İki görüşmeler Basil’i Franciyye ve Mikati ile bir araya getirdi

(Soldan sağa) Süleyman Franciyye, Cibran Basil ve Necib Mikati.
(Soldan sağa) Süleyman Franciyye, Cibran Basil ve Necib Mikati.
TT

İki görüşmeler Basil’i Franciyye ve Mikati ile bir araya getirdi

(Soldan sağa) Süleyman Franciyye, Cibran Basil ve Necib Mikati.
(Soldan sağa) Süleyman Franciyye, Cibran Basil ve Necib Mikati.

Lübnan’da Özgür Yurtsever Hareket lideri Milletvekili Cibran Basil ve Marada Hareketi lideri eski Bakan Süleyman Franciyye, yakın zamanda ‘ortak bir dostla’ bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre daha önce de Basil ile Başbakan Necib Mikati arasında bir görüşme gerçekleşmişti.
Franciyye ve Basil arasındaki görüşme, ‘parlamento seçimleri ve geçen kasım ayında Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın görev süresinin sona ermesiyle başlayan cumhurbaşkanlığı seçimleri süreci öncesinde’ Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın iki ismi geçen Ramazan Ayı’nda bir iftar yemeğinde bir araya getirmesinden bu yana ilk kez gerçekleşiyor. Parlamento, şu ana kadar 10 oturum düzenledi ancak cumhurbaşkanını seçmede başarılı olamadı.
Cumhurbaşkanlığının önde gelen adaylardan kabul edilen Franciyye, Şii İkili’nin desteğine ve müttefiki Hizbullah’a ‘yalnız olmadığı’ mesajını iletmek üzere çeşitli siyasi kapıları çalan Basil’in de muhalefetine sahip. Ayrıca Franciyye, müttefikleriyle iletişim kanalları açma imkanını da kaybetmeden hasımlarına açılma niyetinde.
Üst düzey siyasi kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığı bililere göre Basil’in İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbolad’a açıklığı, Hizbullah liderliği açısından bir endişe kaynağı değil. Zira bu durum, nihayetinde buzları eritmek ve aralarındaki mevcut uçurumu sona erdirmekle kısıtlı ve yeni bir işbirliği sayfası açmaya doğru evrilmeyecek.
Kaynakalr, Basil’in rakiplerine şartsız şekilde açılarak temaslarını genişletmeye karar verdiğini bildirdi. Kaynağa göre bu durum, Basil ve Hizbullah arasındaki iletişim kesilmesinin ardından yaşandı.
Basil’in Mikati ile öğle yemeği, daha sonra Franciyye ile görüşme davetini kabul ederek ortak bir arkadaşının talebine yanıt verdiği belirtildi. Aktarılana göre bu iki etkinliği düzenleyecek olan isim, daha önce bu tür toplantılara sponsor olan iş insanlarının ortak bir dostu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Basil, Mikati ile 15 Aralık’ta, yani ertesi gün Grand Serail’de ev sahipliği yaptığı bakanlar arası istişare toplantısının öncesinde bir araya geldi. 5 Aralık’ta yapılan kabine oturumunu boykot edenler arasından eski Cumhurbaşkanı Avn ve siyasi ekibine bağlı bir dizi bakan da toplantıda yer aldı.
Edinilen bilgilere göre Mikati-Basil görüşmesinden sonuç çıkmazken Bakanlar Kurulu’nu zaruret halinde toplantıya çağırma konusundaki mevcut sorun da askıda kaldı. İkisi de tavırlarından geri adım atmadı. Siyasi bir kaynak, Mikati ve Basil’in cumhurbaşkanlığı boşluğunun devam etmesiyle büyüyen siyasi krizin üstesinden gelmek için atmosferi temizlemeye girişmesinin karşısındaki ufuk tıkanıklığının, Basil-Franciyye görüşmesinin gerçekleşmesine katkıda bulunduğunu söyledi. Görüşme, cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda aralarındaki krizi ele almak dışında, bir dizi konuda fikir alışverişinde bulunmakla sınırlıydı.
Aynı kaynağa Franciyye ve Basil’in ricası üzerine, Nasrallah’ın Ramazan ayındaki iftar davetiyle gerçekleşen ilk görüşmeden sonra iki ismi bir araya getiren ikinci görüşmede ‘taraftarlık’ sona erdi.
Siyasi kaynağa göre cumhurbaşkanlığı meselesinin yönetiminin Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ile koordineli olarak Nasrallah’a emanet edilmesi dolayısıyla, ‘tabağın dışından yemek almamak’ için Franciye, Basil ile yaptığı görüşmede cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunun gündemden çıkarılmasını önerdi. Bu durum, Katar ve Fransa ziyaretleri sırasında kendisini hedef alan kampanyalarında Basil ile anlaşmazlığa girme konusundaki isteksizliğini açıklıyor.
Bu çerçevede Basil, Sünnilere ve Dürzilere açılmak istiyor. Zira kendisine Hristiyan sokağında bir ortak bulamadı. Hizbullah’ın Basil ile temasa geçmeyecek olmasına rağmen Nasrallah’ın kendisine ‘siyasi af’ çıkarması bekleniyor. Diğer taraftan olası bir durumda da Basil, müttefikinin kendisiyle temasa geçme girişimine karşılık verebilir. Ayrıca Cibran Basil’in cumhurbaşkanlığı pozisyonu için Franciyye dışında başka bir aday bulunmasını önerip siyasi kartlarını ifşa etmek yerine bir süre oyalanması gerekiyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24