Kadınları ve müziği yücelten bir medeniyet adına zafer kazanan kadın müzik topluluğu: Sumeryat

Irak'ta ve bölgede grup ya da solo olarak bir müzik aleti çalmaya yahut şarkı söylemeye dayalı bir mirası canlandırmayı amaçlayan eşsiz bir deneyim olarak Sumeryat Müzik Topluluğu

Her yaştan kadın müzisyenin yer aldığı Sumeryat Müzik Topluluğu’nun en genç müzisyeni 11 yaşında / Fotoğraf: Independent Arabia
Her yaştan kadın müzisyenin yer aldığı Sumeryat Müzik Topluluğu’nun en genç müzisyeni 11 yaşında / Fotoğraf: Independent Arabia
TT

Kadınları ve müziği yücelten bir medeniyet adına zafer kazanan kadın müzik topluluğu: Sumeryat

Her yaştan kadın müzisyenin yer aldığı Sumeryat Müzik Topluluğu’nun en genç müzisyeni 11 yaşında / Fotoğraf: Independent Arabia
Her yaştan kadın müzisyenin yer aldığı Sumeryat Müzik Topluluğu’nun en genç müzisyeni 11 yaşında / Fotoğraf: Independent Arabia

Gufran Yunus
Sumeryat Müzik Topluluğu, Irak'ın başkenti Bağdat'taki Ulusal Tiyatro'da ülkenin geleneksel şarkılarını icra ettiği ilk konseriyle kurulduğunu duyurdu.
Sümer arpı çalmasıyla bilinen Sümer Kraliçesi Şebad'ın torunları, iki saati aşkın bir süre boyunca enstrümanlarını çalarken sahneden Abdulhalim Hafız, Ümmü Gülsüm ve Feyruz'un şarkıları gibi Arap müziğinin klasikleri ile Irak müziği arasında zarif bir şekilde hareket eden notalar yükseliyordu.
Irak'taki müzik akademilerinden mezun olan ve halen öğrenimi sürdüren 50 kadın müzisyenden oluşan Sumeryat Müzik Topluluğu (Sumeryat Music Ensemble), hayallerini ve akorlarını Irak'ta türünün ilk örneği olan müzikal bir boyuta taşıyarak, enstrüman çalmadaki ve şarkı söylemedeki hünerlerini sergiledi.
Adını Sümer medeniyetinden alan Sumeryat Müzik Topluluğu, doğu çalgılarını batı çalgılarıyla birleştirerek geçmişin mirasını orijinalliğini koruyarak sunarken aynı zamanda modern müziği de yakalamayı başarıyor. 

Özgün bir deneyim
Sumeryat Müzik Topluluğu'nun kurucusu ve yöneticisi Alaa Macid, İsveç'te kurduğu 'Tuyur Dicle' (Dicle Kuşları) adlı grup da dahil olmak üzere çok sayıda müzik grubunun kurulmasına katkıda bulundu.
Bu gruplarda geleneksel Irak müziğini icra etmeyen çok sayıda kadın müzisyen de vardı.
Macid, Londra'da farklı milletlerden müzisyenlerin eğitim gördüğü, Arap Müzik Akademisi'nin de kurucusu. 
Macid, her grubun kendine özgü olduğunu, ancak Sumeryat Müzik Topluluğu'nu diğerlerinden ayıran noktanın, akademik bir şekilde müzik eğitimi alan kadın müzisyenlerden oluşması olduğunu söyledi.
Bunun Arap dünyası için neredeyse eşsiz bir deneyim olduğunu vurgulayan Macid, Sumeryat Müzik Topluluğu'nun tıpkı Tunus'taki gibi bölgede de var olan bir kadın korosu olduğunun altını çizdi.
Müzik topluluğunun üyelerinin ağırlıklı olarak müzik akademilerinde eğitim görmüş kadınlardan oluştuğuna dikkati çeken Macid, "Bir müzisyen, müzik öğrencisi olmadıkça ayırt edilemez" dedi. 

Tarihteki ilk aşk şarkısı
Tarih kaynakları, müziğin Mezopotamya'da Sümer, Akad ve Babil medeniyetlerinin tüm dönemlerinde var olduğunu, Irak halkının çeşitli dini ritüellerinde yer aldığını, bunun yanı sıra, Irak'ın eski hükümdarlarının müziği önemsediğini ve müzikle ilgili çalışmalar için çeşitli yöntemler geliştirdiklerini ortaya koyuyor.
Arkeolojik kazılarda bulunan, müzik notaları, şarkı sözleri ve müzik ölçeği ile ilgili matematiksel metinlerin olduğu topraktan yapılmış tabletler bunları doğruluyor.
Ayrıca, tarihçilerin 'tarihteki ilk aşk şarkısı' olduğunu düşündükleri ilk lirik metni de bu toprak tabletlerde bulundu.
Sumeryat Müzik Topluluğu'nun kurucularından biri ve basın sözcüsü olan arkeolog Cumana es-Samarrai, böyle bir mirasın olduğunu doğrulayarak, grubun adının bu tarihi boyutu yansıtmasını sağlamaya çalıştıklarını söyledi. 
Samarrai, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Irak, müziğin mucididir ve ilk notalar burada (Irak'ta) yazılmıştır. Sümer medeniyeti de 5 bin 200 yıl önce kadınları tapınılacak tanrılar yaparak kutsallaştırdı. Bu yüzden, kadınları ve müziği kutsayan eski Irak uygarlığının mirasçıları olarak gruba Sumeryat Müzik Topluluğu adını verdik."

Doğu müzik tarzı Taht'ta (Tahkt) kullanılan müzik aletlerine eğilim
Tar sanatçısı Sara Beyan, Batı tarzı enstrümanların öğreniminin pahalı olmasından sonra özellikle Batı ülkelerde Doğu çalgıları için eğitimlerin verilmeye başlanmasının ardından genç kızlar arasında Doğu tarzı enstrümanları öğrenmeye yönelik bir eğilim başladığını söyledi.
Artık enstrüman çalma alanının genişlediğini söyleyen Beyan, "Toplumun bakış açısı değişmeye başladı. Bir genç kızın ud, kanun ya da herhangi Doğu enstrümanını çalmayı öğrenmesi doğal karşılanır oldu" ifadelerini kullandı.
Sumeryat Müzik Topluluğu'nun bir üyesi ve Müzikal Araştırmalar Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olan kanun sanatçısı Huveyda Hanna, "Genişlemeye başlayan bir müzik zevkinin olması ve konserlere seyircilerin yoğun katılımı, kadınların müzisyen ve müzik öğrencisi olarak toplum tarafından kabul görüyor olduklarının kanıtı" şeklinde konuştu.
Müzik ve Bale Okulu mezunu ney ve flüt solisti Alaa Ziya da hazırlık ve provalar sırasında grubun kurulduğu henüz duyurulmamış olsa da konserin tanıtımının yapılmasıyla tüm biletlerin tükenmiş olması karşısında şaşırdıklarını ifade etti. 
Ziya, şunları söyledi:
"Bu da Irak'ın bir müzik ülkesi olduğu ve izaha ihtiyaç duymayan bir dil olduğu için her türlü müziği dinleyenlerin olduğu mesajımızı doğruluyor ve destekliyor."

Desteksizlik nedeniyle yarım kalan projeler
Genellikle müzik grupları kurulur, ancak birçok engel ve destek eksikliği nedeniyle hızla ortadan kaybolurlar.
Bu kapsamda Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olan santur sanatçısı Hela Bessam Abbas, devletten destek alamayan müzik gruplarının yaşadıklarıyla ilgili olarak 2003 yılından önce Sumeryat Müzik Topluluğu'na benzer bir deneyime sahip olan ve kadın üyelerin yer aldığı 'İştar' adlı bir müzik grubunun kurulduğunu, fakat desteksizlik nedeniyle grubun yoluna devam edemediğini ve kadın müzisyenlerin kısıtlı maaş almaları nedeniyle başka alanlara yönelmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Sumeryat Müzik Topluluğu'nun üyelerinden kemane virtüözü Hazar Bessam, kadın müzisyenlerin işlerine olan bağlılığının ve desteğinin, grubun çalışmalarını sürdürmesinin temelini oluşturduğunu söyledi.
Müzik topluluğunun kurulmasının üzerinden altı ayı aşkın bir süre geçtiğini söyleyen Bessam, "Kişisel çabalarımızla prova yapıyoruz. Kültür Bakanlığı'ndan provalar için bize bir salon tahsis edilmesiyle desteklendiğimiz de somutlaşmış oldu" ifadelerini kullandı.
Grubun özellikle Irak ve Arap müziği mirasının yanı sıra piyano çalma ve opera eserler söyleme gibi müzik yelpazesini genişletmeye ve tanıtmaya çalıştığını belirten Bessam, müzik mirasının geri kazanılmasına katkıda bulunan bu tür projelerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. 

Müzik sevgisi
Müzikal Araştırmalar Enstitüsü öğrencisi ve ud sanatçısı Rima Sermed ise Sumeryat Müzik Topluluğu'nun yoluna devam etmesinin temelinde üyelerinin müziğe olan sevgisinin yattığını ve projeyi ayakta tutanın müzik tutkusu olduğunu söyledi.
Grubun kemane virtüözlerinden Aleyna Reyyan, Sumeryat Müzik Topluluğu'ndaki deneyiminin kendisine birçok beceri kazandırdığını ve geleneksel şarkıları dinleme ve doğru çalma konusundaki zevkini geliştirdiğini belirtti.
Reyyan, müzik tutkusunun ve sevgisinin projeyi sürdürmenin temeli olduğu konusunda meslektaşı Sermed ile aynı fikirde.
Müzik ve bale okulunu bitirdikten sonra, toplumun bakış açısı ve bu alanda iş bulmanın zorluğu nedeniyle başka bir bölüm daha almak zorunda kaldığını anlatan tar sanatçısı Beyan, grupların müzik sanatları okuyanlara karşı kalıplaşmış bakış açısı değişip toplumdan destek bulmaları halinde yollarına devam edebileceklerine inanıyor. 

Müzik zevki çeşitliliğine katkı
Son yıllarda öğrenci olmayan amatörler için müzik eğitimi verilen merkezlerin sayısında bir artış görülüyor.
Bunlar arasında ud çalmayı öğreten merkezler de var. Bir diğer merkez de keman eğitimi açılmış durumda.  
Bunun çok sağlıklı bir olgu olduğunu düşünen Sumeryat Müzik Topluluğu'nun kurucusu Macid, bunun devlet konservatuarlarını, değerlerini kanıtlamak ve özel merkezlerden daha iyi olmaya çalışmak için eğitim yöntemlerini yeniden gözden geçirmeye ve rekabet etmeye iteceğine inanıyor.  
Macid'e göre bu merkezler ayrıca, toplumun müzik zevkindeki çeşitliliğe ve müzik kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayacak.
Sumeryat Müzik Topluluğu'nun hayali, grubun kalıcılı olmasını ve yoluna devam etmesini sağlayacak olan desteği alabilmekti.
Kültür, Turizm ve Tarihi Eserler Bakanı Ahmed Fekak Ahmed Berdani, grubun bakanlığın tanınan oluşumları arasına dahil edildiğini açıkladı.
Bu açıklama, Sumeryat Müzik Topluluğu'nun Irak Senfoni Orkestrası'na benzer şekilde hükümet desteği alacağı anlamına geliyor.
 
Independent Türkçe



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.