Fethu'l Mubin Operasyon Odası Suriye’nin kuzeybatısında rejime karşı operasyonlarını artırdı

Fethu'l Mubin Operasyon Odası Suriye’nin kuzeybatısında rejime karşı operasyonlarını artırdı
TT

Fethu'l Mubin Operasyon Odası Suriye’nin kuzeybatısında rejime karşı operasyonlarını artırdı

Fethu'l Mubin Operasyon Odası Suriye’nin kuzeybatısında rejime karşı operasyonlarını artırdı

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), büyük bölümünü Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) oluşturduğu Fethu'l Mubin Operasyon Odası’na bağlı gruplar tarafından İdlib, Hama, Lazkiye ve Halep kırsalında gerçekleştirilen operasyonlarda bu ayın başlarından bu yana Suriye rejimi güçlerinden üçü subay olmak üzere 12 unsurun öldürüldüğünü belgeledi.
Fethu’l Mubin Operasyon Odası, pazar sabahı yeni bir operasyon düzenlendiğini duyurdu. Suriye rejimi güçlerine ve Suriye'nin kuzeybatısındaki İran destekli milislere karşı bir haftadan kısa bir süre içinde dördüncü kez gerçekleştirilen operasyonda İran destekli milislere ağır kayıplar verdirilirken silahlarına ve teçhizatlarına el koyulduğu bildirildi.
SOHR, operasyonu HTŞ'ye bağlı Talha bin Ubeydullah Tugayı üyelerinin düzenlediğini, operasyonda rejim güçlerinin İdlib'in doğu kırsalındaki el-Erbih beldesi çevresinde yer alan mevzilerinin hedef alındığını, operasyonun rejim güçleri arasında çok sayıda ölüm ve yaralanmayla sonuçlandığını ve mevzilerinin büyük kısmının yok edildiğini bildirdi.
HTŞ'ye bağlı Saad bin Ebi Vakkas Tugayı üyeleri, Cumartesi günü, Halep’in batı kırsalındaki Kaptan el-Cebel beldesi yakınlarındaki, rejim güçlerine ait bir askeri bölgeyi hedef alırken, ölü ve yaralılar olduğu bilgileri aktarıldı. Operasyon sırasında silahlara ve teçhizata ise el koyuldu. Aynı bölgedeki bir askeri üs daha bir gün önce benzer şekilde hedef alınmıştı.
Tüm bu operasyonlar, Lazkiye’nin doğusundaki el-Beyda bölgesinde Suriye rejim güçlerine ve İran destekli milislere karşı aynı taktikle HTŞ unsurları tarafından gerçekleştirilen iki özel operasyonun duyurulmasının ardından bir haftadan kısa bir süre içinde gerçekleşti. Resmi internet siteleri, operasyonların sonucunda onlarca ölü ve yaralı olduğunu ve mevzilerin tamamen imha edildiğini aktardılar.
Söz konusu gruplar, rejim güçlerine ve rejime bağlı milislere karşı özel operasyonlar yürütmek için yoğun sisin oluştuğu mevcut iklim koşullarından yararlanarak temas hatlarına yakın ilçe ve köylerdeki sivil yerleşim yerlerini bombalayarak ağır kayıplar verdiriyorlar. Bu operasyonlar aynı zamanda Suriye rejimine, muhalefet gruplarının kuzeybatı Suriye'deki olası askeri gelişmelere hazır oldukları ve askeri dengeleri bozacak herhangi bir ilerleme girişimine karşı koyabilecekleri konusunda açık bir mesajı temsil ediyor.
Bu operasyonlar aynı zamanda Suriye rejimine, muhalif grupların Suriye'nin kuzeybatısındaki olası askeri gelişmelere hazır oldukları ve askeri dengeleri bozacak herhangi bir ilerleme girişimine karşı koyabilecekleri konusunda açık bir mesaj veriyor.
Fethu'l Mubin Operasyon Odası’ndan bir yetkili, İdlib'in güneyinde, Halep'in batısında ve Lazkiye'nin doğusundaki temas hatlarının gerisinde bu ay 4, geçtiğimiz ay ise iki operasyon gerçekleştirildiğini açıkladı.
Yetkili, şunları söyledi:
“Bu operasyonlar, rejim güçlerinin ve İran destekli milislerin, son dönemde temas hatlarına yakın bölgelerde sivillere yönelik düzenlediği ve onlarca sivilin ölümüne ve yaralanmasına neden olan kara bombardımanlarına karşı bir misillemedir.”
Suriye rejim güçlerinden ayrılan subaylardan biri olan Albay Mustafa Bakur, rejim güçleriyle temas hatlarına dair değerlendirmesinde, muhalif grupların düşman hatlarının gerisindeki operasyonlarında bir yoğunlaşma olduğunu belirtti. Mevcut hava koşullarının, bu operasyonların başarısında büyük ölçüde yardımcı olduğunun altını çizen Albay Bakur, “Hava koşullarının, rejim güçleri ve İran destekli milisleri üzerinde büyük bir etkisi olduğu düşünülüyor. Çünkü daima alarm durumundalar” ifadelerini kullandı. Albay Bakur, Türkiye'nin Esed rejimi ile yakınlaşmasına yönelik haberler ve muhalif grupların bu yakınlaşmadan duydukları memnuniyetsizlik çerçevesinde duruma ‘Türkiye, Suriye devrimini sırtından bıçakladı’ şeklinde bakıldığını ve bu yüzden mevcut operasyonların siyasi bir boyutu da olduğunu belirtti. Albay Bakur, bu yakınlaşmaya karşı çıkmanın, Türkiye’ye verilen güçlü bir mesaj olarak da görülebileceğini vurguladı.
Öte yandan İdlib'in güneyindeki Kefer Uveyd ve Kansafra ile el-Bara çevresi ve Halep'in batısındaki Kefer Amma ve Kefer Taal bölgeleri, Suriye rejimi güçlerinin yoğun topçu bombardımanına tanık oldu. Bombardımana çok sayıda İran ve Rus keşif uçağının uçuşları eşlik ederken siviller arasında can kaybı bildirilmedi.



Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)

Zayed Hediyye

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) son aylarda karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik krizler devam ederken UBH ile ABD yönetimi arasında yapılan anlaşmalara ilişkin uluslararası basında art arda çıkan haberler UBH’nin sıkıntılarını daha da arttırdı. Bu anlaşmalar arasında Washington'da dondurulan Libya fonlarının, ABD'ye bu fonların bir kısmının verilmesi karşılığında çözülmesini amaçlayan bir anlaşma da yer alıyor.

Bu anlaşmanın onaylanması halinde bu hamle, Temsilciler Meclisi'nin (TM) yeni bir bütçe vermeyi reddetmesi ve Libya’nın doğu kampının ABD ve Türkiye gibi Libya sahnesindeki önde gelen ve etkili olan uluslararası tarafların teveccühünü kazanmayı başarması sonucu UBH’nin son dönemde rakiplerine karşı gerilediği ekonomik ve siyasi düzeylerdeki konumunu iyileştirmesine katkı sağlayacak.

Washington için cazip bir anlaşma

Anlaşmanın ayrıntıları, İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesi ve diğer uluslararası basın kaynakları tarafından hazırlanan ve UBH ile Trump yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan ve 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen fonlarına ilişkin gizli müzakerelerden bahseden bir haberde ortaya çıktı.

Söz konusu habere göre taraflar arasındaki görüşmeler geçtiğimiz nisan ayı sonlarında Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleşti. ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ile UBH Başbakanı Dibeybe’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin bir araya geldiği görüşmede, Libya'nın, Washington'ın dondurulan fonların çözülmesinde rol oynaması karşılığında, dondurulan fonların bir kısmını belirli ABD kuruluşlarına verme planı ele alındı.

Şarku’l Avsat’ın Middle East Eye'den aktardığı kaynaklara göre plan Trump'ın ekibinin ciddi ilgisini çekmiş ve planın uygulanmasına yönelik mekanizmaların takibi için iç görüşmeler çoktan başladı. Ancak bu durum, bazı tarafların dondurulmuş Libya fonlarını bir sonraki aşamada siyasi olarak değerlendirme niyetleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Libyalı yetkililerden yalanlama

Öte yandan Libya Yatırım Otoritesi (LIA), fonların serbest bırakılmasına ilişkin olarak basında yer alan haberleri yalanladı. Bu iddiaların doğruluktan yoksun olduğunu ve güvenilir kaynaklara ya da yetkili makamlar tarafından yayınlanan resmi raporlara dayanmadığını vurgulayan LIA, tüm yatırım portföylerinin ve egemen fonlarının Denetim Bürosu ve İdari Kontrol Dairesi gibi yerel kuruluşların yanı sıra akredite sahibi uluslararası denetçiler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından periyodik izlemeye tabi tutulduğunu ve hesaplarının uluslararası kabul görmüş yönetişim, açıklama ve şeffaflık standartlarına uygun olarak düzenli olarak gözden geçirildiğini kaydetti.

Libya’dan hamleler

ABD son zamanlarda Libyalı kurumların ve önde gelen resmi şahsiyetlerin Libya’nin ABD bankalarında dondurulmuş fonlarının serbest bırakılmasına yönelik hamleleri için aktif bir arena haline geldi. Libyalı resmi kaynakların tahminlerine göre bu fonlar Libya'nın yurtdışındaki toplam fonlarının yüzde 25'inden fazlasını oluşturuyor ve yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu hamlelerden en öne çıkanı, birkaç gün önce İngiltere merkezli Africa Confidential dergisinin sayfalarında yayınlanan ve Libya Devlet Varlıklarının Geri Kazanımı ve Yönetimi Ofisi (LAROM) eski Başkanı Muhammed el-Menseli'nin ‘çalıntı’ olarak nitelendirilen ve 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Libya’nın yurtdışındaki fonlarını kurtarmaya yönelik hamlelerinin ardından ABD makamları tarafından tutuklanmasının hangi koşullarda gerçekleştiğinden bahseden tartışmalı bir haberde ortaya çıktı.

Africa Confidential haberinde, Muhammed el-Menseli'nin geçtiğimiz yıl aralık ayında Washington'da Dışişleri, Adalet ve Hazine bakanlıkları yetkilileriyle bir araya geldiğini ve Muammer Kaddafi rejimi tarafından ABD’deki gizli hesaplara kaçırılan paraları Libya'nın geri alma niyetini kendilerine bildirdiğini aktardı. Habere göre Menseli bundan sadece birkaç hafta sonra 7 Ocak'ta izinsiz eylemlerde bulunduğu ve çifte vatandaşlığa sahip olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Libya’nın fonları onlarca yıldır dondurulmuş durumda

Libya'nın yurtdışında dondurulan fonları, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkenin karşı karşıya kaldığı en çetrefilli konulardan biri. Zira o tarihten bu yana göreve gelen hiçbir hükümet bu dosyayı yerinden oynatmayı başaramadı. Libya’nın yurtdışındaki fonları, 17 Şubat 2011'deki halk ayaklanmasını bastırmakla suçlanmasının ardından Kaddafi rejimine yaptırım uygulanmasını öngören 1973 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı kapsamında dondurulmuştu.

Libya’nın dondurulmuş fonları, eski rejimin yurtdışında doğrudan veya dolaylı olarak sahip olduğu tüm finansal varlıkları, fonları ve ekonomik kaynakları kapsıyor. Resmi verilere göre yurt dışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş fonlar, varlıklar ve tahviller de dahil olmak üzere 200 milyar dolar tutarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu fonların yüzde 37’si Avrupa’da, yüzde 33’ü Kuzey Amerika’da, yüzde 23’ü Afrika’da, yüzde 6’sı Ortadoğu’da ve yüzde 1’i Güney Amerika bulunuyor.

Devasa yatırımlar

Dondurulan fonlar arasında şimdiki adı Libya Yatırım Otoritesi olan Libya Yatırım Fonu'na ait yatırımlar da yer alıyor. Libya'nın egemen varlık fonu, ülkenin fazla petrol gelirlerini yönetmek ve yatırım yapmak için 2006 yılında kuruldu. Kaddafi döneminde 100 milyar dolardan fazla kaynak tahsis edilen fon, tarım, emlak, finans, petrol ve gaz gibi çeşitli alanlardaki yatırımları yönetiyor ve gelirlerinin milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bazı ülkeler geçtiğimiz yıllar boyunca, Libya'nın dondurulmuş fonlarına, bu fonlardan faydalanmak amacıyla göz dikti. Bazıları yasadışı yollardan ve Libya'ya karşı tazminat davaları açarak bu fonları elde etmeye çalıştı, ancak tüm bu girişimler başarısız oldu.

LIA Direktörü Ali Mahmud Reuters'a yaptığı açıklamada, LIA’nın 70 milyar dolarlık fonlarının aktif yönetiminin on yılı aşkın bir süre sonra ilk kez BMGK tarafından bu yılın sonlarına kadar onaylanmasını beklediğini söyledi. Mahmud, LIA'nın mart ayında sunduğu yatırım planının kasım ya da aralık ayında BMGK tarafından onaylanacağından emin olduğunu da sözlerine ekledi.

LIA’nın dört bölümden oluşan planının ilk bölümünün oldukça basit olduğunu belirten Mahmud, bu bölümde fonların dondurulduğu yıllar boyunca biriken fonların tahvil ödemeleri olarak yeniden yatırılmasının planladığını ifade etti.

Birçok hedef

Bingazi Üniversitesi'nde ekonomi ve siyaset bilimi profesörü olan Ali Cuma, UBH’nin bu olası anlaşmayla sadece bir değil, birkaç hedefe ulaşmayı amaçladığını düşünüyor.

Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin Libya'nın yurtdışındaki fonlarının kontrolünü yeniden ele geçirme çabasının öncelikle ekonomik sıkıntısını çözmeyi ya da hafifletmeyi amaçladığını, zira hükümetin şu anda TM başta olmak üzere çeşitli taraflarca kendisine dayatılan iç siyasi ve mali baskı nedeniyle kamu harcamalarını karşılayamadığını söyledi.

Prof. Cuma, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Bu teklif aynı zamanda ABD ve pragmatik tutumlarıyla tanınan yeni başkanı Donald Trump ile ilişkileri geliştirmeyi ve Libya'nın doğu kampının son haftalarda nispeten başarılı olduğu Washington'a karşı üstünlük sağlama çabalarının önünü kesmeyi amaçlıyor.”

Ancak birçok tarafın bu sızıntıları mali kazançlar karşılığında ulusal egemenliğin bir kısmının teslim edilmesi olarak istismar etmeye çalışacağı için anlaşmanın Dibeybe ve UBH üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyaran Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin bu hamlesinin, dondurulmuş fonların geri alınması ile ulusal egemenliğin korunması arasında bir denge kurma becerisi açısından gerçek bir sınav niteliği taşıdığını, fakat mevcut aşamada bu iki zıt kutbu bir araya getirmenin oldukça zor olduğunu vurguladı.