Müslüman Kardeşler gençleri ve Mısır dışındaki liderler çatışması

Gençlerden bazıları Değişim Hareketi’ne katılırken bazıları ise Londra ve İstanbul cepheleri tarafından görmezden gelinmekten şikâyetçi.

Mısır’da terör örgütüne mensup olmakla suçlanan Müslüman Kardeşler üyeleri. (AFP)
Mısır’da terör örgütüne mensup olmakla suçlanan Müslüman Kardeşler üyeleri. (AFP)
TT

Müslüman Kardeşler gençleri ve Mısır dışındaki liderler çatışması

Mısır’da terör örgütüne mensup olmakla suçlanan Müslüman Kardeşler üyeleri. (AFP)
Mısır’da terör örgütüne mensup olmakla suçlanan Müslüman Kardeşler üyeleri. (AFP)

Mısırlı yetkililerin ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler örgütü, Londra, İstanbul cepheleri ve Değişim Hareketi arasındaki ‘yurt dışı liderleri’ çatışmasını çözmek için bir kez daha örgüte mensup gençlere bel bağladı. Her cephe nihayetinde gençleri kendisine çekmeye çalışsa da gözlemcilerin değerlendirmesi şöyle oldu:
“Bazı gençler, Değişim Hareketi’ne yöneldi. Bazıları da örgütün eski Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin liderliğindeki İstanbul Cephesi ve Rehberlik Konseyi Başkanı İbrahim Münir liderliğindeki Londra Cephesi tarafından görmezden gelinmekten şikâyet ediyor.”
 Köktendinci gruplar konusunda uzman akademisyenler, “Müslüman Kardeşler’e mensup gençler, örgüt liderliği için çatışan tüm cephelere dair güvenlerini yitiriyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
Ekim 2016’da öldürülen Müslüman Kardeşler’in silahlı kanadının ve özel komitelerinin kurucusu Muhammed Kemal tarafından oluşturulan ‘Değişim Hareketi’, liderliğe ilişkin son günlerde yaşanan çatışmalara dahil oldu. Münir’in Türkiye’deki Teşkilat İşleri İdari Ofisi’nin feshedildiği, Mahmud Hüseyin ve diğer isimlerin görevden alındığı açıklaması nedeniyle İstanbul ve Londra cepheleri arasındaki anlaşmazlıklar artarken yeni, üçüncü bir hareket daha ortaya çıktı. Anlaşmazlıklar, ‘Mahmud Hüseyin Grubu’nun ilanı ve İbrahim Münir’in görevden alındığının açıklanmasıyla da derinleşti.
Köktendinci gruplar konusunda uzman olan Mısırlı araştırmacı Ahmed Ban şu değerlendirmelerde bulundu:
“Örgütün gençleri, her grubun bel bağladığı ve kendine çekmeye çalıştığı bir ekiptir. Ama şu an bu gençlerin örgüt liderliği için çatışan cephelere yönelik söylemlerinde, uygulamalarında ve davranışlarında bir teşhir durumu var. Örgütün gençleri, yurt dışından gelen liderlerin hiçbir başarı elde edemediğini görüyor. Bu gençlerin söylemi, liderlerin aralarındaki anlaşmazlığı örgüt lehine çözemedikleri ve Mısırlı yetkililerle herhangi bir yakınlaşma sağlayamadıklarıdır. Örgütün gençleri, İbrahim Münir’in liderliğini sorguluyor. Mahmud Hüseyin Grubunu, mali usulsüzlüklerle suçluyor. Değişim Hareketi’ne gelince, daha önce Hasm Hareketi ve Liva-ul Savra (Devrim Alayı) gibi bir dizi silahlı grup oluşturdu. Ama sonunda dağıldılar. 2014 yılında Mısır’da başlayan ve ‘Hasm, Liva-ul Savra, Halk Direnişi ve Helvan Tugayları’ gibi hareketlerle sonuçlanan niteliksel hareketler, Müslüman Kardeşler’in örgütsel durumuna göre hesaplandı.”
Londra Cephesi ve Değişim Hareketi’nin önceliklerinin ‘Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e mensup genç tutsaklar dosyası’ olduğu konusunda uzlaşı sağlanmasına rağmen Ahmed Ban konuya dair şunları söyledi:
“Çatışan tüm cepheler, genç tutsaklar dosyasına destek vermekte başarısız oldu. Aynı şekilde ailelerine de destek veremedi ve tutsakların ailelerine destek, bu cepheler arasında çatışmaya neden oldu.”
Geçen Ağustos ayında Londra Cephesi, yeniden uzlaşma fikrini harekete geçirdi. Ancak Mısır’da bu durum ‘resmi ve halk tabanında’ görmezden gelindi. Müslüman Kardeşler örgütü, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin aylar önce talep ettiği ‘Mısır Ulusal Diyalogu’nun dışında tutuluyor. Bu çerçevede Sisi, geçen temmuz ayı başlarında “Ulusal Diyalog, bir grup dışında herkes içindir” diyerek Müslüman Kardeşler’e dolaylı bir atıf yaptı.
Örgütün gençleri Aralık 2019’da, söz konusu dönemde ‘bir Mısır cezaevinden sızdıkları’ söylentilerinin gözden geçirilmesi ve serbest bırakılmalarıyla ilgili mesajlar gönderdi.
Aynı şekilde Müslüman Kardeşler’e bağlı platformlar, örgütün gençlerinden geldiğini söyledikleri bir mesaj yayınladı. Mesajda, ‘hapishanelerden çıkarılmaları ve krizlerinin yurtdışı liderlerinin çatışmalarından uzakta çözülmesi için uzlaşı veya kapsamlı bir çözüm’ çağrısı yapıldı. İbrahim Münir buna “Örgüt, bu gençlerden saflarına katılmalarını istemedi. Kim herhangi bir merciye başvurmak istiyorsa başvursun” şeklinde yanıt verdi. Ancak Mısırlı bir güvenlik kaynağı, Müslüman Kardeşler unsurları tarafından tekrarlanan her şeyi yalanlarken, örgütü ‘iddialar yaymakla’ suçladı.
Diğer yandan Ahmed Ban, bu cephelerin örgütün gençlerini kendilerine çekme çabalarının başarılı olamayacağını savundu. Ban, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Radikal önerileri nedeniyle Değişim Hareketi’ne bazı gençler katıldı. Öneri ne kadar radikal olursa gençlerin tutkularıyla da o kadar örtüşüyor. Örgütün sınırlı sayıdaki gençleri, hareketin desteğini kazanmak için Değişim Hareketi’ne katıldı. Çünkü bu hareket, Londra ve İstanbul cephelerindeki takipçilerine bel bağlıyor. Bunların çoğu genç.”
Mısırlı araştırmacı sözlerinin devamında “Özellikle yurt dışındaki Müslüman Kardeşler gençleri, yaşadıkları ülkelerle büyük sorunlardan mustarip oldukları için örgütün gençleri konusunda karar verecek olan şey para olacak” dedi.
Müslüman Kardeşler’e yakın bir kaynağa göre örgüte mensup bir grup genç, birkaç ay önce ‘Clubhouse’da bir panel düzenledi ve Muhammed Kemal’in taraflarını ağırladı. Kaynak, Londra ve İstanbul cephelerine atıfta bulunarak, “Örgütte ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir idari yetkilinin hakimiyeti olmayacaktır” dedi.



Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’, Libyalı analistlerin ABD Özel Temsilcisi Richard Norland'ın Libya'nın güneyine yaptığı benzeri görülmemiş ziyaretin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini gölgede bıraktı.

Norland'ın bu hafta başında güneydeki Sebha kentinde Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam Hafter ile yaptığı görüşmelerin ayrıntıları yeterince açıklanmadı. Ancak gözlemciler Norland'ın Sebha'ya yaptığı ziyaretin ‘sembolik’ olduğunu bildirdi. Derne Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Yusuf el-Farisi, söz konusu ziyaretin ‘önceki güvensizlik dalgalarının ardından istikrarlı güvenlik koşulları ışığında bir ABD yetkilisinin güney kentine yaptığı ilk ziyaret’ olduğunu belirtti.

cdvfg
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Sebha ziyareti sırasında gerçekleşen görüşmede konuşurken (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Johns Hopkins Üniversitesi Dış Politika Enstitüsü üyesi Hafız el-Guveyl'e göre, Libya'ya yönelik on yıllık stratejik planın ve Rus nüfuzunu sınırlama girişimlerinin gölgeleri, ABD Özel Temsilcisi’nin Güney Libya ziyaretinde de kendisini gösterdi. El-Guveyl'e göre Rusya'nın Libya'nın güneyindeki nüfuzunu arttırması, ABD'nin kırılgan bölgelere yönelik stratejisinden ve Norland'ın ziyaretinden daha uzak değil. Bu noktada, geçtiğimiz mart ayından bu yana Rus askeri kargo uçaklarının ülkenin güneyinde yer alan Brak eş-Şati Üssü’ne yönelik birden fazla hava ikmalinden söz eden sızıntıların ortaya çıktığını da belirtmek gerekir.

Xujık8
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile CIA Direktörü William Burns arasında Trablus'ta daha önce yapılan bir görüşmeden (UBH)

İki yıldan kısa bir süre önce Biden yönetimi, ‘Çatışmayı Önlemek ve İstikrarı Teşvik Etmek için ABD Stratejisi - Libya için On Yıllık Stratejik Plan’ olarak bilinen planı başlattı. Bu plan, diğer hususların yanı sıra, Libya'nın tarihsel olarak marjinalleştirilmiş güneyini ulusal yapılara entegre etmeyi, daha geniş bir birleşmeye yol açmayı ve güney sınırını güvence altına almayı amaçlıyor.

Norland, Hafter'le görüştükten sonra Libya'nın güneyinin istikrara kavuşturulması, Libya'nın egemenliğinin korunması ve bölünmelerin aşılmasında oynadığı hayati rol hakkında genel bir konuşma yapmakla yetindi. Trablus Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş'a göre söz konusu ziyaret Moskova'nın nüfuz mücadelesi ve Rusya'nın bölgedeki genişlemesini keşfetme bağlamının ötesine geçemeyebilir.

Diğer yandan Norland’ın Libya'nın güvenlik kurumlarını birleştirme çabalarını ülkenin dört bir yanından Libyalı askeri liderlerle ilişki kurarak desteklemekten bahsetmesi de dikkat çekiyor. El-Atraş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu ziyaretin gerçekleri gizlemek için yapıldığını belirtti. El-Atraş’a göre bu ziyaret öncelikle Moskova'yı hedef alıyor ve ülkenin batısından sorumlu İçişleri Bakanı İmad et-Trablusi ile Saddam arasında daha önce yapılan ve tek taraflı bir eylem olan görüşmeye dayanan vizyonları önemsizleştiriyor.

 sc
Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı ve Rus hükümetinden üst düzey bir heyetin daha önce Bingazi'ye yaptığı ziyaretten (Şarku’l Avsat)

Öte yandan bir grup analist, Çin'in Libya'daki faaliyetlerinin genişlemesine ilişkin ABD'nin güçlü endişelerinden bahsetti. Siyasi analist İzzeddin Akil'e göre güney Libya, Çin İpek Yolu'nun kesilmesinde önemli bir istasyon olabilir ve aynı zamanda Afrika'da Çinlileri rahatsız etmek ve onlara karşı koymak için bir üs olarak kullanılabilir.

Akil, Washington yönetiminin Trablus Büyükelçisi olarak atanması planlanan Amerikalı diplomat Jennifer Gavito'nun brifinginde Çin hakkında söylenenleri esas aldı.

Gavito geçtiğimiz haziran ayında Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde yaptığı açıklamada, Çin'le bağlantılı şirketlerin Libya'da bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe gösterdikleri derin başarılar konusunda uyarıda bulundu.

Infra Global Partners Vakfı danışmanı Jonathan Bass, Pekin'in Mareşal Halife Hafter'e verdiği desteğe işaret ederek, Çin'in daha önce eski Libya Başbakanı Fethi Başağa döneminde çok cazip koşullarla ülkenin güneyinde Libya altını çıkarma hakkını elde ettiğini söyledi.

Sahel bölgesinin son iki yılda Fransa'ya sadık bazı yerleşik rejimlerin devrilmesine tanık olması ve Rusya'nın yeni rejimlerin müttefiki olarak bölgeye müdahil olması da dikkat çekiyor.

Norland'ın Sebha'yı ziyaretinden bir gün sonra Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin'in Rus askeri kamyonu Ural'ın direksiyonuna geçmesi ve Ural’ın Libya pazarına girişini kutlaması da önemli bir noktaydı.