Yemen'deki sivil kayıplar ateşkes döneminde yüzde 54 azaldı

Yemenli çocuk, Sana'daki bir banliyöde okula gitmeden önce ailesi için su taşıyor (EPA)
Yemenli çocuk, Sana'daki bir banliyöde okula gitmeden önce ailesi için su taşıyor (EPA)
TT

Yemen'deki sivil kayıplar ateşkes döneminde yüzde 54 azaldı

Yemenli çocuk, Sana'daki bir banliyöde okula gitmeden önce ailesi için su taşıyor (EPA)
Yemenli çocuk, Sana'daki bir banliyöde okula gitmeden önce ailesi için su taşıyor (EPA)

Birleşmiş Milletler verileri, ateşkes döneminde Yemen'deki sivil kayıpların yüzde 54 azaldığını doğruladı. Askeri kaynakların aktardığına göre Husi darbeciler, Hudeyde’nin güneyindeki kontrol alanlarını hükümet güçleri tarafından kontrol edilen bölgelerden ayıran kısımda mayınlardan oluşan bir sınır bariyeri oluşturdu. Buranın ülkedeki en uzun mayın tarlası olduğuna inanılıyor. Husiler ayrıca Kızıldeniz sahillerinden tarım alanlarına uzanan iki su kanalı kurdu.
Uluslararası Göç Örgütü (IOM), son raporunda, ülkedeki resmi ateşkesin altı ayında sivil can kaybı ve yaralı sayısının yüzde 54 azaldığından bahsetti. Hudeyde Limanı’nda düzenli yakıt ithalatının kaydedildiği, tahminen 40 bin kişinin daha önce kapalı olan Sana Havalimanı üzerinden bölgeden ticari uçuşlarla seyahat edebildiğine dikkat çekildi.
Rapora göre, ateşkesin sona ermesi ardından büyük çaplı bir gerilim yaşanmasa da, insani ihtiyaçlar bilhassa uzun süreli yerinden edilmiş aileler ve Afrika Boynuzu'ndan gelen göçmenler açısından ülke genelinde sıkıntılar artmaya devam etti. IOM’un Yer Değiştirme İzleme Matrisi (DTM) uluslararası düzeyde kabul görmüş hükümetin kontrolü altındaki 13 ilde kendi bölgelerine dönen en az 1 milyon yerinden edilmiş insan olduğu tahmininde bulunuyor.
DTM, geçtiğimiz yıl Yemen'in güneyinde 60 binden fazla kişinin yerinden edildiğini kaydetti. Bu rakam, en az 157 bin kişinin yerinden edildiği 2021'de kaydedilen rakamın ardından önemli bir düşüş sayılıyor.
Çatışmalardaki artış 2022'de çok sayıda yerinden edilmeye sebep olmasa da, çatışmayla ilgili sebeplerin yerinden edilmenin ana nedeni olduğu bildiriliyor. Yerinden edilmiş kişilerin ihtiyaçları zayıflayan ekonomi, yağmurlar, sel ve yakıt kıtlığı nedeniyle daha da kötüleşiyor.
Yerel ve askeri kaynakların bildirdiğine göre Husi milisler, Kızıldeniz kıyısındaki el-Feza köyünden sınır bölgesi el-Haraci iline uzanan alan boyunca mayınlar, kumla dolu ve dikenli tellerle çevrili konteynırlardan oluşan bir sınır bariyeri kurdu. ​Ayrıca Kızıldeniz'in güneyinde seyrüsefer tehdidini artıracak bir adım atarak aynı bölgede iki su kanalı oluşturdu.
Batı kıyısındaki hükümet güçlerine gönderilen askeri bildiride, milislerin Hudeyde’nin güneyindeki et-Tahiyat ilçesi sahilinden uzanan 210 metre uzunluğunda, 20 metre genişliğinde ve 10 metre derinliğinde iki su kanalı kazdığı bildirildi. İlkinin stratejik el-Feza bölgesindeki çiftliklerin arasından geçtiği, diğerinin ise deniz kıyısından el-Muceylis bölgesindeki çiftliklere kadar uzandığı belirtildi.
Askeri bildiride, bu kanallar ile yoğun palmiye ağaçlarının sağladığı kamuflaj imkanından yararlanarak Güney Kızıldeniz'de uluslararası seyrüseferi tehdit etmek için küçük teknelerin kullanılmasının amaçlandığına değinildi.
İnsani yardım kuruluşları, Hudeyde’deki mayın temizleme ekiplerinin çalışmalarını yoğunlaştırmaları talebinde bulunuyor. Zirâ bu bölge, mayınların yoğunlaştığı alanların başında geliyor. Burada ateşkesin yürürlüğe girdiği Nisan 2022'den bu yana sivil kayıpların sayısında artış kaydediliyor. Ateşkese güvenerek bölgelerine veya çiftliklerine dönmeye karar veren siviller, Husi milislerin nüfus merkezlerine, çiftliklere ve yollara gelişigüzel yerleştirdiği mayın ve patlayıcıların kurbanı oluyor.
Husi milislerinin darbesi öncesinde güven içinde yaşayan milyonlarca Yemenli, sonrasında ise harap olmuş evlerinden kaçarak sazdan yapılmış kulübelerde yaşamaya başladı. Ülke nüfusunun çoğunun geliri tarım ve hayvancılığa dayanırken bu insanlar bugün ise yiyecek bulmakta güçlük çekiyor. Nitekim Husi milislerin başlattığı savaş neticesinde, günde üç öğün yemek yemek, insanların karşılayamayacakları bir lüks haline geldi.
Yerinden edilen 39 yaşındaki Suad, eskiden felçli eşi ve dört çocuğuyla birlikte Hudeyde’deki Beyt el-Fakıh semtinde yaşadığını, çatışmaların yoğunlaşması ardından ise buradan kaçarak aynı ildeki el-Meravia’ya geçtiklerini belirtiyor.
Yer değiştirmeleri ardından güvenliklerinin sağlandığını, ancak yiyecek bulmakta zorlandıklarını, gıda, su, sağlık, sanitasyon ve himaye hizmetlerindeki büyük açıkla karşı karşıya kalmaları ardından durumun daha da kötüleştiğini de ekliyor.



Hizbullah, Aşdod Deniz Üssü’ne İHA saldırısı düzenlediğini duyurdu

TT

Hizbullah, Aşdod Deniz Üssü’ne İHA saldırısı düzenlediğini duyurdu

Hizbullah, Aşdod Deniz Üssü’ne İHA saldırısı düzenlediğini duyurdu

Hizbullah bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in güneyindeki Aşdod Deniz Üssü’ne ilk kez bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre İsrail ordusu henüz saldırı hakkında yorum yapmadı.

Hizbullah ayrıca, Aşdod Deniz Üssü’nün ardından Tel Aviv'deki bir askeri hedefi de füze ve İHA’larla hedef aldığını duyurdu. Hizbullah, Tel Aviv operasyonunun ‘hedeflerine ulaştığını’ söyledi, ancak askeri hedefin türünü belirtmedi.

Diğer yandan İsrail ordusu kuzey ve orta İsrail'de sirenlerin çaldığını duyurdu. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ülkenin merkezindeki sirenleri takiben, Lübnan'dan 8 füze atıldı ve bunların çoğu engellendi. Önlenen füzelerden bazılarının düştüğüne ya da parçalandığına dair raporlar inceleniyor” ifadelerini kullandı.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın birçok üst düzey liderini öldürdü.

İsrail saldırıları binlerce kişinin ölümüne, en az bir milyon Lübnanlının Güney Lübnan'dan göç etmesine ve ülkenin çeşitli bölgelerinde geniş çaplı yıkıma neden oldu.