Fransa'da ilaç tedarik sıkıntısı henüz çözüme kavuşmadı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Fransa'da ilaç tedarik sıkıntısı henüz çözüme kavuşmadı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Fransa'da birkaç aydır özellikle parasetamol, kortizon bazlı ile antibiyotik ve diyabetik ilaçların bazılarının tedarikinde yaşanan sıkıntı devam ediyor.Avrupa'da olduğu gibi Fransa'da da baş gösteren ilaç sıkıntısı üzerine hükümet, 31 Ocak'a kadar internet üzerinden parasetamol bazlı ilaçların satışına yasak koydu.
İran ve Çin gibi ilaçların ham maddesinin üretildiği ülkelerin, kendi halklarının ihtiyacını gözeterek özellikle Kovid-19'un başlamasıyla ürünlerin satışında kısıtlamaya gitmesi ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın dağıtım giderleriyle fiyatlarda yol açtığı artış, bu sıkıntıda önemli rol oynadı.
Avrupa Doktorlar Daimi Komitesi (CPME) de ilaç eksikliğinin yol açacağı etkiler konusunda ocak sonunda uyarıda bulunarak, Avrupa Komisyonundan acil önlemler almasını istedi.
CPME, ilaç sıkıntısını aşmak için güçlü tedarik zincirlerinin ve ilgili tüm paydaşlar arasında iletişimle işbirliğinin yanı sıra işlevsel bildirim sisteminin kurulmasını talep etti.
CPME'ye göre, ilaç kıtlığına ilişkin ülkede güncel bilgi paylaşımının yapılmaması doktorların işini zorlaştırıyor. Bu durum, krizdeki sağlık sistemini çıkmaza sürüklüyor.
İlaç sıkıntısı doktorların uygun tedavi uygulamasını sınırlıyor
CPME Başkanı Dr. Christiaan Keijzer, ilaç sıkıntısının doktorların hastalara uygun tedaviyi sağlamasını önemli ölçüde sınırladığına işaret ederek, "Bir doktor, hangi ilacın yazılacağına dair stoklara göre değil hastanın durumuna bakarak ilaç seçimini belirlemeli." dedi.
Fransız Sağlık Bakanı François Braun, ocak başında "Üreticiler, bu ihtiyacı öngörmemişti." açıklamasını yaparak, ülkede eş zamanlı yaşanan grip, Kovid-19 ve bronşiyolit salgınlarının talep patlamasına yol açtığını savunmuştu.
Fransız Bakan, bu dönemde parasetamol kullanımının yüzde 13 arttığını, eczacıların bu ilaçların temini için olağanüstü çaba sarf ettiğini söylemişti.

"Bir dünya sıkıntı yaşadım"
Hasta yakınlarından Nadege ismindeki kadın, AA muhabirine, oğlunun bu kış iki bronşiyolit geçirdiğini belirtti.
"Pediatrik Doliprane almak için bir dünya sıkıntı yaşadım. Evimin etrafındaki tüm eczaneleri gezdikten sonra 400 kilometre uzakta yaşayan bir arkadaşımdan ilaç almasını ve bana posta yoluyla göndermesini istedim." diyen Nadege, doktorların daha önce ilaçları yazarken bu kadar titiz davranmadıklarını dile getirdi.
Nadege, karneyle ilaç dağıtıldığı dönemlerdeki gibi hissettiğini, ilaçlarının devamı için düzenli aralıklarla doktora gitmek zorunda olduğunu kaydetti.
Paris'te bir eczanede asistan olarak çalışan Michelle Tordjmann da parasetamol eksikliğinin ciddi şekilde hissedildiğini ifade etti. Ailelere bu durumu açıklamakta zorlandıklarına işaret eden Tordjmann, en büyük sıkıntıyı çocuklar için yaygın kullanılan ateş düşürücü ilacın temininde yaşadıklarını anlattı.
Fransa'daki uzmanlar, ülkedeki ilaç sıkıntısının sadece stok eksikliği denilip geçiştirilmeyeceği, bunun kamu sağlığı ve sağlık sistemi üzerinde ciddi zararlarının olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe