Muhammed Salah ve Ezher Şeyhi’nin Noel tebriki tartışmaya neden oldu

Liverpool oyuncusu Muhammed Salah, Noel'i ailesiyle birlikte kutladı. (Instagram)
Liverpool oyuncusu Muhammed Salah, Noel'i ailesiyle birlikte kutladı. (Instagram)
TT

Muhammed Salah ve Ezher Şeyhi’nin Noel tebriki tartışmaya neden oldu

Liverpool oyuncusu Muhammed Salah, Noel'i ailesiyle birlikte kutladı. (Instagram)
Liverpool oyuncusu Muhammed Salah, Noel'i ailesiyle birlikte kutladı. (Instagram)

Mısırlılar her yıl Müslüman ve Hristiyan bayramları vesilesiyle birbirlerini kutluyor. Ancak son zamanlarda sosyal medya aracılığıyla Müslümanlardan, Hristiyanların bayramlarında bu tür tebriklerin caiz olup olmadığına dair tartışmalar arttı. Bu yıl önde gelen İslami figürlerden Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib’in Hristiyanların Noel’ini kutlaması da tartışmalara neden oldu.
Ezher Şeyhi, sosyal paylaşım sitelerinde Doğu ve Batı’daki Hristiyanların Noel’ini kutladı. Tayyip, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili kardeşlerim ve dostlarım Papa Francis, Papa Tavadros, Canterbury Başpiskoposu Justin Welby, Doğu ve Batı’daki kiliselerin liderleri ve Hristiyan kardeşleriminin Noel’ini kutluyorum. Allah’tan kardeşlik ve barışın sesinin daha da gür çıkmasını, her yere güvenlik ve istikrarın hakim olmasını diliyorum.”
Tayyip, açıklamayı yayınlar yayınlamaz Ezher’in ılımlı pozisyonuna övgüde bulunan, İslam dininin medeni ve insani yüzünü gösteren birçok yorumlarla bir kesimden destek görürken aynı zamanda tepki de aldı. Bazıları Tayyip ve Ezher’i, din tüccarlarının arttığı bu zamanında ılımlılığın semboli olması açısından İslam’ın en güze örneği olarak nitelendirdi.
Destek verenler, Mısır'da, çeşitli Arap ve İslam ülkelerinde iki tarafı birbirine bağlayan yakın insani ve sosyal bağlara rağmen Ezher Şeyhi’nin tutumunu, gayrimüslimlerin bayramlarını tebrik etme konusunda her yıl yenilenen ‘gereksiz bir tartışmayı sonuca vardırmak’ olarak değerlendirdi.
Buna karşın katı yorumlarda, Ezher Şeyhi'nin konumu hedef alındı. Noel kutlaması ile ilgili tartışmalar, Mısır Milli Futbol Takımı’nın kaptanı Muhammed Salah gibi diğer ünlü şahsiyetlere de sıçradı. Salah, sosyal medya hesabından aile üyelerinin benzer kıyafetler giyerek paylaştığı fotoğrafta Noel’i kutladı. Twitter’da 67 milyon görüntülenme alan paylaşıma 588 binden fazla beğeni geldi. Ancak 46 binden fazla yorumda sert eleştiriler vardı.
Sosyal medyadaki bu tartışmalı yorumlar, başta televizyon programları olmak üzere medyada da yankı buldu. Bunlar arasında Pazar akşamları MBC Mısır’da yayınlanan The Story adlı programdan Amr Edib de vardı. Edib açıklamasında, Noel’de Hristiyanları tebrik etmemeye çağıran hashtagler açıldığına işaretle şunları söyledi:
“Muhammed Salah ve Ezher Şeyhi hakkında yapılanları kimse kabul edemez. Bu anlaşılabilir gibi değil. Ezher Şeyhi’ne baskı kuruluyor, bu mantıklı mı?, Güzel söz bile sadaka…”
Sosyoloji profesörü ve Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde uzman olan Dr. Azza Haşim de her Noel vesilesiyle ortaya çıkan tartışmayı, “Kolektif zihni karıştırmak ve sahada olmayan tartışmalı konuları gündeme getirmek için yapılan bir girişim” olarak nitelendirdi.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Haşim şu ifadeleri kullandı:
“Sosyal medyada bazı sesler çok gürültü çıkartarak konuyu gerçekten varmış gibi göstermeye çalışıyor ve toplumun var olan yerleşik fikirlerini sorguluyor. Bu da kendi içlerinde bir tür kafa karışıklığı yaratıyor.”
Haşim, bu söylemlerin görmezden gelinmesi ve eleştiri konusu olsa bile sosyal medya aracılığıyla bu tartışmaya katılınmaması çağrısında bulundu. Bu tartışmayı çıkaranların en büyük amacının ağırlığı ve manevi değeri olan dini kurumları baltalamak için internette mümkün olduğu kadar ses çıkarmak ve kaosu ortamını yaymak olduğunu vurguladı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.