El-Hol Kampı’ndaki bir Ezidi kızı DEAŞ’ın elinden kurtarıldı

Yabancı tutuklular konusu Özerk Yönetim için büyük bir yük teşkil ediyor.

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda Hukuk ve Konsolosluk İşleri Direktörü Wert Stockell-Stillfried, Kamışlı Özerk Yönetim yetkilileri ile bir araya geldi. (Özerk Yönetim internet sitesi)
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda Hukuk ve Konsolosluk İşleri Direktörü Wert Stockell-Stillfried, Kamışlı Özerk Yönetim yetkilileri ile bir araya geldi. (Özerk Yönetim internet sitesi)
TT

El-Hol Kampı’ndaki bir Ezidi kızı DEAŞ’ın elinden kurtarıldı

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda Hukuk ve Konsolosluk İşleri Direktörü Wert Stockell-Stillfried, Kamışlı Özerk Yönetim yetkilileri ile bir araya geldi. (Özerk Yönetim internet sitesi)
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda Hukuk ve Konsolosluk İşleri Direktörü Wert Stockell-Stillfried, Kamışlı Özerk Yönetim yetkilileri ile bir araya geldi. (Özerk Yönetim internet sitesi)

Haseke’ye bağlı el-Cezira bölgesindeki Ezidi Evi, Ezidi bir kızın el-Hol Kampı’ndan kurtarıldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) 15 yaşında olan ve DEAŞ’lı bir aile tarafından alıkonulan Cani Ziyade Hayder Bibo’yu kurtarmayı başardı.
Bu, eylül ayında kamp içindeki bir güvenlik kampanyası kapsamındaki özel bir operasyonla iki kızı kurtarmasının ardından gerçekleştirilen üçüncü kurtarma operasyonu oldu. Özerk Yönetim yetkilileri tarafından yayınlanan resmi tahminlere göre Mart 2020’den bu yana kurtarılan Ezidi kadınların sayısı 60’a ulaşırken kız ve erkek çocukların sayısı da yaklaşık 200 oldu. Yaklaşık 3 bin 500 kişinin akıbeti ise bilinmiyor.
Ezidi Evi’nin dün resmi internet sitesinde yayınladığı açıklamada, Ezidi kızın kuzey Irak’taki Şengal bölgesindeki Solağ köyünden olduğunu belirtti.. 2007 doğumlu kızın, Ezidi Evi tarafından el-Hol kampına yapılan birkaç ziyaretten sonra tespit edildiği açıklandı. 
Kamp yönetiminden bir güvenlik kaynağı kızın serbest bırakılmasıyla ilgili olarak “Kurtarılan Ezidi kızlar, kadınlar ve çocuklar genellikle yabancı göçmenler bölümünde tutuluyor” dedi. Söz konusu bölümde, Batı ve Arap uyruklu DAEŞ militanlarının aileleri bulunuyor.
Ezidi Evi’nin yöneticilerinden Mahmud Maami, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada kızın teslim alınması sürecine ilişkin bilgi verdi. Kızın kimliğinin belirlenip el-Hol Kampı’ndan Haseke’deki merkezlerine nakledilmesinden sonra teslim alındığını, Irak hükümeti ve Ezidi Kaçırılan Kişilere Yönelik İşler Bürosu ile koordineli olarak Şengal Dağları'ndaki memleketine tahliye edileceğini söyledi.
Maami açıklamasının devamında “El-Hol Kampı’ndaki arama ekipleri, kampta hala 200’den fazla Ezidi kadın ve çocuğun tutulduğunu tahmin ediyor” ifadesini kullandı. Kaçırılan kadınların geri kalanının akıbeti ile ilgili, DEAŞ militanlarının ailelerinin elinde veya İdlib ili ve Halep kırsalı gibi ama Suriye’nin kuzeybatısındaki cihatçı örgütlerin kontrol bölgelerinde olduğunu öne sürerek “Ne yazık ki akıbetlerini ve gerçekten yaşayıp yaşamadıklarını kimse bilmiyor” dedi.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kadın kolu olan Kadın Koruma Birlikleri 13 Eylül’de el-Hol Kampı’nda DAEŞ aileleri tarafından alıkonulan Ezidi bir kadını kurtarmıştı. Bu, eylül ayının başında, İç Güvenlik Güçleri ve SDG güçlerinin DAEŞ’in kamp içindeki hücrelerinin izini sürmek için başlattığı güvenlik kampanyası kapsamında başka bir kız çocuğunu kurtarmasının ardından gelmişti. 20 Eylül’de güvenlik güçleri ve Özerk Yönetim yetkilileri, kamptaki ailelerin elinden kurtarılan 14 yaşındaki Ezidi çocuğunu Ezidi Evi’ne teslim etti.
DEAŞ militanları 2014 yılının ortalarında, Irak ve Suriye’nin büyük bir bölümünü ele geçirerek Kuzey Irak’ın Sincar bölgesindeki Ezidi azınlığa karşı büyük bir saldırı ve soykırım kampanyası başlatmıştı.
O sırada kaçırılan veya DAEŞ militanlarını eline düşün kadın ve erkeklerin toplam sayısı, yaklaşık 6 bin 500 kişiye ulaşmıştı. Mahmut Maami, 3 bin 500’den fazla Ezidi kızın akıbetinin hala bilinmediğini belirtti.
Aynı bağlamda Almanya Dışişleri Bakanlığı Kamışlı Hukuk ve Konsolosluk İşleri Direktörü Wert Stockell-Stilfried, Almanya’nın geçtiğimiz yıllarda DEAŞ’a katılan çok sayıda vatandaşını teslim almasının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Özellikle çocukların, ebeveynlerinin seçimlerinden sorumlu tutulmadıkları için rahatlamış hissediyorum, nihayetinde terör örgütünün (DEAŞ) kurbanlarılar” ifadelerini kullandı.
Özerk Yönetim Dış İlişkileri Dairesi Sözcüsü Kemal Akif de bölgedeki kamplarda yaşayan DEAŞ ailelerinin vatandaşları oldukları tüm ülke ve hükümetlerle doğrudan iletişim kanallarının bulunduğunu vurguladı. Akif “Sadece çocuklarla ilgili olarak değil, genel olarak DEAŞ aileleri sorununun çözülmesinde iş birliği yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Roj Kampı’nda yaklaşık 800 yabancı ve Batılı aile bulunuyor. Kampta Rus, Batılı ve farklı Arap milletlerden kadın ve çocuklardan oluşan 2 bin 500 kişi yaşıyor. Suriye’nin en büyük kamplarından biri olan el-Hol Kampı^’nda ise 10 bini yabancı olmak üzere 56 binden fazla kişi bulunuyor. Yabancıların, 60 farklı Batı ve Arap milletten oldukları biliniyor.
Yabancı tutuklular ve aileleri konusu, Özerk Yönetim için ağır bir yük oluşturuyor. Yönetim defalarca kez bu kişilerin vatandaşı oldukları ülkelere, onları geri alıp kendi topraklarında yargılamalarını talep etti. ABD’nin de yaptığı çağrılara rağmen, çoğu ülke vatandaşlarını geri almak konusunda isteksiz davranıyor.



Gazze ateşkesi: Arabulucular garanti krizini nasıl aşacak?

Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucular garanti krizini nasıl aşacak?

Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da bir araya gelerek Gazze Şeridi'nde olası bir ateşkesle ilgili gelişmeleri ele alması bekleniyor.

Ancak Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanların tahminlerine göre, Netanyahu'nun siyasi geleceğinin parçalanmasından korkarak Gazze'deki savaşı kalıcı olarak durdurmayı reddetmesi ışığında, Hamas'ın ısrar ettiği savaşı durdurma garantisi krizi bir ‘ikilem’ olmaya devam ediyor. Arabulucuların savaşı sona erdirecek tüm fikir ve önerilerin tartışıldığı kısmi bir ateşkese gitmekten başka çareleri olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Trump'ın İsrail Başbakanı’yla görüşmesi sırasında bu konuyu çözmek için yapacağı baskıya güveniyor.

Hamas dün bu garantilerin önemini vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı’nın Medya Danışmanı Tahir en-Nunu CNN'e verdiği demeçte, “Ciddiyiz ve bir anlaşmaya varmaya hazırız; savaşı sona erdirmek için gerekli şartlar açık olduğu takdirde her türlü teklifi kabul etmeye hazırız” dedi.

dsfrg
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardıman sırasında yükselen dumanlar (AFP)

Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi dün yaptığı açıklamada, herhangi bir anlaşmanın ‘saldırganlığın tamamen durdurulması, işgal güçlerinin geri çekilmesi, insani protokole uyulması ve varılacak herhangi bir anlaşmanın fiilen uygulanmasını sağlayacak açık garantilere’ bağlı olması gerektiğini söyledi.

Garanti ikilemi

Geçtiğimiz ay İsrail ile İran arasındaki çatışmaların durmasının ardından yeniden gündeme gelen garanti talebi, müzakerelerin ivme kazandığı bir dönemde güçlü bir şekilde ortaya çıktı.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati pazar akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajda şunları söyledi: “Şu anda masada olan ve üzerinde çalıştığımız şey, bir dizi esirin serbest bırakılması ve ateşkesin sürdürülmesi için gereken ivmeyi yaratacağı umuduyla insani ve tıbbi yardımın mümkün olan en kısa sürede girmesi karşılığında İsrail saldırganlığının 60 günlük bir ateşkesle durdurulmasıdır.”

Abdulati, “İsrail ve İran arasında ateşkes sağlandıktan sonra Gazze Şeridi'ne odaklanmak isteyen bir Amerikan vizyonu var. Gelecekteki herhangi bir anlaşmanın ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığının yeniden başlamasını önlemek için yeterli miktarda garanti içermesi gerektiğine dair bir Amerikan anlayışı var” ifadelerini kullandı.

xscdfgt
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinliler (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, son ateşkes çabaları hakkında bilgi sahibi olan Filistinli ve Mısırlı kaynaklar, arabulucu rolü oynayan Katar ve Mısır'ın savaşın her iki tarafıyla temaslarını yoğunlaştırdığını, ancak yeni bir görüşme turu için henüz bir tarih belirlenmediğini belirtti.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile dün bir telefon görüşmesi yapan Mısır Dışişleri Bakanı, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeleri ve iki ülkenin ‘ateşkesi yeniden başlatmak, Filistin halkını bu zulümden kurtarmak, esir ve mahkûmları serbest bırakmak ve Gazze Şeridi'ne acil ve engelsiz insani yardım akışını sağlamak’ için ABD ile ortak çabalarını ele aldı.

Hamas, savaşı sona erdirecek bir anlaşmanın parçası olması halinde kalan tüm esirleri serbest bırakmaya hazır olduğunu ifade ederken, İsrail esirlerin serbest bırakılması gerektiğini ve savaşın sona ermesinin Hamas'ın silahsızlanmasına ve Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaşmasına bağlı olduğunu savunuyor.

‘Dikenli konular’

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Tümgeneral Muhammed İbrahim ed-Duveyri, Hamas'ın talep ettiği garanti krizinin çözümünün kolay olmadığını düşünüyor. Ed-Duveyri, “İsrail'in reddetme ısrarı var. Zira savaşın sona ermesi şu anda Netanyahu hükümetinin yıkılması anlamına geliyor (...) Bu, Filistin hareketinin silahsızlandırılması ve liderlerinin sürgüne gönderilmesi konusundaki ısrarına ek olarak gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.

Ed-Duveyri, arabulucuların, fikirlerin ortaya atılacağı, garantiler hakkında tartışmaların yapılacağı ve şartlarının anlaşmada açıkça belirtileceği geçici bir ateşkese gitmekten başka çaresi olmadığına inanıyor. Ed-Duveyri, “Garantiye ihtiyaç duyan tek şey savaşın durması değil; İsrail'in nihai çekilmesi de bir kriz ve Hamas'ın silahları gibi çetrefilli bir konu. Bu ve benzeri konular nihai statü müzakerelerine ertelenmeli” dedi.

fgthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden Filistinlilerin cenaze töreninde gözyaşı döken bir çocuk (Reuters)

Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, mevcut krizin garantiler ve Washington'un gelecekte savaşı durdurma garantisi konusundaki tutumuna karar vermemiş olmasıyla ilgili olduğuna inanıyor. Er-Rakab, Gazze Şeridi'ndeki zor koşullar ışığında Hamas'ın kabul edeceği geçici bir ateşkesin sonuçlanmasının ardından garantiler krizinin arabulucular tarafından yapılacak sonraki görüşmelerin bir parçası olmasını bekliyor.

Hamas'ın garantiler konusundaki ısrarı, Trump'ın dün yaptığı açıklamada pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile yapacağı görüşmede Gazze ve İran'daki durumu ele alacağını duyurmasıyla birlikte geldi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Trump, “Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını ve esirlerin geri dönmesini umuyoruz ve bunun önümüzdeki hafta içinde gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.

dfgth
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail tarafından bombalanan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)

Netanyahu dün yaptığı açıklamada, geçen ay İran ile 12 gün süren savaşta elde ettiğini söylediği ‘büyük zaferin’ ardından Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki hafta ABD'ye gideceğini söyledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in Gazze savaşının sona erdirilmesi konusunu görüşmek üzere Beyaz Saray yetkilileriyle bir araya gelmek üzere bu hafta Washington'da olacağını belirtti.

Bilgi sahibi Mısırlı kaynaklar dün yerel medyaya, ‘İsrail ve Hamas'ın sadece geçici bir ateşkes değil, kapsamlı bir takas anlaşması yapmaları için son saatlerde Mısır'ın artan baskısı’ hakkında konuştu.

Kaynaklar, çeşitli taraflardan heyetlerin önümüzdeki 72 saat içinde Kahire'ye gelmesinin beklendiğini, her iki tarafı temsil eden şahsiyetlerin ise anlaşmazlık noktalarını çözmek üzere halihazırda Kahire'de bulunduğunu söyledi.

sdfrgty
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)

Kaynaklara göre Netanyahu, ‘kapsamlı bir anlaşmaya varma ihtimali olan müzakereleri engellerken, Amerikalı arabulucu tam bir ateşkesi içeren anlaşmayı onaylaması karşılığında Netanyahu'nun siyasi kariyerini hapishanede sonlandırmayacak şekilde İsrail içinde tam bir beraat üzerinde çalışmayı teklif ediyor.’

Trump ile Netanyahu arasında Gazze konusunda yeni bir geçici anlaşmaya varılması için daha fazla görüşme yapılmasını bekleyen ed-Duveyri, ‘Washington'un bu krizi sona erdirmek için oynayacağı büyük bir rol olduğunu, önyargılı olmaması ve krizi mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için Mısır ve Katar ile birlikte çalışması gerektiğini’ belirtti.

Netanyahu'nun Washington ziyaretinin Gazze Şeridi için yeni bir anlaşmaya varılmasında ‘belirleyici’ olacağına inanan er-Rakab, Trump'ın Netanyahu’ya baskı yaparak Washington'dan ateşkes ilan edebileceğini ve bunun gerçekleşmesi halinde Hamas'ın ateşkesi kabul edeceğini ve ABD’nin anlaşmanın uygulanması sırasında garantilerin görüşüleceği sözünü vereceğini düşünüyor.