Erdoğan, 28 Şubat davası hükümlüsü iki generalin cezasını kaldırdı

AA
AA
TT

Erdoğan, 28 Şubat davası hükümlüsü iki generalin cezasını kaldırdı

AA
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan İlhan Kılıç (87) ve Kenan Deniz'in (75) cezalarının Adli Tıp Kurumunun "kocama hali" raporu nedeniyle, çeşitli suçlardan toplam 9 yıl 46 ay 24 gün hapis cezası alan Osman Kartal'ın (46) cezasının ise "sürekli sakatlık hali" sebebiyle kaldırılmasına karar verdi.
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, 2018 yılında Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesince "Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmek" suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen İlhan Kılıç ve Kenan Deniz'in kalan cezalarını, Adli Tıp Kurumunun "kocama hali" raporu sebebiyle kaldırıldı.
Silahla tehdit, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından 2019 yılında Isparta 1'inci Asliye Ceza Mahkemesince toplam ayrı ayrı 3 yıl 9 ay ve 2 yıl hapis, birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla yağma suçundan 2013 yılında Isparta 1'inci Ağır Ceza Mahkemesince 2 yıl 3 ay 15 gün hapis, mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından 2014 yılında Eğirdir Asliye Ceza Mahkemesince ayrı ayrı 4 ay, 1 yıl 15 ay ve 6 ay hapis, görevi yaptırmamak için direnme suçundan 2020 yılında Eğirdir Asliye Ceza Mahkemesince 9 ay 9 gün hapis, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan 2019 yılında Eğirdir Asliye Ceza Mahkemesince 1 yıl hapis ile cezalandırılmasına karar verilen ve bu cezaları kesinleşerek Isparta İnfaz Hakimliğince hapis cezalarının 9 yıl 46 ay 24 gün hapis cezası olarak içtimaına hükmedilen Osman Kartal'ın (46) kalan cezası da Adli Tıp Kurumunun "sürekli sakatlık hali" raporu sebebiyle kaldırılmasına karar verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu kararları Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 104'üncü maddesinin 16'ncı fıkrası hükmü uyarınca verdi.



Trump: ABD ordusu Nijerya'ya asker konuşlandırabilir veya hava saldırıları düzenleyebilir

Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)
Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)
TT

Trump: ABD ordusu Nijerya'ya asker konuşlandırabilir veya hava saldırıları düzenleyebilir

Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)
Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, ABD ordusunun Afrika ülkesindeki Hristiyanlara yönelik toplu katliamı durdurmak için Nijerya'ya asker konuşlandırabileceğini veya hava saldırıları düzenleyebileceğini söyledi.

Nijerya'ya kara birlikleri konuşlandırmayı mı yoksa hava saldırıları düzenlemeyi mi düşündüğü sorulduğunda Trump, "Olabilir. Yani, belki başka şeyler de olabilir. Birçok şey hayal ediyorum. Nijerya'da rekor sayıda Hristiyan öldürüyorlar... Çok büyük sayılarda Hristiyan öldürüyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" dedi.

Nijerya, Batı Afrika ülkesinde Hristiyanlara yönelik kötü muamele nedeniyle ABD Başkanı'nın askeri müdahale tehditlerine yanıt olarak, toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi koşuluyla terörist militanlarla mücadelede ABD'nin yardımını memnuniyetle karşılayacağını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Nijerya Devlet Başkanı Bola Tinubu'nun danışmanlarından Daniel Bwala, verdiği demeçte, "Toprak bütünlüğümüze saygı duyduğu sürece Amerikan yardımını memnuniyetle karşılıyoruz," dedi. Trump'ın Nijerya'yı "utanç verici" bir ülke olarak nitelendirmesine rağmen Bwala, iki ülke arasındaki gerginliği küçümsemeye çalıştı. "Donald Trump'ın Nijerya hakkında iyi düşündüğünü bildiğimiz için meseleleri ciddiye almıyoruz. Eminim ki bu iki lider bir araya gelip masaya oturduğunda, terörle mücadele konusundaki ortak kararlılığımızda daha iyi sonuçlar elde edeceğiz" ifadelerini kullandı.


Nijerya'da gerçekten mezhepçi şiddet var mı?

Nijerya ordusu ormanlarda teröristlerin peşine düştü (yerel basın)
Nijerya ordusu ormanlarda teröristlerin peşine düştü (yerel basın)
TT

Nijerya'da gerçekten mezhepçi şiddet var mı?

Nijerya ordusu ormanlarda teröristlerin peşine düştü (yerel basın)
Nijerya ordusu ormanlarda teröristlerin peşine düştü (yerel basın)

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Hıristiyanları mezhep çatışmalarından korumak bahanesiyle Nijerya'ya askeri müdahale tehdidinde bulunması, Batı Afrika’daki bu ülkenin 15 yılı aşkın süredir artan terör sorunuyla boğuştuğu göz önüne alındığında, ülkedeki güvenlik durumunun gerçekliği ve Hıristiyanların gerçekten zulüm görüp görmediği konusunda soru işaretleri yarattı.

Trump cumartesi günü sosyal medya platformu Truth Social'da yaptığı bir paylaşımda şunları yazdı:

“Nijerya hükümeti Hıristiyanların öldürülmesine izin vermeye devam ederse ABD, Nijerya'ya tüm yardımları derhal durdurabilir ve bu korkunç zulmü işleyen İslamcı teröristleri ortadan kaldırmak için ağır silahlarla bu ülkeye girebilir.”

6y5
Lagos’un dış mahallelerindeki sakinler, bölgelerinde meydana gelen terör olayının ardından (Getty)

Nijerya dün ABD'nin tehdidini reddederek yanıt verdi. Nijerya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, ABD'nin Nijerya’da Hıristiyanlara zulüm yapıldığı iddialarına dayanarak ülke içinde tek taraflı olarak herhangi bir askeri operasyon gerçekleştiremeyeceğini söyledi.

Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Tinubu'nun Sözcüsü Daniel Bwala, Associated Press'e (AP) yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın askeri tehdidinin yanıltıcı haberlere dayandığını belirterek “Bu, Trump'ın insanları masaya oturup görüşmelere başlamaya zorlamak için güç kullanma yaklaşımının bir parçası gibi görünüyor” dedi.

Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Ahmed Tinubu cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Nijerya'yı dini açıdan hoşgörüsüz olarak tanımlamak ulusal gerçekliğimize aykırı” dedi. Nijerya Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yapılan başka bir açıklamada ise ABD’nin ‘terörle mücadele’ konusunda sağladığı yardımı memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

Afrika meseleleri üzerine araştırma yapan Nijeryalı araştırmacı Snoussi Hamid, ‘ABD’nin Nijerya'daki din kökenli şiddet olaylarına ilişkin iddiaları’ karşısında şaşkınlığını dile getirdi. ABD’nin Nijerya’nın komşu Nijer’de yaşanan ve Nijerya’yı da etkileyen olayların, yaklaşık 15 yıl önce başlayan çok uluslu terörist grupların saldırıları olduğunu ve kurbanların çoğunun Müslüman ve Hıristiyan siviller olduğunu göz ardı ettiğini söyleyen Hamid, “Tarım arazileri veya anlaşmazlıklar üzerine diğer çatışmalar da var, ancak bazı insanlar bunları mezhepsel olaylar olarak öne çıkarıyor” ifadelerini kullandı. Nijerya'nın ‘federal bir devlet olduğunu, yani her bölgenin kendi kendini yönettiğini ve Hıristiyanların, devlet başkanının da ait olduğu güney bölgesinde nüfusun çoğunluğunu oluşturduğunu’ belirtti.

xscdfgt
Nijerya Hava Kuvvetleri'nin yaklaşık iki ay önce terörle mücadele kapsamında düzenlediği tatbikatlardan bir kare (Nijerya Ordusu)

Hamid, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Trump'ın açıklamalarının Nijerya'daki Hristiyanları Nijerya vatandaşları değil, ABD vatandaşlarıymış gibi ele aldığını, bunun Nijerya'nın egemenliğini ihlal ettiğini ve bu bahaneyle ülkenin iç işlerine müdahale etme ve egemenliğini ihlal etme niyetini yansıttığını söyledi. Nijeryalı araştırmacı ülkesinin Afrika'nın en büyük petrol üreticilerinden biri olarak ekonomik önemine dikkati çekti.

Afrika meseleleri araştırmacısı Hamid’e göre Boko Haram ve DEAŞ önderliğinde birçok terör örgütü Nijerya'ya, özellikle kuzey eyaletlerine ve hatta Nijer ve Çad'a sızıyor.

Nijerya tarafından dün yapılan açıklamada ‘terörle mücadele’ sınırları içinde kalması şartıyla ABD'nin yardımı memnuniyetle karşılandı. Reuters'a göre Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Daniel Bwala, “ABD'nin, topraklarımızın bütünlüğünü tanıdığı sürece yardımını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. Bwala, Cumhurbaşkanı Tinubu ve Başkan Trump, bir araya gelip görüşmeye başladığında, terörle mücadele konusundaki ortak kararlılığımızdan daha iyi sonuçlar alınacağını belirtti.

Trump, ABD’nin cuma günü Nijerya'yı ‘özel endişe duyulan ülkeler’ listesine yeniden eklemesinden bir gün sonra Nijerya’yı tehdit ederken bu liste, Washington’ın dini özgürlüklerin ihlaline karıştığını sınıflandırdığı ülkeleri içeriyor. Çin, Myanmar, Kuzey Kore, Rusya ve Pakistan gibi ülkeleri kapsıyor.

ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF) geçtiğimiz nisan ayında yayınlanan raporunda, ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu, “Nijeryalı Hristiyanlar sistematik, sürekli ve ağır inanç özgürlüğü ihlallerine maruz kalıyor” diyerek Nijerya'nın bu listeye eklenmesini tavsiye etti. ABD, 2020 yılında Nijerya'yı bu listeye eklemiş, ancak ertesi yıl listeden çıkarmıştı.

Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nden Nijeryalı araştırmacı Taiwo Hassan Adebayo, ülkesinin terörle mücadeleye yönelik resmi politikalarının başarısızlığını eleştirdi. Bu başarısızlığın ABD’nin tehdidine yol açtığını söyleyen Adebayo, terörün ülkede hem Müslümanları hem de Hıristiyanları etkilediğini belirtti. Adebayo, pazar günü Facebook sayfasında, Trump'ın Nijerya'ya yönelik eleştirilerinin boşuna olmadığını, ancak Nijerya'daki ardışık yönetimlerin vatandaşları korumadaki başarısızlığının ve Müslümanları ve Hıristiyanları, erkekleri ve kadınları her yerde etkileyen devam eden toplu katliamlar karşısında gerçek liderlik gösterememesinin doğrudan bir sonucu olduğunu söyledi.

ABD Kongresi üyeleri, sivil toplum kuruluşları gibi, Nijerya'da Hıristiyanlara yönelik mezhepçi şiddete ilişkin iddiaları destekledi. Nijerya'daki Hristiyanlara yönelik mezhepçi şiddeti izleyen ve Hristiyanların çoğunlukta olduğu güneyde bulunan Uluslararası Sivil Özgürlükler Örgütleri Ağı’nın (INCLO) geçtiğimiz ağustos ayında yayınladığı bir rapora göre 2025 yılında her gün yaklaşık 32 Nijeryalı Hristiyanın öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Nijeryalı araştırmacı, silahlı ve terörist grupların, çetelerin, aşırılıkçıların ve diğer suçluların Nijerya'da masum vatandaşlara karşı katliamlar gerçekleştirdiğini ve hükümetin genellikle sessiz kaldığını veya yumuşak açıklamalar yaptığını söyleyerek bu iddiaları yalanlıyor. Bu ihlallerin sadece Hıristiyanlarla sınırlı olmadığını, ancak Orta Kuşak bölgesinde başlıca kurbanların Hıristiyanlar olduğunu belirtti. Buradaki motivasyonun mutlaka dini olmadığını ifade eden Adebayo aynı zamanda Müslümanlar, tüccarlar, çocuklar ve kadınların da katledildiğinin altını çizdi.

Aynı noktaya, ABD merkezli Silahlı Çatışma Konumu ve Olay Verileri Projesi (ACLED) Afrika meseleleri uzmanı olan Lad Serwat da değindi. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan Serwat, “Nijerya'da cihatçı gruplar tarafından işlenen şiddet eylemleri ayrım gözetmiyor” dedi. ACLED’in verileri, Müslüman kurbanların bazen Hıristiyan kurbanlardan daha fazla olduğunu gösterdi. 2009 yılından bu yana, Müslümanlar ve Hıristiyanlar dahil olmak üzere 52 bin 915 sivil, hedefli siyasi suikastlarda öldürüldü. Veriler, 2020 ile 2025 yılları arasında Hristiyanları hedef alan en az 389 şiddet olayı yaşandığını ve bu olaylarda en az 318 kişinin öldüğünü gösteriyor. AFP’ye göre aynı dönemde Müslümanları hedef alan 197 saldırı yaşandı ve bu saldırılarda en az 418 kişi öldü.

Sudanlı Afrika meseleleri araştırmacısı Muhammed Turshin ise iki ülke arasındaki gerginlikler göz önüne alındığında, ABD'nin ‘mezhepçilik’ kartını oynama tehdidinin Nijerya hükümetine baskı yapma girişimi olduğunu düşünüyor.

Turshin, Şarku’l Avsat’a yaptğı değerlendirmede Nijerya-ABD ilişkilerinin eski Cumhurbaşkanı Muhammadu Buhari döneminden beri istikrarsız olduğunu, ABD'nin ona terörle mücadele için gerekli askeri teçhizatı sağlamayı reddettiğini söyledi. Nijerya'nın önceki ve mevcut hükümetlerinin silah anlaşmaları için Çin ve Rusya'ya yönelmesinin ABD'yi öfkelendirdiğini ve ilişkilerin daha da kötüleştiğini belirten Turshin, “ABD şimdi bu tehditlerle Nijerya'ya baskı uygulamaya çalışıyor” diye ekledi.


İsrail, Güney Lübnan'daki bir hedefi İHA ile vurdu

Güney Lübnan'ın Nebatiye kentindeki Kefer Rumman köyünde İsrail’in hedef aldığı bir aracın enkazı (AFP)
Güney Lübnan'ın Nebatiye kentindeki Kefer Rumman köyünde İsrail’in hedef aldığı bir aracın enkazı (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan'daki bir hedefi İHA ile vurdu

Güney Lübnan'ın Nebatiye kentindeki Kefer Rumman köyünde İsrail’in hedef aldığı bir aracın enkazı (AFP)
Güney Lübnan'ın Nebatiye kentindeki Kefer Rumman köyünde İsrail’in hedef aldığı bir aracın enkazı (AFP)

İsrail dün Güney Lübnan'daki Nebatiye kenti yakınlarındaki bir yolda bir hedefi insansız hava aracından (İHA) fırlattığı üç füzeyle vurdu.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı NNA, İsrail'in el-Vefa kasap dükkanının yakınlarındaki Zafta-En-Namira kavşağında bir hedefe saldırı düzenlediğini ve üç füzenin yola düştüğünü bildirdi. Saldırıda herhangi bir can kaybı bildirilmedi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Lübnan Sağlık Bakanlığı'nın İsrail'in saldırısında dört kişinin öldüğünü açıklamasının ertesi günü, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'a yönelik saldırılarını yoğunlaştıracağı uyarısında bulundu.

fg
İsrail'in Güney Lübnan'daki hava saldırılarında öldürülen beş Hizbullah savaşçısı için Nebatiye'de cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Lübnan hükümeti, Hizbullah'ı silahsızlandırma ve Lübnan'ın güneyinden çıkarma yükümlülüğünü yerine getirmeli. Hizbullah ateşle oynuyor ve Lübnan cumhurbaşkanı oyalanıyor.”

Öte yandan İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde düzenlenen hava saldırısında dört Hizbullah üyesinin öldürüldüğünü duyurdu.

İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Ordu, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'ın Rıdvan Birimi’nden aralarında lojistik destek subayının da olduğu dört teröristi saldırı düzenleyerek öldürdü” ifadelerini kullandı.

İsrail ile Hizbullah arasında bir yılı aşkın süren ve eylül ayında açık çatışmaya dönüşen gerilimin ardından, kasım ayından bu yana Lübnan'da ateşkes anlaşması yürürlükte.

Ateşkes anlaşması, Hizbullah'ın Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden (Lübnan'ın güneyinde İsrail sınırına yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta) çekilmesini ve buradaki askeri yapılarını lağvetmesini, karşılığında ise buralara Lübnan ordusunun ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'nün (UNIFIL) konuşlandırılmasını öngörüyordu.

Ayrıca İsrail ordusunun savaş sırasında ilerledikleri bölgelerden çekilmesini de öngörüyordu, ancak İsrail, Lübnan'ın çekilmesini talep ettiği birkaç stratejik noktada varlığını sürdürüyor.

İsrail, ateşkes olmasına rağmen özellikle Lübnan'ın güneyinde hava saldırılarına devam ediyor. İsrail, bu saldırıların askeri altyapının yanı sıra silah nakliyle ve son savaşta zayıflayan Hizbullah’ın gücünü yeniden inşa etmeye çalışmakla suçlanan Hizbullah üyelerini hedef aldığını söylüyor.