Beyrut'ta gezilecek 5 yer

Rouche Kayası (Güvercinler Kayası) Beyrut'un en ünlü yerlerinden biri.
Rouche Kayası (Güvercinler Kayası) Beyrut'un en ünlü yerlerinden biri.
TT

Beyrut'ta gezilecek 5 yer

Rouche Kayası (Güvercinler Kayası) Beyrut'un en ünlü yerlerinden biri.
Rouche Kayası (Güvercinler Kayası) Beyrut'un en ünlü yerlerinden biri.

Beyrut'u ziyaret edip de size sunduğu tüm aktiviteleri bir anda gerçekleştirmek imkansız. Uyumayan geceleri, deniz ve dağlar arasındaki uzun günleri ve kendine özgü müzeleri sizi adeta Beyrut’u defalarca ziyaret etmeye çağırıyor.


Le Capitol, yukarıdan Beyrut'un muhteşem manzarasını gözler önüne seriyor.

İşte Beyrut’ta örülmesi gereken 5 önemli turistik yer var.

Rouche Kayası (Güvercinler Kayası)

Burası, Batı Beyrut Denizi'ndeki Rouche bölgesinin kıyısına yakın iki büyük kayadan oluşan, Lübnan’ın en ünlü turistik cazibe merkezlerinden. Adını bulunduğu bölgeden alan Rouche’nin sahilinde koşu ve yürüyüş yapabilirsiniz.
Sahil yolu boyunca çeşitli eğlence durakları var ve yolun sonu ‘Sporting’ spor kulübüne çıkıyor. Orada ve ‘Feluka’ restoranda deniz ürünleri, ızgaralar ve diğer Lübnan mezeleri dahil otantik Lübnan yemekleri ile renklendirilmiş bir yemek yiyebilirsiniz. Bu arada, yüzmenin ve sıcak Beyrut güneşinin tadını da çıkarabilirsiniz.


Beyrut balığı, Em Şerif tarzı, Em Sherif Sea Cafe'de.

Bir fincan kahve ve nargile içmek istiyorsanız etraftaki Raouche kafelerinden birini seçmelisiniz. Ailece ziyaret edebileceğiniz yerde ayrıca romantik buluşmalara uygun kafeler, ister otantik Lübnan kahvaltısında, ister öğle ve akşam yemeklerinde sizi bekliyor.
Bay Rock Cafe, Petit Cafe, Beyt Verd (Gül Evi Restoran), Flamananki ve diğer bazı restoranların balkonlarında oturabilirsiniz. Ayrıca iki kayanın ortasından Beyrut Denizi manzarasının keyfini çıkarmak için içerdeki cam cepheli salonları tercih edebilirsiniz.
‘Rouche’ kelimesi ‘Roş’ olarak telaffuz ediliyor ve Aramice kökenli. Kelime Arapça'da ‘kafa’ anlamına geliyor.


Beyrut mirasından seçkiler, Gemmayzeh Art House Hotel.

Rouche kayası yaklaşık 70 metre yüksekliğinde. İkinci küçük kaya ise zamanla maruz kaldığı erozyondan etkilenmiş ve sonuç olarak, sivri bir şekle sahip.
Spor ve sosyal aktivitelerin sıklıkla yapıldığı bu bölgede, ziyaretçilerinin tur atmaları için tekneler tahsis edilmiş.

- Mim Müzesi, tarihin hazineleri elinizde
Mim Müzesi’ne Şam Yolu üzerindeki Saint Joseph Üniversitesi kampüsünden sonra varılıyor.
Müze, minerallerin ve taşların, tarihi ve koleksiyonların estetik görüntüsünü geliştirmeyi amaçlıyor. Müzenin adı, bölgede maden ve mineral koleksiyonları bulunduğu için onları ifade eden ‘M’ harfinden geliyor. Müze, 70 ülkeden 450 farklı türü temsil eden 2 binden fazla mineral türünü sergiliyor ve bu dünyanın en önemli özel maden koleksiyonlarından biri olarak kabul ediliyor.
Müzede gezilecek kısımlar üç gruba ayrılıyor: Mineraller, hazine odası ve fosil koleksiyonu. Burada, Fransız Sorbonne Üniversitesi'nden sonra dünyanın en büyük ikinci mineral grubu bulunuyor.
Fotoğraf Altı: Mim Müzesi, farklı ülkelerden geniş bir mineral koleksiyonuna sahip.


Mim Müzesi'ndeki koleksiyon.

Mim Müzesi’nde bilim insanları, kuyumcular ve jeologlar dünyanın harikalarını keşfedebilirler.
Mineral bölümünde, eski veya yeni ünlü koleksiyonların yanı sıra çağdaş ekstraksiyonlar ile işlem görmüş parçalar da geliyor. Bunlar, dünyanın en güzel parçalarını oluşturuyor.
Müze, sergilerin estetik yönünü bilimsel ve madeni yönlerinden daha fazla öne çıkarıyor. Estetik yön, ziyaretçilerin sergilenen her parça hakkındaki bilgilerini derinleştirmelerine olanak tanıyan dokunmatik ekranlarla geliştirilmiş durumda.

Zeytuniyye’deki Em Sherif Sea Cafe
Em Sherif Sea Cafe, Beyrut'taki ünlü Zeytuniyye Koyu'nda yer alıyor. Kafe, taze deniz ürünleri servisinde uzmanlaşmış ve birçok geleneksel Lübnan yemeği ve mezesi modern bir dokunuşla servis ediliyor. Beyrut Denizi’nin kıyısında bulunması, leziz yemeklerinin tatlarıyla harmanlandığında size unutamayacağınız bir şehirde keyifli anlar yaşatıyor.


Mim Müzesi'ndeki koleksiyon.

En ünlü yemeklerinden biri, ızgara balık parçalarının, domates sosu ve yeşil biberle süslenmiş Beyrut Balığı. Mezeleri arasında taze sebzeli Fattuş salatası, kızarmış ekmek ve kavrulmuş çam fıstığı ile kaplanmış nohutlu veya patlıcanlı Fettah. Fettah size tipik Beyrut mutfağını temsil eden lezzetli bir tat sunuyor. Özel yemeklerinden biri de farklı baharatlarla tatlandırılmış bir sos üzerinde yüzen ızgara çiçek.
Meşhur deniz ürünleri yemeklerinden biri de limon suyu, zencefil ve çanak çömlek ile terbiyeli kalamar bulunan ahtapot yemeği.

Beyrut'ta geceleri için iki adres: Capitol ve Arya
Beyrut'ta bir ömür geçirmek istediğiniz her an şu iki adresten birine gitmeniz yeterli: Capitol ve ortasında bulunan Arya. Her ikisi de başkentteki iki yüksek binada bulunan en ünlü iki çatıyı oluşturuyor.
Capitol, müzik, lezzetli yemekler ve eğlenceyi bir araya getiriyor. Her gece, başka bir zevke hitap eden bir müzik programı mevcut.  Her salı Ralph Asfour, haftanın geri kalanında Recha, Callen, Rudge ve diğer şarkıcılar sahne alıyor.


Arya’ da karşınıza çıkan sanatsal karakterlerden biri.

Beyrut şehir merkezinde Capitol’e bakan binalardan birinin çatısında küçük tabaklarda karides veya mini burger ve yeşil salata çeşitleri yemek oldukça keyifli. Avrupa usulü servis edilen dağılmış hamur işlerinden yerken ‘house music’ ve ‘disco’ müzikleri arasında hayatınızın en güzel gecelerinden birini Beyrut’ta geçirebilirsiniz.
Yine Beyrut'un merkezinde yer alan Arya restoranında sabahın ilk saatlerini kucaklayan gecenin farklı ruh halleri var. Restoran, yemekleri, mutfak dünyasındaki en son trendlere ayak uydurmak için tasarlanmış Japon ve Latin-Peru mutfağından yemekler içeriyor.
Bu mekanın ambiyansı beş duyunuza birden hitap ediyor. Hareketli bir dünyaya kaçıp dans ettiğiniz müziğe ek olarak, gerçeküstü görsel resimlerle süslenmiş bir alan bulunuyor. Bu restorana ayak basar basmaz, onu çevreleyen egzotik atmosfere çekiliyorsunuz. Sirk çalışanları gibi artistik karakterler zevkinize uygun olabilir. Ayrıca dans performansları da büyüleyici. Farklı yeteneklerin bulunduğu bir mekanda Afrika Kıtası’ndan da dahil etkileyici danslardan oluşan performanslarla Beyrut'un eşsiz gecelerinden birini geçireceksiniz.

Gemmayzeh Art House (Sanat Evi)
Antik Gemmayzeh Caddesi'nin ara sokaklarından birinde Art House Hotel bulunmakta. Burası  sadece bir otel değil, ziyaret etmesi sevilen kültürel ve sanatsal bir alan. Miras dekoru ve ferah alanları dinlenmenin adresi. Yaklaşık 20 odadan oluşan bu otel, şehrin merkezinde konaklamayı tercih eden ziyaretçileri ağırlıyor. Bu ünlü Beyrut caddesi tüm ticaret merkezlerine, gece hayatı mekanlarına ve restoranlara sadece birkaç metre uzaklıkta. Sanat Evi bir restoran. Buranın, sezonluk bir açık havuzu ve bir bahçesi var. Bu 5 yıldızlı otel, konuklarına gerekli tüm olanakları sağlamaya katkıda bulunan çeşitli hizmetler de içeriyor.
Otel, Lübnanlı ve uluslararası ressam ve heykeltıraşların güzel sanat sergilerine ev sahipliği yapmasıyla öne çıkıyor. Bahçesinde, Beyrut'un kalbinde, sahiplerinin 1970’li yıllarda Beyrut'un eski güzel günlerinin atmosferini yeniden yaşattığı sıcak bir ortam var.



"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)
TT

"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)

Greg Evans 

Tüm zamanların en beğenilen yönetmenlerinden Martin Scorsese, başkalarının davranışları yüzünden artık sinemada film izleyemediğini açıkladı ve hayranları da ona hak verdi.

Taksi Şoförü (Taxi Driver/1976), Sıkı Dostlar (Goodfellas/1990) ve Para Avcısı (The Wolf of Wall Street/2013) gibi klasiklerin arkasındaki 82 yaşındaki yönetmen, diğer izleyicilerin çıkardığı gürültüye ve telefon ekranlarının dikkat dağıtıcı parlaklığına artık tahammül edemediği için sinemaya gitmeyi bırakmış.

Film eleştirmeni Pete Travers'ın blogu The Travers Take'de Scorsese'ye sinema salonlarından neden hoşlanmadığı soruldu.

Travers, "Usta yönetmene neden artık sinemada film izlemediğini sordum ve o da film sırasında telefonda gevezelik eden, atıştırmalık ve şişe şişe gazlı içecek sipariş etmek için salondan çıkan ve oyuncuların sesini bastıracak kadar gürültü yapan izleyicilere verip veriştirdi" diye yazdı.

Ancak Scorsese'ye bu konuda itiraz eden Travers, insanların sinemada hep konuştuğunu ve kendisinin de gençken muhtemelen aynı şeyi yaptığını öne sürdü.

Travers "'Yapma be Marty' dedim, 'Çocukken çenemizi kapatmazdık'" diye ekledi.

Onun [Scorsese'nin] gözleri karardı. 'Evet, belki de' diye kabul etti. 'Ama biz hep film hakkında konuşurduk ve detaylarını tartışarak eğlenirdik' dedi.

Scorsese'nin yorumları o günden sonra viral oldu ve birçok hayranı onun şikayetine katılıyor.

Bir hayran "Haklı. Sinemada bir yerlerden bir telefon ışığı yanmadan 5 dakika bile geçirmek mümkün değil, çok sinir bozucu" dedi.

Başka biriyse şöyle ekledi:

Ne yazık ki yüzde 100 doğru, insanların 15 sterlin (yaklaşık 800 TL) ödeyip sonra da Snapchat/Instagram'da sessiz reels izlemeleri beni hep şaşırtmıştır. Tuhaf, sinir bozucu ve filmi resmen mahvediyor.

Üçüncü bir kişi de "Marty haklı. Sinema adabı tüm zamanların en düşük seviyesinde" dedi.

4. bir hayran espri yaptı:

Ne yaptığınıza bakın hayvanlar, filmlerin papasının film deneyimini mahvettiniz. Hepiniz kendinizden utanmalısınız.

Diğer yandan Scorsese, hayatını kaybeden Papa Francis ve kendisi arasındaki bir dizi sohbetin yanı sıra papanın kamera karşısındaki son röportajını içeren bir belgesel çekmeye hazırlanıyor.

Aldeas – A New Story (Aldeas: Yeni Bir Hikaye) adlı belgeselin yapımcılığını, Papa Francis'in 2013'te kurduğu kâr amacı gütmeyen uluslararası kuruluş Scholas Occurrentes'in film yapım şirketi üstleniyor.

Belgeselin konusu, papanın sinemayı, eğitimi ve topluluk oluşturmayı "sadece bir ifade aracı değil, umut ve dönüşümün yolu" olarak görmesine odaklanan Aldeas adlı sinema programı. Belgeselde, Endonezya, Gambiya ve İtalya'dan programa katılan gençlerin ve kısa film yapma yolculuklarının gösterileceği bildiriliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment