Filistin-Libya ortak yatırım projesi gündemde

Filistin Başbakan Muhammed İştiyye, Libyalı iş insanları heyetiyle bir araya geldi (WAFA)
Filistin Başbakan Muhammed İştiyye, Libyalı iş insanları heyetiyle bir araya geldi (WAFA)
TT

Filistin-Libya ortak yatırım projesi gündemde

Filistin Başbakan Muhammed İştiyye, Libyalı iş insanları heyetiyle bir araya geldi (WAFA)
Filistin Başbakan Muhammed İştiyye, Libyalı iş insanları heyetiyle bir araya geldi (WAFA)

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, Libya ile kapsamlı bir ortak yatırım için ortak bir Filistin-Libya şirketi kurma projesi önerdi.
Libyalı iş insanlarından oluşan bir heyet ile Ramallah'ta bir araya gelen İştiyye, hükümetinin stratejisinin ulusal üretimi geliştirmeye, ihracatı, Filistin özel sektörü ile Arap dünyası ve dünyadaki özel sektörler arasındaki ortaklıkları teşvik etmeye, İsrail işgalinden kurtularak dünyaya yönelmeye ve çeşitli ülkelerde pazarlar açmaya dayandığını söyledi.
İştiyye, kendi ofisinde Libya Ticaret, Sanayi ve Tarım Odaları Genel Federasyonu Başkanı ve Temsilciler Meclisi üyesi Muhammed er-Raid başkanlığındaki bir heyeti kabul ağırlamıştı. Filistin Otoritesi kurulduğundan bu yana ilk kez bu düzeyde bir toplantı kaydediliyor.
Söz konusu heyet, Filistin hükümetinin İsrail pazarları yerine Arap pazarlarına yönelme planı kapsamında İştiyye'nin Libya ziyareti sonrasında geçen yıl Filistinliler ve Libyalılar arasında varılan mutabakatlar çerçevesinde ziyarette bulundu.
Filistin Yönetimi, İsrail'den ekonomik olarak uzaklaşmak istiyor. Ancak Ulusal Konsey ve Merkez Konsey tarafından Paris Ekonomik Anlaşması'nda değişiklik yapma ihtiyacına ilişkin Filistin kararlarına dayanarak İsrail pazarını Arap pazarı ile değiştirme planı İsrail'in yoğun kontrolü nedeniyle henüz gün ışığı görmüyor.
Gazze-Eriha Anlaşması kapsamında 1995’te imzalanan Paris Anlaşması, yurtdışından ithaline izin verilen mallar için bir gümrük kılıfı ve kotası belirlenmesinin yanı sıra İsrail'in Filistin Otoritesi’ne borçlu olduğu vergi ve gümrük ücretlerinin tahsil edilmesi ve Filistin Otoritesi’ne gönderilmesini öngörüyor.
Şimdiye kadar, birkaç Filistinlinin kaydettiği ihracat haricince Libya ile Filistin arasında bir ticaret gerçekleşmedi. Zirâ İsrail, Filistin Otoritesi’nin ilişki içerisinde olmadığı ülkelerle herhangi bir anlaşma yapmasına engel oluyor. Yeni anlaşmalar, otoritenin planına ne ölçüde devam edebileceğini test edecek nitelikte.
Libya heyeti aynı zamanda Filistin Ekonomi Bakanı Halid el-Useyli ile iki ülke arasındaki ticaret alışverişinin harekete geçirilmesi için ortak mekanizmaların oluşturulması, ortak yatırımların gerçekleştirilmesi ve Filistin ürünlerinin Libya pazarına ihracatının kolaylaştırılmasını konuştu.
Filistin özel sektör temsilcilerinin de katıldığı görüşmede iki taraf, Filistinli iş insanları ile Libyalı meslektaşları arasında ortaklıklar kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Libya'da Filistin'de menşeili ürünlerin sergilenmesi, mevcut yatırım fırsatlarının keşfi için işadamları arasında karşılıklı ziyaretlerin düzenlenmesi öngörüldü.
Bu ziyaretin iki ülke ekonomisine fayda sağlayacak yatırım ortaklıklarına dönüştürülmesine olan ilginin altını çizen Bakan Useyli, seçkin siyasi ilişkiler doğrultusunda iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri pekiştirmeye hazır olunduğunu, Filistin’in yatırım konusunda deneyimleri ve uzmanlığının bulunduğunu vurguladı.
Yetkililerin İsrail ürünleri yerine Arap ürünlerini satın alma, Arap pazarlarına ulusal ihracatı teşvik etme çabalarına dikkat çeken Bakan Useyli, “Filistin pazarında Libya ürünlerini görmemiz yönünde gerçek bir fırsat var” vurgusunda bulundu.
Şarku’l Avsat’ın takip ettiği görüşmede İştiyye ise Libyalı heyete Filistin'de bilhassa tarım, teknoloji ve sanayi sektörlerinde yatırım potansiyellerinin bulunduğuna dair güvence verdi. Yerel pazarın güneş enerjisi alanlarında yatırım ihtiyacını dile getiren İştiyye, hükümetin başta mesleki ve teknik eğitime yönlendirme olmak üzere birçok alanda kalkınma çabalarına değindi.



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
TT

Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)

Suriye İçişleri Bakanlığına bağlı Genel Güvenlik Teşkilatı mensubu bir kişinin, Palmira’da (Tedmur) ABD-Suriye ortak devriyesini hedef alan saldırının faili olduğu açıklandı. Yetkililer, saldırının ardından aynı teşkilattan 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve soruşturma sürecinin başlatıldığını bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir güvenlik kaynağı, Tedmur saldırısını gerçekleştiren kişinin yaklaşık 10 aydır Genel Güvenlik Teşkilatında görev yaptığını, farklı şehirlerde çalıştıktan sonra Tedmur’a atandığını söyledi. Kaynak, olayın hemen ardından 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve haklarında soruşturma başlatıldığını ifade etti.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Babba da saldırganın Genel Güvenlik güçlerine mensup olduğunu ve daha önce yapılan bir güvenlik değerlendirmesi doğrultusunda görevden uzaklaştırılmasının planlandığını belirtti. Babba, resmi televizyona yaptığı açıklamada, saldırganın “tekfirci veya aşırı fikirler taşıyabileceğine” dair bir değerlendirme yapıldığını ve bu doğrultuda hakkında karar alınmasının gündemde olduğunu söyledi.

Sözcü, Badiye bölgesindeki iç güvenlik komutanlığının 5 binden fazla personelden oluştuğunu ve personelin haftalık değerlendirme mekanizmasına tabi tutulduğunu, gerekli görüldüğünde idari ve güvenlik tedbirleri alındığını kaydetti.

Önceki yönetimin devrilmesinin ardından iç güvenlik ve polis teşkilatlarında yaşanan çöküş nedeniyle yeni yönetimin güvenlik açığını kapatmak amacıyla geniş çaplı gönüllü alımına gittiği hatırlatıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada saldırıya karşılık verileceğini belirterek, olayın Suriye makamlarının tam kontrolünde olmayan ve “son derece tehlikeli” olarak nitelendirdiği bir bölgede meydana geldiğini söyledi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), saldırıyı gerçekleştiren kişinin öldürüldüğünü, üç ABD askerinin ise yaralandığını açıkladı. CENTCOM, askeri heyetin Tedmur’da DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlara destek kapsamında bulunduğunu bildirdi.

Suriye yönetimi, Tedmur’da meydana gelen saldırının bir terör saldırısı olduğunu belirterek, ABD hükümeti ve halkına başsağlığı mesajı gönderdi. Açıklamada, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın geçen ay Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Suriye’nin DEAŞ’la mücadele kapsamında uluslararası koalisyona resmen dahil olduğu kaydedildi.

Suriye çölünde 2015–2016 yıllarında etkisini artıran DEAŞ, bu dönemde Tedmur’u kontrol altına alarak tarihi mirasa büyük zarar verdi ve siviller ile askerleri hedef alan infazlar yaptı. Örgüt, Rusya destekli Suriye güçleri ile ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun operasyonları sonucunda bölgeden çıkarılırken, 2019’dan itibaren geniş alanlardaki varlığını kaybetti. Ancak çöl bölgelerinde faaliyet gösteren hücreleri hâlen saldırılar düzenliyor.

ABD güçleri Suriye’de ağırlıklı olarak ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde ve Ürdün sınırı yakınındaki Tanf Üssü’nde konuşlu bulunuyor. Washington, askeri varlığının temel amacının DEAŞ’la mücadele ve yerel müttefiklere destek olduğunu vurguluyor.