Sudanlılar, siyasi bir anlaşma için alınacak kararları bekliyor

Siyasi tutukluların serbest bırakılması ve göstericilere yönelik şiddete son verilmesi talebi sürüyor.

Hartum, sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolara sahne oluyor. (AFP)
Hartum, sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolara sahne oluyor. (AFP)
TT

Sudanlılar, siyasi bir anlaşma için alınacak kararları bekliyor

Hartum, sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolara sahne oluyor. (AFP)
Hartum, sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolara sahne oluyor. (AFP)

Sudanlılar ülkede sivil yönetim taleplerini sürdürüyor. Halk, ordu ile muhalefet arasında siyasi bir anlaşma imzalanmasına hazırlık olarak, Egemenlik Konseyi Başkanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın parlamenter demokratik sisteme geçişi tamamlamak için yaklaşık iki yıl olarak tahmin edilen ve ‘özgür ve adil’ seçimlerle sona eren geçiş döneminde iktidarı sivillere devretmek, ortam hazırlığına yönelik kararlarını açıklamasını bekliyor.
Sürece dair alınan önlemler arasında siyasi tutukluların serbest bırakılması ve göstericilere yönelik şiddetin durdurulması yer alıyor. Diğer yandan Özgürlük ve Değişim Güçleri’ne (ÖDG) katılan partilerin çoğunluğu, ordunun Barolar Birliği tarafından sunulan geçici anayasa taslağına ilişkin önerilerinin çoğunu kabul ederken, koalisyon bileşenlerinin belirli bir kesiminin bu değişikliklere karşı çekinceleri var.
Bu hızlı adımlar arasında, Burhan'ın Sudan’ı ordunun 25 Ekim 2021'de iktidara gelmesinden bu yana karşılaştığı yönetişim krizinden çıkaracak anlaşmanın imzalanması için siyasi ortamın yaratılmasına yönelik kararlar almayı kabul etmesinin ardından, askeri ve sivil iki tarafın önümüzdeki iki gün içinde bir ‘çerçeve anlaşma’ imzalaması bekleniyor.
ÖDG’nin önde gelen bir lideri, geçtiğimiz perşembe akşamı Hartum'da gerçekleştirilen koalisyon liderlik konseyi toplantısında, askeri unsurun geçici anayasa taslağı hakkında sunduğu tekliflerin tartışıldığını ifade etti. Ayrıca tekliflerin, bu önerilerle ilgili çekincelerini dile getiren Arap Sosyalist Baas Partisi hariç bileşenlerin büyük çoğunluğunun onayıyla kabul edildiğini söyledi.

Hartum'da protestolar sürüyor. (AFP)
Söz konusu kaynak, Koalisyon ile Baas Partisi arasında siyasi bildiriyi imzalamaya ve çerçeve anlaşmanın imzalanmasına katılmaya ikna etmek için istişarelerin sürdüğünü ve önümüzdeki günlerde imzaya katılmasını beklediğini açıkladı. Kaynağa göre çerçeve anlaşmanın bugün imzalanması planlanıyordu. Ancak Baas ile devam eden istişareler, imzanın en geç önümüzdeki pazartesi gününe ertelenmesine neden oldu.
Aynı gece, çerçeve anlaşmanın imzalanmasına yönelik düzenlemeleri görüşmek üzere muhalefet koalisyonu ile askeri unsur arasında ortak bir toplantı düzenlendi. İki taraf ayrıca başta siyasi tutukluların serbest bırakılması ve barışçıl protestoculara yönelik şiddetin sona erdirilmesi olmak üzere çerçeve anlaşmanın imzalanması için elverişli bir ortam yaratan kararlar çıkarma konusunda uzlaşmaya vardı.
Al-Sharq TV’ye göre askeri kaynaklar, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın, askeri liderlerin Özgürlük ve Değişim ile yaptığı toplantının ardından önümüzdeki saatlerde çerçeve anlaşmanın imzalanmasına ortam hazırlamak için kararlar alacağını bildirdiler.
ÖDG Lideri ayrıca gelecek pazartesi günü, ÖDG’nin diğer sivil ve siyasi güçlerin, askeri liderlerle askeri yönetimin sona ermesinin ve tam sivil yönetim kurumlarının oluşumunun yolunu açan bir çerçeve anlaşma belgesinin imzalanmasına tanık olmasının beklendiğini söyledi. Juba Barış Anlaşması'nı imzalayan bazı silahlı hareketler ve ‘Demokratik Blok’ olarak bilinen diğer parti ve bloklar anlaşmayı reddederek anlaşmanın bir parçası olmayacaklarını vurguladı.
Halkın, yerel, uluslararası ve bölgesel baskılar altında ÖGD, askeri liderlerle Barolar Birliği tarafından hazırlanan bir geçiş anayasa taslağına dayanan anlaşmaya vardı. Söz konusu taslak sivil bir devlet başkanı ve sivil bir başbakan ile sivil bir hükümetin kurulmasını ve ordunun, her düzeydeki gücün müdahalesi olmaksızın, başbakan başkanlığındaki bir güvenlik ve savunma konseyine gitmesini sağlamayı öngörüyor.
Kaynak, anlaşmanın, çerçeve anlaşmanın imza tarihinden itibaren yaklaşık iki yıl olarak planlanan geçiş döneminin sonunda, anlaşmanın tam yetki ve yetkilere sahip bir sivil hükümetle sonuçlanarak demokratik bir geçişin ve özgür ve adil seçimlerin önünü açmasını bekliyor. Muhtemel anlaşma geniş bir uluslararası desteğe sahip. Taraflar, acil ekonomik yardım sağlamak için uluslararası toplumdan ve arabuluculardan ülkenin içinden geçmekte olduğu boğucu ekonomik krizin ele alınmasına ve yeni hükümet kurulur kurulmaz Sudan'ın uluslararası ve bölgesel rolünün ve varlığının geri kazanılmasına katkıda bulunma taahhüdü aldıklarını aktardılar.
ÖDG, basında çıkan, başkan ve başbakanlık pozisyonları için aday adaylarının isimlerine dair haberleri yalanladı. Bu haberlerde, Devlet Başkanı olarak Egemenlik Konseyi'nin eski üyesi Muhammed el-Faki, ayrıca koalisyonun lideri ve Profesyoneller Derneği üyesi Taha Osman, Eski Maliye Bakanı İbrahim el-Bedevi ve Eski Adalet Bakanı Nasreddin Abdulbari gibi isimler öne çıktı.
ÖDG Koalisyonu Sözcüsü Cafer Hasan, yaptığı basın açıklamasında ÖDG’nin herhangi bir isim sunmadığını dolaşan bilgilerin söylentiden ibaret olduğunu vurguladı. Hasan şunları söyledi:
“ÖDG, bu dosyada kesinlikle belirli bir isimden bahsetmedi. Ancak, başbakanlık görevini kimin üstleneceğine dair özellikleri belirtmekle yetindi. Devrime dair net tutum ve katkılara ayrıca siyasi ve akademik yeterliliğe sahip olması gerektiği vurgulandı. Ancak asıl koşul, devrime ve onun sorunlarına bağlılıktır.”
Diğer yandan Sudan'ın doğusunda bir sivil örgüt olan ‘Nazzarat Beja’ Yüksek Kurulu, Beja aşiretlerinin lideri Muhammed el-Emin Türk'ü ve örgütün başkanını, ordu yanlısı ve orduyu destekleyen silahlı hareketler ve partilerden oluşan Demokratik Blok'un başkan yardımcılığına atandığını duyurmasının ardından görevden aldı. Türk’ün bir temsilcisi ve halkı Cuba Barış Anlaşması kapsamında ‘doğu yolunun’ iptali için çağrıda bulunan Doğu Sudan'ın davasına ihanet ettiğini savundular. Yeni müttefikleri ise kendisine bağılığı sürdürerek herhangi bir değişikliği karşı çıkıyor.
Şarku'l Avsat tarafından dün elde edilen bir bildiride Konsey, herhangi bir ittifaka katılmayacağını duyurdu. Bildiride Demokratik Blok koalisyonuna katılanların kendilerini temsil ettikleri kaydedildi. Doğu Sudan'ın yolunu kesmeyen hiçbir belge veya beyanı tanımamaya bağlılık vurgulandı. Bildiride ülkenin doğusundaki tüm bölgelerde kapsamlı ve kademeli bir şekilde gerilimi artırma sözü verildi. Bu durumun, ulusal projeyi engellemek için bir platform oluşturmayacağı ve buna bölge genelinde bu ayın onda başlayan barışçıl yürüyüşlerin ve protestoların da dahil olduğu ifade edildi.



Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
TT

Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Yale Üniversitesi’nin Halk Sağlığı Fakültesi’ne bağlı İnsani Araştırmalar Laboratuvarı’na göre, uydu görüntüleri, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrolünü ele geçirdiği Sudan'ın batısındaki Darfur eyaletinin kuzeyinde bulunan el-Faşir şehrinde ‘toplu mezarlar’ ve ‘ceset imha faaliyetlerinin’ izlerini ortaya çıkardı.

Sudan ordusunun Darfur'daki son büyük kalesi olan el-Faşir'in HDK tarafından ele geçirilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM), katliamlar, tecavüzler, yağmalamalar ve halkın toplu olarak yerinden edildiğini bildirdi.

HDK'nin sosyal medyada yayınladığı videolarla desteklenen çok sayıda tanık ifadesi, iletişimden tamamen kopuk olan şehirde yaşanan zulmü gözler önüne serdi.

s
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Dün yayınlanan İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, el-Faşir'deki eski bir hastane ve caminin yakınında ‘toplu mezar olduğu düşünülen en az iki bölgede toprak bozulmaları’ olduğu belirtildi.

Raporda, ‘şu anda HDK tarafından gözaltı merkezi olarak kullanılan’ bir doğum hastanesinin dışında daha önce tespit edilen hendeklerin ve nesne yığınlarının ortadan kaybolduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 450 hasta ve personelin öldürüldüğünü bildirdiği Suudi hastanesine yakın bir caminin yakınında ‘yaklaşık 7 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir hendekten’ bahsedildi.

İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, HDK'nin bir yıldan fazla süren kuşatma sırasında inşa ettiği toprak bariyerin yakınında toplu infazlara dair kanıtlar olduğu kaydedildi.

yu
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) pazartesi günü, ‘el-Faşir'de işlenen zulümlerin kanıtlanması halinde, Roma Statüsü uyarınca savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil edebileceği’ uyarısında bulundu.

HDK şehri ele geçirdikten sonra on binlerce kişi şehirden kaçtı. AFP'ye konuşan tanıklar, bu güçlerin kaçmaya çalışan yüzlerce sivili gözaltına aldığını, ayrıca onlara şiddet uyguladığını ve öldürdüğünü söyledi.

BM bugün, saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının yüzlerce olabileceğini bildirdi. Ordu destekli hükümet ise HDK’yi 2 bin sivili öldürmekle suçluyor.

BM'ye göre, Nisan 2023'te Sudan'da patlak veren çatışma on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 12 milyon kişinin yerinden edilmesine neden olarak dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizine yol açtı.


Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

İnci Mecdi

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nden Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırma yetkisi talep ediyor. Uluslararası istikrar gücü, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonunda sunduğu ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı uzun vadede sona erdirmeyi amaçlayan 20 maddelik planının temel unsurlarından biri.

Amerikan medya kuruluşlarının incelediği taslak karara göre, uluslararası güç, silahlı örgütlerin “kalıcı olarak silahsızlandırılması” da dahil olmak üzere Gazze'deki silahsızlandırma sürecini temin etmek için İsrail ve Mısır ile iş birliği içinde çalışacak. Ayrıca Filistinli polis memurlarına eğitim ve destek sağlayacak, sivilleri koruyacak ve insani yardım koridorlarının güvenliğini sağlayacak. ABD’li yetkililere göre taslak, 15 üyeli konsey ve diğer uluslararası ortaklar arasında kapsamlı müzakerelerden geçmesi beklenen bir ön taslak. Nitekim şu anda tartışılıyor ve bu istişareler doğrultusunda revize ediliyor.

Silahsızlandırma sürecini temin etmenin yanı sıra, bir barış gücü değil, güvenliği sağlamaktan sorumlu bir yürütme organı olacak olan bu gücün, Gazze Şeridi'nin hem İsrail hem de Mısır ile olan sınırlarını güvence altına alması, sivilleri ve insani koridorları koruması ve yeni bir Filistin polis gücü yetiştirmesi öngörülüyor. Taslak, katılımcı ülkelere, Gazze Şeridi’nin geçici yönetimini üstlenmesi beklenen ve henüz kurulmamış olan “Barış Konseyi” ile iş birliği içinde, 2027 yılı sonuna kadar Gazze'de güvenliği sağlama konusunda geniş bir yetki veriyor. Yine taslak, bu gücün Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve koordinasyon içinde olmasını da öngörüyor.

İsrail'in itirazı

Taslakta, önerilen uluslararası güce hangi ülkelerin katılacağı veya ne kadar askerle katkıda bulunacağı belirtilmedi. Ancak, istikrar gücüne katılmakla ilgilenen birçok Arap ve Arap olmayan devlet, BM'nin plana verdiği desteğin katılımları için ön koşul olduğunu ifade etti. ABD'nin BM misyonu, Independent Arabia'nın sorularına yanıt vermedi, ancak kaynaklar, ABD'nin talebi üzerine Gazze'de istikrarı sağlamak için uluslararası güce birkaç ülkenin katılmayı düşündüğünü belirtiyor.

Arap Amerikalılar Barış Komitesi Başkanı ve Gazze'de arabuluculuk yapan Bişara Bahbah, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'deki uluslararası istikrar gücüne hem Türkiye hem de Katar'ın katılmasına karşı çıktığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun, gücün misyonunun “İsrail'in kendini rahat hissettiği tarafları veya İsrail'in rahatlıkla iş yapabileceği ülkeleri içermesi gerektiği” yönündeki açıklamaları da bunu teyit ediyor. Ancak Rubio belirli bir ülke adı vermedi veya olası bir vetodan bahsetmedi.

Azerbaycan merkezli ANewsZ kanalının haberine göre, ABD, çatışmalar sona erdiğinde Gazze'nin güvenliğini sağlamayı ve insani yardımların ulaştırılması faaliyetlerini genişletmeyi amaçlayan bir misyona katılımı için Azerbaycan ile iletişime geçti. Bakü, hem İsrail hem de Filistin Ulusal Otoritesi ile diplomatik ilişkilere sahip. Kasım 2022'de Azerbaycan Meclisi, Tel Aviv'de bulunması şartıyla İsrail’de bir büyükelçiliğin açılmasını onaylamıştı.

Büyükelçilik, diplomatik temsilcilik ve Bakü'den bir büyükelçinin atanmasıyla Mart 2023'te resmen açıldı. Aynı zamanda Azerbaycan, 2022'nin sonlarında Batı Şeria'daki Ramallah'ta bir “temsilcilik ofisi” kurdu. Bu ofis, Azerbaycan'ın İsrail ile yakın ortaklık ile Filistinlilerle dayanışmayı sürdürmeye yönelik diplomatik stratejisini yansıtıyor.

İsrailli muhalif milletvekili ve Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi üyesi Moşe Tur-Paz, “Diğer ordulara böylesine önemli bir rol vermek soru işaretleri yaratıyor ve bu İsrail'in çıkarına olmayabilir.” dedi. “Hamas'ın Gazze'deki yönetimine son verme çabalarına diğer ülkelerin katılımının iyi bir şey olduğu doğru, ancak aynı zamanda İsrail için bir tehdit de oluşturabilir,” diye ekledi ve Türkiye gibi bir ülkenin Hamas ile yakın bağları olduğunu belirtti.

İsrail'in böyle bir güce hangi ülkelerin katılacağını ne ölçüde belirleyebileceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, Kudüs merkezli bir düşünce kuruluşu olan Yahudi Halkı Politika Enstitüsü'nden Yaakov Katz, basına yaptığı açıklamada, “İsrail'in bakış açısından sorun, artık istediği gibi hareket edememesi ve bunun sonuçları olacak” yorumunu yaptı.

Mısır bir temel taş

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Washington'da bulunan Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Heysem Hasaneyn yaptığı açıklamada, Mısır'ın Gazze'deki herhangi bir uluslararası gücün temel taşı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ve Endonezya veya Azerbaycan gibi Arap olmayan Müslüman ülkelerin yanı sıra BAE, Ürdün ve Fas'ın da potansiyel katkıları olabileceğini belirtti.

Yeni bir Filistin polis gücünün eğitilmesi konusuna gelince, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, ülkesinin Filistin güvenlik güçlerini eğitmeye başladığını açıkladı. Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Medbuli, Mısır'ın “Gazze'ye uluslararası desteğin, sahada görev yapacak bir misyonu da kapsamasını memnuniyetle karşıladığını” belirtti. Bu misyonun yetkilerinin “Gazze ile Batı Şeria'da (Doğu Kudüs de dahil) bir Filistin devletinin kurulmasına giden süreci temsil eden tek bir siyasi paket kapsamında uluslararası güçlerin konuşlandırılması yoluyla, Güvenlik Konseyi tarafından belirlenmesinin” şart olduğunu da ifade etti.

Net bir çerçeve ve siyasi bir plan

Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden gözlemciler, Gazze'nin geleceğinin yalnızca Kudüs'te veya Gazze Şeridi'nde değil, aynı zamanda Riyad, Abu Dabi, Ankara ve Doha'da da belirleneceğine inanırken, Körfez ülkelerinin Gazze'ye doğrudan müdahale konusunda çok istekli olmadıklarını belirtiyorlar. Nitekim savaş sırasında diplomatik çerçevelere verdikleri destek, sahada fiili bir katılımdan ziyade, İsrail’e çatışmayı sona erdirmesi ve siyasi süreci yeniden başlatması için baskı yapmayı amaçlıyordu.

Benzer şekilde, Hasaneyn de, Gazze'nin Hamas sonrası geleceği için net, ABD öncülüğünde bir çerçeve ve güvenilir bir siyasi plan olmadığı sürece Körfez ülkelerinin katılımının uzak bir ihtimal olduğunu belirtti ve “hiçbir Arap hükümeti Gazze'yi İsrail adına yönetiyormuş gibi görünmek istemiyor” dedi.

Hamas'ın silahsızlandırılması, Trump'ın ateşkes ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için hazırladığı 20 maddelik planın temel meselelerinden biri olmaya devam ediyor; ancak Hamas bu adımı henüz tam olarak kabul etmedi. Hamas liderleri, tüm silahları bırakmanın teslim olmak anlamına geldiğini ve İsrail'e karşı silahlı mücadelenin hareketin ideolojisinin temel bir parçası olduğunu defalarca dile getirdiğinden, uluslararası gücün Gazze'de silahsızlanmayı nasıl gerçekleştireceği belirsizliğini koruyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri ile Hamas unsurları arasında bir tampon bölge oluşturmak için “Sarı Hat” adıyla bilinen hat boyunca çokuluslu bir güç konuşlandırılması planlanıyor. ABD tampon bölgenin haritasını çıkarırken, İsrail önemli stratejik noktaların kontrolünü elinde tutacak. Bu arada, AP'ye göre, Ürdün, BAE ve Fas'ın yardımıyla Gazze'nin güneyinde ve kuzeyinde insani yardım bölgeleri kuruluyor.

İngiltere Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bakanı Hamish Falconer, Trump’ın planının ikinci aşamasıyla ilgili birçok soru işareti olduğunu ve ilk aşamanın uygulanmasının henüz tamamlanmadığını söyledi. Falconer, Gazze'deki herhangi bir istikrar gücünün “BM Güvenlik Konseyi yetkisiyle desteklenmesinin” önemli olduğunu da vurguladı.


İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün (Cuma), ordunun Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerini “son tünele kadar” imha etmesini ve ortadan kaldırması talimatını verdiğini açıkladı.

Katz, X hesabındaki mesajında şu ifadeleri kullandı:  “Tüneller olmazsa Hamas da olmaz.” Geçen ay Katz, Gazze'yi silahsızlandırma sürecinin sadece grupları silahsızlandırmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Hamas'ın tünel ağının tamamen yok edilmesini de içerdiğini belirtmişti. Alman Haber Ajansı  DPA'ya göre, ordu İsrail kontrolündeki sarı bölgede tünellerin yıkımını  öncelik hale getirdi.

Görsel kaldırıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusı  İsrail'in kontrolündeki Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü temsil eden sarı hattın doğu tarafında, Hamas unsurlarının tünellerde hala saklandığını tahmin ettiklerini belirtti.