İngiltere'de genetiği düzenlenmiş gıda geliştirmek artık yasal

İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda hükümetleri gen düzenlemenin ticari kullanımına izin vermiyor

Unsplash
Unsplash
TT

İngiltere'de genetiği düzenlenmiş gıda geliştirmek artık yasal

Unsplash
Unsplash

İngiltere'de, yasalardaki bir değişikliğin ardından genetiği düzenlenmiş gıdalar artık ticari olarak geliştirilebilecek.
Gen düzenleme süreci, belirli özelliklerini geliştirmek için bir organizmanın DNA'sının genetik materyalini değiştirmeyi içeriyor.
İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda hükümetleri gen düzenlemenin ticari kullanımına izin vermiyor.
The Independent'ın haberine göre, Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı (Defra) yeni yasanın, çiftçilerin kuraklığa ve hastalığa dayanıklı mahsuller yetiştirmelerini, gübre ve pestisit kullanımını azaltmalarını ve zararlı hastalıklara yakalanmaya karşı korunaklı hayvanlar yetiştirmelerini sağlayacağını açıkladı.
İngiltere'de gen düzenleme, AB yasalarına göre genetiği değiştirilmiş (GD) mahsullerin ticari gelişimini kısıtlayan sıkı düzenlemeyle aynı kapsamda ele alınıyordu ancak Brexit, Westminster hükümetinin yeni teknolojinin kurallarını gevşetmesini sağladı.
Bu hamle, diğer türlerden genlerin dahil edilmesini içerebilen genetik değiştirmenin aksine yalnızca doğal yollarla ya da halihazırda kullanılan geleneksel melezleme programları yoluyla yapılabilecek genetik değişikliklere izin verecek.
Defra'nın Baş Bilim Danışmanı Gideon Henderson şunları söyledi:
"Bu, tarım bilimi için önemli bir dönem. Organizmaların genetik kodunda, geleneksel ıslahı taklit edebilecek şekilde kesin, hedeflenmiş değişiklikler yapmak amacıyla gen düzenlemeyi kullanabilmek, zararlılara karşı daha dirençli, yemesi daha sağlıklı ve iklim değişirken kuraklığa ve sıcağa karşı daha dayanıklı yeni ürün çeşitlerinin geliştirilmesini sağlar."
Gıda Bakan Yardımcısı Mark Spencer ise şöyle konuştu:
"Genetik Teknoloji Yasası, Britanyalı tüketiciler ve çiftçiler için harika bir haber. Hassas Islah teknolojileri sadece yurt içinde değil, dünyanın dört bir yanında gıda üretiminin geleceği ve bu yasa ulusumuzu bu devrimin ön saflarına taşıyacak. Her yıl dünya genelinde mahsullerin yaklaşık yüzde 40'ı sellerden, zararlılardan ve diğer dış olaylardan dolayı kaybediliyor ve bu yeni yasa, tarımsal biyoteknoloji endüstrimizin gelecek onlarca yıl boyunca dirençli gıda üretimini desteklemesini sağlayacak."
Genetiği değiştirilmiş gıdaları eleştirenler, genetiği düzenlenmiş mahsullerin AB'de GD gıdaların geçmesi gereken kapsamlı testlerden geçmek zorunda kalmayacağı ve bunun da gıda zincirine toksinlerin ve alerjenlerin girmesine neden olabileceği endişelerini dile getiriyor.
Beyond GM'den Pat Thomas, gıda ve çevreyle ilgili düzenlemelerin kaldırılmasının "ufukta beliren felaketi" getirebileceğini söyledi.
Yeni yasa, genetiği düzenlenmiş gıdaların etiketlenmesini gerektirmeyecek. Bu da yasayı eleştirenleri, İngiltere'den gelen genetiği düzenlenmiş gıdalarının Birleşik Krallık'ın bu gıdaların hâlâ yasaklı olduğu diğer bölgelerine girmesinin engellenmesine ilişkin endişelendiriyor.



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell