Husi kontrolündeki bölgelerde artan hoşnutsuzluk, halk ayaklanmasına haberci mi?

Sana'a'nın kuzeyindeki Amran’da yaşayan bir Yemenli, bir yardım kuruluşu tarafından sağlanan gıda yardımını alırken (EPA)
Sana'a'nın kuzeyindeki Amran’da yaşayan bir Yemenli, bir yardım kuruluşu tarafından sağlanan gıda yardımını alırken (EPA)
TT

Husi kontrolündeki bölgelerde artan hoşnutsuzluk, halk ayaklanmasına haberci mi?

Sana'a'nın kuzeyindeki Amran’da yaşayan bir Yemenli, bir yardım kuruluşu tarafından sağlanan gıda yardımını alırken (EPA)
Sana'a'nın kuzeyindeki Amran’da yaşayan bir Yemenli, bir yardım kuruluşu tarafından sağlanan gıda yardımını alırken (EPA)

Yemenlilerin Husi milislerinin yozlaşmasıyla ilgili eleştirileri, son zamanlarda benzeri görülmemiş bir şekilde artarak grubun sadık unsurlarına ve onu destekleyen nüfuz sahibi kişilere ulaştı. Bu sebeple tutuklama kampanyaları başlatan milisler, darbeci davranışlarını eleştirenleri hapse atmakla tehdit ediyor.
Ülkedeki yoksulluk derecesi artarken milisler ise ellerindeki servet ve ülke kaynaklarını kendi yandaşlarına ve üst düzey liderlerine sağlamaya devam ediyor. Böylece milyonlarca Yemenli, maaş, hizmet, eğitim ve sağlık gibi en temel haklarından mahrum kalıyor.
Husi grubunun yolsuzluğuna ırkçı ve mezhepçi davranışlarının da eklenmesinin halkın milislere karşı ayaklanmasına yol açabileceğini söyleyen gözlemciler, milislerin muhalifleri susturmak için çeşitli baskı yöntemlerine başvurduğunu, ancak yine de Husi kontrolündeki bölgelerdeki Yemenlilerin böyle bir ayaklanmaya hazır olduğunu öne sürüyor.
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, şu açıklamalarda bulundu:
“İran'a bağlı terörist Husi milislerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan halkın artan öfkesi ve sosyal medyada aktivistlerin, hatta ünlülerin de dahil olduğu eleştiri dalgası, milislerin uygulamalarının, liderlerinin yozlaşmasının, halkın geçimini engellemelerinin doğal bir sonucudur. Olup bitenler yaklaşmakta olan bir halk ayaklanmasına işaret ediyor. Milislerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan vatandaşların büyük çoğunluğu, Husi sloganlarına aldananlar da dahil olmak üzere, Husilerin başarısızlığından ve yolsuzluğundan emin hale geldi. İnsanlar ülkeyi bu hale getirenin Husiler olduğunu, milislerin herhangi bir ulusal projesinin olmadığını, yalnızca İran'ın yayılmacı gündemini uygulamak için bir araç olarak kullanıldığını anladı.”
İran’da yaklaşık üç aydır devam eden protestolara verdiği desteği dile getiren İryani, “Bu yükselen devrim, Yemenlileri Tahran mollalarının uşaklarına karşı ayaklanmaya, toprağı, kuşakları ziyan eden, yoksulluk, açlık ve hastalığı getiren terörist milis karşısında kimlikleri, gururları ve haysiyetleri için zafer kazanmaya sevk ediyor” vurgusunda bulundu.
Uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler’i (BM), BM Özel Temsilcisi’ni ve insan hakları örgütlerini eleştiren Bakan İryani, Husi milislerin vatandaşlara karşı işlediği suçlara ve ihlallere, yoksullaştırma ve aç bırakma politikalarına sağır kaldıklarını söyledi. Aynı zamanda “Sizi Yemenlilere kulak vermeye, onların milislerden kurtulma, doğal hakları olan özgürlük, onur ve haysiyet içinde yaşama yönündeki haklı taleplerine destek olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Uluslararası denizciliği tehdit etmeye, petrol ihraç limanlarına saldırılar düzenlemeye devam eden Husi grubu, ateşkesin uzatılması, savaşın sona erdirilmesi ve barışın tesisi yönündeki müzakereleri başlatma yönünde BM ve uluslararası düzeydeki tüm önerileri reddediyor.
Ummanlı bir heyet, milis lideri Abdulmelik el-Husi ve diğer milis liderleriyle Sana'da bir araya gelmiş, darbeci grubu barış yolunu seçmeye ikna etmek amacıyla yeni öneriler sunmuştu. Maskat’tan Sana’ya gelen Umman heyetine eşlik eden milis grubu sözcüsü Muhammed Abdusselam, aralarındaki toplantıların verimli geçtiğini, müzakerelerde öne sürülen fikirlerden bahsedildiğini ifade etti. Ancak grup liderinin gerilimi sürdürme tehditlerini yinelediğini aktardı.
Grubunun ateşkes taahhütleriyle ilgilenmediğinden bahseden Abdusselam, radikal yanlısı grubun talepleri yerine getirilmediği taktide savaşa geri dönülebileceğini ima etti. Abdusselam, milis medyasında yer alan açıklamalarına göre, “Sahadaki güçlerimiz yeni çatışma kuralları dayattı. Şuan ateşkes konusunda herhangi bir taahhütle karşı karşıya değiliz. Ancak Umman'daki kardeşlerimiz ilerleme sağlama yönünde fikirlerin tartışılması için kayda değer çabalar gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Yüz milyarlarca riyal değerinde olduğu tahmin edilen Hudeyde limanlarının gelirlerinden bahsetmeyen Husiler, yaklaşık 700 bin silahlı milisi için petrol ve doğalgaz gelirlerinden maaş talep ediyor. Meşru hükümet ise bu şartları reddediyor.
Siyasi ve ekonomik kazanımlar elde etmek için her fırsatta insani konulardan bahseden Husi milisler, sekiz yıldır Taiz kentine uygulanan askeri kuşatmayı kaldırmayı ise reddediyor.
Milisler, geçtiğimiz 21 Ekim itibariyle Hadramut ve Şabva'daki petrol ihracat limanlarına birden fazla terörist saldırı düzenlemiş, düzenlenen saldırılar ham petrolün ihracını engellemişti. Meşru hükümet ve uluslararası alanda tanınan Başkanlık Konseyi ise kurtarılmış bölgelere hizmet için kullanılan petrol gelirlerinden mahrum kalarak kritik bir duruma düşmüştü.
Husi milislerin barış ve sükunet çağrılarını reddetmeye devam etmesini uluslararası topluma hakaret olarak nitelendiren Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mubarek, aynı zamanda kendi deyimiyle milisleri razı etme politikasını durdurma, bölgenin güvenliği ve küresel istikrara yönelik müdahalelere son vermek için farklı bir yaklaşım benimseme çağrısında bulunmuştu.



UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi sakinlerinin "her türlü cehennemi" yaşadığını söyledi.

Lazzarini, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin farklı bir anlatıyı yaymayı bırakıp, insani yardım kuruluşlarının Gazze Şeridi halkına kısıtlama olmaksızın yardım sağlamasına izin vermesinin zamanının geldiğini belirtti.

BM Yüksek Komiseri ayrıca İsrail hükümetine, uluslararası gazetecilerin Gazze'deki durum hakkında serbestçe haber yapmalarına izin vermesi çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler'in de katıldığı uluslararası bir gıda güvensizliği değerlendirmesi, cuma günü Gazze Şeridi'nde resmen kıtlık ilan etti ve kıtlığın eylül ayı sonuna kadar Deyr el-Belah ve Han Yunus vilayetlerine yayılacağını öngördü.

BM Haber Merkezi'ne göre, Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması'na (GGK) göre Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan, aşırı açlık, ölüm, yoksulluk ve akut yetersiz beslenmenin son derece kritik seviyelere ulaştığı 5. Faz olarak adlandırılan felaket koşullarıyla karşı karşıya.


İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
TT

İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları, soykırım ve açlık suçları ile Gazze halkını yerinden etme girişimlerini görüşecek.

İİT, Tel Aviv'in Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol kurma girişimleri ışığında, toplantının çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini ve ‘soykırım, açlık, yerinden edilme ve İsrail ablukası’ olarak nitelendirdiği konularda İslam dünyasının ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. İİT, siyasi ve bölgesel koşullardaki değişikliklere bakılmaksızın Filistin meselesinin gündemindeki ‘merkezi mesele’ olmaya devam edeceğini belirtti.

Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

İİT yaptığı açıklamada, ‘uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze Şeridi'nde yayılan kıtlık hakkındaki değerlendirmesine yanıt olarak yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini’ ifade etti. Ayrıca, işgalci güç olan İsrail'i ‘bu suç ve sonuçlarından tamamen sorumlu’ tutarak, bunu ‘açlık politikalarının, yasadışı ablukanın, sistematik yıkımın ve yardım erişimini engellemenin doğrudan bir sonucu’ olarak nitelendirdi. İİT, bu uygulamaların savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydetti.

İİT, kıtlık ilanının ‘insani, siyasi ve hukuki bir suçun küresel uyarısı’ olduğunu ve acil uluslararası eylem gerektirdiğini vurgulayarak, kuşatma altındaki sivillerin hayatlarını kurtarmak için insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere acil durum mekanizmalarının devreye sokulmasını talep etti. Ayrıca, kuşatma ve kasıtlı aç bırakma suçlarıyla ilgili dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini vurguladı ve tüm ülkeleri, İsrail'e yaptırımlar uygulamak, silah tedarikini yasaklamak ve suçlarından sorumlu tutulması için uluslararası adalet mekanizmalarını desteklemek dahil olmak üzere, hukuki, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

Suudi Arabistan'ın çabaları önemli sonuçlar verdi

Siyasi analist Dr. Nayef el-Vaka, ‘Suudi Arabistan'ın Arap ve İslam çerçevelerinde yürüttüğü çabaların önemli siyasi sonuçlar verdiğini’ belirtti. El-Vaka, “Arap Birliği ve İİT zirvelerinin sonuçları ve Filistin'i tanıyan veya tanımak üzere olan bazı Avrupa ülkeleriyle uluslararası ilişkilerde yapılan yatırımların tümü, kabul edilebilir bir siyasi performansı yansıtmaktadır” dedi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in politikalarını sürdürmeye devam etmesinin uluslararası dokunulmazlığı ve çifte standartları yansıttığını’ vurgulayan el-Vaka, “Tepkiyi siyasi ve medya çerçevesine sınırlamak, Tel Aviv'e saldırganlığını bedelsiz sürdürmesi için yeşil ışık yakacaktır” uyarısında bulundu.

Tutumların koordinasyonu

Yazar ve siyasi araştırmacı Mubarek Al Ati ise toplantının ‘tutumların koordinasyonu, safların sıkılaştırılması ve ortak çabaların birleştirilmesi çerçevesinde, İsrail'in işgali zorla pekiştirmeyi ve İsrail savaş makinesi tarafından tahrip edilen Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol sağlamayı amaçlayan karar ve planlarına karşı koymak için yapıldığını’ söyledi.

Al Ati'ye göre, soykırım, açlık, yerinden edilme, İsrail kuşatması ve Gazze Şeridi'ndeki eşi görülmemiş insani kriz suçları, İİT dışişleri bakanlarının, İsrail'in oldubitti politikasıyla dayatmaya çalıştığı ve tüm Filistin davasını baltalamaya çalıştığı durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmelerini zorunlu kılıyor.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Al Ati, ‘İİT çatısı altında düzenlenen toplantının, Filistin davasının tüm İslam ülkelerinin öncelikli meselesi olmaya devam ettiğini ve bu davayı desteklemenin İslam'ın ayrılmaz bir sorumluluğu olduğunu teyit ettiğini’ düşünüyor.

Toplantının sonuçlarına ilişkin olarak Al Ati, toplantının ‘Gazze Şeridi'nde derhal ve koşulsuz ateşkes, insani yardım malzemelerinin sağlanması, su ve elektrik tedariki ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda acil yardım ulaştırmak için insani koridorların açılması’ çağrısında bulunmasını bekliyor. Al Ati ayrıca toplantının, açlık, su ve yakıtın kesilmesi dahil olmak üzere soykırım ve etnik temizlik suçlarının devam etmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunacağını tahmin ediyor.

Al Ati'ye göre toplantı, Filistin halkını topraklarından sürmek, yerinden etmek veya zorla nakletmek için yapılan her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini ve her türlü yolla karşı çıktığını teyit edecektir.


Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)

Filistin medyası bugün yer alan haberlerde, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şafak vaktinden bu yana 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirildi.

Eş-Şifa Tıp Merkezi'nden bir sağlık kaynağı, Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin kuzeybatısındaki el-Kerame bölgesindeki bir eve düzenlediği hava saldırısında en az iki sivilin öldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını söyledi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısında 1 kadın öldü, 7 kişi yaralandı. Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yardım sağlayan bir ekibe düzenlenen hava saldırısında da 3 vatandaş öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Zerka ve Cibeliye bölgelerinde yoğun bombardıman operasyonları gerçekleştirdi. Ayrıca, Gazze Şehri'nin güneydoğusundaki Zeytun semtinde çok sayıda sivilin evini imha etti.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığına göre son 24 saatte kıtlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 11 kişi daha hayatını kaybetti. Yetkililer, Gazze Şeridi'nde kıtlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 117'si çocuk olmak üzere 300 kişiye yükseldiğini bildirdi.