Lübnan'ın ‘Captagon Kralı’ lakaplı uyuşturucu baronu 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Lübnan’da son dönemde hız kazanan operasyonlarda meyve ve sebze içine gizlenmiş yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi.
Lübnan’da son dönemde hız kazanan operasyonlarda meyve ve sebze içine gizlenmiş yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi.
TT

Lübnan'ın ‘Captagon Kralı’ lakaplı uyuşturucu baronu 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Lübnan’da son dönemde hız kazanan operasyonlarda meyve ve sebze içine gizlenmiş yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi.
Lübnan’da son dönemde hız kazanan operasyonlarda meyve ve sebze içine gizlenmiş yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi.

Beyrut Ceza Mahkemesi dün, Lübnan'ın en ünlü ‘Captagon’ hapı satıcılarından Hasan Diggu'ya ağırlaştırılmış yedi yıl hapis cezası verdi.
Yerel medya, Lübnan’ın doğusundaki Bekaa’da Captagon hapı ticareti yaptığı devasa bir imparatorluğu yönetmekle suçlanan Diggu için ‘Captagon Kralı’ lakabını kullanıyor.
Lübnan Resmi Haber Ajansı (NNA), iki danışman Lima Eyyüb ve Kriystal Meliki’yle beraber Yargıç Sami Sıdgi başkanlığındaki Beyrut Ceza Mahkemesi’nin, sanık Hasan Diggu’yu uyuşturucu madde ‘Captagon’ imal etmek ve yurt dışına kaçırmak suçundan yedi yıl hapis cezasına çarptırıldığını bildirdi. Hapse ek olarak ağır çalışma cezası kararı da alan mahkeme Digu’ya ayrıca 100 milyon Lübnan lirası para cezası verdi.
Bu, yetkililerin aylardır kaçakçılık operasyonlarını engellemek için çalışmalarına hız verdiği ülkede, bu düzeyde önde gelen bir ‘Captagon’ satıcısının ilk mahkumiyeti oldu. Güvenlik güçleri Diggu'yu geçen yılın nisan ayında tutuklamış ve Suriye askeri kurumları için çalıştığı suçlaması yöneltmişti. Diggu ise ‘Captagon’ hapı kaçakçılığı yapmakla ilgili suçlamaları reddetmişti.
Mahkeme, sanıklar Memduh el-Hicce ve Halid el-Hicce'ye para cezasına ek olarak beşer yıl ağır çalışma, sanık Abdülhamid el-İbrahim'e de iki yıl üç ay hapis cezası verdi. Sanıklar Kuteybe el-Kadir, Rıdvan el-Kadir, Muhammed el-Bekri ve Sami Raslan ise delil yetersizliğinden dolayı uyuşturucu kaçakçılığından beraat ederken kara para aklama suçundan her biri iki yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Muhammed Hemşu ise delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldı.
Mahkeme, Hasan Diggu'nun iki erkek kardeşi de dahil olmak üzere diğer 25 kaçağı ağır çalışma cezasına çarptırdı, tüm medeni haklarını ellerinden aldı, taşınır ve taşınmaz mallarına el koydu.
Güvenlik yetkililerine göre Ürdün'de bir zirai ilaç fabrikası, Suriye'de bir otomobil şirketi ve bir tanker filosu da dahil olmak üzere Diggu tarafından yönetilen bazı işletmeler uyuşturucu ticareti için paravan olarak kullanılıyor. Aynı kaynaklara göre Diggu, Suriyeli ve Lübnanlı yetkililerle kurduğu iyi ilişkiler ağından da faydalanıyor.
Mahkeme gerekçeli kararında ‘Diggu ile uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarındaki aktivistler arasında temaslar olduğunun ve sanıklardan birinin ‘Captagon imalatında yer alan malzemeleri satın aldığının’ tespit edildiğini bildirdi.
Karara göre Diggu daha önce Lübnan İç Güvenlik Güçleri Genel Müdürlüğü Bilgi Birimi ile iş birliği yaparak kendilerine yurt dışına kaçırılan sevkiyatlar hakkında bilgi verdi. Ancak cep telefonunun hafızası incelendiğinde, Birim’e bilgisini vermediği uyuşturucu sevkiyatlarına ait veri görüntüleri olduğu tespit edildi.
Lübnan'da ‘Captagon’ olarak bilinen uyuşturucu hapların üretimi ve kaçakçılığı son yıllarda arttı. Yetkililer son zamanlarda başta Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerinden gelen tepkilerin ardından kaçakçılık operasyonlarını engelleme çabalarını yoğunlaştırdı.
Bu maddenin başlıca üretim yeri olan Suriye, şu an Lübnan, Irak, Türkiye, körfez ülkeleri, Afrika ve Avrupa ülkelerine kadar uzanan bir ağın ana merkezi haline gelmiş halde. ‘Captagon’ hapları için ilk pazar Suudi Arabistan olarak kabul ediliyor.



Selam: Lübnan ordusu, Litani'nin güneyinde 500'den fazla askeri mevziyi dağıttı

Selam: Lübnan ordusu, Litani'nin güneyinde 500'den fazla askeri mevziyi dağıttı
TT

Selam: Lübnan ordusu, Litani'nin güneyinde 500'den fazla askeri mevziyi dağıttı

Selam: Lübnan ordusu, Litani'nin güneyinde 500'den fazla askeri mevziyi dağıttı

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgede 500'den fazla mevzi ve silah deposunu imha ettiğini belirterek, ‘İsrail saldırganlığının gölgesinde istikrarın sağlanamayacağını’ vurguladı.

Yeni hükümetin kuruluşunun 100’üncü günü münasebetiyle konuşan Selam, ‘devletin otoritesini dayatmak’ için çalışmaya devam etme sözünü yineledi. Selam, “Kurtuluş ancak gerçek bir reform süreci başlatarak ve Arap kardeşlerimizin güvenini yeniden kazanarak sağlanabilir… Lübnan tarihinin önemli bir aşamasında” ifadelerini kullandı.

“Refik Hariri Uluslararası Havaalanı yolundaki tüm partizan resimler ve sloganlar kaldırıldı. Bu yolda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) unsurlarına saldıranlar gözaltına alındı” diyen Selam, yerinden edilmiş Suriyelilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünü kolaylaştırmak için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Selam, hükümetin 100 gün içinde gerçekleştirdiklerinden bahsederek şunları söyledi: “Bugün bir yük haline gelen bankacılık gizliliği yasasını çıkardık. Hedefimiz modern ve iyileşen bir bankacılık sistemi kurmak. Zira insanların mevduatlarını geri kazanmanın yolu bu.”

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile devam eden müzakerelerde kaydedilen ilerlemeye işaret eden Selam, “Ben mevduatların silinmesi fikrinden vazgeçilmesinden yanayım” dedi.

“Biri yeniden yapılanma diğeri de yatırım için olmak üzere iki konferans düzenleyeceğiz” diyen Selam, hükümetin yeniden yapılanmaya öncelik verdiğini, bu amaçla 250 milyon dolarlık bir kredi sağlandığını ve dört yıllık bir plana göre eğitim, sağlık ve diğer sektörleri desteklemek için 350 milyon dolardan fazla değerde projeler üzerinde çalışıldığını vurguladı.

“Gerçek büyümenin tüm bölgeleri kapsaması gerektiğini” vurgulayan Selam, bu nedenle güney, kuzey ve Bekaa Vadisi'ni ziyaret ederek bu bölgelerin ihtiyaçlarını yerinde gördü.

Hükümetin reformları bağlamında, ‘performansı arttırmak ve hizmet seviyesini yükseltmek için liyakat ve rekabetçiliğe dayalı yeni bir işe alım mekanizmasının benimsenmesinin’ yanı sıra telekomünikasyon sektörünün geliştirilmesine, elektrik sektöründe reform yapılmasına ve yenilenebilir enerji projelerine odaklanılmasına işaret etti.