Sudan'daki çatışma Mısır'ın “Nahda Barajı” dosyasındaki konumunu nasıl etkiler?

Etiyopya "dördüncü dolumu" başlatma aşamasında.

Nahda Barajı (Etiyopya Su ve Enerji Bakanlığı)
Nahda Barajı (Etiyopya Su ve Enerji Bakanlığı)
TT

Sudan'daki çatışma Mısır'ın “Nahda Barajı” dosyasındaki konumunu nasıl etkiler?

Nahda Barajı (Etiyopya Su ve Enerji Bakanlığı)
Nahda Barajı (Etiyopya Su ve Enerji Bakanlığı)

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında patlak veren çatışmaların, Sudan'ın Nahda Barajı (Hedasi) dosyasını etkileyebilecek yeni bir huzursuzluk dalgasına yol açacağı yönündeki korkuları tazeledi. Etiyopya'nın Nahda Barajı dolumunun dördüncü aşamasına hazırlandığı bir dönemde, bu durum aşağı havza ülkeleri (Sudan ve Mısır) ile bu konudaki anlaşmazlıkları gündeme getiriyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan gözlemci ve uzmanlar, Sudan'daki son olayların "Nahda Barajı" krizi de dahil olmak üzere birden fazla bölgesel dosya üzerinde "doğrudan etkisi" olduğunu ifade ettiler. Sudan’daki "siyasi kargaşanın" bu yaz başlaması beklenen dördüncü aşama dolumla ilgili Sudanlıların tüm çekincelerini zayıflatacağına işaret eden uzmanlar, bu durumun Mısır tarafına yük bindireceğini ve Kahire’nin dosyadaki uluslararası hamlelerini daha önemli hale getireceğini belirttiler.
Etiyopya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Dina Mufti, geçen hafta ülkesinin baraj inşaatını tamamlama niyetini açıklamıştı. Mufti bir TV kanalında yaptığı açıklamada, "Addis Ababa'nın Nahda Barajı'nın dördüncü dolum aşamasına başlamak için izin almasına gerek yok. Baraj, Mısır'a ve Sudan'a zarar vermeyecek." ifadelerini kullandı.
Etiyopya Temmuz 2021'de baraj rezervuarını doldurmanın ikinci aşamasını, Ağustos 2022'de ise üçüncü aşamasını tamamladı. Geçtiğimiz günlerde, dolum ve işletme konusunda anlaşma sağlanamamasının ardından Addis Ababa, aşağı havza ülkeleri Mısır ve Sudan’la krizin tırmandığı bir ortamda, barajın yüzde 90'ının inşasını bitirdiğini duyurdu. Addis Ababa, "iki ülkeyle koordinasyon kurmadan hareket ederek" tek taraflı bir karar aldı.
Mısır Eski Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Nasrettin Allam, Sudan'daki olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Sudan'ın istikrarının "Mısır ve tüm bölge için stratejik bir çıkarı" temsil ettiğine dikkat çeken Allam, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Sudan'daki herhangi bir karışıklığın, su güvenliği de dahil olmak üzere hayati stratejik dosyalar üzerinde derin yansımaları olacak. Sudan ve Mısır pozisyonlarının tutarlılığı, iki aşağı havza ülkesinin tarihi ve yasal olarak yerleşik haklarının korunması için gerçek bir garanti oluşturuyor.”
Nil suyundaki payının barajdan etkilenmesinden endişe eden Mısır, Hartum ile birlikte barajın doldurulmasını, işletilmesini ve baraj verilerinin paylaşılmasını düzenleyen bağlayıcı bir yasal anlaşma talep ediyor. Son müzakere turunun 10 Ocak 2021'de gerçekleşmesinden bu yana müzakereler bir çıkmazla karşı karşıya.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı ve Afrika meseleleri ve su işleri konusunda uzman Dr. Eymen es-Seyyid Abdülvehhab, Sudan olaylarının Nahda Barajı dosyası da dahil olmak üzere bölgesel nitelikteki birden fazla dosyayı doğrudan etkileyeceğini söyledi. Abdülvehhab’a göre Sudan’da yaşanan gelişmeler Nahda Barajı dosyasını yönetmede Kahire'ye ek yükler getirecek.
Şarku’l Avsat’a konuşan Abdulvehhab, konuya ilişkin şunları söyledi: "Etiyopya makamlarının kararıyla ilgili Sudan, ülkede yaşanan iç karışıklık ortamında neredeyse herhangi bir protesto veya çekince ortaya koymayacaktır. Ayrıca ülkedeki askeri çatışmaların, Sudan ile Etiyopya arasındaki sınır anlaşmazlığı dosyası üzerinde de etkisi olacak. Mısır liderliğindeki ilgili bölgesel güçlerin ‘Sudan iç rekabetini’ durdurmak için harekete geçmesi önemli. Lübnan, Somali, Irak, Yemen ve Suriye deneyimleri gibi iç çatışmalarla başlayan ve ardından bölgesel düzeye yayılan ‘acı tarihsel deneyimler’ var."



ABD, Katar, Mısır ve Türkiye Gazze'de itidal çağrısında bulundu

Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)
Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)
TT

ABD, Katar, Mısır ve Türkiye Gazze'de itidal çağrısında bulundu

Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)
Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)

ABD, Katar, Mısır ve Türkiye, dün Miami'de yapılan görüşmelerin ardından ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff'a göre, Gazze ateşkesine taraf olan ülkeleri taahhütlerine uymaya ve itidal göstermeye çağırdı.

 Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre üç ülkenin yetkilileri, Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Wittkoff ile 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ilk aşamasını gözden geçirmek üzere bir araya geldi.

Witkoff, X platformunda yayınlanan açıklamada şunları söyledi: "Başkan tarafından ortaya konan 20 maddelik barış planına olan tam bağlılığımızı yeniden teyit ediyoruz ve tüm tarafları taahhütlerini yerine getirmeye, itidal göstermeye ve izleme düzenlemeleriyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz."

Gazze'deki sivil savunma yetkilileri, cuma günü bir sığınağı hedef alan İsrail hava saldırısında 6 kişinin öldüğünü açıkladı. Bu, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden beri İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin sayısını 400 kişiye çıkardı.

İsrail, Hamas'ı ateşkesi ihlal etmekle defalarca suçladı; ordu, ekim ayından bu yana Filistin topraklarında üç askerinin öldüğünü bildirdi.

Dün yayınlanan bir açıklamada, insani yardımın genişletilmesi, rehinelerin cesetlerinin iadesi, İsrail güçlerinin kısmi çekilmesi ve düşmanlıkların azaltılması da dahil olmak üzere barış anlaşmasının ilk aşamasında ilerleme kaydedildiği belirtildi.

Dört ülke, anlaşmanın ikinci aşamasında öngörülen bir adım olan "geçici bir yönetimin yakın vadede kurulması ve faaliyete geçirilmesi" çağrısında bulundu ve uygulanmasına ilişkin istişarelerin önümüzdeki haftalarda devam edeceğini belirtti.

Anlaşmaya göre, İsrail Gazze'deki mevcut mevzilerinden çekilecek, Hamas'ın yerine Filistin topraklarının yönetimini geçici bir otorite devralacak ve uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırılacak.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio cuma günü ülkelerin istikrar gücüne katkıda bulunacakları umudunu dile getirirken, Hamas'ın silahsızlandırılması çağrısında da bulundu ve bu adımın barış planının başarısı için hayati önem taşıdığını vurguladı.


Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.