Berlin, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın yansımaları ışığında kenetlenme çağrısında bulundu

Berlin, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın yansımaları ışığında kenetlenme çağrısında bulundu

Almanya Başbakanı, Aşağı Saksonya eyaletindeki Wilhelmshaven gaz depolama terminalinin açılışı sırasında, gaz taşıyan özel bir geminin önündeki Maliye Bakanı ve Ekonomi Bakanı'nın arasında duruyor (EPA)
Almanya Başbakanı, Aşağı Saksonya eyaletindeki Wilhelmshaven gaz depolama terminalinin açılışı sırasında, gaz taşıyan özel bir geminin önündeki Maliye Bakanı ve Ekonomi Bakanı'nın arasında duruyor (EPA)
TT

Berlin, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın yansımaları ışığında kenetlenme çağrısında bulundu

Almanya Başbakanı, Aşağı Saksonya eyaletindeki Wilhelmshaven gaz depolama terminalinin açılışı sırasında, gaz taşıyan özel bir geminin önündeki Maliye Bakanı ve Ekonomi Bakanı'nın arasında duruyor (EPA)
Almanya Başbakanı, Aşağı Saksonya eyaletindeki Wilhelmshaven gaz depolama terminalinin açılışı sırasında, gaz taşıyan özel bir geminin önündeki Maliye Bakanı ve Ekonomi Bakanı'nın arasında duruyor (EPA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın yansımaları ışığında, yeni yıl yaklaşıp ülkesi için zorluklarla dolu bir yıl geride kalırken kenetlenme çağrısında bulundu. Yaşanan zorlukların ‘en çok da hala Rus bombardımanı korkusuyla yaşayan Ukrayna vatandaşları tarafından hissedildiğini’ vurguladı.
Rus güçlerinin önümüzdeki tatil günlerinde Ukrayna'ya geniş çaplı bir saldırı düzenlemeye hazırlandığına dair uyarılar artarken, Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung’a röportaj veren iktidardaki Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) lideri, Ukrayna'daki savaşın kızışabileceği konusunda uyarıda bulunarak, ‘Rus ordusunun hedeflerine ulaşamamasının ışığında’, ‘gerilimin tırmanma riskinin çok büyük olduğunu’ söyledi. Almanya Başbakanı, Rusya'ya savaşı durdurma ve Ukrayna ile müzakerelere başlama çağrısını bir kez daha yineleyerek “Hedefimiz Rusya'nın savaşını bitirmesi. Bunun olması için ister telefonla ister video konferansla ister büyük bir masada olsun fark etmez, diyalog kurulması gerekiyor” dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ‘bu durumun böyle süremeyeceğini kabul etmesi’ ve ortak bir uzlaşıya karşılıklı kapı açmak için güçlerini geri çekmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Video konferans üzerinden yaptığı haftalık konuşmasında Scholz, Ukrayna'yı Rusya karşısında verdiği savaşta desteklerken ‘bugün hissettikleri’ kenetlenmeyi sürdürme çağrısında bulundu. Scholz “Almanya, Rus savaşının yansımalarını enflasyon, fahiş fiyatlar ve yüksek enerji maliyetleri ile hissetti. Ancak ülke olarak kenetlendik ve bu duruma hazırlandık” ifadelerini kullanarak Wilhelmshaven limanında dün açılışını yaptığı sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminaline işaret etti. Almanya, LNG depolayan ilk terminalini açarak, Rus gazına olan bağımlılığından kurtulmak adına büyük bir adım attı. Söz konusu terminal Almanya'nın, savaş öncesi gaz ihtiyacının yüzde 60'ından fazlasını sağlayan Rusya'dan başka kaynaklardan gaz geliri sağlamak amacıyla Ukrayna savaşının başlangıcından beri açmaya çalıştığı beş terminalden biri.
Scholz, Aşağı Saksonya eyaletindeki Wilhelmshaven şehrindeki terminalin açılma hızından övgüyle söz ederken projenin Almanya'nın ‘güvenliği’ için önemli olduğunu belirtti. Scholz “Bu, altyapıyı güçlendirmemizi sağlayan ve örnek teşkil etmesi gereken Almanya’nın yeni hızıdır” dedi. Aynı zamanda “Bu bizim için güzel bir gün ve tüm dünya için Alman ekonomisinin güçlü ve üretken olup mevcut sıkıntıların üstesinden gelmeye devam edebileceğine dair iyi bir işarettir” ifadelerini kullandı.
Almanya, Rus gazının büyük bir bölümünün yerine Norveç, Katar, Cezayir ve diğer ülkelerden gelen ancak daha fazla para ödediği gazı koymayı başardı. Rus gazının yokluğu, Almanya için ekstra bir sıkıntıya yol açtı. Zira Rus gazını Baltık Denizi'nin altına inşa edilen boru hatlarıyla ithal ediyor ve gazı depolamaya gerek kalmadan doğrudan Rusya'dan getiriyordu. Ancak Rus gazının kapatılması, Almanya’yı başka ülkelerden ithal ettiği, gelmesi daha uzun süren ve tüplerle değil, gemilerle veya tırlarla taşınan LNG için depolama istasyonları arayışına itti. Wilhelmshaven'da açılan depo Nijerya'dan gelen gazla dolduruldu. Potsdam Üniversitesi'nden araştırmacı Johan Lilliestam Fransız Haber Ajansı’na (AFP) verdiği röportajda "İthalat kapasitesi var. Ancak beni asıl endişelendiren şey teslimatlar” dedi.
Londra merkezli bir emtia istihbarat servisi olan ICIS’te uzman olan Andreas Schroeder AFP'ye verdiği röportajda “Avrupa, Çin'in talebinin zayıf olması nedeniyle son aylarda büyük miktarlarda LNG alabildi” dedi. Almanya'daki Federal Ağ Ajansı Başkanı Klaus Mueller “Gaz tüketimi artıyor. Bu, özellikle soğuk hava dalgası devam ederse bir risk oluşturur” dedi. Bu bağlamda Schroeder, Almanya'nın önümüzdeki kış geçici tedarik kesintileri yaşama riski olduğuna dair uyarıda bulundu.
Bu bağlamda Alman yetkililer, halkı gaz tasarrufuna yönelik çabalarını sürdürmeye çağırıyor. Mueller gaz kullanımının şu anda geçen yıla göre yüzde 13 azaldığını ancak hükümetin bu sayının bu kış yüzde 20'ye çıkmasını istediğini belirtti.
Yeni açılışı yapılan terminal, 22 Aralık'ta faaliyete geçecek ve gaz dağıtımına başlayacak. Almanya’da genellikle ısınma amacıyla evlerde veya fabrikalar ve atölyelerde gaz kullanılıyor. Almanya kışa dolu depolarla girmesine rağmen gazı çok hızlı bir şekilde tükenmeye başladı. Geçen pazartesi sadece tek bir günde, sıcaklıklar sıfır derecenin altına düşünce Almanya stokunun yüzde 1'ini tüketti. Gazın bu şekilde artarak kullanılmaya devam edilmesi halinde, özellikle şirketlerden gaz güvencesi almakla ilgili kararlar verilmek zorunda kalınacağına dair endişeler giderek artıyor. Bu kışın Almanya'nın son 10 yılda gördüğü en sert kış olabileceğine dair uyarılar geliyor. Almanya'daki sert kış, rezervuarların beklenenden daha hızlı boşalmasına neden olabilir.
Almanya’daki tüm bu terminallerin yılda 30 milyar metreküp gaz yani ülkenin gaz ihtiyacının üçte birini sağlaması bekleniyor. Tabi sadece aylar önce konuşulan büyük kıtlık felaketi senaryoları gerçekleşmezse.
Rusya'nın Almanya'ya enerji tedarikini kesmesi ve gaz fiyatlarının önemli ölçüde artması nedeniyle Alman ekonomisi bir krizden geçiyor. Bu durum birçok endüstriyi ve işletmeyi fahiş faturalara karşı tasarruf etmek için üretimlerini sınırlamaya itti. Hükümet, enflasyonun bireyler ve sektörler üzerindeki etkisini azaltmak için bir dizi önlem aldı. Scholz haftalık yaptığı konuşmasında bundan söz ederek “Bu kararların alınması mali yükün hafifletilmesine katkı sağlamıştır. Böylece yüksek elektrik faturası, gaz faturası, ısınma faturası ve diğer tüm enerji faturalarından endişe duyanlar artık destek alabilir ve hatta fiyatlar düşebilir” ifadelerini kullandı.
Diğer Avrupa ülkelerinin aksine Almanya’nın kendi topraklarında böyle bir terminali yoktu ve daha ucuz bir kaynak olarak Rus boru hatlarını tercih ediyordu. Ukrayna'daki savaşın patlak vermesi ve Rus Gazprom şirketinden gelen teslimatların askıya alınmasıyla her şey değişti. Belçika, Hollanda ve Fransa limanları aracılığıyla Almanya'ya yapılan LNG ithalatı arttı. Ülke, fahiş nakliye maliyetlerinden kaçınmak için kendi topraklarında bir dizi terminal açmaya karar verdi. Ancak Almanya, bu terminalleri hemen doldurmak için henüz büyük gaz sözleşmeleri imzalamış değil.
Ekonomi Bakanı Robert Habeck, kasım ayının sonunda yaptığı açıklamada "İklim koruma hedeflerine ulaşmak istiyorsak, şirketler Almanya'daki satın alma tarafının eninde sonunda küçüleceğini bilmeli" demişti.
Çevre örgütleri şimdiden şüpheci yaklaşarak LNG terminalleri nedeniyle ‘iklim hedeflerine saygı gösterilmemesinden’ korkuyorlar. Almanya Çevresel Eylem (DUH) Örgütü cuma günü Wilhelmshaven'a karşı yasal işlem başlatacağını duyurdu.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.