Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

BAE, Suriye-Türkiye normalleşmesine bakanlık düzeyinde katılmaya çalışırken Washington, Ankara ile Kürtler arasında arabuluculuk yapıyor

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
TT

Araplar Suriye-Türkiye normalleşmesi ve şartları konusunda bölündü

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 4 Ocak'ta Şam'da bir araya geldiler (AFP)

ABD ve bazı Arap ülkelerinin normalleşme treninin ilerleyişini durdurmaya ya da trenin nihai varış noktasına ulaşması için gerekli şartları ve istasyonları belirlemeye çalıştıkları bir dönemde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya’nın Suriye-Türkiye normalleşmesindeki rolüne üst düzeyde katılmak istemesi, normalleşme konusunda Araplar arasında bir bölünme olduğuna işaret ediyor.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgilere göre Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un katılımıyla önümüzdeki Çarşamba günü Moskova'da bir araya gelecekler. BAE ise Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in katılımıyla dörtlü bir görüşme olması için çalışıyor.
Moskova’da yapılacak görüşmeyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in bir araya geleceğin bir zirvenin önünün açılması planlanıyor. BAE’nin zirveye ev sahipliği yapmayı teklif ettiği bilgisine ulaşılırken zirvenin Moskova'da yapılması durumunda BAE'den üst düzey bir yetkilinin katılabileceği bildirildi. Esed, geçtiğimiz yılın ortalarında BAE’yi ziyaret etmiş ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile görüşmüştü.
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed, 2021 yılının Kasım ayındaki ziyaretinden sonra Şam'ı geçtiğimiz Çarşamba günü ikinci kez ziyaret etti. Şam'da bir araya gelen Suriye Devlet Başkanı ve BAE Dışişleri Bakanı bahsi geçen konuları ele aldılar. Suriye'nin resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre Esed, Suriye ile BAE arasındaki ilişkileri ‘köklü’ olarak nitelendirirken bu ilişkilerin geri dönmesinin gayet doğal olduğunu vurguladı. SANA, BAE’li Bakan’ın ülkesinin Suriye'nin istikrarını ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini desteklediğini vurguladığını aktardı. Bakan ayrıca BAE'nin Suriye krizine ülkenin güvenliğini, istikrarını ve birliğini yeniden tesis eden siyasi bir çözüm bulma çabalarını desteklemedeki kararlılığını da vurguladı.
Yol haritası
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun 16-17 Ocak’ta, ABD'li yetkilileri Şam'la normalleşmeye ilişkin gelişmeler, Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad ile görüşmesi ve Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının geçtiğimiz haftalarda Moskova’da yaptıkları görüşmede ABD’li askerlerin DEAŞ’a karşı Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) desteklemek için konuşlandırıldığı Suriye’nin kuzeydoğusunda bir takım düzenlemeler yapılması da dahil olmak üzere vardıkları bazı uzlaşılar çerçevesinde Rusya'nın güvenlik, askeri, siyasi ve ekonomi alanlarında desteklediği ‘yol haritası’ hakkında bilgilendirmek üzere Washington’ı ziyaret etmeyi planladığı gelen bilgiler arasında.
Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı bir diplomat, Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye ile Kürtler arasında arabuluculuk çabaları çerçevesinde ABD'li üst düzey bir yetkilinin önümüzdeki saatlerde Ankara’yı ziyaret edeceğini söyledi.
Ankara, Moskova’nnı ve Washington'ın 2019 yılı sonlarında ikili olarak imzalanan askeri anlaşmalardaki, SDG'nin omurgasını oluşturan Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) Türkiye sınırlarından Suriye'nin 30 kilometre derinliğine kadar oluşturulacak bir tampon bölgenin yanı sıra Menbiç ve Tel Rıfat bölgelerinden çekilmesini içeren taahhütlere uymalarını istiyor. Ayrıca bu bölgelerden ağır silahların çekilmesi de söz konusu anlaşmalarda yer alıyor.
SDG ise yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve Türkiye'nin söz konusu bölgelerdeki tüm Kürt askeri ve sivil kurumlarının geri çekilmesi ısrarına karşın iç güvenlik güçlerini (Asayiş) ve yerel konseyleri geri çekmeyeceğini söylüyor.
ABD’nin arabuluculuk girişimi, Ankara ile Kürtler arasında Türkiye’de bu yılın ortalarında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Türkiye’nin yeni bir askeri harekatını önleyecek ‘uzlaşmacı çözümler’ aramayı amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle Washington ve Moskova'nın kendisine ihtiyaçları olduğunu biliyor. Erdoğan, Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK ve YPG'ye karşı gerekli düzenlemeler konusunda anlaşmaya ve Türkiye’nin misafir ettiği yaklaşık 4 milyon Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine geri dönecekleri güvenli bölgeler oluşturmak için Esed ile görüşmeye açık hale geldi.
Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik bir kaynak, Ankara’nin Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanlarının Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından Şam'dan sızdırılan ve Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyinden tamamen çekilmeyi kabul ettiği yönünde söylemlerden rahatsız olduğunu belirtti. Ankara’nın ve Şam'ın PKK'yı ortak tehdit olarak gördüklerini söyleyen Diplomat, “Her türlü ayrılıkçı gündeme karşı çalışacaklardır. Çünkü bu, her iki ülkenin bekalarına karşı bir tehdit oluşturuyor. İki ülke ayrıca Halep-Lazkiye karayolunun açılması için de çalışacaklar” dedi.
Dörtlü koordinasyon
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in Şam ziyareti, ABD'nin Suriye-Türkiye görüşmelerin ardından ‘Esed ile normalleşmeye karşı’ yapılan resmi açıklamalardan bir gün sonra gerçekleşti. Şarku’l Avsat’a konuşan diplomat, Batılı ülkeler arasında normalleşmeye karşı açıklama yapan tek ülkenin ABD olduğunu ve ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamayla Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte normalleşmeyi reddeden tutumunun açıkça ilan edildiği dörtlü bir koordinasyon sağlamak için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, Mikdad ile görüşmek üzere Şam'a yapacağı ziyaret öncesinde ‘normalleşme konusundaki tutumlarını teyit etmek ve Bu ayın 10’una kadar uzatılan, uluslararası yardımlara ilişkin bir BMGK kararında öngörülen Suriye’de erken toparlanma çerçevesinde elektrik projeleri için finansman sağlanmasını desteklemek’ için 23 Ocak’ta ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin temsilcileri ile Cenevre'de bir araya gelecek. Burada BAE’nin, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlar ve ‘Caesar (Sezar) Yasası’nın izin verdiği ölçüde Suriye’deki ekonomik ve elektrik projelerinin finansmanına katkıda bulunmayı teklif ettiği belirtilmeli.
Şam ile en üst düzeyde görüşmelere başlayan ilk ülke olan Ürdün'ün, 2018 yılının ortalarında Rusya ile ABD arasında güneyde ateşkes ve gerilimi azaltma anlaşmasının imzalanmasına destek vermesi dikkat çekiciydi. Ürdün şu an Arap ülkeleriyle ‘Şam ile normalleşme karşılığında Arap ülkelerinin taleplerini tanımlayan ortak bir tutuma’ ulaşma çabalarına öncülük ediyor. Batılı bir yetkili, Ürdün’ün normalleşmenin başlamasından sonra Suriye sınırından Ürdün’e yapılan uyuşturucu ve silah kaçakçılığının yanı sıra DEAŞ’ın bu bölgedeki eylemlerinin arttığını ve İran’ın Suriye’nin güneyinde, Ürdün sınırı yakınlarındaki varlığının azalmadığını açıkladığını söyledi. Batılı yetkili, bundan sonraki aşamada siyasi ve jeopolitik adımlar atılması için Şam'a baskı uygulanabilecek şekilde koordinasyon kurulması için talepler olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan bir Arap kaynak, Hamas Hareketi’nin üst düzey isimlerinden Halil el-Hayye ve Usame Ebu Hamdan'ın önümüzdeki hafta Şam'ı ziyaret edeceğini söyledi. Hamas Hareketi liderlerinin on yıl önce Şam’dan ayrılmasından bu yana ilk kez gerçekleştireceği bir ikili ziyaret olacağını söyleyen kaynak, bu ziyaretin geçtiğimiz Ekim ayında Filistin’den bir heyetin Esed ile yaptığı görüşme çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti. Kaynak, Hayye ve Ebu Hamdan'ın ziyaretinin amacının, Hamas Hareketi’nin yeniden Suriye'ye temsilci ataması meselesini tartışmak ve Şam'a üst düzey ziyaretler düzenlemek olduğunu belirttiler.



Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom


Aramco, üçüncü çeyrekte 26,9 milyar dolar ile beklentilerin üzerinde kâr açıkladı

Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı’ndaki (ADIPEC 2025) Saudi Aramco standı (EPA)
Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı’ndaki (ADIPEC 2025) Saudi Aramco standı (EPA)
TT

Aramco, üçüncü çeyrekte 26,9 milyar dolar ile beklentilerin üzerinde kâr açıkladı

Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı’ndaki (ADIPEC 2025) Saudi Aramco standı (EPA)
Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı’ndaki (ADIPEC 2025) Saudi Aramco standı (EPA)

Saudi Aramco, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ait finansal sonuçlarını açıkladı. Şirket, 2024 yılının aynı çeyreğinde 103,37 milyar riyal (27,56 milyar dolar) olan net gelirini, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 101,02 milyar riyal (26,94 milyar dolar) olarak bildirdi. Bu rakam, 88,8 milyar riyallik beklentileri aştı.

2025 yılının üçüncü çeyreğinde, esas olarak değer düşüklüğü ve amortismanla ilgili toplam 3,91 milyar riyal tutarındaki düzeltmelerin, gelir vergisi düzeltmeleriyle kısmen dengelenmesinin ardından, düzeltilmiş net gelir 104,92 milyar riyal (27,98 milyar dolar) olarak gerçekleşti.

Aramco'nun gelirleri, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 386,17 milyar riyal (102,98 milyar dolar) olarak gerçekleşti ve bu, 2024 yılının aynı çeyreğinde elde edilen 416,63 milyar riyal (111,10 milyar dolar) gelirine kıyasla bir düşüşe işaret ediyor. Gelirdeki bu düşüş, esas olarak rafine ve kimyasal ürün fiyatlarının düşmesi ve ham petrol fiyatları ile hacimlerinin azalması nedeniyle meydana geldi, ancak rafine ve kimyasal ürün satış hacimlerinin artmasıyla kısmen dengelendi.


Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Krallık'ın küresel değişimlere ayak uydurma konusundaki ekonomik kapasitesine dikkat çekti

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Krallık'ın küresel değişimlere ayak uydurma konusundaki ekonomik kapasitesine dikkat çekti

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Krallık'ın küresel değişimlere esneklik ve dayanıklılıkla ayak uydurma, kaynakları, yetenekleri ve ulusal öncelikleri dengeleme, petrol dışı sektörlerde büyümeyi sürdürme ve ileri imalat, teknoloji, turizm ve girişimcilik gibi bir dizi alanda daha fazla gelişme sağlama konusundaki ekonomik kapasitesine dikkat çekti.

Başkent Riyad'da Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın başkanlığında yapılan oturumun başında, Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ı ziyaret ederek Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’na (FII) katılan bir dizi kardeş ve dost ülkenin liderleriyle yaptığı görüşmelerin içeriği hakkında Bakanlar Kurulu’na bilgi verdi.

Bu bağlamda Bakanlar Kurulu, konferansın üst düzey uluslararası katılımının, Suudi Arabistan’a ve onun başarılarına duyulan küresel takdirin bir yansıması olduğunu vurguladı. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın vizyonunun ülkeyi uluslararası bir ekonomik merkez ve dünyanın dört bir yanından liderleri ve yenilikçileri bir araya getiren öncü bir küresel merkez hâline getirdiğini; vizyonları, yatırımın geleceğini şekillendiren uygulanabilir stratejilere dönüştürdüğünü ifade etti.

Suudi Arabistan Enformasyon Bakanı Selman ed-Dusari, Bakanlar Kurulu’nun, Vizyon 2030'un başlatılmasından bu yana özel sektörün petrol dışı faaliyetlerin büyümesini dikkate değer seviyelere taşımasındaki katkısını takdir ettiğini belirtti. Dusari, bu durumun, iş ortamının genişlemesini ve gelişmesini mümkün kılan ekonomik politikaların ve reformların etkinliğini yansıttığını kaydetti.

gt
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan'ın 2031'den itibaren üç yıllık bir dönem için Uluslararası Yüksek Denetim Kurumları Teşkilatı (INTOSAI) başkanlığını kazanmasını, bu alandaki liderliğini ve şeffaflığı ve yönetişimi teşvik eden küresel bir geleceğin şekillenmesindeki rolünü teyit eden bir gelişme olarak değerlendirdi.

Bakanlar Kurulu, el-Ula’nın 2025 Dünya Seyahat Ödülleri’nde üç ödül kazanmasını takdirle karşıladı. Bu başarı, el-Ula’nın sürekli mükemmelliğini ve bölgesel turizm haritasındaki artan konumunu yansıtmakta olup, bölgenin sahip olduğu çok yönlü tarihi, medeni ve kültürel zenginlikleri ortaya koyuyor.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Şura Meclisi ile ortaklaşa incelenenler de dahil olmak üzere gündemindeki maddeleri gözden geçirdi ve bu konularda Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi, Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Bakanlar Kurulu Uzman Komitesi'nin kararlarını inceledi.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan ile Arap Kentsel Kalkınma Enstitüsü arasında bir merkez anlaşmasının yanı sıra, Suudi Arabistan ile Kuveyt arasında mali iş birliğine ilişkin bir mutabakat zaptının onaylanmasına karar verdi.

Bakanlar Kurulu, Turizm Bakanı’nı Suudi Arabistan Turizm Bakanlığı ile San Marino Turizm, Posta, İş Birliği, Fuarlar, Medya ve Turistik Yatırımları Çekme Bakanlığı arasında turizm alanında iş birliğine ilişkin bir mutabakat zaptı taslağı konusunda San Marino tarafıyla müzakerelerde bulunmak ve bu belgeyi imzalamakla yetkilendirdi.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile Vietnam Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında ekonomik ve ticari iş birliği alanında; Suudi Arabistan Gıda ve İlaç Kurumu ile Fransa Ulusal Sağlık, Gıda, Çevre ve İş Güvenliği Kurumu arasında tıbbi ürünlerin yönetimi alanında; Suudi Arabistan Eğitim ve Değerlendirme Kurumu ile Kuveyt Üniversitesi arasında ölçme, değerlendirme ve akreditasyon alanında iş birliğine ilişkin mutabakat zabıtlarını, ayrıca Suudi Arabistan ile Panama arasında hava taşımacılığı hizmetleri alanında bir anlaşmayı onayladı.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, oturum sırasında, kimyasal danışmanlık mesleği lisanslarının verilmesi yetkisinin Ticaret Bakanlığı’ndan Enerji Bakanlığı’na devredilmesini; belediye ihlalleri cezaları yönetmeliğine aykırılık tespitine yardımcı olanlara belirli kurallar çerçevesinde teşvik edici mali ödüller verilmesini; Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı’nın, Maliye Bakanlığı ile koordineli olarak, kamu sağlık kurumlarının bütçelerinde ilaç sanayisinin yerelleştirilmesine yönelik özel bir kalem oluşturulması ve onaylanması için gerekli adımları atmasını; ayrıca Mekke Bölgesi Kalkınma Kurumu, Tarım Kalkınma Fonu ve Taybe Üniversitesi’nin iki önceki mali yıla ait kesin hesaplarının onaylanmasını kabul etti.

Bakanlar Kurulu, gündeminde yer alan çeşitli genel konular hakkında da bilgi aldı. Bu konular arasında; Enerji, Spor, İletişim ve Bilgi Teknolojileri, İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma, Sanayi ve Maden Kaynakları bakanlıklarının yıllık raporları ile Ulaştırma Genel Kurumu, Ulusal Bitki Örtüsünü Geliştirme ve Çölleşmeyle Mücadele Merkezi, Ulusal Belgeler ve Arşiv Merkezi ve Kamu Yönetimi Enstitüsü’nün raporları yer aldı.