İngiliz okullarındaki siyahi kadınların üçte biri, ırkçılığa maruz kalıyor

Yeni araştırma, katılımcı siyahi kadınlarınn üçte birinin öğretmenlerden aşağılayıcı yorumlarlar karşılaştıklarını söyledi

Dove, bu kadınların saçlarıyla ilgili rahatsızlıktan dolayı yıllık okul fotoğrafı çekilmekten kaçtığını tespit etti (Reuters)
Dove, bu kadınların saçlarıyla ilgili rahatsızlıktan dolayı yıllık okul fotoğrafı çekilmekten kaçtığını tespit etti (Reuters)
TT

İngiliz okullarındaki siyahi kadınların üçte biri, ırkçılığa maruz kalıyor

Dove, bu kadınların saçlarıyla ilgili rahatsızlıktan dolayı yıllık okul fotoğrafı çekilmekten kaçtığını tespit etti (Reuters)
Dove, bu kadınların saçlarıyla ilgili rahatsızlıktan dolayı yıllık okul fotoğrafı çekilmekten kaçtığını tespit etti (Reuters)

Joanna Whitehead
Birleşik Krallık’ta yapılan yeni bir araştırma, siyahi ve melez kadınların yaklaşık yarısının okullarda saçları nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu.
Ayrımcılığa maruz kalanların yarısından fazlası (yüzde 57), hala günlük olarak saçlarıyla ilgili travma yaşadıklarını belirtti.
‘Censuswide’ kuruluşu ve ‘Dove’ şirketi tarafından yürütülen araştırma, saç temelli ayrımcılıkla ilgili deneyimleri ortaya çıkarmak için 2 bin kadınla bir anket gerçekleştirdi. Anket, kadınların erken yaşlarda ve hatta 5 yaşında bile ayrımcılığa maruz kalmaya başladığını ortaya koydu.
Saçlarıyla ilgili ırkçı yorumlarla karşılaşanların yüzde 71’i, bu tür yorumların meslektaşlarından, üçte biri (yüzde 32) öğretmenlerinden ve yaklaşık dörtte biri (yüzde 24) de okul müdürlerinden geldiğini söyledi.
Ankete katılanların üçte birinden fazlası (yüzde 34), beyaz kadın meslektaşlarının tanık olmadığı (tekrar eden) bir sorun yaşadıklarını dile getirdi.
Afrika kökenli veya kıvırcık saçlı kadınların üçte birinin saçlarıyla ilgili rahatsızlıktan dolayı yıllık okul fotoğrafı çekilmekten kaçtığının tespit edilmesi sonrasında Dove, ‘Okul Fotoğraf Günü’nü Geri Kazanma’ kampanyası başlattı.
Çalışmayla birlikte yayınlanan bir video, saça dayalı ırk ayrımcılığı hikayelerini paylaşan yazarlar ve aktivistler Emma Dabiri ve Stephanie Yeboah da dahil olmak üzere sekiz kadından oluşan bir grubu gösterdi.
Yeboah, “Henüz küçükken okul müdürü, dağınık, disiplinsiz ve dış görünüşe uygun olmadığı gerekçesiyle herkesi Afro dokulu saçlarını kesmeye zorladı. Okul fotoğraf günü geldiğinde, saçlarımı o zamanlar Avrupa güzellik standartlarına uyacak şekilde kimyasallarla düzeltmeye çalışıyordum. Bunu aşmam biraz zaman aldı. Ama şimdi saçlarımla gurur duyuyorum ve hiç umursamadan onu sergiliyorum” dedi.
Joanna Smith’in Okul Fotoğraf Günü’nü Geri Kazanma kampanyası için çekilmiş fotoğrafı (Dove)
Dabiri, “Siyah saçın nasıl uzadığını ve Avrupa saç tipleriyle karşılaştırıldığında ne anlama geldiğini anlamak açısından daha kat edilecek çok yol olduğunu düşünüyorum. Bu farklılıklar, siyahi veya karışık ırktan öğrenciler için farklı şekiller uygulamaya yol açabilir. Öğretmenlerin ve yetkili konumdaki kişilerin bunu fark etmeleri, öğrencilerin saçlarını şekillendirdikleri için cezalandırılmamaları açısından önemlidir. Bu yüzden okullarda Afro saçlı ve kıvırcık saçları korumak ve okullarda saça dayalı ırk ayrımcılığına son vermek için Birleşik Krallık Eşitlik Yasası’nı değiştirmek amacıyla kampanya yürütüyorum” açıklamasında bulundu.
Saça dayalı ırk ayrımcılığına son vermek isteyenler, aşağıdaki linkten Dove’a destek verebilir. Emma Dabiri ve Zina Alfa’nın Birleşik Krallık Eşitlik Yasası’na göre saç temelinde ayrımcılığı yasa dışı hale getirmek için sunduğu dilekçeleri imzalayabilir.
Şarku’l Avsat’ın Independet Arabia’dan aktardığı habere göre Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu (EHRC), konuyla ilgili kapsamlı bir kampanyanın ardından geçen Temmuz ayında siyahilerin saçla ilgili maruz kaldıkları ayrımcılık konusundaki tutumunu gözden geçireceğini açıkladı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.