Ürdün Kralı'ndan 'krizlerin üstesinden gelme çabalarında Lübnan'ın yanındayız' mesajı

Ürdün Kralı 2. Abdullah (AFP)
Ürdün Kralı 2. Abdullah (AFP)
TT

Ürdün Kralı'ndan 'krizlerin üstesinden gelme çabalarında Lübnan'ın yanındayız' mesajı

Ürdün Kralı 2. Abdullah (AFP)
Ürdün Kralı 2. Abdullah (AFP)

Ürdün Kralı 2. Abdullah, krizlerin üstesinden gelme çabalarında Lübnan'a destek vermeyi sürdüreceklerini söyledi.
Ürdün Kraliyet Divanından yapılan yazılı açıklamaya göre Kral Abdullah, ülkeyi ziyaret eden Lübnan Maruni Patriği Mar Beşara Butrus er-Rai'yi başkent Amman'da kabul etti. Görüşmede, Ürdün ve Lübnan arasındaki ikili ilişkiler ele alındı.
Kral Abdullah, mevcut krizlerin üstesinden gelme çabalarında Lübnan'ın yanında olduğunu, bu ülkeye desteğinin süreceğini kaydetti.
Ürdün Kralı Abdullah, ayrıca Kudüs'teki Müslümanlara ve Hristiyanlara ait kutsal mekanlara sahip çıkmak ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için her türlü gayreti göstereceğini vurguladı.
Rai de Ürdün'ün Lübnan'a ve halkına yönelik destekleyici tutumundan övgüyle söz etti.
Ürdün'ün Lübnan'a, halkına ve Arap davalarına verdiği desteği takdir eden Rai, yaklaşık iki yıl önce Beyrut Limanı'ndaki patlamanın hemen ardından gönderdiği insani ve tıbbi yardımdan dolayı Ürdün'e teşekkür etti.

Lübnan'daki ekonomik kriz
Lübnan, özellikle 2019 yılından bu yana ciddi bir ekonomik krize sahne oluyor.
Ekonomik kriz nedeniyle Lübnan Merkez Bankası, döviz rezervlerinin erimesini önlemek için ülkedeki tüm döviz mevduat hesaplarını dondurmuştu.
Ülke yetkilileri, ekonomik krizden çıkmak için 2020'den itibaren Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmelere başlamış ve 8 Nisan 2022'de IMF'nin "ekonomik reform" şartlarıyla birlikte 3 milyar dolarlık kredi için ön anlaşmaya varmıştı.
Lübnan hükümeti bu reformlar kapsamındaki "bütçenin onaylanması" maddesi hariç henüz IMF'nin talep ettiği köklü ekonomik reformları yerine getiremedi.



Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
TT

Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)

İsrail'de 7 Ekim 2023'te Hamas'ın düzenlediği saldırıya ilişkin komplo teorileri tehlikeli bir boyuta ulaştı. İktidardaki Likud partisinden Knesset üyesi Tali Gottlieb, saldırı sırasında güvenlik güçlerinin (ordu, istihbarat ve polis) başındaki kişileri, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu devirmek için komplo kurmakla suçladı ve tutuklanıp idam edilmelerini istedi.

Netanyahu'nun yakın çevresinden biri olarak bilinen Gottlieb, güvenlik teşkilatlarının başkanlarının Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırı planından haberdar olduğunu ve bu saldırıyı önleyebilecekleri halde önlemediklerini belirtti.

Güvenlik şeflerinin bunu "ülkeyi Netanyahu'ya karşı öfkeyle doldurmak ve bunun sonucunda halkın sokaklara çıkıp onu devirene kadar yürümesini sağlamak" için yaptıkları suçlamasını sürdürdü. Bu nedenle, "vatana ihanet" suçlamasıyla tutuklanmalarını ve idam edilmelerini talep etti.

Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre Gottlieb, Genel İstihbarat Servisi (Şin Bet) başkanı Ronen Bar'ın "kronik ve son derece tehlikeli bir komplocu" ve "Korkutucu yalanlar yaymada usta" olduğunu söyledi.

Savaşın ikinci günü, yukarıda bahsi geçen 8 Ekim'de Netanyahu'ya "bu kurumların tüm liderlerini görevden alması gerektiğini" söylediğini açıkladı; "Herhangi bir başkan: Genelkurmay, Mossad, Şin Bet ve Ulusal Güvenlik. İhanet ettiler” ifadelerini kullandı.

Gazetecinin “Sence hainlerin cezası nedir?” sorusuna, “ölüm cezası” diye cevap verdi.

Milletvekili, suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma komisyonu kurulmasını reddetti, çünkü “bu askeri liderler yargıçlar üzerinde çok büyük bir nüfuza sahip ve kimse onlara suçlama yöneltmeye cesaret edemez” iddiasında bulundu.

Ona göre “tek çözüm”, “hükümet kararıyla onları görevlerinden uzaklaştırmak. Hükümet herkesten üstündür.”

Komplo teorileri İsrail'de, özellikle de iktidardaki sağ kesim arasında yaygın.

Bazı sağcı destekçiler, “İsrail istihbarat ve ordu mensupları Gazze'de karıncaların bile hareketini biliyorlar, (Hamas'ın) neredeyse alenen planladığı saldırıdan haberi olmamaları mantıklı değil” diyorlar.

Bu kişiler, “gözetleme görevlileri uyarıda bulunmuş ve tatbikatlarla ilgili fotoğraf ve bilgiler sunmuş” olduğunu iddia ediyorlar. Bu nedenle, “7 Ekim'deki saldırıya şaşırmış olmaları mantıklı değil. Ancak haberleri gizlediler ve (Hamas'ı) serbest bıraktılar” iddiasını dile getiriyorlar.

Bu teoriyi savunanlar arasında Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair ve Netanyahu'nun hizmetinde çalışan internet ordusu da bulunuyor.