Petrol ve Big Mac endeksi: Ham petrol için adil fiyat nedir?

Petrol fiyatları yıllar içinde gaz ve kömür gibi diğer enerji emtialarından çok daha az arttı (Reuters)
Petrol fiyatları yıllar içinde gaz ve kömür gibi diğer enerji emtialarından çok daha az arttı (Reuters)
TT

Petrol ve Big Mac endeksi: Ham petrol için adil fiyat nedir?

Petrol fiyatları yıllar içinde gaz ve kömür gibi diğer enerji emtialarından çok daha az arttı (Reuters)
Petrol fiyatları yıllar içinde gaz ve kömür gibi diğer enerji emtialarından çok daha az arttı (Reuters)

Arap ülkeleri ve İsrail arasında 1973 yılındaki ‘6 Ekim’ savaşının anılmasıyla, dünyanın hafızası 49 yıl geriye gitti.  
Daha önce 3 dolar sınırını hiç geçmeyen bir varil petrol, savaş sırasında Mısır ve Suriye’yi desteklemek için güçlü bir Arap duruşunun ardından 1974’ün başında 15 dolara sıçradı.
O andan itibaren petrol, 70’li yıllar boyunca 10-15 dolar seviyelerinde kaldı. Piyasa, 80’lerin başında ticaret seviyesini ikiye katlayıp 40 dolara yükseltti ve sonra 1985’e kadar 35 dolar civarında biraz sakinleşti.
Ancak daha sonra büyük bir düşüşle önce 9,5 dolara gerilerken, daha sonraki yıllar 12 ila 20 dolar arasında daha istikrarlı seyretti.
Arap-İsrail savaşı sırasında meydana gelen ‘fiyatının beş katı’ olan bu keskin sıçrama, petrolün iki buçuk katına çıkarak 16 dolardan 40 dolara fırladığı, 1990 yazında Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgali sırasında bile yaşanmadı.
Petrol Kuveyt’in kurtuluşundan sonra 19 dolar civarında bir seviyeye geri döndü ve 2000 yılı sonuna kadar 10 doların altına inmeyen ve 25 doları aşmayan sınırlarda kaldı.
Dünyada ilk kez 2004 yazında, bir varil petrol 45 doların üzerine çıktı.
Bu, 2015 sonundaki ABD’de kaya petrolü patlaması ve 2020’deki koronavirüs salgını ile bağlantılı birkaç durum ve kısa dönem dışında petrolün asla görmediği bir seviyeydi.
On yıllar boyunca, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), en önde gelen petrol üreticilerinin bir araya gelmesi ve pazarlarda lider olmak olan birincil rolünü ve hedefini gerçekleştirmeye çalıştı.
Örgüt komiteleri, üretim ve tüketim hacminin yanı sıra gerçek ve gelecekteki ihtiyaçlar konusunda çalışmalar yapıyor ve buna göre daima piyasaların dengesini kontrol etmeye çalışıyor.
Öte yandan, başta ABD olmak üzere tüketici ülkeler, fiyatları ne kadar düşük veya yüksek olursa olsun, fiyatları düşürmek için piyasaları petrole boğmak için talepte bulunmaktan vazgeçmiyor.
Bunu yaparken, endüstrinin araştırılması ve geliştirilmesi yönünde harcama yapmak için karlı fazla üretime sahip olmanın gerekliliği ile ilgili önemli piyasa mekanizmalarına dikkat etmiyorlar.
Garip olan şu ki, her zaman serbest piyasaların ve aynı zamanda enerji güvenliğinin ateşli bir savunucusu olan ABD’nin kendisi, -Almanya’nın iddiasına göre- Rusya gazından kurtulmak için Avrupa’nın sıvılaştırılmış gaz ihtiyacından faydalanmaktan çekinmedi, gazını Avrupa’ya astronomik fiyatlarla sattı.
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, geçtiğimiz Çarşamba günü ABD ve diğer dost doğalgaz tedarikçisi ülkeleri, doğalgazı astronomik fiyatlarla satmakla suçladı.
‘Örgüt ve ittifakın siyasallaştırılması’ suçlamaları bile bakanlar ve üst düzey yetkililer aracılığıyla OPEC içindeki tüm aktörler tarafından her zaman reddedildi.
Her fırsatta, OPEC’in amacının ‘politik değil, ekonomik’ olduğunu vurguladılar.
Eleştirilerin çeşitliliği ve kalıcılığı ile birlikte gerçekçi adil bir petrol fiyatının aranması gerekti.
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, Viyana toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında, petrol piyasalarındaki duruma açıklık getirmeye çalıştı ve petrol fiyatlarının bir fiyat çizelgesi kullanarak, gaz ve kömür gibi diğer enerji emtialarından çok daha az arttığını dile getirdi.
Bakan, Mayıs ayında Bahreyn’de düzenlenen 29. Ortadoğu Petrol ve Gaz Konferansı’nda yaptığı konuşmada ise, “Petrol fiyatlarının gaz ve kömür gibi diğer enerji kaynaklarına kıyasla piyasalarda sabit kalması, OPEC+’ın piyasaları kontrol etme rolündeki başarısını göstermektedir” dedi.
Diğer emtialarla karşılaştırıldığında, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar diğerlerinden daha sakin ve disiplinli kaldı.
Örneğin, altın 70’li yıllarının başında ons başına 280 dolar civarındaydı.
2000’li yılların başında 500 dolar civarındayken, 2011’de 2 bin 300 doları aştı.
Şu anda ise bin 800 dolar civarında geziniyor. Bu da altın fiyatının 8 katından fazla dalgalandığı anlamına geliyor.
Farklı ülke para birimlerinin satın alma güçlerini ölçmenin bir yolu olan Big Mac endeksi, zaman içindeki fiyat artışını ölçmek için kullanılabilir.
Şarku'l Avsat yaptığı araştırmada, 1973 sonbaharında ABD’deki bir Big Mac hamburger fiyatının 65 sent olduğunu gördü. Bugün ise ortalama 6,05 dolar, yani artış oranı yaklaşık 9,3 kat.
Aynı yüzdeyi petrole uygulayarak, bir zamanlar 15 dolardan satılan bir varil petrolün bugün 139,6 dolardan satıldığını görürüz.



Dünya resesyona doğru mu gidiyor?

Endekslerin dün ağır kayıplar vermesinin ardından New York Menkul Kıymetler Borsası'ndaki bir yatırımcı (Reuters)
Endekslerin dün ağır kayıplar vermesinin ardından New York Menkul Kıymetler Borsası'ndaki bir yatırımcı (Reuters)
TT

Dünya resesyona doğru mu gidiyor?

Endekslerin dün ağır kayıplar vermesinin ardından New York Menkul Kıymetler Borsası'ndaki bir yatırımcı (Reuters)
Endekslerin dün ağır kayıplar vermesinin ardından New York Menkul Kıymetler Borsası'ndaki bir yatırımcı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni gümrük vergileri küresel borsalarda büyük çalkantılara yol açarak küresel resesyon korkularını körükledi.

Küresel borsalarda hisse senetlerinin endişe verici bir şekilde düştüğü fırtınalı bir günün ardından, piyasalar bugün biraz sakinleşti.

Ancak Trump'ın dün Çin'e yönelik gümrük vergisi tehditlerini arttırması ve Avrupa Birliği'nin (AB) karşı gümrük vergileri uygulama planları yapması, küresel ekonomiyi resesyona itebilecek uzun süreli bir ticaret savaşına ilişkin korkuları arttırdı.

Resesyon, üretimin, ülkelerin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH), satışlarının ve ihracatının art arda iki 3 aylık dönem boyunca daraldığı genel ekonomik faaliyetteki bir yavaşlamadır.

Hisse senedi piyasaları

BBC'nin görüştüğü bazı ekonomistler, ‘borsada yaşananların ekonomide yaşananlardan farklı olduğunu, hisse senedi fiyatlarındaki düşüşün her zaman ekonomik sefaletin yaklaştığı anlamına gelmediğini, ancak aynı zamanda daha geniş çaplı bir durgunluğa da yol açabileceğini’ söyledi.

Uzmanlar, borsa değerlerinde şu anda yaşananlar gibi çok büyük düşüşlerin, küresel borsaları oluşturan şirketlerin gelecekteki kazançlarının radikal bir şekilde yeniden değerlendirilmesi anlamına geldiğini belirttiler.

Piyasaların makul beklentisi, artan gümrük tarifelerinin daha yüksek maliyetlere ve daha düşük kârlara yol açması.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre, bu bir resesyonun kaçınılmaz olduğu anlamına gelmiyor, ancak resesyon ihtimali Trump'ın son yüzyılın en sert ve en geniş gümrük tarifelerini açıklamasından öncesine kıyasla çok daha yüksek.

BlackRock CEO'su Larry Fink dün Reuters’a verdiği demeçte, ABD'nin ağır gümrük vergileri uygulaması nedeniyle ABD borsalarının yüzde 20 oranında düşmeye devam edebileceğini ve ekonominin halihazırda resesyonda olabileceğini öne sürdü.

New York Ekonomi Kulübü'nde konuşan Fink, enflasyonist baskıların piyasanın beklediğinden çok daha büyük olduğu yönündeki endişelerini dile getirdi.

Emtia borsaları

Bakır ve petrol fiyatları küresel ekonominin sağlığının bir barometresidir. Trump'ın gümrük vergilerini açıklamasından bu yana her ikisi de düştü.

Dünkü seansta petrol fiyatları, son tarifelerin enerji talebini azaltacağı endişesiyle yüzde 2 düşerek 4 yılın en düşük seviyesine yaklaştı. Ancak petrol fiyatları bugün yüzde 1'den fazla yükseldi.

ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, ticaret savaşı devam ederken küresel petrol göstergesi Brent ham petrolünün varil fiyatının 40 doların altına düşebileceğini söyledi.

Bankalar

Bankalar genellikle ekonomik faaliyetin göstergesi olarak görülür.

Trump'ın gümrük tarifelerinin açıklanmasından bu yana, aralarında gümrük tarifeleri ve karşı tarifeler nedeniyle küresel resesyon ihtimalinin yüzde 60 olduğunu tahmin eden JP Morgan'ın da bulunduğu en az yedi büyük yatırım bankası resesyon riski tahminlerini yükseltti.

Yatırımcılar tüketici harcamalarında, kredi talebinde ve anlaşma yapımında düşüşe hazırlanıyor. ABD bankası Wells Fargo'da analist olan Mike Mayo Reuters'a verdiği demeçte, “Bankaların gelecekte kredi zararı rezervlerini artırmaları gerekecek ve bu da kârları etkileyecek” dedi.

New York Menkul Kıymetler Borsası'ndaki bazı yatırımcıların görüşleri

ABD'nin en büyük menkul kıymetler borsası olan New York Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem yapan Stephen, The Guardian'a verdiği demeçte, piyasadaki dalgalanmanın ‘kimsenin ne olup bittiğini bilmediğini’ gösterdiğini söyledi. Stephen, “Biz de bilmiyoruz. Dün inanılmaz bir dalgalanma yaşadık. Piyasa o kadar ani çakıldı ki hepimizin kafası karıştı. Trump'ın açıklamadığı bir eylem planı olduğunu ummak zorundayız. Ben umutlarımı buna bağlıyorum. Çünkü gerçekte bu çok korkutucu ve felaket olabilir” ifadelerini kullandı.

Bir diğer yatırımcı Gordon, bugün piyasalarda bir miktar toparlanma olmasına rağmen, bunun durumun istikrara kavuştuğu anlamına gelmediğini; önümüzdeki birkaç gün içinde daha fazla dalgalanma beklediğini söyledi.

Bir başka deneyimli yatırımcı Anthony ise “Şu anda bir durgunluk içinde olduğumuza şüphe yok. Ancak Donald Trump dönemi sonsuza kadar sürmeyecek. Şu anda onun insafına kalmış olabiliriz ama hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Resesyona neden olan bir başkan asla yeniden seçilemeyeceği gibi partisi de seçilemeyecektir” şeklinde konuştu.