İran Rusya’ya SİHA tedarik ederek, askeri gücünü Ortadoğu’nun ötesine taşımaya çalışıyor

Ukraynalı bir askeri birlik, şehri Ruslardan geri almak için şiddetli savaşların yapıldığı Herson’da (AFP)
Ukraynalı bir askeri birlik, şehri Ruslardan geri almak için şiddetli savaşların yapıldığı Herson’da (AFP)
TT

İran Rusya’ya SİHA tedarik ederek, askeri gücünü Ortadoğu’nun ötesine taşımaya çalışıyor

Ukraynalı bir askeri birlik, şehri Ruslardan geri almak için şiddetli savaşların yapıldığı Herson’da (AFP)
Ukraynalı bir askeri birlik, şehri Ruslardan geri almak için şiddetli savaşların yapıldığı Herson’da (AFP)

Rusya’nın İran yapımı silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve balistik füzeler kullanarak Ukrayna’da düzenlediği saldırılar Eylül ayından bu yana yoğunlaştı.
Bu da Ukrayna hükümeti, müttefiklerinden bu saldırıları püskürtmek için askeri yardımlarını artırmalarını talep etti.
Wall Street Journal’da yer alan bir analizde, “Rusya’nın Ukrayna’da İran yapımı SİHA’ların kullanımını artırması, Tahran askeri gücünü Ortadoğu’nun ötesine taşımaya çalışırken, ABD ve Avrupalı ​​müttefikleri için artan bir tehdit oluşturuyor” denildi.
Söz konusu analize göre, bu durum ayrıca Batı yaptırımlarının Tahran’ın büyük miktarlarda SİHA üretmesini ve müttefiklerini onlarla silahlandırmasını engellemedeki başarısızlığını da vurguluyor.
Ukraynalı yetkililer, son haftalarda Rusya’nın başkent Kiev’deki askeri birlikleri, enerji santrallerini ve sivil binaları hedef alan 300’den fazla İran yapımı Şahid 136 SİHA fırlattığını açıkladı.
Ukrayna ordusu ise, bu SİHA’ların yüzde 70’inden fazlasını düşürüldüğünü bildirdi.
Ukrayna, altyapısına büyük zarar veren bu tehdide karşı koymak ve bu saldırılara karşı entegre bir savunma ağı kurmasına yardımcı olmak için ABD ve NATO müttefiklerinden daha fazla yardım istedi.
NATO, Ukrayna’nın hava savunmasını güçlendirmeye verdiği desteğin bir parçası olarak Ukrayna’ya yüzlerce SİHA sinyal bozucu gönderme sözü verdi.
Rusya’nın İran yapımı SİHA’lar kullanması, İran’ı Ukrayna’daki bocalayan savaşında Rusya’nın en önemli askeri müttefiki haline getirdi ve İran’ın yıllardır Batı’nın yaptırımlarına rağmen dünyanın en başarılı SİHA filolarından birini inşa etme başarısını vurguladı.
Gazeteye görüş bildiren bir askeri uzman şunları söyledi;
“Uluslararası toplum yıllardır İran’ın nükleer programını kısıtlamaya odaklanırken, Tahran sistematik olarak Ortadoğu’nun her yerine ulaşan SİHA filosunu kurdu. İran ve vekilleri, Suriye’deki ABD askeri üslerine, Arap Denizi’ndeki ticari gemilere, İsrail bölgelerine ve Suudi Arabistan’daki petrol sahalarına saldırılar düzenlemekle suçlanıyor.”
Analizde, İran ve vekillerinin 2015’ten bu yana Yemen, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ukrayna ve Umman Körfezi’nde yüzlerce insanı öldüren saldırılarda yaklaşık bin SİHA kullandığı vurgulandı.
ABD Savunma Bakanlığı’na göre İran, Rusya ile birlikte Venezuela, Suriye ve Etiyopya da dahil olmak üzere dost hükümetlere SİHA teknolojisi sattı.
Düşen SİHA kalıntılarını inceleyen Ukraynalı araştırmacılar, bunların İran menşeili olduğunu ve onları çalıştıran ana parçaların ABD, Avrupa ve Asya’da yapıldığını bildirdi.
Ukrayna, entegre bir kara ve hava savunma sistemi kurarak bu SİHA’larla 3 cephede mücadele stratejisini yoğunlaştırmaya çalışıyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Cuma günü İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile yaptığı telefon görüşmesinde, Rusya’ya silah sevkiyatının durdurulmasını talep etti.
Kuleba Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Bugün İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’dan bir telefon aldım. İran’dan Rusya’ya sivilleri öldürmek ve Ukrayna’daki kritik altyapıyı yok etmek için kullanılan silah akışını derhal durdurmasını talep ettim” ifadelerini kullandı.
İran resmi medyasına göre, Abdullahiyan ise İran’a ait silahların Ukrayna’daki savaşta kullanıldığına dair iddiaları reddetti.
Abdullahiyan, “Rusya ile iyi ilişkilere sahibiz ve geçmişte savunma iş birliğimiz oldu ancak Ukrayna’daki savaşa yönelik politikamız, ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duymak, çatışan taraflara silah sağlamamak ve savaşı durdurmaktır” ifadelerini kullandı.
İran’ın dış politikasının tamamen açık olduğunu ve savaş karşıtlığına dayandığını savunan Abdullahiyan, İran silahlarının Ukrayna’da kullanıldığına dair iddiaları araştırmak için herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan iki ülke arasında askeri uzmanların katılımıyla teknik görüşmeler yapmaya hazır olduklarını vurguladı.
Abdullahiyan, Ukrayna’nın bazı aşırı Avrupalı politikacılardan etkilenmemesi gerektiğini ifade ederek, ülkesinin Ukrayna-Rusya arasında ateşkesin sağlanması için yardıma hazır olduğunu Ukraynalı mevkidaşına iletti.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba ise iki ülke heyetleri arasında teknik askeri görüşmelerin önemli olduğunu söyledi.
Ülkesinin dış politikasında bağımsız hareket ettiğini ifade eden Kuleba, “Başkalarının etkisi altında hareket etmiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’den Ukrayna'ya 275 milyon dolarlık ilave savunma yardımı
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, düzenlediği basın toplantısında, Ukrayna’nın kritik güvenlik ve savunma ihtiyaçlarının karşılanması için 275 milyon dolarlık yardım göndereceklerini, bunlar arasında Yüksek Hareketli Topçu Roket Sistemleri (HIMARS) mühimmatı, hassas güdümlü toplar ve silahlar olduğunu belirtti.
Singh, ayrıca Ukrayna’ya 4 adet uydu haberleşme anteni de göndereceklerini belirterek, ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve geldiği Ocak 2020’den bu yana Ukrayna’ya yapılan yardımların toplam miktarının 18,5 milyar doları bulduğunu kaydetti.
Öte yandan Singh, Ukrayna’ya gönderilecek uydu antenlerinin, SpaceX’in uydu internet sistemi Starlink ile bir bağlantısının olmadığını ve savaş alanındaki iletişimin kopmaması amaçlı gönderildiğini belirtti.



SDG saflarındaki Arap savaşçılar hükümet kontrolündeki bölgelere firar etti (VİDEO)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)
TT

SDG saflarındaki Arap savaşçılar hükümet kontrolündeki bölgelere firar etti (VİDEO)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)

Suriyeli yerel kaynaklar, Haseke'nin kuzeyindeki Tel Tamer ekseninde onlarca Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensubunun tüm teçhizatlarıyla birlikte Suriye ordu güçlerinin bulunduğu Rasulayn bölgesine girdiğini ve Suriye'nin doğusundaki el-Mayadin'e doğru başka firarlar olduğunu bildirdi.

Bunun sonucunda SDG, Tel Tamer kentindeki bazı askeri komutanlara karşı, ihmalkarlık ya da askerlerin kaçışını kolaylaştırma suçlarından soruşturma başlatmak üzere bir gözaltı operasyonu başlattı.

Rasulayn kentinden bilgi sahibi bir kaynak, firar edenlerin daha önce SDG tarafından zorla silah altına alınmak üzere geri çekilen Arap aşiret mensupları olduğunu söyledi. Şarku'l Avsat, firarların cumartesi akşamı tespit edildiğini ve firar edenlerin Rasulayn'daki Hamza Tümeni'nin askeri akademisinde olduğunu öğrendi.

Öte yandan 8 Arap SDG savaşçısının firar ederek Suriye'nin doğusundaki Deyrizor'un el-Meyadin kentine geçtiği bildirildi. Bölgedeki kaynaklar, firar edenlerin Deyrizor'un eş-Şadadi beldesinden olduğunu söyledi.

Bu SDG üyelerinin ilk firarı değil; firarlar birkaç yıldır devam ediyor. Bilgi sahibi bir kaynağa göre aradaki fark bu kez sayının daha fazla olması.

Gazeteci ve araştırmacı Samir el-Ahmed, SDG saflarındaki firarların artmasını çoğu üyenin zorla silah altına alınmasına bağladı. El-Ahmed, SDG'nin Suriye'de zorla silah altına alma uygulamasını yürüten tek güç olduğuna dikkat çekti. Firar edenlerin çoğu, Esed rejiminin düşmesinden sonra SDG'nin dışlayıcı güvenlik ve ekonomi politikalarını protesto etmek için Şam hükümetine meyletmeye başlayan Arap aşiretlerinden.

Cumartesiyi pazara bağlayan gece hükümet güçlerinin kontrolündeki el-Meyadin şehrinin mahallelerine roket mermileri düşerken, bölgedeki kaynaklar mermilerin SDG'nin kontrolündeki bölgelerden atıldığını bildirdi. Aktivistler bombardımanı SDG savaşçılarının el-Meyadin'e sığınmasına bir tepki olarak değerlendirdi.

Esed rejimi ve İranlı milislerin çekilmesinden bu yana el-Meyadin'i hedef alan ilk bombardıman olan bu olayda mermiler pazar yerinin yakınına düştü. Bombardıman sonrası herhangi bir yaralanma rapor edilmedi.

Medya sayfaları ve aktivist hesapların Deyrizor'un doğu kırsalındaki el-Meyadin şehrine atılan iki merminin etkilerini gösteren video ve fotoğraflar paylaşması ve mermilerin SDG'nin kontrolündeki bölgelerden atıldığının belirtilmesi üzerine SDG, Deyrizor'un doğusundaki Fırat nehrinin batı yakasına roket mermisi atılmasının sorumluluğunu reddetti.

SDG tarafından dün resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, “Güçlerimizin kontrolündeki bölgelere atfedilen Deyrizor'daki el-Meyadin kentine top mermisi düştüğü haberlerini yalanlıyoruz. Güçlerimizin bunlarla hiçbir ilgisi yoktur. Güçlerimiz son olayları araştırıyor” denildi.