Hamas: İsrail, Mescid-i Aksa baskınlarıyla ateşe körükle gidiyor

Gvir, dün sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti (AA)
Gvir, dün sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti (AA)
TT

Hamas: İsrail, Mescid-i Aksa baskınlarıyla ateşe körükle gidiyor

Gvir, dün sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti (AA)
Gvir, dün sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti (AA)

Hamas yöneticilerinden Muşir el-Mısri, "İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kabinesi ve Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa baskınlarıyla ateşe körükle gittiğini" söyledi.
Kudüs için çalışmalar yürüten Filistinli kurumların Gazze Şeridi'nde düzenlendiği ortak basın toplantısında konuşan Mısri, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in dün polis korumasında Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskına tepki gösterdi.
İsrail Başbakanı Netanyahu, kabinesi ve Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa baskınlarıyla ateşe körükle gittiğini ve bölgedeki tansiyonu yükselttiğini vurgulayan Mısri, Filistin direnişinin, yeni İsrail hükümetinin politikalarını mercek altında tutmaya devam edeceğini kaydetti.
Kudüs'ü Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa'yı yıkma planları kapsamında Ben-Gvir başta olmak üzere Yahudi yerleşimcilerin gerçekleştirdiği saldırıların, Müslümanları provoke ettiğini belirten Mısri, Filistin halkının topraklarını savunabilecek askeri cephaneliğe sahip olduğunu dile getirdi.
Arap ülkeleriyle normalleşen ve Batılı ülkelerin korumasını arkasına alan İsrail'in, Filistin halkının öfkesinden kaçamayacağını söyleyen Mısri, Filistinlilere de "iç birliğin sağlanması ve Mescid-i Aksa'ya daha fazla gidilmesi" çağrısında bulundu.

Ben-Gvir'in provokatif Aksa baskını
Provokatif eylemleriyle tanınan İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, dün sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Filistinlilere yönelik ırkçı ve ayrımcı politikalarıyla bilinen Yahudi Gücü Partisi lideri Ben-Gvir, 5 yıl sonra Harem-i Şerif'e giren görevdeki ilk İsrailli bakan oldu.
Baskına, Filistin yönetiminin yanı sıra Türkiye dahil çok sayıda ülke ve kurumdan tepki açıklamaları gelmişti.
Yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Ben-Gvir, Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.



Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
TT

Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Naim Kasım dün yaptığı açıklamada, grubunun bir tarafta İran, diğer tarafta İsrail ve ABD arasındaki çatışmada “tarafsız olmadığını” söyledi.

Naim yaptığı açıklamada, “Bu nedenle İran'ın, liderliğinin ve halkının yanında olduğumuzu ifade ediyor ve bu acımasız İsrail-Amerikan saldırganlığı karşısında uygun gördüğümüz şekilde hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Naim şöyle devam etti: "İsrail'in son günlerdeki saldırganlığı bu halkın direncini ve tüm baskılara meydan okuduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca İsrail'in acizliğini, ağır kayıplarını ve saldırganlığında Amerika'nın desteğini aramaya yönelik çaresizliğini de gösterdi. Ancak bu, bizi İran'ın yanında durma ve bu kibir ve zorbalığa son verilmesine katkıda bulunacak her türlü desteği verme sorumluluğumuzdan kurtarmaz."

Kasım, “Amerika bölgeyi kaos ve istikrarsızlığa, dünyayı da açık krizlere sürüklüyor” diyerek, “İran'ın kendini savunma hakkı vardır ve bölge halkları ile dünyanın özgür insanlarının büyük lider ve İran'la aynı siperde olma hakkı vardır” dedi.

Hizbullah'ın İran lideri Ali Hamaney'in “yaklaşımına” bağlı kalması, Lübnanlıların, Tahran'ın istemesi halinde Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam eden savaşa katılacağı yönündeki korkularını tazeledi. Lübnan'da resmi düzeyde bu hipotezi çevreleyen belirsizlik ve askeri analistlerin Hizbullah'ın böyle bir savaşa girebilecek askeri kapasitesi konusundaki kuşkuları göz önünde bulundurulduğunda, Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam etmekte olan savaşa müdahil olacağına dair endişelerini artırıyor.