Yemen, dünyayı Husileri terörist olarak sınıflandırmaya çağırdı

Husiler, Kuna Petrol Limanı’na yönelik saldırıyı üstlenirken, daha sert saldırılarla tehdit etti

Yemen hükümet güçleri tarafından Marib Vilayeti’nde Husilere ait bir İHA, yerinden edilmişlerin bulunduğu bir kampa saldıramadan önce etkisiz hale getirildi (SABA)
Yemen hükümet güçleri tarafından Marib Vilayeti’nde Husilere ait bir İHA, yerinden edilmişlerin bulunduğu bir kampa saldıramadan önce etkisiz hale getirildi (SABA)
TT

Yemen, dünyayı Husileri terörist olarak sınıflandırmaya çağırdı

Yemen hükümet güçleri tarafından Marib Vilayeti’nde Husilere ait bir İHA, yerinden edilmişlerin bulunduğu bir kampa saldıramadan önce etkisiz hale getirildi (SABA)
Yemen hükümet güçleri tarafından Marib Vilayeti’nde Husilere ait bir İHA, yerinden edilmişlerin bulunduğu bir kampa saldıramadan önce etkisiz hale getirildi (SABA)

Yemen Hükümeti, Husilerin Şebva vilayetindeki Kuna Petrol Limanı’na yönelik silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırısının ardından, dünya ülkelerini Husileri terör listeleri arasında sınıflandırmaya çağırdı. Milisler saldırıyı üstlenirken, daha şiddetli çatışma ve saldırı tehdidinde bulundu.
Husi milisler, petrol ihracatını önlemek için geçen çarşamba günü bir yakıt sevkiyatını boşaltmak üzere bir tankerin limana demirlemesi sırasında, Umman Denizi’ndeki Şebve vilayetinin güneyinde yer alan Kuna limanını bir SİHA ile hedef aldı.
Husiler, daha önce de Hadramevt ilinin idari merkezi Mukella kentinde bulunan Dabbe Petrol Limanı ile Şebve ilindeki En-Nuşeyme Petrol Limanı’nı hedef almıştı. Milisler ayrıca, meşru hükümete şantaj yaparak, onu kurtarılan vilayetlerden çıkarılan ham petrol satış gelirlerini paylaşmaya zorluyor.
Yemen hükümeti, yaptığı bir açıklamada Husilerin terör saldırılarının insani durumun kötüleşmesi ve Yemen vatandaşının ekonomik durumu üzerindeki yansımaları konusunda uyardı.
Yemen Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir bildiride, Husi milislerin Şebve vilayetindeki Kuna Ticaret Limanı’nı hedef alan insansız hava araçlarıyla bir başka terör saldırısı daha gerçekleştirdiğini açıkladı.
Bildiride, “Terör saldırısı, tırmanışı sonlandırmak ve altyapıyı ve Yemen halkının ekonomik yeteneklerini hedef almayı durdurmak için yapılan tüm uluslararası çağrıları açıkça ihlal ederek bu terörist milislerin saldırgan yüzünü yansıtıyor. Bu milisler, haydut İran rejiminin gündemine hizmet etmeyi ve uluslararası barış ve güvenliği istikrarsızlaştırmayı taahhüt ediyor” ifadelerine yer verildi.
Yemen hükümeti, tüm ülkeleri, ‘bu saldırıların tekrarını önlemek ve bölgenin ve dünyanın istikrarını ve güvenliğini koruyacak şekilde finans kaynaklarını kurutmak amacıyla haydut Husi milisleri terör örgütü olarak sınıflandırmak için’ sert önlemler almaya çağırdı.
Yemen hükümeti, eski tarihli açıklamalarında petrol ihracatı için limanlar da dahil olmak üzere hayati ve ekonomik tesisleri korumak için gerekli tüm önlemleri alacağına söz verdi. Öte yandan darbeci grubun liderleri, daha fazla saldırı gerçekleştirme tehditlerini tekrarladı.
Husilerin bu terör saldırıları nedeniyle kaynaklar, hükümetin kargo gemilerini korumak ve güvence altına almak için çözümler bulma çabalarına rağmen ham petrol ihracatının durduğunu bildirdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yaptırım listelerinde yer alan ve milislerin istihbarat başkanlığına atanan Husi lider Abdullah Ali el-Hakim, saldırıları genişletme tehdidinde bulundu.
Kuna Limanı’na yönelik milis saldırısıyla eş zamanlı olarak Marib petrol bölgesindeki yerinden edilmişlerin kampları da hedef alındı. Resmi kaynaklara göre hükümet güçleri, Marib şehrinin batısında yerinden edilmişler için kurulan bir kampı hedef almaya çalışan bubi tuzaklı bir İHA’yı etkisiz hale getirdi.
Şarku’l Avsat’ın SABA haber ajansından aktardığı habere göre bir güvenlik kaynağı, “Çarşamba akşamı özel güvenlik güçlerinin hava savunması, şehrin batısından yerinden edilenler için kurulmuş bir kampa yönelen patlayıcı yüklü bir Husi insansız hava aracını düşürdü” dedi.
İran destekli Husiler, geçen Ekim ayının başında sona eren ateşkesi yenileme ve genişletme amaçlı BM çabalarını reddediyor.
Husi milislerin insani ateşkesi uzatmayı kabul etmemesi, ateşkes şartları uyarınca Taiz’deki kuşatmayı kaldırma yükümlülüklerini reddetmesi ve sivilleri tekrar tekrar hedef alması çerçevesinde geçen perşembe günü Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, Taiz vilayetindeki yerel otoritenin, güvenlik ve askeri kurumların çabalarını iki katına çıkarmaları ve ortaya çıkan zorluklarla başa çıkmak için tüm olasılıklara hazırlanmaları gerektiğini vurguladı.
Resmi kaynaklara göre Abdulmelik, Taiz Valisi Nebil Şamsan ile görüşmesi sırasında ‘vatandaşların acılarını hafifletmek, güvenliği ve istikrarı kontrol etmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak için Taiz Valiliği Cumhurbaşkanlığı Komuta Konseyi ve liderliğinin talimatlarını uygulama ve hükümete destek verme konularına değindi.
Yemen sokakları, Husi tırmanışının ve ekonomik çıkarlara ve hayati tesislere yönelik terör saldırıları tehdidinin ‘ülkeye barış getirmeyi amaçlayan uluslararası çabaları sabote etmesinden ve askerî harekâtı yeniden başlatmasından’ korkuyor.
Yemen hükümeti ayrıca, “Husilerin Yemen ve komşu ülkelerdeki ulusal ekonomik tesislere ve sivil altyapıya yönelik sürekli tehditleri, Yemen halkının yeteneklerini, uluslararası seyrüseferi ve küresel enerji istikrarını korumak için sıkı bir şekilde ele alınacaktır” dedi.



Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi başkanlığındaki Kürt heyeti arasında, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın da katıldığı görüşme Şam'da başladı.

Görüşme, eş-Şera ve Abdi'nin 10 Mart'ta ABD himayesinde imzaladıkları ve ‘sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletinin idaresine dahil edilmesini’ öngören bir dizi maddeden oluşan anlaşmadan dört ay sonra gerçekleşti.

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi daha sonra anayasal deklarasyon ve çeşitliliği yansıtmadığını söylediği bir hükümetin kurulması nedeniyle Suriye yönetimini eleştirdi. Geçtiğimiz ay Kürt güçleri ‘demokratik ve adem-i merkeziyetçi’ bir devlet talep etmiş, Şam da buna yanıt olarak ülkede ‘bölücü bir gerçeklik dayatma girişimlerini’ reddettiğini açıklamıştı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre  adının açıklanmasını istemeyen bir Kürt kaynak, “SDG liderinin başkanlığındaki bir Kürt heyeti bugün DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) temsilcilerinin eşliğinde Şam'a gitti ve şu anda Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşüyor. Görüşmede ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Toplantının gündemi hakkında bilgi sahibi olan kaynak, ‘görüşmelerde dört ana dosyanın ele alındığını, bunların Suriye devletinin yapısı, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam hükümeti arasındaki ilişki, ekonomi ve askeri güç olduğunu’ söyledi.

Çatışmaların patlak vermesinden önce onlarca yıl ötekileştirme ve dışlanmaya maruz kalan Kürtler, yeni yönetimin karar alma mekanizmasını merkezileştirme ve kilit unsurları geçiş sürecinin yönetiminden dışlama girişimini eleştiriyor.

Abdi, mayıs sonunda bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Şam ile vardığımız mutabakata bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmek için çalışıyoruz” dedi. Abdi ayrıca, tüm bileşenlerin tam haklarla yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanmadığı adem-i merkeziyetçi bir Suriye’ye olan bağlılığını vurguladı.

Eş-Şera'nın Şam'a gelişinden kısa bir süre sonra tüm silahlı askeri grupları dağıtacağını açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, 2019'da son kalesinden çıkarılana kadar DEAŞ'la mücadelede etkili olduğunu kanıtlayan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Şam'ın ihtiyaç duyduğu büyük petrol ve doğalgaz sahaları da dahil olmak üzere kuzey ve doğu Suriye'nin büyük bölümünü kontrol ediyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani daha önce Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile imzalanan anlaşmanın şartlarının uygulanmasının ‘ertelenmesinin’ ülkedeki ‘kaosu uzatacağı’ uyarısında bulunmuştu.