkilileri de Putin'in nükleer varlıklarını harekete geçirdiğine dair hiçbir kanıt görmediklerini öne sürüyor. ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) yayınladığı son analizde, nükleer silah kullanmanın askeri faydalarının yetersiz, sorumluluklarının ise devasa olacağına, zirâ Çin dahil olmak üzere uluslararası düzeyde Putin’e tepki gösterileceğine değinildi.
Shlapak; Putin’in Ukrayna’yı Batılı destekçilerinden soyutlamak, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’yu Ukrayna’yı savaşı Rusya'nın faydalanacağı elverişli koşullarda sona erdirmeye zorlamak için nükleer silah kullanmak istediğini ve bu olasılığın düşük olduğunu düşünüyor. Zira Ukrayna kuvvetlerinin Rus kuvvetlerini ilhak edilen bölgelerden çıkarmaya devam edebileceğine değinen Shlapak, Rusya'nın bir Ukrayna tedarik noktasını veya üssünü yok etmek, yahut tek bir Ukrayna birimine saldırmak için küçük bir nükleer silah kullanabileceğini de sözlerine ekliyor.
Putin böyle bir karar aldığı taktirde, savaş alanında elde edemediği tavizleri elde etmenin bir yolu olarak, yaklaşık iki bin taktiksel nükleer silah stokunun bir kısmını serbest bırakabilir. Bu taktiksel silahlar, tüm şehirleri yok edebilecek stratejik füzelerde kullanılanlardan çok daha küçük ve çok daha az güçte savaş başlıkları içeriyor. Bazı Rus analistler, böyle bir taktiksel silahı bir geçit töreninde Karadeniz veya Ukrayna askeri üssü gibi uzak bölgelerde kullanma önerisinde bulunuyor.
Böyle bir adıma yönelik yanıtın, uzun menzilli bir askeri hedef üzerinde tek bir silah kullanmak olacağını söyleyen Shlapak, Kiev, Ukrayna topraklarındaki benzer bir Rus hedefine karşı bir NATO nükleer karşı saldırısını kabul etmeye istekli olmadıkça orantılı bir askeri tepki hayalini kurmanın zor olduğunu vurguluyor.
Bu yöndeki analizler değişiklik gösterse de bir nükleer silah kullanıldığı taktirde dünyanın keşfedilmemiş, karanlık ve çok tehlikeli bir aşamaya gireceği konusunda fikir birliği mevcut. 1945’ten bu yana dünyayı bu aşamaya getiren hiçbir taraf olmadığı gibi genel kanı ise nükleer silah kullanımına karşı tabuların bu sonuca varmada önemli bir rol oynadığı yönünde. Shlapak, böyle bir aşamaya gelindiği taktirde yeni ve ürkütücü bir düzende yaşıyor olacağımızı öne sürüyor.
Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması’nın (CTBT) ihlali ile nükleer denemelerin yeniden başlatılabileceğine dikkat çeken Shlapak, bunun büyük bir provokasyon olacağına, ancak ABD, İngiltere, Fransa ve diğer batılı ülkelerin geniş çaplı bir yanıt verme olasılığının düşük olduğuna değindi.
Günümüzde yaşananlar, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana, belki de 1962'deki Küba füze krizinden beri yaşananlardan farklılık gösteriyor. Ana akım ABD medyası, Rus ordusunun mevcut yenilgilerinin Putin'in ani düşüşüne yol açmayacağı görüşünde. 1971 tarihli “The Essence of Decision: Explaining the Cuban Missile Crisis” kitabının yazarı Graham Allison, eski ABD Başkanı John F. Kennedy'nin o sırada makul senaryo hakkında konuşurken sarf ettiği; Bu, "liderin, küçük düşürecek bir aşağılanma ile başarıya götürebilecek zarların atılması arasında seçim yapmak zorunda kalmasıdır" sözlerine atıfta bulunuyor.
Dolayısıyla önümüzdeki haftalar riskli görünüyor. Putin, nükleer silaha başvurmadan önce Avrupa'da bir sabotaj kampanyası başlatma, Ukrayna’nın alt yapısına saldırma veya Kiev'deki üst düzey yetkilileri hedef alma yönünde adımlar atabilir.



Mamdani, New York Belediye Başkanlığı adaylığını resmen garantiledi

Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)
Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)
TT

Mamdani, New York Belediye Başkanlığı adaylığını resmen garantiledi

Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)
Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)

New York Seçim Kurulu dün, belediye başkan adayı Zahran Mamdani'nin Demokratların ön seçiminde çarpıcı bir zafer elde ettiğini doğrulayarak, çiçeği burnunda siyasetçinin kasım ayında yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde partinin adayı olmasının yolunu açtı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre dün açıklanan tercihli oylama sonuçları, Mamdani'nin kazanması için yüzde 50'den fazla oy gereken üçüncü tur oylamada, oyların yüzde 56'sını aldığını gösterdi. Mamdani kampanyasına başladığında New York Eyalet Meclisi'nin tanınmayan bir üyesiydi.

Demokratların adayı olan Mamdani, genel seçimlerde görevdeki belediye başkanı Eric Adams ile karşı karşıya gelecek. 2021'deki ilk belediye başkanlığı yarışını Demokrat olarak kazanan Adams, yolsuzluk suçlamaları ve Adalet Bakanlığı'nın daha sonra davayı düşürme kararının ardından bağımsız aday olarak yarışıyor.

X'te yayınlanan yeni bir videoda Mamdani, kendi ön seçim zaferini, Adams'ın 2021'deki kampanyasıyla karşılaştırdı.

Mamdani, "Her zaman zaferimizin, tercih sırasına göre birkaç tur oylamadan sonra geleceğini düşündük. İlk turda Eric Adams'ın bir önceki seçimde yedi turda aldığından daha fazla oy aldığımızda, bu inanılmazdı" dedi.

Uganda doğumlu bir Müslüman olan ve kendisini demokratik sosyalist olarak tanımlayan 33 yaşındaki Mamdani'nin deneyimli ve ılımlı siyasetçi Andrew Cuomo karşısındaki sürpriz zaferi, siyasi görüşlerinin kendilerini Cumhuriyetçi saldırıların hedefi haline getireceğinden korkan Demokratlar arasında endişeye neden oldu.

Mamdani'nin zaferinden sonra Başkan Donald Trump onu “yüzde 100 çılgın komünist” olarak nitelendirdi. Cumhuriyetçi Parti'nin kongre kampanya kolu ise onu gelecek yıl yapılacak ara seçimlerde her zayıf Demokratla eşleştireceğine söz verdi.

Mamdani, yeni videoda amacının “insanların Demokrat Parti'ye olan desteğini yeniden sağlamak” olduğunu söylüyor ve geçen yılki başkanlık seçimlerinde Trump'a oy veren New York'un bazı mahallelerine hakim olduğunu belirtiyor.

Seçim Komisyonu'nun Mamdani'nin zaferini teyit etmesinin ardından Trump, seçimi kazanması ve göçmenlerin gözaltına alınmasını engellemeye çalışması halinde Mamdani ile nasıl başa çıkacağı sorulduğunda şunları söyledi: "Onu tutuklamak zorunda kalacağız... Bu ülkede bir komüniste ihtiyacımız yok. Ama eğer bir tane bulursak, ulus adına onu çok dikkatli bir şekilde izleyeceğim."

Mamdani daha önce de göçmenleri hedef alan baskınların “insanları terörize ettiğini” ve bu baskınları gerçekleştirenlerin yasalara uymakla ilgilenmediğini söylemişti.

Mamdani'nin İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını eleştirmesi, birçok ana akım Demokrat ile arasında bir uçurum yarattı ve şiddetle reddettiği anti-Semitizm suçlamalarına yol açtı.

Mamdani geçtiğimiz ay, The Bulwark adlı siyasi podcast'te katıldığı bir programda, bazı Yahudilerin antisemitik ve şiddet çağrısı olarak gördüğü Filistin yanlısı “intifadayı küreselleştirmek” ifadesini kınamayı reddetti.

Mamdani, Adams ile birlikte Cumhuriyetçi aday Curtis Lewa, bir radyo sunucusu ve bağımsız olarak yarışan Avukat Jim Walden ile karşı karşıya gelecek.

New York Şehri tarafından 2021 yılında benimsenen Sıralı Tercih Oylaması sistemi, seçmenlerin en fazla beş adayı tercihlerine göre sıralamasına olanak tanımaktadır. Anlık ikinci tur olarak tanımlanabilecek bu sistemde, geride kalan adaylar aşamalı olarak elenmekte ve oyları, biri yüzde 50'ye ulaşana kadar önde gidenler arasında yeniden dağıtılmaktadır.