Türkiye, HTŞ'nin Afrin'i kontrol etmesi karşısında neden sessiz kaldı?

Suriye'nin el-Bab kentinde Türkiye sınırındaki ana meydan (AFP)
Suriye'nin el-Bab kentinde Türkiye sınırındaki ana meydan (AFP)
TT

Türkiye, HTŞ'nin Afrin'i kontrol etmesi karşısında neden sessiz kaldı?

Suriye'nin el-Bab kentinde Türkiye sınırındaki ana meydan (AFP)
Suriye'nin el-Bab kentinde Türkiye sınırındaki ana meydan (AFP)

‘Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı gruplar arasındaki çatışmalara ve Heyet’u Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) Halep ilinde ‘Zeytin Dalı’ olarak bilinen bölgede Türk kuvvetleri ve ‘Milli Ordu’ kontrolündeki Afrin kentine girmesine ilişkin Türk sessizliği kafa karışıklığına neden oldu.
Bu sessizlik ve geçtiğimiz Haziran ayında HTŞ’nin çeşitli taraflar arasındaki çatışmalara müdahale edip kısa bir süre sonra bölgeden geri çekilmesinde olduğu gibi Türkiye'nin yaşananlara müdahale etmemesi yeni bir tartışma konusu oldu.
El Kaide'nin Suriye'deki kolu olan ve Türkiye'nin terör örgütleri listesine aldığı HTŞ (eski adıyla Nusra Cephesi), Afrin kentinin içine doğru ilerledi ve Afrin hastanesinin askeri merkeze dönüştürüldüğü Mahmudiye Mahallesi de dahil olmak üzere kentin kontrolünü ele geçirdi.
HTŞ, şiddetli savaşlardan sonra ‘Şam Cephesi’ ve ‘Ceyşu’l İslam’ da dahil olmak üzere çok sayıda silahlı grubu içeren ‘Üçüncü Kolordu’ olarak bilinen tarafa karşı, Hamza Tümeni, Süleyman Şah ve Ahrar eş-Şam fraksiyonları gibi bazı Milli Ordu gruplarını destekledi. ‘Üçüncü Kolordu’ ile ‘Hamza Tümeni’ arasındaki çatışmalar, Ebu Gannum olarak bilinen gazeteci Muhammed Abdullatif ve hamile eşinin Türkiye'nin kontrolündeki ‘Fırat Kalkanı’ olarak adlandırılan bölgede yer alan Halep'in kuzeydoğusundaki el-Bab kentinde öldürülmesinin ardından başladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre Afrin kırsalındaki Şaran ilçesine bağlı Kefr Cennet Köyü’ne HTŞ'nin dün baskın denemesi üzerine devam eden çatışmalarda ‘Şam Cephesi’ üyesi bir kişi öldürüldü. Afrin'de çatışmalar devam ederken, Şam Cephesi ve Ceyşu’l İslam, art arda geri çekilirken Ankara, gelişmelere sessiz kaldı. Türk basını da bu konudaki sessizliğini korurken, hükümete yakınlığı ile bilinen medya Afrin’deki olaylardan hiç bahsetmedi. Muhalefete yakın bazı medya kuruluşları ise haberi en önemlisi SOHR olan dış kaynaklardan aktarıyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan Türk kaynaklar, bu sessizliği ve Türk kuvvetlerinin ve sadık gruplarının kontrolü altındaki bölgede olup bitenlere tamamen kayıtsız kalmalarını, Ankara'nın ‘Milli Ordu’ grupları arasındaki çatışmaya duyduğu öfkeye, bölgede Suriye silahlı grupları arasında nüfuz sağlamak için çıkan çatışmanın neden olduğunu anlamasına ve ‘Fırat Kalkanı’ ve ‘Zeytin Dalı’ bölgelerinde kendisine bağlı grupların bazılarının performansından memnun olmayışına bağladı.
Kaynaklar, Suriye'nin kuzeyindeki haritada herhangi bir değişikliğin bölgedeki Türk güçlerinden bağımsız bir şekilde gerçekleşemeyeceğini vurguladı.
Bunun da Rusya'nın desteğiyle Suriye rejimi ile devam eden temaslar çerçevesinde Suriye'nin kuzeyine ilişkin yeni mutabakatlara varılması durumunda Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde tek bir kuvvete sahip olmak istediği algısını yansıttığına dikkati çekti. Kaynaklar ayrıca, Türkiye'nin bölgeye bir milyon mülteciyi geri gönderme planını uygulamaya yardımcı olmak için Suriye'nin kuzeyindeki nüfuz alanlarının yönetimini birleştirme arzusunun altını çizdi
Bazı askeri ve güvenlik analistleri, Ankara açısından HTŞ’nin güvenlik kontrolü uygulayabilecek ve mültecilerin dönüşü için uygun ortamı sağlayabilecek bir yapı olabileceğini ifade etti. Analistler, HTŞ’nin bölgeden ayrılsa ve daha önce olduğu gibi İdlib'deki mevzilerine dönse bile bu amacına ulaşabileceğini söylediler.
Bu analistlere göre, HTŞ’nin Türk kuvvetlerinin kontrolündeki bölgelere Türkiye'nin rızası olmadan bu kadar kolay girmesi mümkün değildi. Ankara'nın HTŞ’nin kendisine yakın gruplarla birleşmesinin İdlib'i ve Suriye ile olan sınır bölgelerinin geri kalanını kontrol eden tek bir varlık olarak düşünebileceğini ifade ettiler. Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) sınırlarından 30 kilometre mesafeye çıkarma çabalarında bir güç unsuru olacağını ileri süren analistler, bunun Suriye rejimi ile müzakerelerin gidişatında bir engel teşkil edebileceğine, müzakerelerin devam ettirilmesine ya da durumun tırmandırılmasına karar verilebileceğine işaret etti.
Öte yandan HTŞ’nin Afrin'de kalması, Rusya'nın İdlib'de yaptığı gibi HTŞ’ye saldırmak için müdahalesine kapı açabilir. Bu da HTŞ’nin Afrin'de uzun süre kalmayacağına, görevinin, kendisini Afrin'e çağıran hizipleri, özellikle de ‘Süleyman Şah’ fraksiyonunu güçlendirmek ve Üçüncü Kolordu üzerindeki herhangi bir kontrolü sona erdirmekle sona ereceğine inanmayı daha olası kılıyor. Bu, Türkiye yanlısı gruplar arasındaki mücadelenin zaman zaman durmasını sağlayacaktır.
Türkiye ile Rusya arasında İdlib'deki mutabakata dönersek, Türk tarafı HTŞ’nin İdlib'deki varlığı sorununa çözüm bulmakla görevlendirildi. Moskova'nın Ankara'yı bu anlaşmaların uygulanmasına uymamakla suçlamasının odak noktası bu konu oldu. Bu nedenle gözlemciler, Türkiye'nin HTŞ'nin Afrin'e girişine karşı sessiz kalmasının, Türkiye'nin mültecilerin dönüşü planını uygulama hamlesi çerçevesinde ılımlı olarak nitelendirilen Suriyeli gruplar içinde kontrol altına alınması ve yeniden yapılandırılmasının aşamalarından biri olabileceğine inanıyor.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.