Suriye kamplarında 5 binin üzerinde yabancı çocuk var

ABD, Özerk Yönetim ve askeri güçlerine sağlanan desteğin devam etmesinden yana.

Roj Kampı’nda birçok yabancı çocuk bulunuyor. (Şarku'l Avsat)
Roj Kampı’nda birçok yabancı çocuk bulunuyor. (Şarku'l Avsat)
TT

Suriye kamplarında 5 binin üzerinde yabancı çocuk var

Roj Kampı’nda birçok yabancı çocuk bulunuyor. (Şarku'l Avsat)
Roj Kampı’nda birçok yabancı çocuk bulunuyor. (Şarku'l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Departmanı, ülkenin kuzeydoğusundaki kamplarda Batı ve Arap uyruklu 5 binden fazla çocuk olduğunu açıkladı.
ABD'nin Suriye Özel Elçisi Nicholas Granger, Özerk Yönetim ve onun siyasi organı Suriye Demokratik Konseyi liderlerine, ABD yönetiminin terör örgütü DEAŞ’a karşı mücadelesinde Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verdiği desteği sürdüreceği konusunda güvence verdi. Buna göre BM'nin 2254 sayılı kararına uygun olarak Suriye krizine kapsamlı bir çözüm bulmak için bölgedeki ABD varlığı devam edecek.
Özerk Yönetim'in Dış İlişkiler Departmanı’nın yönetim kurulu üyesi Halid İbrahim, Rusya Devlet Başkanılığı’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Belova ile Kamışlı kentindeki makamında düzenlediği basın toplantısında "Yabancı DEAŞ militanlarının ailelerinin barındığı kamplardaki çocuk sayısı 5 binin üzerinde" dedi. İbrahim, Rus tarafının, kendi kontrol bölgelerinde bulunan kamplarda yaşayan 38'den fazla çocuğu teslim ettiği bilgisi verdiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Rus hükümetine teslim ettiğimiz toplam Rus çocuk sayısı 300'e ulaştı. Roj ve el-Hol kamplarındaki Rus çocukları tahliye etmeye karar verdik."
Fransa Dışişleri Bakanlığı d 40'ı çocuk ve 14'ü kadın olan Özerk Yönetim yetkisi altındaki kamplarda yaşayan 55 vatandaşını kabul etti.
Kürt yetkili Halid İbrahim, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada dışişleri bakanlığı heyetine başkanlık eden Fransız Büyükelçisi Stephane Romanet'in önceki gün yönetim liderleriyle görüştüğünü aktardı. Buna göre Romanet, kendileriyle çalışmaya devam edeceğine, DEAŞ ailelerinin kamplarına olası çözümler aramaya ve tebaasının ailelerini ve Fransız kökenli çocuklarını iade edeceğine söz verdi.
İbrahim, yönetim temsilcilerinin Fransız tarafı ile Suriye’de çözüm yollarını, siyasi sürecin ilerlemesini engelleyen sorunları ve terörle mücadele yollarını görüştüklerini belirterek şunları söyledi:
“Paris'i bölge ülkelerinin gündemlerine almadığı siyasi çözüm çabalarını desteklemede önemli bir rol oynamaya ve bölgeye ekonomik ve insani anlamda destek vermeye çağırdık."
Özerk Yönetim yetkilileri, yabancı tutuklular ve aileleri için büyük bir yük oluşturan dosyanın ele alınması çağrılarını yineleyerek, ülkelerinin onları geri alıp topraklarında yargılamasını talep etti. Çoğu Avrupa ülkesi bu çağrılara rağmen tüm vatandaşlarını geri almak konusunda isteksiz.
Özerk Yönetim yetkilileri, el-Hol ve Roj kamplarındaki çocuklara karşı sorumluluklarını yerine getirememekten uluslararası toplumu ve koalisyon hükümetlerini sorumlu tutuyor. Yetkililere göre bu çocukları kamplarda bırakmanın, yasal yaş sınırı olan 17’yi doldurduktan sonra otomatik olarak DEAŞ savaşçılarının gözaltı merkezlerine nakledilmeleri anlamına geldiğini belirtiyor. Bu da sorunun daha da kötüleşeceği ve karmaşık olacağına işaret ediyor. Yetkililer, hükümetleri bu çocuklar için rehabilitasyon merkezleri ve yetimhaneler açmaları için desteklemeye çağırıyor.
ABD'nin kuzeydoğu Suriye'deki Özel Temsilcisi Nicholas Grainger, Özerk Yönetim ve SDC yetkilileriyle geçen perşembe Rakka kentindeki yönetim merkezinde bir araya geldi. Toplantılara katılan kaynaklara göre ABD heyeti, Yürütme Konseyi Başkanı Abdulhamid el-Mehbaş ve SDG Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed'e Washington'ın Özerk Yönetim ve ordusuna siyasi, ekonomik ve askeri olarak verdiği desteği teyit etti. Heyet görüşmede, Suriye krizine kapsamlı bir çözümü desteklemek için bölgedeki ABD varlığının devam ettiğini açıkladı. Washington yönetiminin Suriye politikasının Suriye'ye insani yardımın devam etmesine ve BM'nin 2254 sayılı kararının uygulanmasına dayandığına dikkat çekti. Buna göre ABD desteği, Amerikan kuvvetlerinin ve Uluslararası Koalisyon’un bölgede DEAŞ’a bağlı silahlı gruplarla savaşmaya devam etmesi, ateşkes operasyonlarını sürdürmesi ve siyasi partiler arasındaki Kürt müzakerelerini yeniden canlandırmasını kapsıyor.
ABD Büyükelçisi, yıllardır Özerk Yönetim’in kamp ve hapishanelerinde yaşayan DEAŞ aileleri ve militanları için etkin çözümler üretmek ve ülkelerine nasıl geri döndürülebileceklerini belirlemek için çalışmalar yürütüyor.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.