Nobel ödüllü Belaruslu aktivist Alice Bialiatski 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Belaruslu Alice Bialiatski (EPA)
Belaruslu Alice Bialiatski (EPA)
TT

Nobel ödüllü Belaruslu aktivist Alice Bialiatski 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Belaruslu Alice Bialiatski (EPA)
Belaruslu Alice Bialiatski (EPA)

2022 Nobel Barış Ödülü'nü kazanan ve Belarus’taki demokrasi hareketinin öncülerinden biri olan aktivist Alice Bialiatski, 10 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Bialiatski tarafından kurulan sivil toplum kuruluşu Vesna’nın yaptığı açıklamada, tutuklananlar arasında, Temmuz 2021'de Bialiatski ile birlikte tutuklanan ve yargılanan Valentin Stefanoviç ve Vladimir Labkovich’in de olduğu ifade edildi. Mahkeme, Bialiatski'yi 10 yıl, diğer sanıkları 9 ila 7 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Polonya'da bulunduğu için gıyabi yargılanan dördüncü sanık Dmitry Soloviev ise 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca bütün isimler, 185 bin Belarus rublesi (69 bin avro) para cezasına çarptırıldı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock davayı ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi.  Baerbock, Twitter'dan yaptığı açıklamada, “Nobel Barış Ödülü sahibi Alice Bialiatski, Valentin Stefanoviç ve Vladimir Labkovich, yalnızca Belarus halkının haklarına, onuruna ve özgürlüğüne olan bağlılıklarından dolayı hapis cezalarına çarptırıldılar” diyerek, saçmalıktan ibaret olduğunu söylediği kararı kınadı.
Nobel Barış Ödülü'nü veren komite ise Bialiatski hakkındaki ‘siyasi amaçlı’ kararı kınadı.
Söz konusu ceza, 2020 yazındaki protesto hareketinden bu yana baskıya maruz kalan aktivistleri, gazetecileri ve muhalifleri hedef alan yeni bir dizi davanın parçası olarak biliniyor.
Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun yeniden seçilmesinin ardından patlak veren protestolarda binlerce kişi tutuklanırken, çok sayıda gösterici ya öldürüldü ya da sürgüne gönderildi.
Bialiatski geçtiğimiz sonbaharda iki insan hakları örgütü Memorial (Rusya) ve Sivil Özgürlükler Merkezi (Ukrayna) ile birlikte Nobel Barış Ödülü'nü kazanmıştı.



IŞİD tekrar gündemde: "Yalnız kurtları devşiriyorlar"

FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
TT

IŞİD tekrar gündemde: "Yalnız kurtları devşiriyorlar"

FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)

ABD'nin New Orleans şehrinde yılbaşında gerçekleştirilen saldırının ardından IŞİD'in militan devşirme faaliyetleri tekrar gündem oldu. 

Birleşik Krallık merkezli Reuters'ın analizinde, IŞİD'in Horasan kolunun (IŞİD-H), Gazze savaşı gibi çatışmaları fırsat bilerek, bunların yarattığı öfkeyi kullanıp birçok kişiyi radikalleştirmeye çalıştığına dikkat çekiliyor. 

Analizde özellikle örgütün "yalnız kurt" profili çizen kişileri kendi safına katmaya odaklandığı yazılıyor. 

New Orleans'ta bir aracın, yılbaşı kutlaması yapan kalabalığa dalması sonucu en az 15 kişi ölmüş, 35 kişi de yaralanmıştı. Saldırganın Teksas'tan 42 yaşındaki Shamsud Din Jabbar olduğu bildirilmişti. IŞİD saldırıyı üstlenen bir açıklama yapmamıştı. 

Ancak haberde, IŞİD yanlısı sosyal medya hesaplarından saldırıyı destekleyen gönderiler paylaşıldığına işaret ediliyor.

Amerikan güvenlik yetkilileri, Jabbar'ın maliye firması Deloitte'te çalışan biriyken nasıl IŞİD sempatizanına dönüştüğünü anlamaya çalışıyor.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post'un analizinde, IŞİD'in özellikle internet üzerinden yürüttüğü devşirme faaliyetlerinde, "takipçilerini talimat ya da onay beklemeden her yerde terör saldırısı düzenlemeye teşvik ettiği" belirtiliyor. 

30 yıl CIA'de çalışmış olan terörle mücadele uzmanı Bruce Riedel, IŞİD propagandasından etkilenen kişiler için "Bunlar acı çeken, öfkeli insanlar" diyor.

Adının paylaşılmasını istemeyen Avrupalı bir terörle mücadele uzmanıysa radikal İslamcı örgütün, özellikle gençleri devşirmeyi hedeflediğini belirterek şunları söylüyor: 

Çocuklar internette infaz videoları izliyor ve erken yaşta aşırılık yanlısı fenomenleri takip ediyor.

New York Times'ın analizinde de IŞİD'in internetten yürüttüğü devşirme faaliyetlerine dikkat çekiliyor. New York ve Berlin'de ofisleri bulunan düşünce kuruluşu Counter Extremism Project'ten Hans-Jakob Schindler, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Terörizmin temelinde iletişim vardır. Bu bir savaş değil çünkü IŞİD'in Batı'yı askeri olarak yenemeyeceği açık, değil mi? Denediler ve sonu pek de iyi olmadı.

IŞİD'in tekrar güç kazanmasıyla ilgili endişeler, Beşar Esad rejiminin düşmesiyle daha da arttı. ABD, IŞİD'le mücadele için Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) fonluyor. SDG'nin çatısınıysa Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği YPG oluşturuyor. Reuters, Ankara'nın desteklediği Suriye Milli Ordusu'yla (SMO) SDG arasındaki çatışmaların yarattığı kargaşanın, IŞİD'in güçlenmesine yol açabileceği değerlendirmesini paylaşıyor. 

IŞİD-H, geçen yıl birçok saldırıyla dünya gündemine oturmuştu. İran'ın Kirman şehrinde 3 Ocak'ta düzenlenen bombalı saldırıları örgüt üstlenmişti. Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani için düzenlenen anma töreninde yapılan saldırılarda en az 100 kişi yaşamını yitirmişti.

Rusya'nın başkenti Moskova'da 22 Mart'ta düzenlenen saldırıda da en az 145 kişi ölmüş, 500 kişi de yaralanmıştı. Saldırıyı yine IŞİD-H üstlenmişti. 

IŞİD'in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi'nin 2019'da ABD liderliğindeki operasyonla öldürülmesinin ardından örgüt büyük kan kaybetmişti. Ancak merkezi Afganistan ve Pakistan'ın kuzeybatısında yer alan IŞİD-H, saldırılarıyla herkesi diken üstünde tutmayı sürdürüyor.

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post, Reuters