ABD’li şirket, Ukrayna’ya bir dolara SİHA teklif ediyor

Fotoğraf: (AA_Arşiv)
Fotoğraf: (AA_Arşiv)
TT

ABD’li şirket, Ukrayna’ya bir dolara SİHA teklif ediyor

Fotoğraf: (AA_Arşiv)
Fotoğraf: (AA_Arşiv)

ABD’li bir savunma teknolojileri şirketi olan General Atomics, beklenen bir Rus saldırısına karşı hazırlandığında Ukrayna savunmasına yardımcı olmak için iki Reaper MQ-9 silahlı insansız hava aracını (SİHA) 1 dolara satmayı teklif etti. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığı habere göre, anlaşma Kiev’in uçağın hazırlanması ve sevk edilmesi için yaklaşık 10 milyon dolar ve şu anda Ukrayna’da kullanılmayan eski uçakların bakımı için yıllık yaklaşık 8 milyon dolar ödemesini gerektiriyor. Şirketin mektubuna göre teklif, insansız hava araçlarını neredeyse her yerde çalıştıracak bir yerden kontrol istasyonu da içeriyor. Söz konusu teklif, Reaper MQ-9’u üreten General Atomics’in CEO’su Linden Blue tarafından geçen hafta Washington’daki Ukrayna savunma ataşesine sunuldu. Satışı onaylamaları gerekecek olan Beyaz Saray ve Ukrayna hükümeti ise konu ile ilgili olarak yorum yapmaktan kaçındı. Şirketin bir sözcüsü belirli anlaşmalar hakkında yorum yapamayacağını belirtse de, “Ukrayna’nın bu SİHA’ya çok yakında ihtiyacı olduğuna inanıyoruz” ifadelerini sözlerine ekledi.
ABD geçtiğimiz yıl Ukrayna’ya 700’den fazla küçük insansız hava aracı sağladı. Bunlar arasında, sırt çantalarında taşınabilen, hedefleri vurmak için fırlatılabilen, genel olarak saha savunması için kullanılan ve ‘kamikaze drone’ olarak bilinen Switchblade tarzı dronelar da vardı. Öte yandan, Reaper MQ-9 daha uzun menzili, daha yüksek hızı ve daha geniş çaplı yetenekleri ile daha gelişmiş bir araç olarak kabul ediliyor. 66 fit kanat açıklığına sahip olan İHA, 24 saatten fazla uçuş yapabiliyor. Reaper MQ-9 silahlandırılabiliyor ayrıca istihbarat toplama, gözetleme ve keşif için kullanılabiliyor. Şirket, teklif kapsamında genellikle her biri birkaç milyon dolara mal olan SİHA’nın eski bir versiyonunu ileri sürdü.
Wall Street Journal, Reaper MQ-9’un Ukrayna kuvvetlerinin hava saldırısı düzenlemesine ve Rus kuvvetlerini daha güvenli bir mesafeden izlemesine olanak tanıyacağını da sözlerine ekledi. Biden yönetimi şimdiye kadar, düşürülmesi halinde Rusların eline geçeceği korkusuyla, yüksek çözünürlüklü kameralar da dahil olmak içerdiği hassas teknoloji nedeniyle Ukrayna’ya en gelişmiş Gri Kartal SİHA’sını vermeyi reddetti.



İran milyarder Babek Zencani'nin idam cezasını iptal etti

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

İran milyarder Babek Zencani'nin idam cezasını iptal etti

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Yaklaşık 8 yıldır idam cezasıyla yargılanan İranlı ünlü milyarder iş insanının cezası 20 yıl hapse çevrildi.

48 yaşındaki Babek Zencani, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delmek için petrol bakanlığına ait paraları zimmetine geçirmek de dahil bir dizi suçtan 2016'da suçlu bulunmuş ve idama mahkum edilmişti.

İran yargısı, af talebinin Yargı Erki Başkanı ve bu tür davalarda son sözü söyleyen ülkenin yüce lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından onaylandığını açıkladı.

Iran International'ın, Yargı Sözcüsü Asghar Cihangir'e atfederek aktardığına göre; Zencani'nin hapiste geçirdiği son yıllarda yurtdışındaki malvarlığının bulunması için yargıyla işbirliği yapmayı kabul etmesi ve böylece tüm paranın hükümete iade edilmesinin ardından bu af çıkarıldı.

Zencani'nin cezasının hafifletilmesi kararı, ABD'nin yıllardır ülkeye uyguladığı yaptırımların ardından İran hükümetinin gelir elde etme çabalarına işaret ediyor olabilir. 

İran'ın en zengin iş insanlarından Zencani, 2013'te dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından şirketleri aracılığıyla milyarlarca dolarlık petrol gelirini sakladığı suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Zencani'nin yaklaşık 13,5 milyar dolar serveti olduğu ve kozmetikten otelciliğe, petrolden bankacılığa kadar uzanan 60'tan fazla şirketin yer aldığı bir ağı kontrol ettiği söyleniyordu.

Devletin 2,7 milyar dolar tutarındaki parasını alıkoymakla suçlanan Zencani, ülkenin ceza kanunu kapsamındaki suçların en ağırı "yeryüzünde fesat çıkarmak"tan suçlu bulunmuştu.

Kendi ifadesine göre Zencani, Türkiye'den Malezya ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne uzanan şirketler ağı aracılığıyla yıllarca milyarlarca dolarlık petrol anlaşmaları düzenlemiş. İş insanı, İran'daki bir dergiye verdiği röportajda, 10 milyar dolarlık bir servet elde etse de borcunun da bu miktara yakın olduğunu söylemişti. 

İran'ın kamuoyunca bilinen zengin iş insanlarından Zencani, İran hükümetinin yurtdışına petrol satmak için bazı engelleri aşmasını sağlamadaki rolü nedeniyle uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştı. Bunlar arasında Aralık 2012'de Avrupa Birliği'nin ve Nisan 2013'te ABD'nin yaptırımları da bulunuyor.

İran, 2014'te milyarder iş insanı Mahafarid Emir Hüsrevi'yi 2,6 milyar dolarlık devlet bankası dolandırıcılığından hüküm giydikten sonra idam etmişti. 
Independent Türkçe


Gazze müzakerelerinde Netzarim Koridoru’na Arap güçlerinin konuşlandırılması önerildi

İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze müzakerelerinde Netzarim Koridoru’na Arap güçlerinin konuşlandırılması önerildi

İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail, askerlerini Netzarim Koridorundan çekmede esneklik gösterdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Aişe

Hamas üyelerinin Gazze'nin kuzeyine geçmesini engellemek için Gazze'ye Arap güçlerinin konuşlandırılmasını öngören barışı koruma planı çerçevesinde Mısırlı birlikler konuşlandırılacak.

İsrail ve Hamas Hareketi’nin Gazze’de ateşkes için bir çerçeve anlaşmaya varmış olabileceğine dair çıkan haberlerin ardından Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehrinde gayri resmi çadırlarda yaşayan yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Gazzelinin kuzeydeki evlerine dönmelerine izin verilmesi bekliyor.

Mısır'ın Arap Altılısı’nın desteğiyle üzerinde çalıştığı ateşkes anlaşması üç aşamadan oluşuyor. Ancak Gazzeliler en çok, evleri ve konutları yıkılan yerinden edilmiş Gazzelilerin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmesine izin verilmesi kararıyla ilgileniyorlar.

Ancak yerinden edilenler, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ni ikiye bölen ve yerinden edilenlerin geri dönüşünü engelleyen ‘Netzarim Koridoru’ (749 nolu otoyol) adında askerlerin konuşlandırıldığı bir yol inşa etmesinin ardından kuzeydeki evlerine dönmeleri için hangi mekanizmaların hayata geçirileceğini öğrenmek istiyorlar.

Müzakerelerde düğüm çözülmeye başladı

Savaşın başında İsrail, Gazze’nin kuzey sakinlerine mahallelerini boşaltmalarını ve güneye gitmeleri talimatı verdi. Yaklaşık 1,5 milyon kişi bunun üzerine güneye gitti. İsrail ordusu, yerlerinden edilen Gazzelilere, ancak şiddetli çatışmalar sona erdiğinde ve Hamas ortadan kaldırıldığında geri dönmelerine izin verileceğini bildirdi.

İsrail, yaklaşık beş ay süren çatışmaların ardından Gazze'nin kuzeyini Hamas Hareketi’nden temizlediğini ve ağır silahlarla çatışma döneminin sona erdiğini duyurdu, ancak yerinden edilen Gazzeliler, evlerine dönmelerine izin vermedi.

trg5jy
Hamas Hareketi, Arap güçlerinin Gazze Şeridi'nde konuşlandırılmasını kabul etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Yerinden edilen Gazzelilerin geri dönüşü meselesi, Hamas’ın ateşkes ve esir takas anlaşmasına varmak için şart koşması ve İsrail’in bunu reddetmesi nedeniyle son dört aydır arabulucular tarafından yürütülen tüm müzakerelerde bir engele dönüştü ve savaşı geçici olarak da olsa durduracak bir anlaşmaya varılmasını engelledi.

Mısır'ın İsrail ve Hamas Hareketi arasında doğrudan yaptığı arabuluculuk sayesinde Tel Aviv, yerinden edilenlerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmelerini kabul etti. Ancak geri dönüşler sırasında Gazzelilerin geçeceği yollar üzerinde İsrail askerlerinin olması endişe yarattı.

Arap ülkelerinin yerinden edilen Gazzelilerin güvenli olarak geri dönmeleri çabaları

İsrail sık sık askerlerinin yerinden edilenlerin geri dönüşleri sırasında üstlerinin ve eşyalarının aranması süreçlerini yerinde gözlemleri istediğini belirtti. Fakat Hamas Hareketi, Filistin halkı için küçük düşürücü ve aşağılayıcı bulduğu bu teklifi reddetti.

Hamas, Netzarim Koridoru’nun açılmasını ve Gazzelilerin kuzeye özgürce dönmesine izin verilmesini istedi. İsrail ise bu meseleye temkinli yaklaşıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, yaptığı bir açıklamada “Hamas üyelerinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine topluca geri dönmesinden endişeliyiz. Çünkü bu, Hamas yönetiminin Gazze Şeridi'nin tamamında geri gelmesi anlamına gelecektir” dedi.

Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kamil, Gazze’de yerinden edilenlerin aralarında Hamas üyeleri olmadan geri dönüşleri meselesini çözmek için, Mısır'ın Gazze'de ateşkesle ilgili planının detaylarını görüşmek üzere güvenlik yetkililerinden oluşan bir heyetin başında İsrail'e gitti.  Heyet yaptığı görüşmelerde ateşkes anlaşmasının şartlarını, İsrail ordusunun Netzarim Koridoru’ndan çekilmesini ve Gazze'deki ana yollarda hareket özgürlüğünün sağlanmasını içerecek şekilde genişletti.

Gazzelilerin kuzeye geri dönüşünü düzenleyecek profesyonel bir heyet

Mısır'ın görüşüne göre sadece yerinden edilen sivillerin kuzeye girmesine izin verilmesi ve bunun için de geri dönenlerin üstlerinin ve eşyalarının aranması ve güvenlik kontrolünden geçirilmeleri gerekiyor. Bunun için de bu görevi denetleyecek kurum ve bunu yerine askeri güçlerin olması gerekiyor.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN tarafından aktarıldığına göre Tel Aviv, Hamas ile bir çerçeve anlaşmasına yapmakla ilgilendiğinden yerinden edilen Gazzelilerin kuzeye geri dönüşünü kabul ederken ordu güçlerinin Netzarim Koridorundan geri çekilmesi konusunda da esneklik gösterdi.

Hamas Hareketi’nin müzakere heyeti, ateşkes ve esir takası anlaşmasıyla ilgili görüşmelerde ve incelemelerde bulunmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'den ayrılırken İsrail’in müzakere heyeti, yerinden edilenlerin geri dönüşü anlaşmasına son rötuşların yapılması ve anlaşmadaki boşlukların doldurulması amacıyla Mısır'a geldi.

fdbrg
İsrail, Gazze’nin kuzey sakinlerinden mahallelerini boşaltmalarını ve güneye gitmelerini istedi  (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İsrail’in müzakere heyeti, ağırlıklı olarak profesyonellerden oluşuyor. İstihbarat teşkilatları Şin Bet ya da Mossad’ın başkanları heyette yer almıyor. İsrail heyeti, Gazze Şeridi’nin güneyinden kuzeyindeki evlerine dönen yerinden edilenlerin Mısır güçleri tarafından aranacağı ve İsrail'in de denetim sürecini görüntü sağlayıcılar aracılığıyla izleyeceği bir öneri geliştirmeye çalışıyor.

Öneriye göre Mısır güçleri Netzarim Koridoruna konuşlanacak ve üç noktada geri dönen Gazzelilerin üzerleri ve eşyaları aranacak. İsrail böylece Hamas'a önemli bir taviz verdirmiş ve Hamas üyelerinin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geçmesini engelleme hedefine ulaşmış oldu.

Önerinin ayrıntıları

İslami Cihad Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed el-Hindi tarafından açıklanan önerinin detaylarına göre İsrail ordusu, Netzarim Koridorundan önce kıyı şeridinden Selahaddin Caddesi'ne kadar, iki hafta sonra Selahaddin Caddesi'nden İsrail sınırına kadar olmak üzere iki aşamada çekilecek.

Hindi, Arap güçlerinin Gazze'ye konuşlandırılmasından bahsetmezken konuyla ilgili açıklama Hamas’tan geldi. Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Basim Naim, yaptığı açıklamada “İsrail güçlerinin tamamen çekilmesiyle birlikte vatandaşların Gazze Şeridi'ndeki mahallelerine dönmesini istiyoruz. İsrail’e ve ordusuna hizmet etmek için değil, Filistin halkına yardım etmek için Arap güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılması önerisini memnuniyetle karşılıyor ve buna karşı çıkmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Hamas Hareketi, Arap güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılması önerisini memnuniyetle karşıladı

Arap güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılması da dahil olmak üzere çeşitli seçeneklerin ve önerilerin ortaya konduğunu söyleyen Naim, “Bu çözümlerin pratik olmadığını ve başarılı olamayacak alternatifler olduğunu düşünmemize rağmen bunu memnuniyetle karşıladık” dedi.

Aslında Arap güçlerinin Netzarim Koridoruna konuşlandırılması, bu güçlerin barışı korumak üzere Gazze'de konuşlandırılmalarının ilk adımı olacak. İsrail tarafından ortaya atılan bu öneri, ABD ve uluslararası taraflarca desteklendi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun onayından sonra öneri üzerinde çalıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ortadoğu turu sırasında yanında taşıdığı ve Arap Altılısı  Dışişleri Bakanları toplantısında sunduğu Gazze'de barış gücü konuşlandırılmasını öngören plana göre hukukun üstünlüğünün korunması ve savaşın sona ermesinden sonra güvenlik boşluğu oluşmaması ve kaos yaşanmaması amaçlanıyor. Ayrıca Filistinli bir teknokrat hükümetin Gazze'deki Hamas rejimine alternatif bir hükümet sistemi inşa etmesine ve yardımların ulaştırılmasına uygun ortam oluşturulması hedefleniyor.

Askeri analist Tümgeneral Celal Ebu Şehab, Gazze'de bir Arap barış gücünün konuşlandırılmasını iyi bir plan olarak nitelendirdi.  Ebu Şehab, Hamas'ın yeniden toparlanmasını engelleyecek bir güç isteyen ABD başta olmak üzere planın uluslararası tarafların desteğini aldığını vurguladı.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.


Dünya Sağlık Örgütü, İsrail'in Refah'ı işgal etmesi halinde "insani bir felaket" yaşanabileceği uyarısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)
TT

Dünya Sağlık Örgütü, İsrail'in Refah'ı işgal etmesi halinde "insani bir felaket" yaşanabileceği uyarısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail'in tehdidini yerine getirmesi ve güney Gazze Şeridi'ndeki Refah'a geniş çaplı bir işgal gerçekleştirmesi durumunda yaşanacak "insani felaket" konusunda uyarıda bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü, “X” platformu aracılığıyla İsrail'e işgale devam etmemesi çağrısında bulunarak, tüm tarafları ateşkes için çalışmaya çağırdı.

Kısa bir süre önce, Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de uyarıda bulunarak,  dünyanın İsrail'e saldırıdan kaçınması yönünde haftalardır yaptığı çağrılara rağmen, Refah'a karşı bir kara operasyonunun "ufukta belirdiğini" söylemişti.


Columbia Üniversitesi, binalarından birini işgal eden öğrencileri “okuldan atmak ve sınır dışı etmekle ” tehdit etti

Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)
Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)
TT

Columbia Üniversitesi, binalarından birini işgal eden öğrencileri “okuldan atmak ve sınır dışı etmekle ” tehdit etti

Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)
Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)

İki haftadır Filistin yanlısı öğrenci hareketiyle karşı karşıya kalan New York'taki Columbia Üniversitesi, kampüsteki bir binayı işgal eden göstericileri okuldan atmakla tehdit etti.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin haberine göre Columbia Üniversitesi sözcüsü Ben Chang yaptığı açıklamada, "Göstericilerin eylemleriyle gerilimi tırmandırma yolunu seçmelerinden üzüntü duyuyoruz. Binayı işgal eden öğrenciler sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıyadır" ifadelerini kullandı.


İngiltere, bir sığınmacıyı Ruanda'ya sınır dışı etmek için türünün ilk örneği operasyonunu gerçekleştirdi

Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)
Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)
TT

İngiltere, bir sığınmacıyı Ruanda'ya sınır dışı etmek için türünün ilk örneği operasyonunu gerçekleştirdi

Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)
Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)

Birleşik Krallık, türünün ilk örneği operasyonuyla bir sığınmacıyı Ruanda'ya sınır dışı etti. İngiliz medyasında yer alan haberlere göre bu, sığınma talepleri reddedilen göçmenlerin gönüllü olarak sınır dışı edilmesine yönelik bir program çerçevesinde gerçekleşti.

İngiliz hükümeti, geçtiğimiz hafta ülkeye düzensiz giriş yapan Ruanda göçmenlerinin sınır dışı edilmesine izin veren tartışmalı bir yasayı kabul etti. İngiliz medyasına göre pazartesi günü Birleşik Krallık'tan ayrılan adam, sığınma başvurusunun reddedilmesinin ardından, Kigali'ye gitmeyi gönüllü olarak kabul etti ve kendisine Ruanda'ya gitmesi karşılığında 3 bin sterlin (yaklaşık 120 bin lira) yardım parası verildi.


Kudüs'te bir Türkün İsrail polisini bıçaklaması neden dikkat çekici?

İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)
İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)
TT

Kudüs'te bir Türkün İsrail polisini bıçaklaması neden dikkat çekici?

İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)
İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)

İsrail polisi dün (Salı) Kudüs'te polis memurlarını hedef alan bıçaklı saldırının failinin öldüğünü duyururken, failin Türk vatandaşı olduğunun ortaya çıkmasının ardından kimliği dikkat çekti. Polis, bıçaklama olayının faili 34 yaşındaki Hasan Saklanan'ın Doğu Kudüs'ün Eski Şehri'ndeki Sâhira Kapısı’nda bir polisi bıçaklayarak yaraladığını ve şahsın pasaportundan Pazartesi günü Ürdün'den turist vizesiyle ülkeye giriş yaptığının anlaşıldığını bildirdi.

İsrail'den yapılan açıklamaya göre, Saklanan Sâhira Kapısı'nın girişinde bir sınır polisi memuruna doğru koştu ve onu vücudunun üst kısmından bıçakladı. Bıçaklanan memur ve bölgedeki başka bir polis saldırganı vurarak öldürmeyi başardı.

Video görüntülerinde Eski Kudüs'teki dar bir sokakta iki polisin arkasında yürüyen genç bir adamın polislerden birinin üzerine atlayarak onu bıçaklamaya başladığı, ardından saldırgan ve yaralı polisin boğuştuğu, ikinci polisin saldırganı uzaklaştırmaya çalıştığı, ardından yaralı polis ve meslektaşının saldırgana yerde yatarken yakın mesafeden birkaç el ateş ettiği görülüyor.

Kudüs Emniyet Genel Müdürü Doron Turgeman olay yerine gelip değerlendirme yapmak ve kanıt toplamak üzere istişarelerde bulunmadan önce Kudüs'ün mahalleleri hızla askeri kışlaya dönüştü. Bu arada büyük bir İsrail istihbarat gücü saldırganın kaldığı Selahaddin Caddesi'nin merkezindeki bir otele baskın düzenledi, incelemelerde bulundu, odasını aradı ve eşyalarına el koydu.

Olayın nedenleri henüz resmi olarak açıklanmamış ve failin bağlantıları belirsiz olsa da, gözlemciler bunun gelecekteki olası saldırıların bir göstergesi olup olmadığını inceliyor.

Nadir görülen bir olay

Filistinliler zaman zaman çeşitli bölgelerde İsrail güçlerine karşı bıçaklı saldırılar düzenlese de Türk vatandaşı Saklanan tarafından gerçekleştirilen saldırı, ‘Arap olmayan bir kişi tarafından gerçekleştirilen ilk saldırı’ olması nedeniyle daha önce benzeri görülmemiş bir olay olarak dikkat çekti.

İsrail medyası olayın ironisine dikkat çekerken Times of Israel ‘yakın geçmişte böyle bir olay yaşanmadığını’ belirtti.

Filistinli olmayan biri tarafından gerçekleştirilen en eski bıçaklama olayı yaklaşık sekiz yıl önceydi.

Ürdünlü 50'li yaşlarındaki Muhammed el-Kasaci, 2017'deki ‘Kudüs ayaklanması’ sırasında Kudüs'te İsrailli polislere bıçakla saldırmış ve öldürülmüştü. El-Kasaci de Saklanan gibi, Kudüs'e turist grubu vizesiyle gelmişti. 2016 yılında ise İsrailli bir kadın polis Şam Kapısı'nda kendisini bıçaklamaya çalıştığını söylediği 28 yaşındaki Ürdünlü Said al-Amru'yu öldürmüş, Ürdün o dönemde bu iddiayı kabul etmemişti.

Kahire ile Tel Aviv arasında nedenleri konusunda çelişkili açıklamalar yapılmasına rağmen, Mısır-İsrail sınırı geçen yıl Mısırlı asker Muhammed Salah'ın İsrail kontrolündeki bölgeye girdikten sonra silahıyla İsrail askerlerini öldürdüğü bir saldırıya sahne olmuştu.

İlişkilerde gerginlik

Türk vatandaşı Saklanan’ın Kudüs’te gerçekleştirdiği saldırı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas'a verdiği destek nedeniyle İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gergin bir dönemden geçtiği bir zamanda meydana geldi.

Filistinlilerin Batı Şeria'nın kuzeyinde saldırılar gerçekleştirmeye çalıştığı bir dönemde ve Kudüs'te bir haftadır devam eden saldırıların ardından gelen Kudüs'teki saldırı hakkında hiçbir İsrailli siyasi yetkili hemen yorum yapmadı.

Batı Şeria'nın başka bir yerinde, kuzeydeki Bartaa köyünde bir Filistinli aracın sınır polisi memurlarını ezmeye çalışmasının ardından bir araçlı saldırı girişiminde bulunuldu. Olayda yaralanan olmazken, polis araca ateş ederek karşılık verdi. Ardından fail yaya olarak kaçtı ve kovalamaca başladı.

7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne başlattığı savaştan bu yana Batı Şeria'daki saldırılarını da arttıran İsrail, evleri ve altyapıyı tahrip eden saldırılarda yaklaşık 500 Filistinliyi öldürdü, binlercesini yaraladı ve gözaltına aldı.


Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
TT

Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)

Analistler sembolik olmasına rağmen mayıs ayında bazı Avrupa ülkeleri tarafından tanınması beklenen bağımsız Filistin devletinin, Batı’nın Gazze’deki çatışmayı çözmek için savunduğu iki devletli çözüm müzakerelerinin önünü açabileceğini düşünüyorlar.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, pazartesi günü Riyad'da yaptığı açıklamada aralarında Belçika, İrlanda, Malta, Slovenya ve İspanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin mayıs ayında Filistin devletini tanıdıklarını açıklamalarını beklediğini söyledi.

Akdeniz ve Ortadoğu Araştırmaları ve Çalışmaları Enstitüsü'nden (iReMMO) Agnès Levallois, “Her şeyden önce bu, Filistinlilerin hayatını değiştirmeyecek sembolik bir jestten ibaret olsa da İsrail'i bağımsız bir Filistin devletini tanımaya zorlamak için bir baskı aracı olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ve AB ülkelerinin uzun vadeli tek çözüm olarak gördüğü Filistin devletinin tanınmasına karşı çıkıyor.

Merkezi Cenevre'de bulunan Arap Dünyası ve Akdeniz Araştırma Merkezi'nin (CERMAM) Direktörü Hüsnü Abidi, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'in güneyinde gerçekleştirdiği ve daha önce eşi ve benzeri görülmemiş saldırının ardından Netanyahu’nun bağımsız bir Filistin devletinin tanınmasını Hamas’a verilecek bir ödül olarak gördüğünün altını çizdi.

Ancak Avrupalıların Netanyahu’nun aksine bağımsız bir Filistin devletini tanımanın, Filistin Yönetimi’ni güçlendirip Hamas'ın konumunu zayıflatarak Filistinlilerin haklarını tesis etme yolunda atılacak bir adım olduğuna inandıklarını vurgulayan Abidi, “Bu da ne Hamas ne de Netanyahu için güçlü bir nokta olmayan barış dinamiğini güçlendirecek” dedi.

Fransa'nın eski Katar ve Suudi Arabistan Büyükelçisi Bertrand Besancenot ise Filistin devletinin Avrupa ülkeleri tarafından tanınmasının Netanyahu'nun tutumu üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Bunun Netanyahu’yu kızdıracağını, ama fikirlerini değiştireceğini düşünen Besancenot, “Öte yandan Avrupa tarafından bu yönde bir hareketi olduğunu ve bu konu masada değilmiş gibi davranamayacağımızı göstermemiz, Biden yönetiminin Netanyahu üzerindeki baskısını artırmasına yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 10 Nisan’da İspanyol milletvekillerine yaptığı bir konuşmada, bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘Avrupa'nın jeopolitik olarak çıkarına olduğunu’ söyledi.

Sanchez, birkaç gün önce İrlanda, Malta ve Slovenya başbakanlarıyla birlikte, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne ‘olumlu bir katkıda bulunması halinde bağımsız bir Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını’ belirten ortak bir bildiriye imza atmıştı.

İki devletli çözüm stratejisine dahil

Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Riyad'daki toplantılar sırasında mevkidaşlarına bağımsız bir Filistin devletini tanıma meselesinin Fransa için bir tabu olmadığını, ancak bunun iki devletli bir çözüme yönelik küresel bir strateji çerçevesinde faydalı olması gerektiğini söyledi.

Ancak Levallois, başka herhangi bir somut gelişme olmaksızın ‘sadece vicdanları rahatlatmak için’ bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘gerçek bir tuzak olabileceği’ uyarısında bulundu.

Bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 137'si bağımsız bir Filistin devletinin tanınması kararını kabul etti.

New York Times (NYT) gazetesinde aralık ayı ortalarında yayınlanan bir makalede, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın danışmanlarından David Harden ve insani yardım aktivisti Larry Garber, Washington'ı benzer bir adım atamaya çağırdılar. Hamas'ın ‘nehirden denize kadar uzanan bir İslam devleti kurma emellerini baltalamanın bir yolu’ olarak bunun yapılması gerektiğini vurgulayan Harden ve Garber, böylece Filistinlilerin bağımsızlık hayallerini gerçekleştirmek için çalışacak yeni liderler seçmeye teşvik edileceğini belirttiler.


Taliban şiddet olaylarını azalmasıyla ülkeye turist çekmeye çalışıyor

Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)
Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)
TT

Taliban şiddet olaylarını azalmasıyla ülkeye turist çekmeye çalışıyor

Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)
Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)

Taliban, ülkede şiddet olaylarının azalmasıyla birlikte turistleri Afganistan’a çekmeye çalışıyor. Taliban, bu amaçla turist rehberleri yetiştirmek üzere bir enstitü kurdu.

Enstitünün ilk öğrenci grubundan yaklaşık 30 kişi Kabil'de bir sınıfta eğitim almaya başladı. Yaşları, eğitimleri ve mesleki deneyimleri farklı olsa da hepsi erkek olan enstitünün öğrencileri arsında kadınlar bulunmuyor. Çünkü ülkede kız çocuklarının altıncı sınıftan sonra okumasına izin verilmiyor.

Associated Press’in (AP) dünkü bir haberine göre çok büyük rakamlardan bahsetmek mümkün değil. Ancak ülkede turizmle ilgili bir tartışma yaşanıyor. Ülkeyi 2021 yılında 691 yabancı turist ziyaret ederken 2022 yılında bu sayı 2 bin 300'e yükseldi. Geçtiğimiz yıl Afganistan’ı ziyaret eden turist sayısı 7 bine ulaştı.

Afganistan’ın ekonomisi neredeyse çökmüş durumda. Altyapısı son derece zayıf olan ülke yoksullukla boğuşuyor. Yine de yabancılar, şiddet olaylarının azalması, Dubai gibi dünyanın merkezi olan şehirlere doğrudan uçuşların artması ve alışılmadık bir yerde tatil yapmanın verdiği heyecanla ülkeyi ziyaret etmeye devam ediyor.


New York Polisi, Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı göstericilerin barikat kurduğu bir binayı tahliye etti

New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)
New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)
TT

New York Polisi, Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı göstericilerin barikat kurduğu bir binayı tahliye etti

New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)
New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)

New York Polisi dün akşam (Salı), Columbia Üniversitesi kampüsüne baskın düzenledi. Polis, Gazze Şeridi'nde altı aydan fazla süredir devam eden savaşı protesto etmek için Filistin yanlısı öğrencilerin pazartesi akşamından beri barikat kurduğu binayı tahliye etmeye başladı.

Pazartesi akşamı düzinelerce protestocunun işgal ettiği Hamilton Hall binasına merdivenle donatılmış bir polis kamyonunun yaklaştığı görüldü. Kamyon, merdiveniyle binanın pencerelerinden birinin önünde durdu ve çevik kuvvet polisleri bu pencereden birbiri ardına binanın içine girdi.

CNN, New York Polisi'nin Columbia Üniversitesi'nde operasyonun başladığını bildiren bir açıklamasını aktardı.

xsdvfbrt
New York Polis memurları Columbia Üniversitesi kampüsüne operasyona hazırlanıyor (AFP)

Açıklamada: "Akredite olan tüm medya temsilcilerinin West 114th caddesi ve Broadway'deki NYPD'ye katılması gerekiyor, aksi takdirde bölgeden uzaklaştırılacaklar" ifadeleri yer aldı.

CNN haber ağı, birçok protestocunun gözaltına alınıp New York şehir merkezindeki Manhattan mahallesinin kuzeyinde bulunan üniversite kampüsünün dışına götürülmesinin görüntülerini yayınladı.

Göstericiler, Instagram uygulamasındaki hesaplarında, polisin kendilerini Gazze'deki savaşta ölen 6 yaşındaki Filistinli kızın anısına "Hind Hall" adını verdikleri "Hamilton Hall"dan çıkarmak için üniversite kampüsüne "baskın yapmasını" kınadılar.


Netanyahu Refah’a kara saldırısıyla ateşkesi birbirinden ayrı tutuyor

ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
TT

Netanyahu Refah’a kara saldırısıyla ateşkesi birbirinden ayrı tutuyor

ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah’a karar saldırısı planını, Hamas Hareketi ile olası ateşkes anlaşmasından ve iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası için Mısır'ın desteklediği müzakerelerin geleceğinden ayrı tutmaya çalıştı.

Uluslararası ve bölgesel çevreler Hamas Hareketi tarafından ateşkes önerisine verilecek yanıtı beklerken Netanyahu, hükümetindeki aşırı sağcıların Refah'a kara saldırısının yapılması çağrılarına destek verdi. Netanyahu, Gazze'de öldürülen İsrail askerlerinin ve Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleriyle bir araya geldiği toplantıda “Refah'a gireceğiz. Anlaşma olsun ya da olmasın Hamas'a asla teslim olmayacağız” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Kahire, Gazze'de ateşkes ilan edilmesi için gayret gösteriyor. Eğer ateşkes sağlanırsa, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki Refah'a geniş çaplı kara saldırısının ‘ertelenme ihtimali’ söz konusu. Müzakerelere dair bilgilerini Şark’ul Avsat’la paylaşan Mısırlı bir kaynak, ateşkes anlaşmasının önündeki zorlukların azaldığını ve önerilerin ayrıntılarında önemli bir sorun olmadığını söyledi. Kaynak, söz konusu zorlukların artık tarafların anlaşmayı sonuçlandırma iradesine ve arzusuna bağlı olduğunu belirtti.

Diğer taraftan Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından görevlendirilen Temas Grubu'nun, pazartesi günü Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılmasına yönelik çabalara destek vurgulandı. Ayrıca uluslararası hukuk ve üzerinde mutabık kalınan ilkeler uyarınca, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için güvenilir ve geri dönülemez yola dair kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesinin önemi ve gerekliliğinin altı çizildi.