Mısır'daki Ezher Kurumu, Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırıyı kınadı

Mısır'daki El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib (AA)
Mısır'daki El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib (AA)
TT

Mısır'daki Ezher Kurumu, Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırıyı kınadı

Mısır'daki El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib (AA)
Mısır'daki El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib (AA)

Mısır'daki El-Ezher Kurumu, Danimarka'daki Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıyı şiddetle kınadı.
Ezher Kurumunun Twitter hesabından yayımlanan açıklamada, Danimarka'daki aşırılık yanlısı bir grubun Kur'an-ı Kerim'i yakmasına tepki gösterildi.
"İfade özgürlüğünün" kötüye kullanıldığı kaosa son verilmesi talebinde bulunulan açıklamada, "Terör ve Müslümanların duygularını kışkırtmak, aynı madalyonun iki yüzüdür. İkisi de tehlikede, kin ve yıkımda eşittir." ifadeleri kullanıldı.
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da Kuran-ı Kerim'in radikal bir grup tarafından yakılmasıyla ramazan ayında tüm dünyadaki Müslümanların duygularının kışkırtıldığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Radikal bir grubun Kuran-ı Kerim'i yakması, iğrenç bir terör eylemi ve cehaletin pervasızca ürünüdür. Nefret dolu İslamofobi göstergelerinden biri olan bu olay, Müslümanlara yönelik nefreti gözler önüne seriyor."
Terör ve başkalarının duygularını kışkırtmanın dünyada diyalog köprülerini kesme amacı taşıdığına vurgu yapılan açıklamada, dinlere ve kutsallarına hakaretin suç sayılması için caydırıcı uluslararası yasaların çıkarılması çağrısında bulunuldu.
Danimarka'da 24 Mart'ta Türkiye'nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Türk bayrağı ve Kur'an-ı Kerim'e saldırı düzenlenmişti.
Danimarka'daki İslam düşmanı ve aşırı milliyetçi Patrioterne Gar Live (Vatanseverler Canlı Yayında) isimli marjinal grup tarafından düzenlenen provokasyon, grubun Facebook hesabında canlı yayımlanmıştı.
Provokatörler, İslam düşmanı pankart açarak İslam'a hakaret içeren sloganlar atmış, Türk bayrağına yönelik çirkin saldırı gerçekleştirmişti.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.