Libya ve Türkiye’den Yunanistan’a gerilimi durdurma çağrısı

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Libyalı mevkidaşı Menguş geçen ekim ayında Trablus'ta bir araya geldiler. (AFP)
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Libyalı mevkidaşı Menguş geçen ekim ayında Trablus'ta bir araya geldiler. (AFP)
TT

Libya ve Türkiye’den Yunanistan’a gerilimi durdurma çağrısı

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Libyalı mevkidaşı Menguş geçen ekim ayında Trablus'ta bir araya geldiler. (AFP)
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Libyalı mevkidaşı Menguş geçen ekim ayında Trablus'ta bir araya geldiler. (AFP)

Türkiye ve Libya Ulusal Birlik Hükümeti, Akdeniz'de hidrokarbon ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda geçen ekim ayında imzaladıkları mutabakat zaptı ile ilgili Yunanistan’ın ‘yanlış’ suçlamalara ve ‘tansiyonu yükselten söylemlere’ son vermesini ve iki ülkenin egemen kararlarına saygı duymasını talep etti.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu ve Libya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Tahir es-Sünni, Yunanistan’a ortak bir mektupla yanıt verdi. Mektupta ‘iki ülke arasındaki mutabakat zaptının uluslararası hukuk ilkelerine bağlı ve egemen eşitlik ilkesine dayalı yasal bir araç olduğu’ vurgulandı.
Bir Türk heyetinin 3 Ekim'de Libya’yı ziyareti sırasında Türkiye ile Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki Libya Ulusal Birlik Hükümeti arasında askeri eğitim, petrol, enerji, gaz ve medya alanlarında bir dizi mutabakat zaptı imzalandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, petrol ve doğal gaz alanında mutabakat zaptını imzaladıktan sonra şu açıklamada bulundu:
 “Libya ile hidrokarbon kaynakları alanında mutabakat zaptı imzaladık. Diğer ülkelerin buna müdahale hakkı yok. Bu, iki egemen ülke arasında imzalanan bir anlaşma.”
Mutabakat zaptı, Türkiye ve Libya'daki iki ulusal petrol şirketi arasında deniz yetki alanlarında, Akdeniz'de Libya kıyılarında ve Libya topraklarında petrol ve gaz arama, çıkarma ve satma konusunda ortak çalışmayı içeriyor. Hidrokarbon kaynakları alanında mutabakat zaptının imzalanması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eski Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac arasında 27 Kasım 2019 tarihinde İstanbul'da imzalanan mutabakat zaptının uygulanmasına yönelik geldi. Bu tarihte imzalanan anlaşma Libya Temsilciler Meclisi tarafından onaylanmamış ve şu ana kadar tanınmamıştı. Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından yayınlanan yol haritasına göre Dibeybe hükümetinin 24 Aralık 2021'de görev süresi sona erdikten sonra herhangi bir mutabakat zaptı veya anlaşma imzalamaya yetkisi olmadığı öne sürüldü. Bu göz önüne alındığında mutabakat zaptı Mısır, Yunanistan, Avrupa Birliği ve ABD muhalefetinin yanı sıra Libya içinde de Temsilciler Meclisi, Yüksek Devlet Konseyi üyeleri ve Temsilciler Meclisi tarafından tanınan Fethi Başağa hükümeti tarafından reddedildi.
Anadolu Ajansı dün, ‘Libya Ulusal Birlik Hükümeti'nin Yunanistan'ın iddialarının aksine uluslararası anlaşmalar yapma ve sonlandırma yetkisine sahip olduğu ve kanunlarının hükümete diğer devletlerle mutabakatlar yapma yetkisi verdiğini’ bildirdi.
Mektupta, Yunanistan'ın, Avrupa Birliği dahil birçok devletin Libya hükümeti ile enerji, altyapı ve ekonomi alanlarında yaptığı mutabakatları kasıtlı bir şekilde görmezden geldiğinin ve Yunanistan dahil hiçbir ülkenin egemen devletlerin birbirleriyle yaptığı anlaşmalara karışamayacağının altı çizildi.
Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım 2019'da imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik mutabakatın Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 102’inci maddesine göre kayda geçirildiği ve uluslararası hukuka dayalı adil bir çözüme varıldığı belirtilen mektupta, Yunanistan'ın söz konusu mutabakatın egemenlik haklarını ihlal ettiği iddialarının kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Türkiye ve Libya tarafı, Yunanistan'ın mutabakat zaptına Yunan egemenlik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle itiraz etmesini‘Libya ve Türkiye için kabul edilemez’ olarak değerlendirerek, Mısır ile Yunanistan arasında 2013'te imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik anlaşmanın ‘geçersiz’ olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye daha önce Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşmaya itiraz etmişti. Erdoğan geçtiğimiz günlerde Doha'da düzenlenen FIFA 2022 Dünya Kupası'nın açılış töreninde Mısır Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ardından Türkiye'nin Mısırlılardan tek talebi olarak Akdeniz bölgesinde Türkiye'ye karşı (Yunanistan'ı kastederek) düşmanca tavır alanlara “Bölgede barışı tesis etmek istiyoruz” mesajını iletmesini istemişti.



Abbas, FKÖ Ulusal Konseyi’ni Hamas olmadan yenilemeye karar verdi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)
TT

Abbas, FKÖ Ulusal Konseyi’ni Hamas olmadan yenilemeye karar verdi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas yıl sonundan önce Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) yeni Ulusal Konseyi için seçim yapılmasına karar vererek, Hamas'ı hızla örgüte dahil edebilecek ya da uzun süre dışarıda tutabilecek bir hamle yaptı.

Abbas'ın kararına göre FKÖ Ulusal Konseyi 350 üyeden oluşacak ve üyelerin üçte ikisi anavatanı, diğer üçte biri ise diasporayı temsil edecek. Kararda üyelik koşullarından birinin de üyenin FKÖ'nün programına, uluslararası yükümlülüklerine ve uluslararası meşruiyet kararlarına bağlılığı olması gerektiği belirtildi. Bu madde özellikle, İsrail'i tanımasını gerektirdiğini ileri sürerek bugüne kadar FKÖ'nün taahhütlerine uymayı reddeden Hamas'ı hedef alıyor. Bu durum, yıllardır yoğun tartışmalara yol açmış ve FKÖ konusunda herhangi bir anlaşmaya varılmasını engellemişti.

Sahada ise İsrail güçleri, ABD yardım dağıtım noktalarına ve yardım tırlarının geçiş noktalarına akın eden Filistinlileri hedef almaya devam etti. İsrail ordusu mart ayında ateşkesin çökmesinin ardından mayıs ayının sonundan bu yana yüzlerce Filistinliyi öldürdü.

Dün, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinin güneyinde yer alan et-Tine Caddesi’nde, ABD yardım dağıtım noktasında toplanan Filistinlilerden 32’si öldürüldü; bazıları ağır, diğerleri ise orta ve hafif derecede olmak üzere 100’den fazla kişi de yaralandı. Böylece, şafaktan bu yana Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde hayatını kaybedenlerin sayısı yaklaşık 70’e yükseldi.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, dünkü olaydan önce bile, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın yardım dağıtım noktalarının açıldığı mayıs ayının sonundan bu yana 891 Filistinli öldürülmüş ve 5 bin 754'ten fazla kişi de yaralanmıştı.

İsrail ordusu dün öğleden sonra yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerinin son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde 90 hedefi vurduğunu ve Gazze şehrindeki kara operasyonlarını genişlettiğini duyurdu.