Rusya'nın Ukrayna'yı istilası küresel ekonomik çalkantıyı nasıl yaydı?

Ukrayna'da savaşla geçen bir yıl: Moskova'yla Batı arasındaki mali mücadeleler Ukrayna'daki çarpışmalar kadar uzayacak

Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)
Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)
TT

Rusya'nın Ukrayna'yı istilası küresel ekonomik çalkantıyı nasıl yaydı?

Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)
Evlerin ısınma faturalarından ekmek fiyatlarına kadar her şey Ukrayna'daki çatışmalardan etkilendi (AP)

Sean O'Grady
Ukrayna'daki savaşın yaygın ve ağır hasar verici etkisini anlamak için, bombardımandan çok uzakta olan Britanya'daki manşetlere göz atmak yeterli. Örneğin yerel Tesco'nuzdaki domatesin tayınlanmasına bakın. Kıtlığın nedenleri çok sayıda ve karmaşık, fakat üzerinde hemfikir olunan bir sebep, çiftçilerin yüksek enerji tüketimi gerektiren seraları işletmenin maliyetini karşılayamaması nedeniyle Britanya ve Hollanda'daki üreticilerden gelen arzın normalden daha düşük olması. Bunun nedeni de Batı'nın Rus petrol ihracatına uyguladığı yaptırımlar ve Kremlin'in Avrupa'ya enerji arzını kısıtlama yönündeki kasıtlı politikası.
Aynı şey Scunthorpe'daki çelik fabrikasında 300 kişinin işini kaybetmesi ve muhtemelen binlerce kişinin de işsiz kalacak olması için de geçerli. Çelik üretimi için çok fazla enerji gerekiyor ve British Steel'ın sahibi Çinli firma, yüksek enerji maliyeti nedeniyle tesisin bazı bölümlerin işletmenin artık ekonomik bakımdan uygun olmadığını söylüyor. Ya da hayat pahalılığı krizi ve yüksek enflasyon nedeniyle geçen yıl talebin iki katına çıktığını bildiren Flintshire'daki aşevini ele alalım. Ukrayna'daki savaşın da en azından kısmen suçu var.
Sıcak fırında pişirilen ve benzinle çalışan bir moped aracılığıyla paket servisle teslim edilen Domino's pizzasından, üretiminde yüksek enerji kullanılmış tuğlalarla yeni inşa edilmiş bir eve kadar tükettiğimiz ya da kullandığımız her şeyde bir enerji girdisi var. Gezegendeki her evi ve işletmeyi sıkıştırarak küresel ekonomiyi mahvetmenin bir yolunu bulmak isteseydiniz, enerji ve gıda kaynaklarını azaltan bir savaş tercih edeceğiniz araç olurdu.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, savunmasız hane halklarını ve işletmeleri sübvanse ederek acıyı hafifletmeye çalışırken, 2008 küresel mali krizinden ve Kovid pandemisinden kalan dağın üzerine daha fazla borç yığdılar ve onlarca yıl sürecek acı verici bir akşamdan kalmayı daha da kötüleştirdiler. Yeniden silahlanma ihtiyacı arttıkça sağlık ve eğitim gibi kamu hizmetleri daha da baskılanacak; Leopard 2 tanklarının tanesi yaklaşık 5 milyon dolar ve bir F-16 savaş uçağı vergi mükelleflerine en az 12 milyon dolara mal olacak.
Savaştan önce Ukrayna ve Rusya gaz, petrol, tahıl ve yemeklerde kullanılan ayçiçek yağının önemli üretici ve ihracatçılarıydı. Savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'da tarımın sekteye uğraması ve Rusya'nın Karadeniz limanlarını abluka altına alması tedarikleri felç etti. Bunlar küresel ticareti yapılan emtialar olduğundan, dünya genelinde fiyatların çok fazla artmasına yol açan etkileri her yerde hissedildi.
Batı'da enflasyonu (birçok ülkede çift haneli rakamlara) yükselterek ücretlerin satın alma gücünü azalttı ve merkez bankalarını talebi kısmak ve fiyat artışlarını kontrol altına almak için faiz oranlarını arttırmaya sevk etti. Bu etkiler Britanya'yı durgunluğa yaklaştırdı ve özellikle kamu sektöründe bir grev dalgasına neden oldu.
Dolup taşan hastanelerin izini kamu maliyesine, oradan da düşük büyüme ve vergi gelirlerine kadar sürdüğünüzde, sonunda Donetsk ya da Luhansk'a varırsınız. Toptan enerji fiyatları son zamanlarda hızla düşüyor, bu da çatışmanın sona ermesinden ziyade dünya ekonomisindeki yavaşlamayı ve daha da kaygı verici olarak Rusların bazı başarılı yaptırım bozuşlarını yansıtıyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) son ekonomik görünüm raporunda dünya ekonomisi üzerindeki etkileri şöyle özetledi:
"Kalıcı enflasyon, yüksek enerji fiyatları, zayıf gerçek hane halkı geliri artışı, azalan güven ve sıkılaşan finansal koşulların hepsinin büyümeyi azaltması bekleniyor. Daha yüksek faiz oranları, enflasyonu makul hale getirmek için gerekse de borçlanan hane halkı ve şirketler için finansal zorlukları arttıracak."
Savaş öngörülemez ve yatırımcılar için riskleri arttırır. Bu da gelecekteki verimlilik artışını ve yaşam standartlarını düşürecek. 5 küresel ekonomi devi (ABD, Çin, AB, Hindistan ve Japonya) arasındaki karşılıklı gerilim, dünya ekonomisinin ilerlemesini sağlayan ticaret ve yatırım akışını yalnızca baskılayabilir.
Bu tür gerilimler yıllardır artıyor, beraberinde getirdiği "küreselleşmeden uzaklaşma" sürecinin verdiği zarar da öyle. Fakat Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakı ve bir yıl önce Ukrayna'yı istilası, ülkeyi Çin'e ve bir nebze Hindistan'a yaklaştırırken, korumacılık eğilimini de büyük ölçüde hızlandırdı.
En üzücüsü de dünyanın en yoksulları üzerindeki etkisi oldu. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın büyük kısmı Ukrayna'dan gelen tahıl ve yemeklik yağlara bağımlı. BM'nin Rus ablukasını aşarak acil ihracata izin veren bir anlaşmaya aracılık etmesinden önce, bu ülkeler neredeyse açlıkla ve ardından gelen iç huzursuzluklarla karşı karşıya kaldı. En kaba haliyle Rusya, Mısır ve Yemen'in yoksul ve aç halklarını kullanarak, uluslararası alanda kınanan istilasına karşı diplomatik bir koz elde etmeye çalıştı. Putin ayrıca Batılı tüketicilerin moralini bozmak ve Almanya'nın endüstriyel gücünü azaltmak için gaz ve elektrik fiyatlarını kullandı ve bunda da kısmen başarılı oldu.
Batı ekonomileri üzerindeki çarpıcı etki göz önüne alındığında, Rusya'ya yönelik yaptırımların bizden çok Ruslara zarar vermesinin amaçlandığını düşünmek tuhaf. Tam tersi doğru çıktı. Batı, oligarklara yönelik hedefli yaptırımların, Batılı ihracatçılara yönelik yasakların ve büyük Batılı şirketlerin yatırımlarını durdurmasının yeni bir Rus devrimini tetikleyeceğini umuyordu. McDonald's yemeklerinden, Shell benzininden ve Renault otomobil fabrikalarındaki işlerinden mahrum bırakılan Moskovalıların Kremlin üzerinde baskı kurması bekleniyordu.
Bunun yerine Putin'in propaganda makinesi Rusya'nın parya statüsünü Batı'nın kötü niyetinin ispatı, Rusya'nın Amerika ve onun uydu devletlerinden gelen varoluşsal bir tehdit altında olduğunun kanıtı haline getirdi. Eski Batılı işletmeler pek çok durumda Rus devleti tarafından devralındı ya da yok pahasına satın alındı. Elde edilen bu işletmeler savaşa yönelik üretim için yeniden yapılandırılabilir.
Komünizmle geçen yılların ardından Yeltsin döneminin Vahşi Batı kapitalizmini yaşayan Ruslar, Batılı halklara kıyasla ekonomik bozulmalara daha dayanıklı. Batı, Rusların direncini ve Putin'in anti-Amerikan mitolojisini benimseme derecelerini hafife aldı.
Donbas'taki savaş alanlarında olduğu gibi, küresel ekonomi de bir yıpratma mücadelesine girmiş gibi hissediyor. Batı'da enflasyon (düşse de) yüksek seyretmeye devam ediyor ve üretimle yaşam standartlarındaki büyüme uzun yıllar boyunca yavaş seyredecek. Ruslar, elbette Tahran ve Pyongyang'daki bu oyuna uzun süredir alışkın olan dostlarından aldıkları dersle yaptırımları delmenin yollarını buluyor ve Moskova'nın Çin, Türkiye ve Hindistan'la ticareti hızla artıyor.
Eski Sovyetler Birliği'ndeki gibi Ruslar eninde sonunda kıtlıklardan ve kısıtlamalardan bıkacak fakat bu herkes için uzun ve zahmetli bir süreç olacak.

Independent Türkçe



Batı Şeria'da öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi İsrail'i suçluyor ve bağımsız soruşturma talep ediyor

Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi  tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
TT

Batı Şeria'da öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi İsrail'i suçluyor ve bağımsız soruşturma talep ediyor

Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi  tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)

İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail yerleşimlerine karşı düzenlenen bir protesto gösterisi sırasında vurularak öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi, İsrail ordusunu bir sivili ‘vahşice’ öldürmekle suçlayarak, kızlarının ölümüyle ilgili bağımsız bir soruşturma başlatılmasını talep etti. 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi, dün (Cuma) işgal altındaki Batı Şeria'nın Beyta beldesinde düzenlenen gösteride ‘başından bir kurşunla’ vuruldu. İşgal karşıtı Uluslararası Dayanışma Hareketi'nde gönüllü barış aktivisti olan kurbanın ailesi yaptığı açıklamada şunları söyledi: “O, İsrail ordusu tarafından hukuka aykırı bir şekilde hayatımızdan koparıldı. ABD vatandaşı olan Ayşenur, İsrail askeri tarafından öldürüldüğünde barışçıl bir şekilde adaleti savunuyordu.”

Kurbanın ailesi bağımsız bir soruşturma talep etti. Aile tarafından yapılan açıklamada, “Ayşenur'un ölüm koşulları göz önüne alındığında, bir İsrail soruşturması uygunsuz olacaktır. Başkan Joe Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ı bir Amerikan vatandaşının hukuksuz bir şekilde öldürülmesine ilişkin bağımsız bir soruşturma talimatı vermeye ve sorumluların tam olarak hesap vermesini sağlamaya çağırıyoruz” denildi.

Beyaz Saray bugün (Cumartesi) erken saatlerde, Filistinli yetkililere göre ABD vatandaşı aktivistin öldürülmesinden ‘derin rahatsızlık’ duyduğunu belirterek, İsrail'e uluslararası toplumda büyük tepkilere neden olan cinayeti soruşturması çağrısında bulundu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, Washington'un ‘daha fazla bilgi için İsrail hükümetine ulaştığını ve olayla ilgili bir soruşturma talep ettiğini’ belirterek, trajik ölüm karşısında derin bir şok yaşadıklarını ifade etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Bu trajik kayıptan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Yapılması gereken en önemli şey, gerçek bilgileri toplamaktır” diyerek, eylemlerin ve sonuçların ‘gerçeklere dayanacağını’ kaydetti.

Filistin yanlısı Uluslararası Dayanışma Hareketi'nin üyesi olan Eygi'nin dün İsrail yerleşimlerine karşı düzenlenen haftalık gösterinin bir parçası olarak Beyta beldesinde bulunduğu belirtildi. Filistin topraklarında yabancı gönüllüleri organize eden Uluslararası Dayanışma Hareketi, İsrail güçlerinin dün sabah haftalık protesto sırasında uluslararası insan hakları aktivistini ‘kasten vurarak öldürdüğünü’ bildirdi. Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığı habere göre hareket gönüllünün ismini vermedi.

 Filistinli sağlık görevlileri, Batı Şeria'da yerleşim karşıtı protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin cesedini taşıyor. (AP)Filistinli sağlık görevlileri, Batı Şeria'da yerleşim karşıtı protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin cesedini taşıyor. (AP)

Uluslararası Dayanışma Hareketi’nden yapılan açıklamada şöyle denildi: “Çoğunlukla erkek ve çocukların namaz kıldığı gösteri, bir tepede konuşlanmış İsrail ordusu tarafından şiddetle karşılandı. Gönüllü, Nablus'taki yerel bir hastaneye kaldırıldıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.”

Türkiye ve Katar, Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin Batı Şeria'da Nablus'un güneyindeki Beyta beldesinde ‘yerleşimlere karşı barışçıl bir gösteriye’ katıldığı sırada öldürülmesini kınadı. Filistin resmi haber ajansı WAFA, bir ABD vatandaşının Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim karşıtı yürüyüşe katıldığı sırada İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldüğünü bildirdi. Türkiye, aktivistin ‘İsrail işgal askerleri’ tarafından öldürüldüğünü söylerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ‘vahşi’ eylemi kınadı.

WAFA’nın tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Eygi’nin kritik kafa travmasıyla hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybettiği belirtildi.

Nablus Valisi Gassan Daglas, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bulunan bir hastane morgunda, Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi ve 13 yaşındaki Filistinli Bana Bekr’in cesetleri önünde konuşuyor. (AFP)Nablus Valisi Gassan Daglas, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bulunan bir hastane morgunda, Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi ve 13 yaşındaki Filistinli Bana Bekr’in cesetleri önünde konuşuyor. (AFP)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail ordusu, güçlerinin ‘askerlere taş atan ve onlara tehdit oluşturan şiddet kışkırtıcısına ateş ederek karşılık verdiğini’ belirtti.

Son yıllarda Filistin yanlısı göstericiler, Beyta beldesine bakan ve aşırı sağcı İsrailli bakanlar tarafından desteklenen Eviatar yerleşimine karşı haftalık protestolar düzenliyor. Birleşmiş Milletler (BM), Eygi'nin dünkü gösteri sırasında başından vurulduğunu ve Rafidiya Hastanesi de aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü doğruladı.

İsrail 1967'den bu yana Batı Şeria'yı işgal altında tutuyor ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden bu yana bölgedeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail güçleri ya da yerleşimciler 7 Ekim'den bu yana, Batı Şeria'da en az 660 Filistinliyi öldürdü. İsrailli yetkililere göre aynı dönemde bölgedeki Filistinlilerin saldırılarında aralarında güvenlik personelinin de bulunduğu en az 23 İsrailli öldürüldü.