Eski Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern siyaseti tamamen bıraktı

Yeni Zelanda’nın eski başbakanı Jacinda Ardern, parlamentoda yaptığı son konuşmanın ardından siyasete veda etti.

AA
AA
TT

Eski Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern siyaseti tamamen bıraktı

AA
AA

Stuff'ın haberine göre, Ardern'in parlamentodaki son konuşmasını 2021'de yaşanan Pike River maden faciasında hayatını kaybedenlerin aileleri, Müslüman toplumunun üyeleri, eski başbakanlar ve Ardern'in ailesi ve eski çalışanları izledi.
Veda konuşmasına iklim değişikliğine odaklanarak başlayan Ardern, iklim değişikliğinin, modern siyasetin "belirleyici" bir gündemi olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.

"Çocuğumun olacağını asla düşünmedim"
Ardern’in kızı Neve, konuşma esnasında annesine ve eski Başbakan Yardımcısı Grant Robertson'a el salladı.
28 yaşında siyasete giren biri olarak bir çocuğunun olacağını asla düşünmediğini belirten Ardern, "İşçi Partisinin lideri olduğumda uzun süre devam eden başarısız tüp bebek denemeleri yaşadım." dedi.

Başbakanlıktan istifa etmişti
Ardern, 19 Ocak'ta televizyonda yaptığı açıklamayla başbakanlıktan istifasını duyurmuş ve 14 Ekim'de düzenlenecek genel seçimlerde yarışmayacağını, İşçi Partisi liderliğinden de ayrılacağını ifade etmişti.
Ardern, Ekim 2017'de 37 yaşında başbakan seçildiğinde "dünyanın en genç kadın başbakanı" unvanını almıştı.
Eski Başbakan, parlamentodan ayrıldıktan sonra “Christchurch Çağrısı” için özel elçi olarak gönüllü faaliyetlerine devam edecek.

Yeni Zelanda saldırısı ve Christchurch Çağrısı
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde, 15 Mart 2019'da cuma namazı sırasında 10 dakika arayla iki camiye düzenlenen terör saldırılarında 51 kişi yaşamını yitirmiş, 49 kişi yaralanmıştı. Terör saldırıları Facebook, YouTube ve Twitter gibi sosyal platformlarda paylaşılmıştı.
Facebook, saldırılardan sonraki ilk 24 saatte dünya çapında 1,5 milyon videoyu platformdan kaldırdığını, 1,2 milyonunun ise yüklendiği sırada bloke edildiğini duyurmuştu.
Teröristin yaptığı 17 dakikalık canlı yayın sırasında 200 kişinin videoyu görüntülediği ancak bu sürede kendilerine hiçbir şikayet gelmediğini belirten Facebook yönetimi, sosyal ağın yapay zekasının da terör saldırısının canlı yayınını yakalayamadığını açıklamıştı.
Saldırının ardından eski Başbakan Ardern, internette terör ve nefrete karşı mücadele etmek amacıyla "Christchurch Çağrısı" girişimini kurmak için Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile işbirliği yapmıştı.
Dünyanın önde gelen internet şirketlerinin bu konuda eyleme geçeceklerini aktaran Ardern, "Christchurch Çağrısı ülkemde yaşanan saldırıya karşı uluslararası bir tepkidir." ifadesini kullanmıştı.
100'den fazla hükümet ve teknoloji şirketi, teröre yardımcı olan içeriğin yayılmasını yavaşlatan veya durduran protokolleri benimseme sözü vererek girişime katılmıştı.
ABD yönetimi, "Christchurch Çağrısı" girişimini, "ifade özgürlüğüne engel olacağı" gerekçesiyle imzalamayacağını duyurmuştu.



İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
TT

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.

İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.

Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..

frtgbftr
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)

Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.

Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.

Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.

İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.

fghyu
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.

Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon  olarak nitelendirdi.

Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.

fghyju
Kudüs (DPA)

WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.