Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ilk ticari elektrikli otomobil markası Ceer’in lansmanını yaptı

Kamu Yatırımları gelecek vaat eden sektörleri güçlendirme stratejisini sürdürüyor (Şarku’l Avsat)
Kamu Yatırımları gelecek vaat eden sektörleri güçlendirme stratejisini sürdürüyor (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ilk ticari elektrikli otomobil markası Ceer’in lansmanını yaptı

Kamu Yatırımları gelecek vaat eden sektörleri güçlendirme stratejisini sürdürüyor (Şarku’l Avsat)
Kamu Yatırımları gelecek vaat eden sektörleri güçlendirme stratejisini sürdürüyor (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Başbakan ve Kamu Yatırım Fonu Başkanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz, dün (Perşembe) ülkede yerli olarak üretilecek ve gelişmiş teknik sistemlerle donatılmış olacak ilk ticari elektrikli otomobil markasını "Ceer (Seyr)" adıyla duyurdu.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, dün (Perşembe) gelişmiş teknik sistemlerle donatılmış elektrikli otomobil üretimi için ilk yerel marka olarak “Ceer’i” piyasaya sürdü. Proje, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu ve Çinli şirket Foxconn’un ortak girişimi ile hayata geçirilecek. Bu adımın Suudi Arabistan'ın ekonomik kaynaklarını çeşitlendirme ve sıfır karbon emisyonu hedefleri doğrultusunda atıldığı ifade edildi.
Suudi Arabistan'ın ekonomik kaynaklarını çeşitlendirecek strateji, sıfır karbon emisyonu ve çevreyi koruma hedefleri doğrultusunda hazırlandı. "Vizyon 2030" hedeflerine uygun olarak hazılranan strateji sürdürülebilir kalkınmayı teşvik edecek.
Veliaht Prens, "Ceer" lansmanının yalnızca Krallık'ta bir otomobil markası oluşturmayı amaçlamadığını, aynı zamanda ulusal endüstriyel sistemin gelişimini destekleyen, yerel ve uluslararası cezbediciliğe katkıda bulunan çok sayıda stratejik sektörün güçlendirilmesini desteklediğini söyledi. Ulusal yeterlilikler için birçok iş fırsatı yaratacak olan bu adım, Suudi Arabistan'ın ekonomik kaynaklarını çeşitlendirecek strateji ve sıfır karbon emisyonu hedefleri doğrultusunda atıldı.

 İlk Suudi elektrikli araç markası "Ceer’in" ulusal ekonomiyi desteklemek için 562 milyon riyal (149,8 milyon $) değerinde doğrudan yabancı yatırım çekmesi bekleniyor. 2034 yılına kadar doğrudan ve dolaylı olarak yaratılacak 30 bin iş fırsatı ile projenin GSYİH'ye doğrudan katkısı 30 milyar riyale (8 milyar dolar) ulaşacak.
Ceer, Krallık ve Orta Doğu'da sedan ve SUV dahil olmak üzere kendi kendine sürüş gibi ileri teknoloji sistemleriyle donatılmış elektrikli otomobiller tasarlayacak, üretecek ve satacak.
Ceer, Kamu Yatırım Fonu ile Çinli "Foxconn" arasında bir ortak girişimdir ve burada yeni şirket, araçların geliştirilmesinde kullanılmak üzere Alman "BMW" den elektrikli otomobillerle ilgili teknoloji bileşenleri için lisanslar alacaktır.
Foxconn, tamamen Krallık'ta tasarlanacak ve üretilecek otomobiller için elektrik sistemini geliştirecek ve otomobiller en yüksek uluslararası standartlara göre kalite denetimine tabi tutulacak. Ceer’in ürünlerinin 2025 yılında satışa sunulması planlanıyor.
Foxconn Yönetim Kurulu Başkanı Yong Liu, Krallık'ta elektrikli otomobil tasarlamaya ve üretmeye odaklanan yeni bir otomobil şirketi oluşturmak için Kamu Yatırım Fonu ile kurulan bu ortaklığın önemini vurguladı.
Foxconn'un CEO'su şunları söyledi: “Şirketi kendi kendine sürüş (akıllı) sistemi gibi teknik sistemlerinde öne çıkan elektrikli otomobillerin üretiminde desteklemek için uzmanlığımıza yatırım yapacağız. Elektrikli araç konseptini geliştirmeyi ve kullanıcılarının sayısını artırmayı hedefliyoruz ve Ceer bunu Krallık ve bölgede yapacak.”



Trump: Şi, temel metallerin ABD'ye akmasına izin verecek

ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)
ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)
TT

Trump: Şi, temel metallerin ABD'ye akmasına izin verecek

ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)
ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki ofisinde yürütme emirlerini imzaladı (Arşiv-AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in nadir toprak metalleri ve elementlerin ABD'ye ihracatına izin verdiğini söyledi. Bu adım, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerilimi azaltacak.

Bir gazeteci, başkanlık uçağında Trump'a Şi'nin bunu kabul edip etmediğini sorduğunda, Trump “Evet, kabul etti” diye cevap verdi.

Trump'ın bu yorumu, haftalardır bu konuda artan ticari gerilimi çözmek amacıyla Şi Cinping ile yaptığı nadir telefon görüşmesinden bir gün sonra geldi.

Trump, o dönemde görüşmelerin “oldukça olumlu sonuçlandığını” belirterek, “nadir metal ürünlerinin akışkanlığıı konusunda hiçbir şüphe olmaması gerektiğini” belirtti.

Bu konudaki gerginliğin azaldığına dair bir başka işaret olarak, Çin, konuyla ilgili iki kaynağa göre, en büyük üç Amerikan otomobil üreticisinin nadir metal tedarikçilerine geçici ihracat lisansları verdi.

ABD başkanının üst düzey yardımcıları, pazartesi günü Londra'da Çinli meslektaşlarıyla bir araya gelerek görüşmeleri sürdürecek.

Trump dün gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çin anlaşmasında büyük ilerleme kaydettik” dedi.

İki ülke, 12 Mayıs'ta İsviçre'nin Cenevre kentinde, Trump'ın ocak ayında göreve gelmesinden bu yana birbirlerine uyguladıkları gümrük vergilerinin çoğunu 90 gün süreyle kaldırmak üzere anlaşmaya vardı. Bu haberin ardından ticaretin bozulmasından endişe duyan finans piyasaları canlandı. Ancak Çin'in nisan ayında nadir toprak elementlerinin ihracatını askıya alma kararı, dünya çapında otomobil üreticileri, bilgisayar çipi üreticileri ve askeri müteahhitlerin ihtiyaç duyduğu tedarikleri kesintiye uğratmaya devam etti.

Trump, Çin'i Cenevre Anlaşması'nı ihlal etmekle suçladı ve çip tasarım programları ile Çin'e yapılan diğer sevkiyatlara kısıtlamalar getirilmesini emretti. Pekin bu iddiayı reddetti ve karşı önlemler alacağı tehdidinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre nadir metaller ve diğer temel elementler Çin için bir güç kaynağıdır ve şirketlerin metalden üretilen ürünleri üretememesi nedeniyle ekonomik büyüme yavaşlarsa Trump iç siyasi baskıya maruz kalabilir.

Trump, ocak ayında Beyaz Saray'a döndüğünden beri ticaret ortaklarını bir dizi cezai önlem uygulamakla tehdit etti, ardından bazılarını son anda iptal etti. Bu tutarsız yaklaşım, dünya liderlerini şaşırttı ve şirket yöneticilerini endişeye sevk etti.