El Kaide'nin yeni lideri İran'da ikamet eden Seyfu’l Adil mi?

Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı
Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı
TT

El Kaide'nin yeni lideri İran'da ikamet eden Seyfu’l Adil mi?

Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı
Rewards for Justice web sitesinde Seyfu’l Adil’in fotoğrafı

Birleşmiş Milletler'in (BM) yeni raporunda, Mısır Özel Kuvvetleri’nde eski bir subay olan El Kaide'nin üst düzey üyesi Seyfu’l Adil’in (62) artık El Kaide'nin tartışmasız lideri olduğuna dikkat çekti. ABD hükümeti, yakalanmasını veya öldürülmesini sağlayacak bilgiler için Seyfu’l Adil’in başına 10 milyon dolar ödül koymuştu.
El Kaide, geçen yıl Kabil'de örgüte ağır bir darbe indiren ABD füze saldırısında öldürüldüğüne inanılan Eymen el-Zevahiri'nin ardından gelen ismi resmi olarak açıklamadı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Çarşamba günü El Kaide’nin yeni lideri olduğu düşünülen Mısır vatandaşı Seyfu’l Adil’in İran’da olduğunu bildirerek, buna ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) raporunu doğrulamıştı. Seyfu’l Adil’in Eymen el-Zevahiri'nin Temmuz 2022'de öldürülmesi ardından El Kaide'nin lideri olduğunu aktarmıştı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, gazetecilerin konuyla ilgili bir sorusuna, “Seyfu’l Adil’in İran’daki varlığıyla ilgili değerlendirmemiz BM’nin raporuyla örtüşüyor” cevabını vermişti.
Ancak El Kaide’nin Eymen ez-Zevahiri’nin Kabil’deki ölümünü kabul etmeme konusundaki hassasiyeti ve Seyfu’l Adil’in İran’da bulunması nedeniyle liderliği ilan edilemiyor.
ABD'li bir istihbarat yetkilisi Ocak ayında yaptığı açıklamada, Zevahiri’nin ardından örgüt liderliğine kimin geçeceğinin hala belirsiz olduğunu söylemişti. BM’nin El Kaide’ye dair raporunda, “Bazı üyeler, Kasım ve Aralık aylarındaki tartışmalarda, Seyfu’l Adil’in halihazırda grubun tartışmasız fiili lideri rolünü yerine getirdiği görüşünü benimsemişti” ifadelerine başvuruldu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, El Kaide uzmanları, Zevahiri’nin ölümünün kanlı operasyonları dikkatli bir şekilde planlayabilen, cihatçı ağı yönetebilen bir lider seçmesi yönündeki baskıyı artırdığını söylüyor.
Uzmanlar, dünya çapında yayınlanan, ABD'yi tehdit eden şiddet içerikli videolarda sık sık yer alan önceki seleflerinin aksine Seyfu’l Adil’in gölgelerde hareket ederek saldırı planlayacağını düşünüyor. Seyfu’l Adil’in El Kaide'nin dünyanın en ölümcül silahlı grubu haline gelmesinde katkısı olduğu söyleniyor.
Seyfu’l Adil, Kasım 1998’de Tanzanya ve Kenya’daki ABD büyükelçiliklerine düzenlenen, 224 sivilin hayatını kaybettiği ve en az 5 bin kişinin yaralandığı bombalı saldırılarla ilgili olarak Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından aranıyordu.
Seyfu’l Adil’in halihazırda yalnızca üç fotoğrafı bulunuyor. Gençliğinde çekilen siyah beyaz fotoğrafı, ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun aranan listesinde kullanılıyor. ABD’li araştırmacıların aktardığına göre Seyfu’l Adil hakkında Afrika'daki operasyonlar, eğitim kampları ve 2002'de Pakistan'da Amerikalı gazeteci Daniel Pearl'ün öldürülmesiyle ilgili bağlantısı hakkında  çok az şey biliniyor.
ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı Rewards for Justice programı, El Kaide liderlik konseyinin bir üyesi olarak tanımladığı, örgütün askeri komitesine başkanlık eden Seyfu’l Adil’in yakalanmasını veya öldürülmesini sağlayacak bilgiler karşılığında 10 milyon dolar teklif ediyor.
Rewards for Justice web sitesinde, Afrika’daki bombalamaların ardından Devrim Muhafızları'nın koruması altında güneydoğu İran'da yaşamaya başladığı söyleniyor.
İran, diğer liderleriyle birlikte Seyfu’l Adil’i Nisan 2003'te ev hapsine almıştı. Sonrasında ise Yemen'de kaçırılan bir İranlı diplomat karşılığında dört kişiyle birlikte serbest bırakılmıştı.
El Kaide unsurlarını takip eden eski FBI özel ajanı Ali Süfyan, Terörle Mücadele Merkezi tarafından yayınlanan ifadelerinde, gerçek adı Muhammed Salahaddin Zeydan olan Seyfu’l Adil’in duygu ve düşünceleri hakkında hiçbir izlenimin oluşmadığını, donuk yüz hatlarına sahip zeki bir kişilik olduğunu vurguluyor.
Eski FBI özel ajanı Süfyan, “Seyfu’l Adil, kendisini rahatsız eden herkesi şiddetle tehdit etmeye hazır. İhanete şiddetle ve acımasızca karşı koymasıyla tanınıyor. Bazen takipçilerini hor gördüğü, hatta bir anlık öfke anında onlara acımasız davranabildiği söyleniyor. Ancak aynı zamanda nazik tavsiyeler veren bir akıl hocası olarak da biliniyor. Mutlu olduğu anlarda futbol yeteneğini konuşturduğu, muziplik yaptığı söyleniyor” ifadelerini kullanıyor.
Cihatçı hareketleri takip eden uzmanlar, bir zamanlar Usame bin Ladin'in baş koruması ve önde gelen militan eğitmeni olan Seyfu’l Adil’in kanlı uzun kariyerine 1981'de eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat suikastına karıştığına dair şüphelerin gölgesinde başladığını söylüyor.
Oxford Üniversitesi'nde silahlı hareketler uzmanı Elisabeth Kendall, “Seyfu’l Adil’in profesyonel askeri geçmişi ve 11 Eylül öncesinde El Kaide'nin askeri komitesi başkanlığını yaptığı kapsamlı deneyim, El Kaide'nin genel liderliğini üstlenmek için güçlü niteliklere sahip olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullanıyor.
Seyfu’l Adil’in, 2 bin 977 kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarının ardından büyük ölçüde merkezi olmayan bir grup haline gelen El Kaide'nin komutanlığını üstleniyor.
Uzmanlar, Seyfu’l Adil’in El Kaide'nin eski muhafızlarının hayatta kalan birkaç üyesinden biri olduğunu, onlarca yıl örgütün merkezi liderliğine yakın kaldığını söylüyor. Kendisine verilen görevlerin, Ortadoğu, Afrika ve Asya'daki El Kaide bağlantılı gruplara stratejik rehberlik sağlamayı içerdiğini de ekliyor.
Bazıları, kariyerinin çoğunu militan kamplarda gizli ajan veya eğitmen olarak geçiren Seyfu’l Adil’in El Kaide'nin güçlü bir lideri olma olasılığı hakkındaki soru işaretlerine değiniyor.
Brüksel merkezli Crisis Group'ta cihatçılık ve modern çatışma analistlerinden Jerome Drevon, “İçeriden birçoğu, Seyfu’l Adil’in geçmişte El Kaide operasyonlarında önemli bir rol oynadığını, ancak liderlik için nitelikli olmadığını söylüyor. Becerileri, onu geniş bir mensuplar ağını yönetmekten çok silahlı operasyonları organize etmede çalışmaya uygun hale getiriyor” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlar tarafından genellikle örgütün en üst düzey üçüncü yetkilisi olarak sınıflandırılan Seyfu’l Adil, 1990'lı yıllarda Sudan, Pakistan ve Afganistan'da örgüte bağlı eğitim kampları kurmuştu.
Güvenlik uzmanları, Seyfu’l Adil’in 1993'te Mogadişu'da Black Hawk Down olarak bilinen, ABD helikopterlerinin pusuya düşürülmesi olayında rol oynadığını söylüyor. 18 ABD askerinin hayatını kaybettiği olayın ardından ABD ve BM askerlerinden oluşan bir barış gücü Somali'den çekilmeye başlamıştı.
ABD vatandaşlarını öldürmeyi planlamak ve ABD’deki binaları yıkmakla suçlanan Seyfu’l Adil, FBI'ın en çok arananlar listesinde yer alıyor.
Afganistan'daki Sovyet işgal güçlerine karşı mücadelelerinde diğer Arap savaşçılara katıldıktan sonra aşırılık yanlıları saflarındaki itibarını pekiştiren Seyfu’l Adil, El Kaide'nin önde gelen isimlerinden biri olmadan önce bir eğitim kampına başkanlık etmişti.
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Terörizm ve Düşük Yoğunlukta Çatışma Programı başkanı Yoram Schweitzer ise “Seyfu’l Adil, cesur, profesyonel ve çok acımasız bir karakter” vurgusunda bulunuyor.



Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
TT

Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)

ABD’nin Libya Büyükelçiliği, Libya'da iktidar mücadelesi veren iki hükümetin temsilcileri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da kısa bir süre önce düzenlenen ‘gizli’ toplantıya ABD’li yetkililerin de katıldığını doğruladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ülkedeki krizi çözmek için önerdiği ‘yol haritasına’ yerel destek toplamaya devam ediyor.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından salı akşamı yapılan kısa açıklamada, geçtiğimiz hafta, Libya Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in oğlu Saddam ile (geçici) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yeğeni ve Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim ed-Dibeybe arasındaki görüşmeye dolaylı bir atıfla ABD'nin Roma'da doğu ve batı kamplarından gelen üst düzey Libyalı yetkililerle görüşme fırsatı bulmasının bir onur olduğu belirtildi.

cf
Saddam Hafter (AFP)

Toplantının amacının Libyalıları bölünmeleri aşmaya ve kurumları birleştirmeye teşvik etmek, istikrarı ve barışı sağlamak olduğunu açıkça ifade eden büyükelçilik, bunların Libya ekonomisinde refahın sağlanması için gerekli koşullar olduğunu ve bunun da Libya halkının ve uluslararası ortaklarının daha fazla kalkınmasına yol açacağını belirtti. Büyükelçilik ayrıca, toplantının Libya ekonomisinin geleceği ve karşı karşıya olduğu zorlukları müzakere etmek, bu zorlukların üstesinden gelmek ve Libya halkının refahını sağlamanın yollarını aramak için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Ne Hafter'in oğlu ne de Dibeybe’nin yeğeni görüşmelerin içeriği hakkında resmi bir açıklama yapmadı. Ancak haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos, ABD yönetiminin çatışmaya hızlı çözümler getirme çabaları çerçevesinde Libya'daki iki rakip hükümetin temsilcileri arasında Roma'da bir toplantı planladı.

ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos (AFP)

Şarku'l Avsat'ın Fransız dergisi Jeune Afrique'den aktardığına göre Boulos, toplantıda ele alınacak üç temel koşul belirledi, ancak bu koşulların içeriğini açıklamadı. Boulos, Washington'ın müzakere rolünü genişletmesi ve Libya çatışmasının çözümüne daha geniş bir şekilde müdahale etmesi için bu koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Mareşal Hafter, salı akşamı Bingazi'de milletvekili Adem Busahra ile yaptığı görüşmede, UNSMIL’in desteklediği siyasi sürecin önemini vurguladı. Libya krizindeki siyasi gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

UNSMIL, siyasi yol haritasına destek toplamak için devam eden çabalar çerçevesinde salı akşamı Libya'nın batısından ve güneyinden bazı Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir toplantı düzenledi.

UNSMIL Başkanı Hanna Tetteh'in geçtiğimiz ay açıkladığı ve kurumların birleştirilmesinin ve ulusal seçimlerin yapılmasının önünü açacak yol haritasının maddelerinin müzakere edildiği belirtildi.

UNSMIL tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekibi yol haritasına yönelik kademeli bir yaklaşım açıkladı. Bu yaklaşım, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki boş koltukların doldurulması ve seçim çerçevesine gerekli değişikliklerin yapılması gibi temel adımlarla başlıyor. UNSMIL, kapsamlı siyasi süreci kolaylaştırmaya yönelik çabalarına Temsilciler Meclisi üyelerinin destek verdiğini ve ‘yol haritasına yapıcı ve özenli bir şekilde katılmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini aktardı.

fgth
Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury (UNSMIL)

Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury, Dört Bölge Sosyal Konseyi ile siyasi yol haritasına ilişkin çeşitli görüşleri tartıştı. Bunlar arasında devlet kurumlarının birleştirilmesi ve güçlendirilmesi ile ulusal seçimlerin yapılması zorunluluğu da yer aldı. Toplantıda ayrıca, UNSMIL’in konseyin çatışmalara barışçıl çözümler getirme ve gerilimleri yatıştırmada oynadığı önemli rolün yanı sıra yakın zamanda yapılan belediye seçimlerine geniş bir katılım olmasını sağlamak için yerel topluluklarla iş birliği yapması da ele alındı.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) dün Trablus'ta BM haritasıyla ilgili seçim yasalarını tartışan ‘BM haritasını değerlendirme ve inceleme komitesi’ üyelerinin, haritayla ilgili kalan konuları tamamlamak için henüz tarihi belirlenmemiş bir sonraki toplantıyı gerçekleştireceklerini duyurdu.

cdfrgthy
DYK’nın Trablus'ta yapılan oturumundan bir kare (DYK)

DYK Başkanı Dr. Muhammed Tekele başkanlığında salı akşamı düzenlenen oturumun sonunda DYK, Egemenlik Pozisyonları Komitesi'ni, adaylık sürecini tamamlamak için bir mekanizma üzerinde anlaşmak üzere Temsilciler Meclisi ile irtibat kurmakla görevlendirdi. Komite, bir sonraki oturumda nihai raporunu sunacak. DYK ayrıca, merkezileşmenin sona erdirilmesi ve valilik sisteminin etkinleştirilmesi ile ilgili Yerel Yönetim Yasası'na ilişkin önerilen değişiklikleri onayladı ve bu değişikliklerin Temsilciler Meclisi'ne sevk edilmesi için gerekli yetkileri verdi.

Diğer taraftan Libya Yüksek Seçim Komisyonu dün, ikinci aşamada 34 belediye meclisi için yapılan seçimlerin nihai sonuçlarını onayladı. Geryan Birinci Derece Mahkemesi'nin kararı uyarınca yasağın kaldırılmasının ardından ilk aşama olarak gerçekleştirilen Şuveyrif Belediye Meclisi seçimlerinin sonuçları da onaylayan Yüksek Seçim Komisyonu, ikinci aşamada seçilecek belediye meclis başkanlarının seçimi için komiteler kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu seçimlerin 14-18 Eylül tarihlerinde yapılması planlanıyor. Yüksek Seçim Komisyonu, alınan bu kararların seçim sürecinin devamı olduğunu ve yerel yönetim düzeyinde demokratik müzakere ilkesini güçlendirdiğini vurguladı.


Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.


Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a, hareketin siyasi bürosunun liderlerinin Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında yaralandığını ve bunlardan birinin ‘durumunun kritik’ olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin siyasi bürosunun yaralı üyelerinin ‘sıkı güvenlik önlemleri altında özel bir hastanede tedavi gördüklerini’ doğruladı. Ancak, şu anda yaralı liderlerin isimlerini açıklamayı reddettiler.

Katar'ın başkenti Doha’nın el-Katifiyye bölgesinde Hamas liderliğine ait özel bir yerleşkeye düzenlenen İsrail saldırısında, Hamas liderlik konseyi üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu Hemmam el-Hayye, ofis müdürü Cihad Lebed, üç yardımcısı ve bir Katarlı güvenlik görevlisi dahil olmak üzere altı kişi hayatını kaybetti.

Kaynaklara göre hedef alınan yerleşke, Hamas liderleri ve yetkilileri ile güvenlik görevlilerine ait ofis ve evleri içeriyordu. Bunlar arasında, yaklaşık dört saldırıdan en şiddetli olanının ana hedefi olan özel bir ofisin bulunduğu Halil el-Hayye'ye ait orta büyüklükte bir villa da bulunuyor.

Heniyye'nin ofisinde yapılan toplantı

Kaynaklar, ‘İsrail savaş uçakları tarafından bölgeye atılan bombaların bir kısmının kompleks içindeki diğer yerleri de vurduğunu’ belirtti. Bunlar arasında, 31 Temmuz 2024'te Tahran'da İsrail tarafından suikasta kurban giden hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin eski ofisi de bulunuyor.

rgthy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bina (Reuters)

Kaynaklar, Hamas liderlerinin toplantısının Heniyye'nin ofisinde yapıldığını, bu ofisin el-Hayye'nin evine bitişik olduğunu ve ‘neredeyse onun evinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, bombalardan birinin Heniyye'nin geniş ve ferah ofisinin köşesine isabet ettiğini ve bombaların düştüğü yerden nispeten uzak bir köşede oturan siyasi büro üyelerinin yaralandığını bildirdi.

‘Takipli telefonlar’

Kaynaklar, saldırıda hiçbir Hamas liderinin öldürülmemiş olmasının arkasında olası nedenler olabileceğini tahmin ederek, İsrail'in öncelikle toplantıya katılan liderlerin telefonlarının konumlarına güvenmiş olabileceğini öne sürdü.

Kaynaklar, ‘her toplantıda siyasi büro liderlerinin cep telefonlarını yanlarında taşımamalarının geleneksel olduğunu, telefonların araçlarında veya diğer kişilerde bırakıldığını’ doğruladı.

Kaynakların açıklamaları, hareketin liderlerinin korumaları arasında yüksek sayıda ölüm olmasının nedenini açıklıyor.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin Katar'ın başkentinde birkaç konut kompleksi, ofis ve genel merkeze sahip olduğunu belirterek, toplantıların genellikle tek bir yerde yapılmadığını ve her zaman bir yerden başka bir yere taşındığını kaydetti.

Hedef konumun yakınında ve hedef alınan kompleksin dışında, siyasi ofis ve ofis sekreterliğine ait ofisler de bulunduğunu açıkladılar.

‘Gerçekleşmeyen toplantı’

Kaynaklara göre, hedef alınan toplantının ardından, akşam saatlerinde veya ertesi gün Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir toplantı yapılması planlanmıştı. Bu toplantıda, Başkan Donald Trump'ın ateşkes anlaşmasıyla ilgili sunduğu Amerikan önerisi hakkındaki görüşmelerin sonuçları tartışılacaktı.

dgtyu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (TV)

Kaynaklar, Hamas'ın saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD'yi ‘hareketin liderliğini hedef alan operasyona ortak ve iştirakçi’ olmakla suçladığını yineledi. Bir kaynak, “Operasyon başarısız olunca Washington, kısa süre önce bilgilendirildiği gibi zayıf bahaneler uydurdu” dedi.

Kaynak, “Son birkaç gün içinde, arabulucular ile İsrailliler ve Amerikalılar arasında bile iletişim kesilmedi. Olanlar, hareketin liderlerini tek bir yerde toplayıp ortadan kaldırmak için Amerikan-İsrail komplosu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Hamas kaynakları, ‘hareketin bazı liderlerinin, genişletilmiş toplantıya katılmak için Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerden geldiklerini’ açıkladı.

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Suikast girişimi sonrası Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda kaynaklar Şarku’l Avsat'a, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

sdfrgty
Hamas liderlik konseyi üyeleri (soldan sağa) Nizar Avadallah, Halil el-Hayye ve Muhammed İsmail Derviş (Arşiv – AFP)

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti. Kaynaklar, ‘operasyon sırasında ne olursa olsun, savaşı sona erdirmek için temel talebin başarıya ulaşmasını sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.