ABD'de 17 kişinin ölümüne neden olan okul saldırganı için jüri 'ömür boyu hapis' istedi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

ABD'de 17 kişinin ölümüne neden olan okul saldırganı için jüri 'ömür boyu hapis' istedi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

ABD'nin Florida eyaletine bağlı Parkland kentinde 2018'de bir okula düzenlediği silahlı saldırıda 17 kişinin ölümüne neden olan Nikolas Cruz için jüriden "ömür boyu hapis" kararı çıktı.
Florida’da yaklaşık 3 aydır devam eden yargılama sonucunda mahkeme jürisi, Cruz davasında 2 gün süren karar aşamasından sonra bugün sonuca ulaştı.
12 kişiden oluşan jüri heyeti, şu an 24 yaşında bulunan Cruz’a şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezası verilmesini istedi.
Saldırıda hayatını kaybeden kurbanların aile ve yakınlarının da bulunduğu mahkeme salonunda, Cruz'un jürinin kararını okuduğu sırada hiçbir duygusal tepki vermemesi dikkati çekti.
17 ayrı suçlamadan idam veya ömür boyu hapis cezası ile yargılanan Cruz’a ölüm cezası verilebilmesi için Florida yasalarına göre, kararın jüri tarafından oy birliğiyle alınması gerekiyordu.
Jürinin ömür boyu hapis tavsiye kararı, 1 Kasım’da yapılacak duruşmada davaya bakan hakim Elizabeth Scherer tarafından değerlendirilerek resmiyet kazanacak.

Olay
Florida’nın Parkland kentindeki Marjory Stoneman Douglas Lisesi'ne 14 Şubat 2018'de "AR-15" tipi otomatik silahla saldırı düzenleyen Nikolas Cruz, 14'ü öğrenci olmak üzere 17 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuş, 17 kişiyi de yaralamıştı.
Saldırıdan sonra gözaltına alınan 19 yaşındaki Cruz, mahkemede hakkındaki suçlamaları kabul etmişti.
Okulun aynı zamanda eski öğrencisi olan Cruz, şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis ya da ölüm cezası talebiyle yargılanıyordu.
Cruz davası, "ABD’de yargılaması yapılan en ölümcül okul saldırısı" olarak kayıtlara geçti. 17 kişiden fazla ölümün bulunduğu silahlı saldırılarda, saldırganlar ya intihar etmiş ya da polis tarafından öldürülmüştü.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.