BM: Rusya, Ukraynalı yetim çocukları yurttaşlığa geçirip evlatlık veriyor

"Savaş durumunda çocukların korunmasına ilişkin temel ilkeleri ihlal ediyorlar"

Donetsk bölgesinde ülkelerinin bayrağını taşıyan Ukraynalı çocuklar (AP)
Donetsk bölgesinde ülkelerinin bayrağını taşıyan Ukraynalı çocuklar (AP)
TT

BM: Rusya, Ukraynalı yetim çocukları yurttaşlığa geçirip evlatlık veriyor

Donetsk bölgesinde ülkelerinin bayrağını taşıyan Ukraynalı çocuklar (AP)
Donetsk bölgesinde ülkelerinin bayrağını taşıyan Ukraynalı çocuklar (AP)

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Rusya'nın savaşta çocukların korunmasına yönelik temel ilkeleri ihlal ettiğini öne sürdü.
BM Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Ukrayna'daki 6 günlük ziyaretinin ardından başkent Kiev'deki BMMYK ofisinde dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın işgal ettiği yerlerdeki Ukraynalı çocuklara pasaport verip, Rus aileler tarafından evlat edinmelerini sağladığını savundu.
Grandi, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bu çocukları Rus yurttaşlığına geçirmek ve onları evlatlık vermek, savaş durumunda çocukların korunmasına ilişkin temel ilkelerin ihlali demektir. Savaş halinde çocukların ailelerinin ya da yasal vekillerinin olup olmadığını belirleyemezsiniz. Dolayısıyla bu bilgiler netleştirilmeden, çocuklar başka ülkenin yurttaşlığına geçirilemez ve başka ailelere evlatlık verilemez."
BM yetkilisi, Kremlin'in toplamda kaç çocuğu Rus yurttaşlığına geçirdiğini ya da ailelere evlatlık verdiğini henüz belirleyemediklerini de söyledi.
Grandi, Moskova'nın kendileriyle düzenli bilgi paylaşmadığını öne sürerken, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'ysa BM'nin açıklamasına tepki gösterdi.
Kremlin destekli Donetsk Halk Cumhuriyeti'yle Luhansk Halk Cumhuriyeti 2014'te Ukrayna'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan ettiğinde, Kiev'in Donbas'ı bombardımana tutarak birçok çocuğu öldürdüğünü öne süren Zaharova, Grandi'yi zamanında bu saldırılara sessiz kalmakla suçladı.
Rus sözcü, "Böyle BM yetkililerinin Rusya'nın bölgede yaptığı muazzam insani yardımları da göz önünde bulundurmasını beklerdim" dedi.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Çocuk Hakları ve Rehabilitasyonu Komiseri Darya Herasimçuk, 18 Ocak'taki açıklamasında Rusya'nın işgal ettiği bölgelerde toplamda yaklaşık 14 bin çocuğu kaçırdığını öne sürmüştü. Kremlin ise iddiaları reddetmişti.
Herasimçuk, bunlardan 125'inin Ukrayna'ya geri getirildiğini belirtmiş, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat'ta başlattığı savaşta bugüne dek Kremlin güçlerinin 456 çocuğu öldürdüğünü iddia etmişti.
Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Komiseri Dmitro Lubinets ise Rusya'nın işgal ettiği bölgelerdeki Ukraynalı çocukların toplam sayısının 150 bini bulabileceğini ileri sürmüştü.
BM İnsan Hakları Genel Sekreter Yardımcısı Ilze Brands Kehris, eylüldeki açıklamasında refakatsiz Ukraynalı çocukların zorla Rusya'ya götürüldüğüne dair güvenilir bilgiler edindiklerini savunmuştu.
Eski BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet de hazirandaki açıklamasında Rus askerlerinin Donbas'taki yetimhanelerden Ukraynalı çocukları kaçırdığını iddia etmişti.
Öte yandan mayısta Putin, Rus ailelerin ebeveynleri bulunmayan Ukraynalı çocukları evlat edinebilmesi için bürokratik süreçleri hızlandıracak yasa tasarısını imzalamıştı. Rusya'da normalde yabancı ülkeden çocukların evlat edinilmesi kanunen yasak.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.