Estonya Başbakanı Kallas: Batı, Rusya'nın nükleer tehditlerine boyun eğmemelihttps://turkish.aawsat.com/home/article/3913101/estonya-ba%C5%9Fbakan%C4%B1-kallas-bat%C4%B1-rusyan%C4%B1n-n%C3%BCkleer-tehditlerine-boyun-e%C4%9Fmemeli
Estonya Başbakanı Kallas: Batı, Rusya'nın nükleer tehditlerine boyun eğmemeli
Fotoğraf: AA
Estonya Başbakanı Kaja Kallas, Batı'nın, Rusya'nın nükleer tehditlerine veya erken barış önerilerine boyun eğmemesi ve saldırı altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren Ukrayna'yı güçlü şekilde desteklemesi gerektiğini söyledi.
Kallas, Associated Press'e verdiği bir röportajda, Ukrayna'da müzakere ve barış çağrılarının son dönemlerde "önde gelen isimlerden" geldiğine işaret ederek bunları "çok tehlikeli" olarak nitelendirdi.
Nükleer tehditlerin ciddiye alınması ancak bunun "pes edilmesi" anlamına gelmemesi gerektiğini vurgulayan Kallas, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i "kızdığı durumlarda" yatıştırmanın ise tehditlere boyun eğildiği anlamına gelebileceği değerlendirmesinde bulundu.
"Batı, Rusya'nın nükleer tehditlerine boyun eğmemeli" ifadesini kullanan Kallas, nükleer güç kullanımı konusunda Rusya'ya çok net bir mesaj verildiğini hatırlatarak Rusya'nın nükleer tehditleriyle erken barış önerilerine boyun eğilmemesi ve saldırı altındaki topraklarını kurtarana kadar Ukrayna'ya destek olunması çağrısında bulundu.
Başbakan Kallas, ülkenin siyasi ve sosyal seçkinlerinin önemli bir bölümünün hapis ve sınır dışı edildiği ya da öldürüldüğü Estonya'nın, eski Sovyet işgalindeki dönemleri hatırlatarak "Barış olsa bile bu topraklar için ıstırabın biteceği anlamına gelmez" dedi.
"Savaşın sonunun başlangıcını görüyoruz"
Rusya'nın Ukrayna'daki savaşında başarısız olduğu, Moskova'nın askeri seferberliğine karşı iç direniş geliştiği ve Putin'in müttefiklerinden eleştiriler yükselmeye başladığını kaydeden Kallas, "savaşın sonunun başlangıcını gördüklerini" dile getirdi.
Kallas, NATO üyeliğinin uzun bir süreç olduğuna işaret ederken Estonya'nın, Ukrayna'nın NATO üyeliğine verdiği desteği yineledi.
Ukrayna'daki savaşın enerji maliyetleri ve enflasyonu hızla yükselttiğine dikkati çekerek Avrupa'yı zorlu bir kış beklediğini belirten Kallas, "Çok, çok zor olacak ancak halkımızı hazırlamalı ve bunun neden böyle olduğu konusunda çok net olmalıyız. Çünkü Putin bir Avrupa ülkesine savaş açıyor. Bu yüzden hepimiz acı çekiyoruz. Bu nedenle, Ukraynalıların acılarından çok daha hafif olan acılarımızı sona erdirmek için, savaşı sona erdirmek için çaba göstermeliyiz" ifadelerini kullandı.
‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5163041-%E2%80%98hayalet-kamp%E2%80%99-bat%C4%B1-%C5%9Feriada-binlerce-ki%C5%9Fi-i%CC%87srail-operasyonlar%C4%B1-nedeniyle-yerinden
‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.
Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)
Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”
Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.
Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.
İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.
Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.
İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.
Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)
Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.
İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)
Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.
Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”
İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.
Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.
ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.
B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.
Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.
İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.
Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.
Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.
Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.