Bilim insanları, gizemli ışık patlamasının doğrudan Dünya'ya yönelmiş bir kara delikten geldiğini söylüyor

(Carl Knox/OzGrav, Swinburne Teknoloji Üniversitesi)
(Carl Knox/OzGrav, Swinburne Teknoloji Üniversitesi)
TT

Bilim insanları, gizemli ışık patlamasının doğrudan Dünya'ya yönelmiş bir kara delikten geldiğini söylüyor

(Carl Knox/OzGrav, Swinburne Teknoloji Üniversitesi)
(Carl Knox/OzGrav, Swinburne Teknoloji Üniversitesi)

Gökbilimciler, Dünya'ya doğru gelen gizemli ve inanılmaz derecede yoğun, görünür ışık patlamasının doğrudan bize yönelen bir kara delikten geldiğini söyledi.
Keşif, bilim insanlarının şimdiye kadar açıkladığı bu türden en uzaktaki olay olmasının yanı sıra gökbilimcilerin görünür ışık kullanan bir kara deliği ilk kez tespit ettiği an oldu. Bu tespit, sadece fışkırma Dünya'yı neredeyse doğrudan işaret ettiği için mümkün oldu.
Yıldızlar bir kara deliğe çok yaklaştığında paramparça olur ve patlama evren boyunca tespit edilebilir. Bu olay, gelgit bozulma olayı veya TDE (tidal disruption event) olarak bilinir ve vakaların yaklaşık yüzde 1'inde kara deliğin her iki tarafından plazma ve radyasyon gönderilir.
Jetted-TDE (fışkıran TDE) diye bilinen bu nadir olay, diş macunu tüpünü sıkıp her iki uçtan da macun fışkırtmaya benzetiliyor. Bilim insanları bunlarla nadiren karşılaşıyor.
Bilim insanları, bunları daha iyi anlama çabasının bir parçası olarak, meydana geldiklerinde gelişmiş teleskopları onlara doğru çevirebilecekleri umuduyla olayların işaretlerini gökyüzünde izliyor. Şubatta bu gerçekleşti: Gökbilimciler, bilim insanlarının dünyanın en gelişmiş teleskoplarından bazılarını olayın kaynağına doğru çevirmesine neden olan, göz alıcı bir ışık patlamasına şahit oldu.
Bin trilyon güneşten daha fazla ışık yayan bu ışık, gökyüzünün, daha önce böyle bir ışığın gözlemlenmediği bir bölümünden geliyordu. Bu, izleyen bilim insanları arasında heyecan yarattı.
Şimdi bilim insanları bu ışığın, AT 2022cmc diye adlandırılan, jetted-TDE'lerden birinden geldiğine inanıyor. Fışkırma, muhtemelen bir kara deliğin aniden yakındaki bir yıldızı yemeye başlamasıyla oluşmuş, evrene ve bize enerji saçmaya başlamıştı.
Bilim insanları, bunun inanılmaz derecede uzaklardan, diğer benzer olaylardan da daha uzaktan geldiğini keşfetti. Dünya'ya ulaşan ışık, evren şu anki yaşının yaklaşık üçte biriyken uzay yolculuğuna başlamıştı.
Ancak fışkırma bize doğru geldiği için alışılmadık derecede parlak ve görünürdü, yani hem normalden daha yoğun hem de elektromanyetik spektrumun daha geniş bir bölümündeydi.
Bu olay gökbilimcilerin, şimdiden birçok rekoru kırmış olan bu TDE'yi keşfetmesine olanak tanıdı. Bilim insanları bunun, daha fazla TDE bulmak için kullanılarak, kara deliklerin daha iyi anlaşılmasına ve haklarında daha fazla ayrıntı vermesine imkan sağlayacağını umuyor.
Bulgular iki yeni makalede raporlandı. Biri, "A very luminous jet from the disruption of a star by a massive black hole" (Bir yıldızın, muazzam bir kara delik tarafından bozulmasından ortaya çıkan çok parlak bir fışkırma), Nature'da yayımlandı. Diğeri, "The Birth of a Relativistic Jet Following the Disruption of a Star by a Cosmological Black Hole" (Bir Yıldızın Kozmolojik bir Kara Delik Tarafından Bozulmasından Sonra Göreceli bir Fışkırmanın Doğuşu), Nature Astronomy'de yayımlandı.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space