Yemen, Aden açıklarındaki batık 22 gemiyi kurtarma çalışmasına başladı

Aden açıklarında bir tanker sular altında kaldı. (Twitter)
Aden açıklarında bir tanker sular altında kaldı. (Twitter)
TT

Yemen, Aden açıklarındaki batık 22 gemiyi kurtarma çalışmasına başladı

Aden açıklarında bir tanker sular altında kaldı. (Twitter)
Aden açıklarında bir tanker sular altında kaldı. (Twitter)

Yemen hükümeti, geçici başkent Aden'deki balıkçı limanında batan 22 gemiyi kurtarmak için bir şirketle anlaşma imzaladı. Ticari limanda bulunan harap durumdaki 12 petrol tankerinin balıklar için yapay yuvalara dönüştürülmesi, toprak erozyonunun önlenmesi amacıyla koruma altına alınması için ön bir plan hazırlandı.
Yemen hükümetinde Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı, Ticaret Mahkemesi tarafından açıklanan ihaleyi kazanmasının ardından, et-Tavahi ilçesinde balıkçı limanında bulunan 22 batık gemiyi kaldırma görevini üstlenecek yerel bir şirketle sözleşme imzaladığını açıkladı. Hacif bölgesinde bulunan limanda batan gemilerin kurtarılması sürecinin uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri şirketle görüştüğünü bildiren bakanlık, bu yönde çalışmaya başlanmasının ve batık gemilerin kurtarılıp limandan çıkarılmasında kullanılacak ekipmanın hazır edilmesinin önemini vurguladı.
Hükümet, batan gemilerin liman havzasından çıkarılması çalışmalarının uygulanması sırasında ekstra çalışmalar yürütülmesi, çaba sarf edilmesi, belirlenen süreye uyulması, bu çalışmaların seyrüseferi, çevreyi ve deniz yaşamını olumsuz etkilememesi gerektiğini vurguladı. Yemen hükümetinin açıkladığına göre Almanya, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) tahmini maliyeti 20 milyon doları bulacak olan projenin uygulanmasını üstlenmesi şartıyla, liman rehabilitasyon projesini finanse etme arzusunu dile getirdi.
Denizci kaynaklar, 2018'den bu yana limanda dört geminin battığını, bunların çoğunun yıllardır el-Burayka bölgesi kıyılarında demirlenen harap durumdaki gemiler olduğunu aktardı. Ülkenin en büyük limanlarında seyrüseferi tehdit eden, harap olmuş en az 12 gemi bulunuyor. Çoğunun petrol türevlerini taşımak için kullanıldığı, son 10 yıl içerisinde herhangi bir bakıma tabi tutulmadığı biliniyor.
Aden Limanı yakınlarında harap durumdaki petrol tanker gemilerinden kurtulmak için bir ön plan geliştiren Yemen Su ve Çevre Bakanlığı, bu yönde çeşitli yöntemlerin benimsendiğini bildirdi. Bu gemilerin sökülmesi, parçaların siperler veya dalgakıran inşa etmek gibi herhangi bir amaç için karada yeniden kullanılmasının en çok başvurulan yöntem olduğunu ifade eden bakanlık, gemilerin kıyıda yüzen depo veya canlılar için yapay ortam olarak kullanılabileceğini veya geri dönüştürülebileceğini de ekledi.
Şarku'l Avsat'ın incelediği plana göre gemilerin yeniden kullanılmak üzere denize batırılması süreci iki şekilde gerçekleşiyor. İlk yöntemde deniz ortamında herhangi bir kirliliğe neden olmayacak şekilde tüm zehirli madde ve cihazlardan arındırılması ardından derin alanlara batırılması işlemi gerçekleştiriliyor. İkinci yöntem ise kıyıya yakın mesafelerde ve alçak derinliklerde uygulanıyor. Denizin kirlenmesine neden olacak her türlü maddenin temizlenmesi ardından deniz suyunun gemi gövdesine dolmasına izin verilmesi, böylece ağırlığın artması yahut gemide deliklerin açılması yoluyla geminin batırılması gerçekleştirilebiliyor.
Bu şekilde mercan resifleri için yapay ortamlar oluşturuluyor. Balıklar ve diğer deniz canlıları için uygun ortam sağlayan çeşitli mercan türleri, algler ve omurgasızlar için de verimli ve uygun ortamlar teşkil ediyor. Böylece turistik alanlar oluşturulup dalış turizmini geliştirilebiliyor. Aynı zamanda denizdeki toprak erozyonu azaltılmış oluyor.
Planı hazırlayanların ifade ettiğine göre yakın zamanda doğal sit alanı ilan edilen Burayka’daki el-Azizi Adası'nın girişindeki batık gemilerden biri sayesinde burada büyüleyici manzaraların görüldüğü bir ortam oluşturuldu. Böylece bölgede dalış turizminin gelişimine, dolayısıyla bölgenin rehabilitasyonuna ciddi katkı sağlandı. Nitekim bu ortamlar, burada yaşayan balıklar da dahil olmak üzere çevre için önemli hale geldi.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.