Erdoğan: Türkiye’nin güvenlik teşkilatı, bizler icazetli çalışmıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (AFP)
TT

Erdoğan: Türkiye’nin güvenlik teşkilatı, bizler icazetli çalışmıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kılıç Harekatı ile ilgili ABD ve Rusya ile görüşülmediğini söyleyerek, Türkiye’nin güvenliğini teröristlerden korumak için kimseden icazet alamayacaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası açılış töreninden dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Pençe-Kılıç Harekatı’na değinen Erdoğan, “Dün bu çerçevede Kobani’de yuvalanan teröristlere karşı 12 hedefi vurmak suretiyle orada etkisiz hale getirdik. Burada herhangi bir tahdit yok. Bu harekatın sürekliliği söz konusu. Karadan ve havadan gereken neyse yaptık. Bundan sonra da yapacağız” dedi.
Erdoğan, “Harekatın kapsamına dair biraz daha bilgi paylaşmanız mümkün olur mu?” sorusuna ise, “Pençe-Kılıç Hava Harekatı’nın icrasında 70 kadar muharip ve destek uçağımız ile İHA’lar hep birlikte görev aldılar” yanıtını verdi.
Harekatta, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde ülkeyi, milleti ve hudut güvenliğini tehdit eden teröristlere ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depolarıyla karargah ve eğitim kamplarından oluşan toplam 89 hedefin başarıyla imha edildiği de bildirdi.
Cumhurbaşkanı konuya ilişkin açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;
“Burada çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi. Bunlar mağaraların içinde. Bu mağaraların hepsi bombalanıyor. Orada kimin öldüğü, kimin etkisiz hale geldiği, bunların hepsi daha sonra çıkacak. Şu anda gelinen noktada Irak kuzeyinde yaklaşık 140 kilometre derinlikte 45, Suriye’de ise yaklaşık 20 kilometre derinlikte 44 terör yuvası tam isabetle vuruldu.”
Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu operasyonla ilgili konuşup konuşmadığına ilişkin bir soruya ise şu yanıtı verdi;
“Biz bu operasyonla ilgili ne Sayın Biden ile ne Sayın Putin ile herhangi bir görüşme yapmış değiliz. Fakat bizim her an bu bölgede bu tür şeyleri yapabileceğimizi zaten Sayın Biden da Sayın Putin de biliyor. Nitekim bu olayda da olduğu gibi, her zaman söylüyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz. Türkiye’nin güvenlik teşkilatı, bizler icazetli çalışmıyoruz. Biz eğer bir adım atacaksak bunun kararını veririz ve bu adımı da atarız. Bu konuda ABD’nin artık bizi bilmesi lazım. Herhalde biliyordur. Bundan sonraki süreçte zaten bizim çok daha önemli adımları kararlı bir şekilde nasıl atacağımızı, atmamız gerektiğini de inşallah hepsi görecek.”
Terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi, yok edilmesinin şu anda güvenlik güçlerinin olmazsa olmaz bir görevi olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı şunları söyledi;
“Bunun sadece bir hava harekatıyla sınırlı kalması da söz konusu değil. Burada ne kadarlık bir gücün Kara Kuvvetlerinden buna katılması gerekir, bunu da zaten ilgili birimlerimiz, Savunma Bakanlığımız, Genelkurmayımız birlikte kararını verirler; istişaremizi yaparız, ondan sonra da adımlarımızı buna göre atarız. Zaten burada varlık gösteren ülkelerle de biz diplomatik ilişkilerimizi yaparak adımlarımızı ona göre attık ve atıyoruz.”
Türkiye’nin NATO’da ABD ile beraber olduğunu, ancak binlerce araç gereç, mühimmat ve silahı Suriye'deki terör bölgesine ABD’nin gönderdiğini ve bunun da kendilerini üzdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;
“Bu Sayın Obama döneminden itibaren olmuş, Sayın Trump döneminde sürmüş, Sayın Biden döneminde de devam etmektedir. Peki biz bunu onlarla paylaştık mı? Evet, paylaştık. Ben bunları Sayın Obama ile de paylaştım, Sayın Trump ile de paylaştım, Sayın Biden ile de paylaştım. Kendilerine ‘Biz sizinle NATO’da beraberiz, iki önemli müttefikiz. Bize böyle bir tehdit güneyden geldiğine göre siz buradaki terör örgütlerine bu destekleri vermek suretiyle bizi sıkıntıya sokuyorsunuz. Biz bu sıkıntıları yaşayamayız. Gerektiğinde bunlara gereken cevabı da vermek durumunda kalacağız’ dedim. Bir şey söyleyemiyorlar. Biz de gerekeni bu noktada yaptık, yapıyoruz, yapmaya da yine devam edeceğiz. Buralardan asla taviz veremeyiz, çünkü bu tür tavizler ülkemiz için sıkıntıdır.”
Bu bağlamda, Yeni Şafak gazetesinin bir haberinde, “Yeni Şafak’ın edindiği bilgilere belirlenen takvim Pazar gecesiydi. Ancak bilgi verilen ABD’liler önceden deşifre edince harekat 1 gün önceye çekildi. TSK aylardır Irak’ın kuzeyinde Pençe-Kilit’e yoğunlaştığı için Suriye’de böyle geniş kapsamlı operasyon beklenmiyordu. Ancak herkesin oyununu bozan bir planla hem aynı anda iki ülkede hedeflerin vurulabileceği gösterildi, hem İstiklal’i kana bulayan teröristlere kaynaklık eden Suriye için yeni bir dönem başladı” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Sözcüsü Aram Hanna, Türkiye’nin Suriye coğrafyasında kontrol ettiği bölgeleri daha fazla genişletme ve ilhak etme arzusu olduğunu iddia etti.
Hanna, SDG’nin boş durmayacağını, herhangi bir saldırıya karşı bölgelerini savunacağını ve sahadaki gelişmelere göre uluslararası güçlerin (ABD ve Rusya) sahada Türkiye’nin ilerlemesine boyun eğmeyeceğini ileri sürdü.
SDG Sözcüsü, “Askeri konseyler ve SDG’nin çeşitli oluşumları, bölgelerini ve sakinlerini Türk ordusu ve ana bağlı grupların politikalarının temsil ettiği yakın tehlikeden korumak için çeşitli savunma önlemleri aldı” dedi.
Hanna, “Ayn İsa, Tel Tamr ve Halep’in kuzey kırsalındaki diğer bölgeler gibi SDG kontrolündeki birçok şehir ve kasabada Rus askeri polis noktalarının varlığına rağmen, sahadaki fiili etkileri somut olmadığı için daha etkin ve olumlu bir rol oynamak Rus güçlerinin görevidir” diye konuştu.
Sözcü, “Şam’daki Suriye hükümetinin tamamen yokluğunda Türk ordusu tarafından işlenen bu suçların durdurulması da dahil olmak üzere, askeri ve diplomatik düzeyde adımlar atılmadan ‘Türkleri püskürtmek mümkün değil” diye ekledi.
SDG dün Pençe-Kılıç Harekatı’na ilişkin, “Bu saldırılar yanıtsız kalmayacak. Zamanı geldiğinde etkili bir yanıt vereceğiz” şeklinde bir açıklama yaptı.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.