Bilim insanlarının hedefinde saçın beyazlamasını önlemek var

Saç kök hücreleri yaşla birlikte birçok değişime uğruyor. (Reuters)
Saç kök hücreleri yaşla birlikte birçok değişime uğruyor. (Reuters)
TT

Bilim insanlarının hedefinde saçın beyazlamasını önlemek var

Saç kök hücreleri yaşla birlikte birçok değişime uğruyor. (Reuters)
Saç kök hücreleri yaşla birlikte birçok değişime uğruyor. (Reuters)

Bilim insanlarından yapılan açıklamalar, saçların beyazlamasına açıklama getirdikleri ve bu konunun bilimsel bir tedavi geliştirmeye yardımcı olabileceği yönünde.
Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre yeni çalışma, saç kök hücrelerinin olgunlaşma ve saç rengini koruma yeteneklerini kaybettikleri için yaşla birlikte zayıflayabileceğini gösterdi.
Pek çok farklı hücre tipine dönüşebilen bazı kök hücreler, foliküllerdeki büyüme bölümleri arasında benzersiz bir geçiş yeteneğine sahip.  Bu hücreler yaşla birlikte hareket etme yeteneğini kaybederek grileşmeye neden oluyor.
Araştırmada farelerin derisinde ve insanlarda da bulunan melanosit kök hücreleri (McSC’ler) olarak adlandırılan hücrelere odaklanıldı. 
New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmada, bulguların insanlar için de geçerli olması durumunda gri saçı tersine çevirmek veya önlemek için potansiyel bir yol açabileceği kaydedildi.
Bulguları Nature dergisinde yayınlanan araştırmanın başındaki isim olan New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi’nden araştırmacı Qi Sun şu açıklamada bulundu:
“Yeni keşfedilen mekanizmalar, melanosit kök hücrelerinin aynı sabit konumlandırmasının insanlarda da var olabileceği olasılığını artırıyor. Öyleyse bu, sıkışan hücrelerin gelişmekte olan saç folikülü bölmeleri arasında tekrar hareket etmesine yardımcı olarak insan saçının beyazlamasını tersine çevirmek veya önlemek için potansiyel bir yol sunuyor.”
Saç rengi, saç foliküllerinde sürekli çoğalan kök hücre havuzları tarafından kontrol ediliyor. Bu kümeler, renkten sorumlu protein pigmentlerini koruyor. Hücrelerin hareket edememesi ve küme oluşturmaması durumunda ise saç rengi etkileniyor ve gri oluyor.



Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
TT

Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)

Bilim insanları şizofreni ve bipolar bozukluktan muzdarip kişilerin beyin zarında Hepatit C virüsü tespit etti. Bulgular bu kişilerdeki bazı semptomlara enfeksiyonun yol açabileceğine işaret ediyor.

Şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi sorunların bazı psikiyatrik belirtileri uzun zamandır viral enfeksiyonlarla ilişkilendiriliyor. Ancak bugüne dek bu teoriyi doğrudan destekleyecek bir virüse beyinde rastlanmamıştı.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar bu durumun virüslerin doğrudan beyne girmeyip beyin zarını hedef almasından kaynaklanabileceğini söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Translational Psychiatry'de 14 Temmuz Pazartesi günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, şizofreni, bipolar bozukluk veya majör depresyonu olan kişilerin ölümden sonra beyinlerinden alınan koroid pleksus örneklerini, sağlıklı bireylerin beyinlerinden alınanlarla karşılaştırdı.

Koroid pleksus, sıvı dolu boşlukların yani ventriküllerin zarını oluşturan ve özellikle beyni ve omuriliği koruyan beyin omurilik sıvısını üreten hücre topluluğunu ifade ediyor. Daha önceki çalışmalarda beyin içinde virüs keşfedilmediği için virüslerin bulaştığı bilinen bu bölgeye odaklandılar. 

Araştırmacılar 3 binden fazla hücreyi saptayabilen bir teknolojiyi kullanarak şizofreni veya bipolar bozukluktan muzdarip kişilerden alınan örneklerde daha fazla virüs tespit etti. Ancak sadece bu kişilerin beyin zarında Hepatit C vardı. 

Ayrıca kronik Hepatit C tanısı olan bazı kişilerde virüse rastlanmadı. Bu da enfeksiyonun her zaman beyin zarına ulaşmadığını gösteriyor

Bilim insanları daha sonra yaklaşık 285 milyon kişinin sağlık verilerinin tutulduğu bir veritabanına başvurdu. Şizofreni hastalarının yüzde 3,6'sında ve bipolar bozukluğu olanların yüzde 3,9'unda Hepatit C virüsünün belgelendiği saptandı. 

Majör depresyonu olanların neredeyse yüzde 1,8'inde virüs tanısı görülürken, kontrol grubunda bu oran sadece yüzde 0,5'ti. 

Ayrıca beyin zarında Hepatit C olan kişilerin, öğrenme ve hafızayla ilgili beyin bölümü hipokampusunda virüse rastlanmadı. Ancak yine de virüsün varlığı, hipokampustaki gen ifadesini değiştiriyordu. Bu durum zarda meydana gelen bir enfeksiyonun, beyin fonksiyonlarını ve davranışını etkileyebileceği ihtimaline işaret ediyor.

Araştırmacılar bulguların, şizofreni veya bipolar bozukluğu olan herkesin Hepatit C enfeksiyonu olduğunu göstermediği uyarısında bulunuyor. Ancak beyin zarındaki virüsün, semptomlarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bu rahatsızlıklardan muzdarip kişilere virüs testi yapılması ve buna yönelik tedavi uygulanması semptomların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Enfeksiyon genellikle antiviral ilaçlarla tedavi ediliyor.

Çalışmaya liderlik eden Sarven Sabunciyan "Bulgularımız, bazı kişilerin enfeksiyon nedeniyle psikiyatrik semptomlar yaşıyor olabileceğini gösteriyor" diyerek ekliyor:

Hepatit C enfeksiyonu tedavi edilebildiğinden, bu hastalara antiviral ilaçlar verilerek psikiyatrik semptomlarının azalmasına yardımcı olunabilir.

Independent Türkçe, Johns Hopkins Üniversitesi, Neuroscience News, Translational Psychiatry