İnsanların yüzde 7'sinden azı liderlik yeteneğine sahip

Edinilmiş beceriler ve genetik unsurlar lider kişiliğin şekillenmesinde rol oynar

Çevresel koşullar lider kişiliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur / Fotoğraf: Reuters
Çevresel koşullar lider kişiliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur / Fotoğraf: Reuters
TT

İnsanların yüzde 7'sinden azı liderlik yeteneğine sahip

Çevresel koşullar lider kişiliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur / Fotoğraf: Reuters
Çevresel koşullar lider kişiliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur / Fotoğraf: Reuters

Halil Musa
İnsanlar içinde liderlik becerisine sahip olanların oranı yüzde yediyi geçmez.
Oysa liderlik nitelikleri, teşvik edici ortam olduğunda gelişim gösterip lider kişiliğin oluşmasına neden olabilir.
Liderlik niteliklerini motive eden ve geliştiren çevre koşulları olmadıkça, bu beceriye sahip olan insanlar bile başkaları üzerinde etki ve nüfuzlarını kullanamazlar.
Son dönemlerde yapılan araştırmalar, liderlik niteliklerinin aileden kalıtsal olarak alınabileceğini, kişinin etraflarındakilerden edinilebileceğini veya her iki faktörün bir araya gelebileceğini ortaya koymaktadır.
Ancak her durumda da, bu niteliklerin ortaya çıkması için uygun ve verimli bir ortama ihtiyaç vardır.
Yapılan araştırmalara göre, insanların en az yüzde 53'ünün teslim olma ve boyun eğme alışkanlığı olduğundan, tüm insanlar liderlik yapma yeteneğine sahip değildir.
Boyun eğici insanlar, bir grubu ortak hedeflere ulaşmaya yönlendirmek için insan davranışını etkileme yeteneğine sahip, toplumun küçük bir yüzdesi tarafından yönetilirler.
Lider kişilik zeka, özgüven, cesaret ve farkındalık gibi özellikleriyle krizleri yönetmeyi, farklı durumlarla akıllıca ve bilinçli bir şekilde başa çıkmayı başarır.
Pek çok liderlik tarzı vardır. Baskın lider, temkinli lider ve ilişkileri olan lider türleri vardır. Bu türlerin hepsini dveya bazılarını birleştirenler de vardır.
Bazı durumlar, krizleri yenilikçi bir şekilde ele almaları ve bunları çözmenin yollarını bulmaları nedeniyle lider kişilikleri öne çıkarırken, çalışma ortamları lider kişiliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur.
Kişisel Gelişim Uzmanı Muhammed Beşarat'a göre, işteki liderlik figürünün ailede veya diğer alanlarda lider olması gerekmez.

Eğitim kursları
Beşarat, sözlerine şöyle devam etti:
"Liderlik eğitim kursları, liderlik becerileri ve uygulamalı eğitim konusunda eğitim vermeden önce akıllı ve kendine güvenen insanları seçer. Uygulamalı eğitim, ilgili bilgiler verildikten sonra, başa çıkılması gereken özel liderlik becerileri gerektiren durumların kursiyerlere deneyimlendirilmesi yoluyla gerçekleşir. Liderler sadece güçlü karaktere sahip olan kişiler değil, aynı zamanda cesareti ve geniş bakış açısıyla farklı durumlarda doğru kararlar verme becerisine sahip olan kişilerdir. Aile ve okul, olumlu liderlik kişiliğinin ortaya çıkması için uygun koşulların yaratılmasına katkıda bulunur, ama aynı zamanda gösterecekleri olumsuz davranışlarla otoriter lider kişiliğinin ortaya çıkmasına sebep de olabilir. Zeki ve lider özelliğine sahip insanlar, eğer becerilerini kullanırlarsa ülkeleri için tarihi kazanımlar sağlayabilir. Ancak bu önde gelen kişilikler kötü olabilir ve çevrelerine yarardan çok zarar verebilir."
74 ülkeyi kapsayan ve 26 bin kişinin dahil olduğu bir araştırmada, çalışanlarını liderlik becerileri konusunda eğitime tabi tutan kurum ve şirketlerin, verimliliklerini diğer şirketlere göre sekiz kat daha fazla artırdığı tespit edildi.

Genetik bileşen
Kişisel Gelişim Uzmanı Ammar ez-Zatari konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
Liderlik kişiliklerinin ortaya çıkmasına yol açan çevre koşullarının önemi konusunda Beşarat'a katılıyorum ve buna genetik bileşenin katkıda bulunma olasılığına da inanıyorum. Daha önce genç liderleri hazırlamak için bir proje üzerinde çalıştım. Bu programda proje için başvuran 300 kişi arasından zeka ve karakter gücü gösteren 20 kişi seçildi. Bu insanlar liderlik becerileri konusunda yoğun bir eğitime tabi tutuldu. Bu beceriler, ilk başta zor olan, zamanla kolaylaşan bir süreçten sonra bilinçaltında depolanan bir yeti haline geldi ve zamanla otomatik olarak kendiliğinden ortaya çıktı.
 
Independent Türkçe



Trump: Mamdani'nin New York'taki zaferiyle Amerika bir miktar egemenliğini kaybetti

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Trump: Mamdani'nin New York'taki zaferiyle Amerika bir miktar egemenliğini kaybetti

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, sosyalist Zahran Mamdani'nin New York belediye başkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından ABD'nin "bir miktar egemenliğini" kaybettiğini söyledi ve "bununla ilgileneceğine" söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Trump, Florida eyaletinin Miami kentinde düzenlenen bir ekonomi konferansında, Hint kökenli Demokrat Mamdani'yi iktidara getiren ve onu Amerika'nın en büyük şehrinin ilk Müslüman belediye başkanı yapan seçime atıfta bulunarak, "Dün gece New York'ta biraz egemenlik kaybettik ama bunu düzelteceğiz" dedi.

Trump, seçim öncesinde Demokrat Parti'nin sol kanadında yer aldığı düşünülen Mamdani'nin kazanması halinde New York'a sağlanan federal fonları keseceği tehdidinde bulunmuştu.

Mamdani, Trump'ın birkaç aksilik yaşadığı eyalet çapındaki seçimlerin ardından New York Belediye Başkanlığı yarışını kazandı ve ara seçimlerden bir yıl önce meydan okuyan mesaj verdi.

New York Seçim Kurulu'nun ön sonuçlarına göre 34 yaşındaki Mamdani, eski ılımlı Vali Andrew Cuomo ve Cumhuriyetçi Curtis Slewa'ya karşı açık ara öndeydi.

Mamdani, 1 Ocak'ta resmen göreve başladığında Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük şehrinin ilk Müslüman belediye başkanı olacak. Aynı zamanda bu görevi üstlenen en genç kişi olacak.

Seçilen belediye başkanı, "Bu siyasi karanlık dönemde New York ışık olacak" diyerek, şehrin "Donald Trump tarafından ihanete uğrayan bir millete nasıl yenilebileceğini gösterebileceğini" ifade etti.

Mamdani'yi yeni hedeflerinden biri haline getiren Trump, Truth Social adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ismini vermeyen "anket merkezlerine" atıfta bulunarak, Cumhuriyetçilerin yenilgisinin hükümetin kapanması ve Mamdani'nin isminin oy pusulalarında yer almamasından kaynaklandığını söyledi.

Mamdani, Uganda'da Hint kökenli eğitimli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yedi yaşında Amerika Birleşik Devletleri'ne geldi ve 2018'de vatandaşlık aldı. Bu da yüksek yaşam maliyetiyle mücadeleyi kampanyasının ana teması haline getirdi.

Trump onu "komünist" olarak nitelendirse de Mamdani'nin önerileri (özellikle kira kontrolü, ücretsiz toplu taşıma ve çocuk bakımıyla ilgili olanlar) demokratik sosyalist ilkelerle daha uyumlu.

New York'a komşu olan New Jersey'de seçmenler, valilik için Cumhuriyetçi iş adamı Jack Ciatarelli yerine Demokrat Mikie Sherrill'i tercih etti.

Virginia ayrıca Cumhuriyetçi Winsome Earle-Sears'ı mağlup eden Demokrat Abigail Spanberger'ı ilk kadın valisi olarak seçti.

Ülkenin diğer tarafında ise Kaliforniyalılar, Trump'ın Teksas'taki benzer girişimine yanıt olarak eyalet seçim bölgelerinin Demokrat Parti lehine yeniden çizilmesi yönünde oy kullandı.


BM Fas'ın Sahra'ya yönelik özerklik planının yeni versiyonunu duyurmasını “sabırsızlıkla” bekliyor

Çöldeki Faslı askerler (AFP)
Çöldeki Faslı askerler (AFP)
TT

BM Fas'ın Sahra'ya yönelik özerklik planının yeni versiyonunu duyurmasını “sabırsızlıkla” bekliyor

Çöldeki Faslı askerler (AFP)
Çöldeki Faslı askerler (AFP)

Fransız Haber Ajansı AFP, Batı Sahra'ya gönderilen Birleşmiş Milletler (BM) Özel Temsilcisi Staffan De Mistura’nın dün, tartışmalı bölgenin geleceği konusunda müzakerelerin temelini oluşturacak olan Fas'ın özerklik planının güncellenmiş halini ‘sabırsızlıkla’ beklediği açıklamasını aktardı.

BM, 1975 yılına kadar İspanyol kolonisi olan Sahra'yı, nihai bir çözüm bulunmadığı için ‘özerk olmayan bölgeler’ arasında sıralıyor. Afrika kıtasında, dekolonizasyonun ardından statüsü halen belirsiz kalan tek bölge olan Sahra, Rabat ile Cezayir destekli ayrılıkçı Polisario Cephesi arasında bir anlaşmazlık konusu olmaya devam ediyor.

BM Güvenlik Konseyi (BMGK) şimdiye kadar, Fas, Polisario Cephesi, Cezayir ve Moritanya'ya, ‘gerçekçi, kalıcı ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir siyasi çözüme’ ulaşmak için 2019 yılından bu yana durmuş halde olan müzakereleri yeniden başlatma çağrısında bulundu.

Ancak, geçtiğimiz cuma günü ABD tarafından sunulan ve ardından kabul edilen karar taslağı, fosfat açısından zengin ve balık kaynakları bol olan bölgeye Fas egemenliği altında özerklik verilmesini öngören 2007 tarihli Rabat planını destekliyor.

“Fas’ın egemenliği altında gerçek özerklik en iyi çözüm olabilir” görüşünü savunan taslak metin, BM’yi bu temelde müzakereler yürütmeye çağırıyor.

Dün düzenlenen basın toplantısında, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda çekingenliği ile tanınan Staffan de Mistura, bu kararı ‘50 yıldır süren bu çatışmayı çözme konusunda uluslararası toplumun yeni bir kararlılık ve azim gösterdiğini ortaya koyduğu için önemli’ olarak nitelendirdi.

Şu anda Fas'ın ayrıntılı ve güncellenmiş özerklik planını sunmasını ‘sabırsızlıkla’ beklediklerini söyleyen Staffan de Mistura, tüm taraflardan ‘ihtiyaç duyulması halinde BM’nin doğrudan veya dolaylı görüşmeler programı oluşturmasını sağlayacak öneriler sunmalarını’ isteyeceğini açıkladı.

Ayrıca, Rabat'ın tarihi olarak nitelendirdiği BMGK’nın kabul ettiği kararın, Fas'ın planına dayanan bir ‘çerçeve’ oluşturduğunu, ancak müzakereler için ‘herhangi bir sonuç öngörmediğini’ vurgulayan Staffan de Mistura, “Müzakerelere katılmanın, bunun mutlaka sonuçlarını kabul etmek anlamına gelmez. Önemli olan katılımdır. Bunun herkese hatırlatalım” ifadelerini kullandı.


Nijerya: ABD'nin din özgürlüğü ihlallerine ilişkin suçlamaları "yanlış bilgilere" dayanıyor

Nijerya Enformasyon Bakanı Muhammed İdris (Reuters)
Nijerya Enformasyon Bakanı Muhammed İdris (Reuters)
TT

Nijerya: ABD'nin din özgürlüğü ihlallerine ilişkin suçlamaları "yanlış bilgilere" dayanıyor

Nijerya Enformasyon Bakanı Muhammed İdris (Reuters)
Nijerya Enformasyon Bakanı Muhammed İdris (Reuters)

Nijerya hükümeti dün, ABD'nin Nijerya'yı din özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasıyla "özellikle endişe verici ülke" olarak ilan etmesini, yanlış bilgi ve yanlış verilere dayandığını söyleyerek reddetti.

ABD Başkanı Donald Trump geçen hafta, Nijerya'yı din özgürlüğünü ihlal ettiğini söylediği ülkeler listesine geri aldı. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre cumartesi günü yaptığı açıklamada, Nijerya'nın Hristiyanların öldürülmesine karşı kararlı bir adım atmaması halinde, olası "hızlı" bir askeri müdahaleye hazırlıklı olması için Savunma Bakanlığı'na talimat verdiğini söyledi.

Washington'un Nijerya'yı din özgürlüğünü ihlal eden bir ülke olarak ilan etme kararı, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde gerginliğe neden oldu.

Bakan: Askeri müdahale tehdidi haksız

Nijerya'nın sicilini savunan Enformasyon Bakanı Muhammed İdris, düzenlediği basın toplantısında, Trump'ın askeri müdahale tehdidinin haksız olduğunu ve Nijerya'nın karşı karşıya olduğu karmaşık güvenlik sorunlarına ilişkin hatalı bir anlayışı yansıttığını söyledi. İdris, "Nijerya devletinin dinsel saiklerle gerçekleştirilen saldırılara karşı harekete geçmediğini öne süren her türlü söylem, yanlış bilgi veya yanlış beyanlara dayanmaktadır" ifadesini kullandı.

Nijerya Genelkurmay Başkanı General Olufemi Oluyede pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkenin Hristiyanlara yönelik zulümle değil, terörizmle karşı karşıya olduğunu belirtti. Nijerya Cumhurbaşkanlığı, ülkenin toprak bütünlüğüne saygı duyulması koşuluyla, İslamcı isyancılarla mücadelede ABD'nin yardımını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

İdris, Başkan Bola Tinbo hükümetinin Mayıs 2023'te göreve gelmesinden bu yana terörizmle mücadelede önemli ilerleme kaydettiğini ifade etti. İdris, "Nijerya hükümeti, Nijerya topraklarında terörizmi tamamen ortadan kaldırma ortak hedefimize ulaşmak için ABD hükümeti ve diğer dost ülkeler ve ortaklarla yakın bir şekilde çalışmaya açık ve hazır olmaya devam ediyor" dedi.

13 bin 500'den fazla militanın öldürüldüğünü, 17 bin şüphelinin tutuklandığını, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 11 bin 200'den fazla rehinenin kurtarıldığını kaydetti.

İdris, terörizmin hem Hristiyanları hem de Müslümanları etkilediğini ve hükümetin askeri harekat, bölgesel iş birliği ve uluslararası ortaklarla diyalog yoluyla aşırılıkçı şiddeti sona erdirmeye kararlı olduğunu açıkladı.

Hristiyanlık, İslam ve geleneksel inançları benimseyen, 200'den fazla etnik gruba ev sahipliği yapan Nijerya, bir arada yaşama geçmişine sahip olsa da genellikle etnik gerilimler ve kıt kaynaklar için rekabetin körüklediği şiddet olaylarını da yaşadı.