Ebu Acile’nin ‘serbest bırakılması’ çağrısı yapıldı

Ebu Acile’nin kabilesi Dibeybe’den Ebu Acile’nin serbst bırakılmasını istedi.

Ebu Acile. (Twitter)
Ebu Acile. (Twitter)
TT

Ebu Acile’nin ‘serbest bırakılması’ çağrısı yapıldı

Ebu Acile. (Twitter)
Ebu Acile. (Twitter)

Kaçırılan eski istihbarat görevlisi Tuğgeneral Ebu Acile Mesud’un da mensubu olduğu Libya Merayime kabilesi, Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki geçici Birlik Hükümeti’ne ‘kısıtlama veya koşul olmaksızın’, adının daha fazla Lockerbie davasına karışmaması için derhal müdahalede bulunma çağrısı yaptı.
Merayime kabilesi gençleri ve ileri gelenleri, Rigdalin şehrinden yaptıkları yazılı açıklamada, bu davanın arka planında kimliği belirsiz kişilerce kaçırılan Ebu Acile’nin serbest bırakılmasını istedi. Kaçıran tarafların ‘yasal ve ahlaki sorumlulukları’ üstlendiğini belirten ileri gelenler, kabile mensuplarından ve Libya halkından Ebu Acile’nin serbest bırakılması için çalışmalarını talep etti.
Yerel medya organları, Dibeybe’nin Başsavcı Sıddık es-Sur ile telefonla görüşerek, ‘kaçırma olayından ülkesinin batısındaki Misrata şehrinde bulunan ortak kuvvetin sorumlu olduğu’ konusunda kendisine bilgi verdiğine dair resmi olarak doğrulanmayan bilgiler yayınladı.
Diğer yandan Halid el-Mişri başkanlığındaki Devlet Yüksek Konseyi, Sıddık es-Sur’un başsavcılık makamına seçilmesiyle ilgili takip edilen prosedürlerin geçerliliğini savundu.
Konsey, eski Konsey Başkanı Abdurrahman Suveyhili de dahil olmak üzere konseyin dört üyesi tarafından Yüksek Mahkeme’ye yapılan itiraza cevaben Sur’un Yüksek Yargı Konseyi tarafından 14 üzerinden 12 oyla Başsavcı olarak seçildiğini, parlamentonun da onun seçilmesi için oy kullandığını ve Yüksek Konsey’ın dörde karşı 55 oy ve 25 çekimser oy ile uzlaşı sağladığını belirtti. Konsey, “Temel ilke, yargı kurumunu siyasi uyuşmazlık ve çatışmalara karıştırmamak ve kurumun bağımsızlığını korumaktır” ifadesini kullandı.
Savcılık yetkilileri ve temsilcileri, Suveyhili’nin Sur’a karşı yürüttüğü kampanyayı protesto etmek için Trablus ve Misrata’da gösteri düzenledi. Eylemciler, gösterilen devlet kurumlarını yiyip bitiren yolsuzlukla mücadele çabalarını hedef aldığını vurguladı.  
Temsilciler Meclisi üyeleri, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında Sirte’de bir toplantı yapılabileceğini dile getirdi. Yüksek Konsey üyeleri, Mişri’nin Dibeybe hükümetinin müdahalesinden uzak bir şekilde şehirde konsey üyeleri için bir oturum düzenlemeyi düşündüğünü kaydetti.  

Anayasa görüşmeleri sürüyor
Mişri’nin ikinci yardımcısı Ömer Bouşah geçen cumartesi akşamı başkent Trablus’ta Fransa Büyükelçisi Mustafa Mahrac ile anayasal kurala ilişkin son gelişmeleri ve  onaylanan başlıkları görüştü. Devlet Yüksek Konseyi tarafından yapılan açıklamada Mahrac’ın ‘Fransa’nın seçim sürecine doğru ilerlemek amacıyla anayasal kuralı ve seçim yasalarını tamamlamak için gereken fikir birliğine varmaya yönelik siyasi çözüm çabalarına verdiği desteği’ aktardı.
Aynı şekilde Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih de el-Kubba şehrindeki yeni Libya Merkez Bankası’nın başkan yardımcısı Marei el-Barasi ile bankacılık gelişmelerini ve iş akışını ele aldı.
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ise 27 Kasım’da başkent Trablus’ta İngiltere’nin Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall ile yaptığı görüşmede şunları söyledi:
“Konsey, seçimler düzenlemeye istekli. Libya halkının istikrar arzusuna yanıt olarak seçimlere giden açık bir yol sağlamak için uzlaşıya dayalı anayasal çerçevelere ulaşma çabalarını destekliyor.”
Menfi’nin ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre Caroline Hurndall, ülkesinin ulusal uzlaşı konusunu başarıya ulaştırarak istikrarı sağlamaya çalışan Başkanlık Konseyi’ni desteklemeye devam ettiğini söyledi.
Diğer yandan Dibeybe, 27 Kasım’da Almanya’nın Trablus Büyükelçisi Michael Ohnmacht ile ‘seçimlerin uluslararası düzeyde desteklenmesi, Almanya’nın bu husustaki rolü, Dördüncü Almanya- Libya Ekonomik Forumu’nu düzenlemek için koordinasyon’ meselelerini görüştü.
Dibeybe, Savunma Bakanı olarak Misrata’daki Hava Savunma Koleji’ne yaptığı saha ziyareti sırasında, ‘teknik gelişmeler doğrultusunda ve askeri alanda her seviyede eğitim gören öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması’ da dahil, tüm askeri kurumlarda eğitim seviyesini yükseltmek için gerekli yetenekleri sağlamayı amaçladığını belirtmişti. Dibeybe ayrıca hükümetin, ‘üniversite öğrencilerine benzer şekilde askeri kolejlerdeki seçkin öğrenciler için bursları onaylamayı’ düşündüğüne dikkat çekti.
Dibeybe hükümetindeki Yerel Yönetim Bakanlığı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ni Libya’daki misyonu aracılığıyla ‘ulusal güvenliği etkileyen aşırılıklara’ karışmakla suçladı. 
Bu çerçevede yerel basına sızan bir karara göre belediyelerin ‘Cumhurbaşkanlığı İç Güvenlik Servisi Başkanı Lütfi el-Hariri’nin tavsiyesine cevaben’ bu misyonla herhangi bir sıfatla iş yapmasını yasakladı. Kendileriyle iletişim kurma girişimlerine rağmen Kızılhaç Komitesi’nden veya Libya’daki heyetinden bu suçlamalarla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.



Birleşmiş Milletler Yemen'deki Daimi Koordinatörlük ofisini Aden'e taşıdı

New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)
New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)
TT

Birleşmiş Milletler Yemen'deki Daimi Koordinatörlük ofisini Aden'e taşıdı

New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)
New York'taki Birleşmiş Milletler binası (Reuters)

Birleşmiş Milletler, başkent Sana'da en az 18 BM personelinin gözaltına alınmasının ardından, Yemen'deki Daimi Koordinatör ofisini bir haftadan uzun bir süre sonra Aden'e taşıdı.

Yemen'deki Daimi Koordinatörlük Ofisi, salı günü ofisin Aden'e taşınmasına karar verildiğini duyurdu ancak Daimi Koordinatörün ülke genelindeki görevlerini sürdürmeye devam edeceğini belirtti.

Ofis, " Daimi Koordinatör Sana'da kalmaya devam edecek ve Sana da dahil olmak üzere ülke genelinde seyahat edecek" ifadesini kullandı.

Aden merkezli Yemen hükümetinin Dışişleri Bakanlığı, salı günü BM kararını memnuniyetle karşılayarak diğer BM programlarının da aynısını yapması çağrısında bulundu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, "Bakanlık, Husi milislerinin onlarca insani yardım çalışanını keyfi olarak gözaltına almaya devam etmesini şiddetle kınadığını yineliyor ve derhal ve koşulsuz serbest bırakılmaları çağrısında bulunuyor" denildi.


HDK’nın el-Faşir’de düzenlediği saldırıda en az 18 sivil öldü

El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)
El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)
TT

HDK’nın el-Faşir’de düzenlediği saldırıda en az 18 sivil öldü

El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)
El-Faşir'deki şiddetli çatışmalardan kaçan ve ed-Daba’da HDK ile Sudan ordusu arasında devam eden çatışmalar nedeniyle insani durumun kötüleşmesi üzerine, yerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kampta oturan Sudanlı kadınlar, 6 Eylül 2025 (Reuters)

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan iki tıbbi kaynak dün Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde kuşatma altındaki el-Faşir kentinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından düzenlenen saldırıda en az 18 sivilin öldürüldüğünü söyledi.

Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri olan el-Faşir, HDK ile savaşın başlamasından iki yılı aşkın bir süre sonra, Sudan ordusunun ve müttefiklerinin kontrolü altında kalan geniş bölgedeki son büyük şehir.

Kimliklerinin gizli kalmasını isteyen iki tıbbi kaynak tarafından bildirilen ölü sayısı, Güney Hastanesi ve el-Faşir Hastanesi’ne kaldırılan kurbanlarla sınırlı. Kaynaklar ayrıca, özellikle şehrin kuzeyinde bulunan Ebu Şuk Mülteci Kampı’nın güney kesiminde, bilinmeyen sayıda cesedin hemen gömüldüğünü bildirdi.

Sudan’daki savaşın acılarını belgeleyen sivil gruplardan biri olan Yerel Direniş Komiteleri Koordinasyonu'na göre HDK pazartesi gününden bu yana saldırıların gerçekleştiği şehrin kuzey mahallelerinde ilerliyor.

Yerel Direniş Komiteleri Koordinasyonu tarafından dün yapılan açıklamada, “Birçok sivil evlerinde öldürüldü, diğerleri ise şehrin kuzeyindeki eş-Şufra Mahallesi’nde gizemli koşullar altında tutuklandı” denildi. Yerel Direniş Komiteleri Koordinasyonu, el-Faşir üzerinde ‘iki gün üst üste’ çatışmalar, bombardıman ve sürekli insansız hava aracı (İHA) uçuşları olduğunu belirtti.

AFP'ye konuşan bir görgü tanığı, HDK’nın Ebu Şuk’taki mülteci kamplarının her birine topçu birlikleri yerleştirip savunma hatları kurduğunu söyledi.

BM’ye göre HDK 500 günden fazla bir süredir, yarısı çocuklardan oluşan yaklaşık 260 bin sivilin yaşadığı el-Faşir’i kuşatma altında tutuyor ve bu bölgede insani yardım neredeyse tamamen kesilmiş durumda.

Sivil toplum kuruluşu Avaaz tarafından dün düzenlenen basın toplantısında konuşan uzman Shaina Lewis, “Şehir sabah saat beşten bu yana bombalanıyor” dedi.

AFP, bölgenin uzaklığı ve iletişim hatlarındaki kesintiler nedeniyle çeşitli kaynaklardan sağlanan bilgileri bağımsız olarak teyit edemedi.

Öte yandan Sudan ordusu dün şafak vakti düzenlediği karşı saldırıda HDK saldırılarını püskürttüğünü duyurdu.

Sudan’da 2023 yılının nisan ayında başlayan savaşta on binlerce kişi hayatını kaybetti ve milyonlarca kişi yerinden edildi.


Katar'dan Netanyahu'ya: Uluslararası hukuku ihlal etmeye hesap sorulmadan devam edilmeyecek

Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
TT

Katar'dan Netanyahu'ya: Uluslararası hukuku ihlal etmeye hesap sorulmadan devam edilmeyecek

Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)

Katar Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uluslararası hukuk ihlallerinin hesap sorulmadan devam etmeyeceğini vurgulayarak, Gazze Şeridi'nde ateşkes için arabuluculuk yapmanın "gerçekçi görünmediğini ve şu anda odak noktamızın ulusal egemenliğimizi savunmak ve hain İsrail saldırısına yanıt vermek olduğunu" belirtti.

Bu açıklama, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun dün Doha'ya yaptığı ziyaretin ardından düzenlenen basın toplantısında Bakanlık Sözcüsü Mecid el Ensari tarafından yapıldı. Ziyaret, İsrail'in Doha'daki birkaç Hamas liderinin ikametgahını hedef alan saldırısından bir hafta sonra gerçekleşti.

Rubio, Katar'ı Gazze'de ateşkes sağlanması için İsrail ve Hamas arasında arabuluculuk rolünü sürdürmeye çağırdı. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre açıklamalarında, "anlaşmaya varmak için çok kısa bir zaman dilimi var" dedi ve "Dünyada arabuluculuk yapabilecek bir ülke varsa, o da Katar'dır. Bunu yapabilecek olanlar onlar" ifadelerini kullandı.

El-Ensari ise bu arabuluculuğun "özellikle İsrail başbakanının kendisiyle müzakere eden herkesi öldürmek ve arabulucu ülkeyi bombalamak istemesi nedeniyle şu anda gerçekçi görünmediğine" inanıyor. Ülkesinin, ABD'nin bu konudaki rolünü ve Gazze'de ateşkes sağlanmasına verdiği desteği takdir ettiğini vurguladı. İki ülke arasındaki kapsamlı iş birliğini "sadece Gazze'de değil, dünya çapında da birçok konuda" memnuniyetle karşıladı.

"Katar'ın şu anda tamamen ulusal egemenliğini savunmaya, hain İsrail saldırısına karşılık vermeye, bunun tekrarlanmamasını sağlamak için gerekli tüm önlemleri almaya ve buna sebep olanlardan hesap sormaya odaklandığını" yineleyerek, "Diğer tüm siyasi mülahazalar, bugün uğraştığımız durum karşısında artık ikinci plandadır" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü Doha'ya yapılan saldırının başarısız olmadığı ve bunun bir mesaj olduğu yönündeki açıklamasına Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şu yanıtı verdi: "Pervasız politikaları nedeniyle her başarısızlıktan sonra başarısızlığını haklı çıkarmaya çalışmasına alışkınız. Bu yüzden mesajı bu şekilde geldi."

Sözcü şöyle devam etti: "Ayrıca ona bir mesaj da iletmek istiyoruz: Uluslararası hukukun hesapsızca ihlal edilmesine devam edilmeyecek ve arabuluculuk yapan bir devleti hedef almak, uluslararası topluma veya arabuluculuğa saygı duymadığının ve Gazze Şeridi'nde rehin tutulan vatandaşlarının bile geri dönüşünü öncelik olarak görmediğinin açık bir mesajıdır." Sözcü açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu nedenle mesajı uluslararası toplum için açıktı ve Doha'daki acil Arap-İslam zirvesinin mesajına ilave olarak, Güvenlik Konseyi toplantısı aracılığıyla da kendisine yanıt verdiler."

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Rubio'nun ziyareti sırasında, Doha ile ilişkilerin gücünü yinelediğini ve "Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurma ve rehineleri iade etme çabaları için Doha'ya teşekkür ettiğini" belirtti. Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Rubio'nun "Katar Devleti'nin güvenliğine güçlü destek verdiğini ve daha güvenli bir bölge konusundaki ortak kararlılığımızı ele aldığını" ifade etti.

El-Ensari ayrıca, İsrail saldırısını görüşmek üzere pazartesi günü Doha'da düzenlenen acil Arap-İslam zirvesinin, Arap ve İslam dünyasının Katar ile dayanışmasının ve kararlılığının açık bir göstergesi olduğunu ve Katar'a yönelik saldırının reddedildiğini vurguladı.

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, pazartesi günü Doha'da düzenlenen olağanüstü Körfez zirvesi açıklamasının "bu saldırıya karşı net önlemler içerdiğini, bu dayanışma mesajının önemli olduğunu ve yalnızca Katar'da, Arap ve İslam ülkelerinde değil, aynı zamanda genel olarak dünyada uluslararası yankı bulduğunu" belirtti.

Açıklamada, "ülkelerinden biri saldırıya maruz kaldığında Konsey'in doğal mekanizmalarından biri olan bir mekanizmaya açıkça atıfta bulunulduğunu" belirten El Ensari, bu nedenle zirvenin "Doha'da Katar ile dayanışma içinde düzenlendiğini ve bunun Körfez İşbirliği Konseyi'nin herhangi bir dış güç tarafından üyelerinden herhangi birine yönelik saldırılara ilişkin tutumunu teyit etmede çok önemli bir adım teşkil ettiğini" söyledi. El Ensari, ülkesinin Körfez, Arap ve İslam ülkelerinin tutumuna duyduğu derin takdiri dile getirerek, "önümüzdeki günlerde yürütme düzeyinde adımlar atılacağını" ifade etti.