BM’den Yemen'e şiddetli fırtına ve sel uyarısı

Yemenliler, Sana'da sular altında kalan bir sokakta motosiklet sürüyor (AFP)
Yemenliler, Sana'da sular altında kalan bir sokakta motosiklet sürüyor (AFP)
TT

BM’den Yemen'e şiddetli fırtına ve sel uyarısı

Yemenliler, Sana'da sular altında kalan bir sokakta motosiklet sürüyor (AFP)
Yemenliler, Sana'da sular altında kalan bir sokakta motosiklet sürüyor (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarından Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayınlanan bir erken uyarı bülteniyle, önümüzdeki hafta boyunca Yemen'in dağlık bölgelerini vuracak olan seller konusunda uyarı yapıldı. FAO açıklamasında, Yemen’in birçok bölgesinin şiddetli yağmur ve sellere hazırlanması gerektiğini belirterek, binlerce insanın barınma ve temiz suda mahrum olabileceğini kaydetti.
Erken Uyarı ve Tarımsal Meteoroloji Bülteni, karar vericilerden beklenmedik durum planları hazırlamalarını istedi ve bölge sakinlerine tehlikelere maruz kalmaktan kaçınmalarını tavsiye etti. Ayrıca, ülkenin dağlık bölgelerinin çoğunda tahıl ekimini desteklemek için yeterli toprak nemin tutulduğunu, ancak çiftçilerin dikkatli olması gerektiğini belirtilerek, şiddetli yağışların tohumları alıp götürme eğiliminde olduğu bunun da kötü dağılıma yol açılarak bitkileri etkileyebildiği aktarıldı.
FAO, şiddetli yağmurların Yemen'in çoğu bölgesini sular altında bırakma ihtimali göz önüne alındığında, yağış sırasında veya hemen sonrasında ekim yapılmasının tavsiye edilmediğini vurgulayarak, kamplarda özellikle kolera salgınları gibi bakteriyel hastalıklarının etkili olabileceği aktarıldı. Yetkililerden, su, sanitasyon ve hijyen altyapısı olmadığı için insani müdahale ekiplerinden bu alanlardaki su, sanitasyon ve hijyen tesislerini güçlendirmeleri talep edildi.
Bültene göre, yaz yağmur mevsiminin dönüşü, Sana, el Mehvit, Zimar, İmran, Hacca, Raymah, İbb, Saada, Taiz, Hadramut ve Marib vilayetlerinde sokakların sular altında kalmasıyla zor bir başlangıç yaşattı. Rapora göre, Taiz şehrinde 31 aile selden etkilenirken, birçok hayati alt yapı yok oldu.
Verilere göre, Mart ayından bu yana Yemen genelinde 9 bini aşkın aile selden etkilendi. Tahminler,  Nisan ayı ortasına kadar şiddetli yağmur olacağını gösteriyor. Bu nedenle bültene göre, geçim kaynaklarını kesintiye uğratan fırtınalı havanın ülke genelinde binlerce insanı barınma ve temiz sudan mahrum bırakmasının ardından devam etmesi, sanitasyon sistemi ve temel altyapının etkilenmesi bekleniyor.
Tahminlere göre, sel baskınına uğrayan şehirlerin neredeyse tamamı şiddetli yağışlardan etkilenecek.  Sana ve Zimar vilayetleri boyunca uzanan Vadi Thana'da 22 bin kişi sel riskine maruz kalabilir. İbb ve Lahic’de ise 3 bin kişi, Hadramut’ta 2 bin 700 Hacca’da bin 600, Lahic’de ise bin 500 kişinin selden etkilenmesi öngörülüyor.
Yemen’de yerinden edilmiş kişilerin kamplarını yöneten birim, yalnızca Marib’de 9 binde fazla alenin bulunduğunu, geçtiğimiz Mart ayından bölgenin tanık olduğu şiddetli yağışlardan 273 ailenin tamamen 8 bin 847 ailenin ise kısmen etkilendiğini bildirdi.
Birim, Birleşmiş Milletler ve insani yardım kuruluşları ile yerel, bölgesel ve uluslararası yardım kuruluşları için bir yardım çağrısı başlatarak, etkilenen insanlara yardım, temel barınak, yiyecek ve gerekli ihtiyaçlarını sağlamak için hızla müdahale etmelerini istedi.
Yayınlanan bir ön raporda, Marib'teki yerinden edilmiş ailelerin çoğunun insani durumunun çok zor olduğunu ve onlara yardım sağlamak, acılarını hafifletmek ve en önemli ihtiyaçlarını karşılamak için tüm insani yardım ortaklarının uyumlu çabalarını gerektirdiği belirtildi. Marib ve el Vadi bölgelerinde yerinden edilmiş kişilere ait 197 kampta ise risklerin ortaya çıkmasını önlemek için ortak bir plan geliştirilmesi ve koordinasyon sağlanması aktarıldı.
Birim daha önce 1 Ocak-28 Şubat döneminde 20 farklı valilikten bin 924 ailenin (11 bin 123 kişi) 10 vilayete dağıtılarak yerinden edilmesini izlediğini duyurmuştu.



İsrail saldırılarının ardından Hamas “gizlilik politikasını” devreye soktu

İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)
İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)
TT

İsrail saldırılarının ardından Hamas “gizlilik politikasını” devreye soktu

İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)
İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İran'da İsrail karşıtı protestolar düzenlenmişti (Reuters)

İsrail ordusunun örgüt liderlerini öldürmesinin ardından Hamas, üst kademedeki yetkililerin kimliklerini gizli tutuyor.

İsrail ordusunun geçen yılki saldırılarında Hamas lideri İsmail Haniye, onun yerine geçen Yahya Sinvar ve örgütün silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed Dayf öldürülmüştü.

Fransız haber ajansı AFP’nin analizinde, art arda gelen kayıpların ardından Hamas’ın “gizlilik politikasıyla” hareket ederek üst kademeye getirilen kişilerin kimliklerini açıklamadığını yazıyor.

İzzeddin Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı saldırısını düzenleyerek Gazze savaşının fitilini ateşlemişti. Kimliğinin açıklanmaması şartıyla ajansa konuşan bir Hamas yetkilisi, “İzzeddin Kassam Tugayları komutanının adı gizli tutulacak” diyor.

Diğer yandan Dayf’ın yerine Yahya Sinvar’ın küçük kardeşi Muhammed Sinvar’ın geçtiği düşünülüyor.

Fransız üniversitesi Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Enstitüsü’nden (INALCO) Laetitia Bucaille, Hamas savaşçılarının Yahya Sinvar’ı “kahraman” olarak gördüğüne dikkat çekerek, Muhammed’in eski lidere kan bağının yanı sıra savaş deneyimi nedeniyle İzzeddin Kassam Tugayları’nın başına getirilmiş olabileceğini söylüyor.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir Hamas yetkilisiyse, Siyasi Büro’nün örgütün “yürütme kolu” gibi çalıştığını, alınan kararları oyladığını ve harekete geçtiğini anlatıyor. Siyasi Büro üyeliğine, Şura Konseyi tarafından karar verildiğini de sözlerine ekliyor.

AFP’nin analizinde, Hizbullah’ın aksine Hamas’ın “karizmatik liderliğe” dayalı bir hareket olmadığı, örgütün “kolektif bir gücü elinde tutmak istediği” değerlendirmesi paylaşılıyor.

Gazze’nin savaş sonrası yönetimi de Hamas’ın akıbetini şekillendirecek sorunlardan biri. İsrail ve ABD, Gazze Şeridi’nin Hamas tarafından yönetilmesine karşı çıkıyor ve yetkinin, El Fetih’in kontrolündeki Filistin Ulusal Yönetimi’nden “yeniden yapılandırılmış” bir kadroya verilmesini istiyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Soufan Merkezi’nin martta yayımladığı bir raporda, Gazze’nin geleceği konusunda Hamas’ın ihtilaf yaşadığı savunulmuş, örgütün sürgündeki siyasi liderlerinin askeri kanatla arasının açıldığı iddia edilmişti.

Öte yandan Gazze’de 25 Mart’ta Hamas karşıtı gösteriler düzenlenmişti. Yaklaşık bir hafta süren küçük çaplı protestolarda, “Hamas defol” ve “Savaşı durdurdun” sloganlarıyla yürüyüş yapılmıştı. Örgüt, protestolara müdahale etmezken, eylemlerin arkasında İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin olabileceğini savunmuş, protestoları körükleyenlerin “cezalandırılacağını” bildirmişti.

2006'daki Filistin seçimlerini kazanan Hamas'ın El Fetih'le çıkan çatışmaların ardından Gazze Şeridi'nde yönetimi ele geçirdiği 2007'den bu yana, iki hareket arasında büyük bir siyasi bölünmüşlük yaşanıyor. 

O dönemden bu yana Gazze Şeridi, Hamas'ın, işgal altındaki Batı Şeria ise Filistin Yönetimi'nin kontrolünde.

Independent Türkçe, AFP, Times of Israel