Batı ülkelerinden Tahran’a karşı ‘koordineli yaptırımlar’

Protestoların şiddet kullanarak bastırılması nedeniyle gelen yeni yaptırımlar DMO komutanları, milletvekilleri ve internet sağlayıcı bazı kurumları kapsıyor.

Brüksel’de İran tarafından tutuklanan Belçikalı insani yardım görevlisi Olivier Vandecasteele’nin posterinin yanındaki, demir parmaklıklar ardındaki bir protestocu. (AFP)
Brüksel’de İran tarafından tutuklanan Belçikalı insani yardım görevlisi Olivier Vandecasteele’nin posterinin yanındaki, demir parmaklıklar ardındaki bir protestocu. (AFP)
TT

Batı ülkelerinden Tahran’a karşı ‘koordineli yaptırımlar’

Brüksel’de İran tarafından tutuklanan Belçikalı insani yardım görevlisi Olivier Vandecasteele’nin posterinin yanındaki, demir parmaklıklar ardındaki bir protestocu. (AFP)
Brüksel’de İran tarafından tutuklanan Belçikalı insani yardım görevlisi Olivier Vandecasteele’nin posterinin yanındaki, demir parmaklıklar ardındaki bir protestocu. (AFP)

ABD, Avrupa Birliği'nden (AB) müttefikleri ve İngiltere, İranlı yetkililere ve kuruluşlara karşı koordineli olarak yedinci yaptırım paketini yürürlüğe koyduklarını duyurdular. Batılı güçlerin İran'daki protesto gösterilerinin güç kullanılarak bastırılmasından dolayı Tahran'a uyguladığı yeni kısıtlamalar, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bazı komutanlarını da kapsıyor.
ABD Hazine Bakanlığı, İran’daki protestoların güç kullanılarak bastırmasında rolü olduğuna inanılan dört DMO komutanına ve polis yetkilisine yaptırım uygulandığını açıkladı. Reuters’ın aktardığına göre Hazine Bakanlığı'nın Terörizm ve Mali İstihbarat'tan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson yaptığı açıklamada, “İran halkı, yetkililerin şiddetli misilleme ve sansür tehdidi olmaksızın ifade özgürlüğünü hak ediyor” ifadelerini kullandı.
ABD'nin yaptırım uyguladığı isimler arasında DMO Belucistan Komutanı Yardımcısı Perviz Ebsalan, DMO Kara Kuvvetleri Müfettiş Yardımcısı Emanullah Gaştasbi ve DMO Kara Kuvvetleri komutanlarından Ahmed Hadim Seyyid Şehade yer aldı. Ayrıca protestoların bastırılmasından sorumlu başlıca güvenlik birimi olan Emniyet Teşkilatına bağlı Tahran Polis Yardım Birimi Komutanı Selman Adenevend’e de yaptırımlar uygulandı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran’da siber uzay sektöründe merkezi politikaları belirleyen Siber Uzay Yüksek Konseyi'nin yeni sekreteri Muhammed Emin Akaemiri de yaptırım uygulanan isimler arasında.
ABD Hazine Bakanlığı, İran Şura Meclisi’nin İranlıların çevrimiçi haber ve iletişim platformlarını kullanmalarının engellenmesinden sorumlu olduğunu, bunun yanında gazetecileri ve rejim karşıtlarını izlemek ve taciz etmek için dijital teknolojiyi kullandığını da vurguladı.
ABD, İngiltere ve AB’deki müttefikleri, Batı ülkeleri ile İran arasında İran'ın Rusya'ya insansız hava araçları (İHA) tedarik etmesinden kaynaklanan bir gerilim yaşanırken ve 2015 yılında İran ile büyük güçler arasında imzalanan nükleer anlaşmayı canlanmayı amaçlayan müzakerelerin çıkmaza girdiği bir dönemde, İran’da insan hakları ihlallerine karışan yetkililere karşı her ay yeni yaptırımlar uyguluyor.

AB yaptırımları
AB, İran'daki insan hakları ihlallerine karıştığına inandığı kişileri ve kuruluşları hedef alan yaptırım paketlerinin sonuncusunda İranlı sekiz kişiye ve bir cep telefonu şirketine yaptırım uyguladı.
AB üyesi devletlerin yer aldığı Avrupa Konseyi’nden yapılan açıklamada, ‘gözetleme faaliyetlerinin uygulanmasına ve İran hükümetinin muhalefeti bastırma planlarına katkıda bulunan’ telekomünikasyon şirketi Arin Tel'e yaptırım uygulama kararı alındığı belirtildi. Yeni yaptırımlar ayrıca İranlı milletvekilleri, DMO’nun bazı komutanlarını, DMO’nun yatırımları yönetmekten sorumlu DMO Kooperatif Vakfı yetkilileri ve İran'daki insan hakları ihlallerine karışan bir kuruluşu da kapsıyor. Yatırım uygulanan kişilerden biri de İran Meclisi Kültür Komitesi Başkan Yardımcısı Milletvekili Bican Nubave de yer alıyor.
AB kararlarının resmileştiği AB Gazetesi’ne göre yeni yaptırımlar arasında seyahat yasağı, AB ülkelerindeki mal varlıklarının dondurulması ve ilgili listedekilerle iş yapılması yasağı bulunuyor.
AB dışişleri bakanları, bir yandan Brüksel'de İran diasporasından göstericilerin protesto gösterileri devam ederken artık resmen yürürlüğe giren yaptırımları kabul ettiler. Avrupa Konseyi’nden yapılan açıklamada, son yaptırımlarla birlikte şu an AB tarafından yaptırım uygulanan kişi sayısının 211’e, kurum sayısının ise 35’e yükseldiği belirtildi.
Yaptırım uygulanan kişilerin ve kuruluşların AB ülkelerindeki tüm mal varlıklarının dondurulurken AB ülkelerine seyahatleri de yasaklandı. Bu kapsamda AB’deki şirketlerin yaptırımlar uygulanan kişilere ve kuruluşlara fon sağlaması da yasak.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“AB ve AB üyesi ülkeler, İranlı yetkilileri barışçıl protestolara yönelik her türlü şiddetli baskıyı durdurmaya, eleştirmenleri susturmak için keyfi tutuklamalara başvurmayı bırakmaya ve haksız yere gözaltına alınan herkesi salıvermeye çağırıyor. AB, İran'ı protestoculara idam cezası vermeyi ve bu cezaları infaz etmeyi durdurmaya, verilen tüm idam cezalarını kaldırmaya ve tüm tutuklular için yasal süreç başlatmaya çağırıyor. AB, İran'ı siyasi kazanç için yabancı uyruklu sivilleri gözaltına almaya son vermeye çağırıyor.”

İngiltere’nin yaptırımları
Diğer yandan İngiltere de İran’a karşı bir yaptırım paketi uyguladı. İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly yaptığı açıklamada, “İngiltere ve uluslararası ortaklar, rejimin vahşi baskısına göz yummayacağımızı bugün bir kez daha açıkça gösterdi. İran rejimini eylemlerinden sorumlu tutmak için çeşitli önlemler almaya devam edeceğiz” dedi.
İngiliz hükümeti, yaptırımların, başta Arap nüfusun yoğun olduğu Ahvaz (Huzistan), Kürt nüfusun yoğun olduğu Kirmanşah ve Azerilerin ve Kürtlerin yaşadığı Batı Azerbaycan olmak üzere İran’ın dört vilayetinde düzenlenen protesto gösterilerinin ‘şiddet kullanılarak bastırılmasından’ sorumlu dört DMO komutanını kapsadığını açıkladı.
Açıklamada, göstericilere yönelik keyfi tutuklamalar ve işkencelerin yanı sıra DMO’nun yaptırım uygulanan komutanların talimatıyla ‘silahsız göstericilerin üzerine ateş açıldığı’ ve bunun aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda göstericinin ölümüne yol açtığı belirtildi.
ABD, İngiltere ve Belçika, geçtiğimiz aylarda, İranlı yetkililerin Kürt genç kadın Mahsa Amini'nin geçtiğimiz eylül ayında ‘ahlak polisi’ tarafından başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınmasından sonra yaşamını yitirmesinin ardından başlayan protesto gösterilerini ‘şiddet kullanarak bastırmalarına’ yanıt olarak İran’a yaptırımlar uyguladılar.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, pazartesi günü, 70'ten fazla İranlı yetkiliye ve kuruluşa, ekim ayı itibarıyla mal varlıklarının dondurulması ve seyahat yasağı uygulandığını açıkladı.
İran daha önce bu tür adımlara, bazı kişileri ve kuruluşları kara listesine alarak, onların İran’ı ziyaret etmelerini yasaklayarak ve İran topraklarında sahip olabilecekleri her türlü mal varlığını dondurarak misillemede bulunmuştu. Tahran, Batı’nın, ülkedeki protestoların bastırılmasına ilişkin tutumunu da ‘iç işlerine müdahale’ olarak nitelendirdi.
Başta ABD, İngiltere ve AB olmak üzere birçok Batılı taraf “Kadın... Yaşam... Özgürlük” sloganı atılan protesto hareketine desteklerini açıkladılar.
İngiltere Dışişleri Bakanı Cleverly konuya dair şunları söyledi:
“İran rejimi, İran halkının vahşice bastırılmasından ve dünyanın dört bir yanında kan dökülmesinden sorumludur. İran'a DMO'nun tamamını da kapsayan 300'den fazla yaptırım paketi uyguladık.”
Cleverly, yaptırımların ABD ve AB ile koordineli olarak uygulandığının da altını çizdi. Ancak Cleverly, ‘DMO’nun tamamına yaptırımlar uygulamakla’ neyi kastettiğine dair detaylara girmedi.
İngiliz hükümeti, bu yılın başlarında DMO’nun bir alt kolu olan Besic milislerine ait mal varlıklarını dondurdu. Mal varlığı dondurulanlar arasında DMO Komutan Yardımcısı Hüseyin Necat da yer aldı. İngiltere, İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri ve Kara Kuvvetleri Komutanı Amir Kiyumers Haydari’ye de yaptırım uyguladı.
Tahran’ın İngiltere adına casusluk yapmakla suçladığı İran asıllı İngiltere vatandaşı olan ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani’ye yakınlığıyla bilinen Ali Rıza Ekberi'nin idam edilmesinin ardından İngiltere ile İran arasındaki ilişkiler gerildi.
DMO, geçtiğimiz aralık ayında, istihbarat servisinin ‘İngiltere ile işbirlikçilik yapan ve isyancı hareketlerin kışkırtılmasına karışan bir terör şebekesini’ çökerttiğini duyurdu. İranlı yetkililerin rejim karşıtı protestoları ‘isyancı hareket’ olarak tanımlıyorlar.
İngiltere, geçtiğimiz kasım ayında İranlı yetkililerin protesto gösterilerini bastırma hamlelerinin ardından İran'ı İngiltere’de ikamet eden gazetecilerin hayatlarını tehdit etmekle suçladı.
İngiltere, geçtiğimiz aylarda AB üyesi ülkelerden ve Avrupa Parlamentosu'ndan DMO'yu kara listeye eklemesi yönünde yapılan baskısı çerçevesinde DMO'nun terör örgütü olarak sınıflandırılması konusunda hararetli bir iç tartışmaya tanık oldu. Diğer Avrupa ülkeleri, bunun İran'la ilişkilerin tamamen kesilmesine yol açacağı ve böylece nükleer anlaşma müzakerelerini canlandırma şansını zayıflatacağı ve İran’daki Batılı tutukluların serbest bırakılmasına yönelik her türlü umudu tehlikeye atabileceği çekincesiyle daha temkinli davrandılar.
DMO'nun terör örgütleri arasında listelenmesi ve terör örgütü olarak görülmesi, DMO toplantılarına katılmanın ve sloganlarını açıkça dillendirmenin ‘suç’ sayılacağı anlamına geliyor.
İngiltere merkezli The Times gazetesi, şubat ayı başlarında, İngiliz hükümetinin, İngiltere İçişleri ve Güvenlik bakanlıklarının ısrarlarına rağmen Dışişleri Bakanlığı'nın itirazı üzerine DMO'nun terör örgütü olarak sınıflandırılması taslağını ‘geçici bir süreliğine’ durdurduğunu bildirmişti.



İsrail: Gazze'de ‘cehennemin kapıları’ açıldı

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail: Gazze'de ‘cehennemin kapıları’ açıldı

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, ordunun Gazze şehrindeki bir binayı vurmadan önce tahliye edilmesi için ilk uyarıyı yaptığını söyledi.

Katz, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze'de ‘cehennemin kapılarının’ açıldığını ve Hamas'ın savaşı sona erdirmek için İsrail'in koşullarını kabul edene kadar İsrail ordusunun saldırılarını yoğunlaştıracağını belirtti.

İsrail ordusu bugün, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın mali yetkilisi Nureddin Debabeş'in, bu hafta başında ordu ve Şin-Bet güvenlik servisi tarafından yürütülen ortak bir operasyonda öldürüldüğünü duyurdu.

İsrail Ordu Sözcüsü, savaş sırasında Debabeş'in ‘on milyonlarca dolar topladığını ve bunları Gazze Şeridi'ndeki Hamas’ın askeri kanadına aktardığını’ bildirdi.

Sözcü, ‘bu fonların askeri kapasiteyi güçlendirmek ve savaş faaliyetlerini finanse etmek için kullanıldığını, bu sayede hareketin savaşmaya devam etmesini ve Gazze Şeridi'ndeki varlığını sürdürmesini sağladığını’ ifade etti.

İsrail ordusu dün, şu anda Gazze şehrinin yüzde 40'ını operasyonel kontrolü altında tuttuğunu açıkladı.

Ordu ayrıca, Hamas'ın, kesin bir yenilgiye uğrayana kadar Gazze şehrinde tüm gücüyle orduya karşı koyacağını kaydetti.

fgthyu
Gazze'deki bir patlamanın ardından yükselen dumanlar, 4 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail ordusu bugün, Gazze şehrini kontrol altına almak için saldırısını yoğunlaştırmaya hazırlanırken, Hamas'ın kullandığını iddia ettiği Gazze şehrindeki bir binayı vurduğunu duyurdu. Ordu tarafından yapılan açıklamada, ‘kısa süre önce Gazze şehri bölgesinde Hamas tarafından kullanılan bir binanın vurulduğu’ belirtildi; Hamas, ‘bölgedeki İsrail güçlerine karşı saldırılar düzenlemekle’ suçlandı. Daha önceki bir açıklamada ordu, ‘önümüzdeki günlerde Gazze şehrindeki binaları hedef alan bir dizi saldırı başlatacağını’ duyurmuş ve bu binaların Hamas tarafından kullanıldığını belirtmişti.


Şara: Suriye yeni bir inşa ve yeniden yapılanma aşamasının eşiğinde bulunuyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)
TT

Şara: Suriye yeni bir inşa ve yeniden yapılanma aşamasının eşiğinde bulunuyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam Kalesi'nde Suriye Kalkınma Fonu'nun açılış töreninde (videodan)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara dün yaptığı açıklamada, Suriye'nin yeni bir inşa ve yeniden yapılanma aşamasının eşiğinde olduğunu ve yeni bir tarihin yazıldığını söyledi.

Şam Kalesi'nde düzenlenen Suriye Kalkınma Fonu'nun lansman töreninde konuşan eş-Şara, “Bugün yeni bir aşamanın eşiğindeyiz, kendi ellerimizle, kendi paramızla ve kendi çabalarımızla Suriye'nin yeni tarihini yazacağımız bir inşaat ve yeniden inşa aşaması” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye haber ajansı SANA'dan aktardığına göre eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski rejim ekonomimizi mahvetti, paramızı yağmaladı, evlerimizi yıktı ve halkımızı kamplara ve sığınma yerlerine dağıttı. Bugün burada, sevgili Suriye'mizin yaralarını sarmak, halkının elleriyle yeniden inşa etmek ve yerinden edilmiş, sürgüne gönderilmiş insanları topraklarına geri döndürmek için bir araya geldik.”

“Bugün, Suriye Kalkınma Fonu'nun kurulduğunu duyurmak için bir araya geldik. Bu fon aracılığıyla, eski rejimin tahrip ettiklerini yeniden inşa etmek için cömert bağışlarınızı bekliyoruz.” dedi. “Fon son derece şeffaf olacak ve stratejik projeler için harcanan tüm fonlar kamuoyuyla paylaşılacak” diye vurguladı.


İsrail ordusu: ‘Ana saldırı’ hazırlıkları kapsamında Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol altına aldık

TT

İsrail ordusu: ‘Ana saldırı’ hazırlıkları kapsamında Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol altına aldık

İsrail ordusu: ‘Ana saldırı’ hazırlıkları kapsamında Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol altına aldık

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin dün yaptığı açıklamada, ordunun Gazze şehrinin yaklaşık yüzde 40'ını kontrol ettiğini ve şehri tamamen ele geçirme planlarını sürdürdüğünü duyurdu. Defrin, ordunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan şehrin yarısını ele geçirmek üzere olduğunu belirtti.

Defrin bir video açıklamasında şunları söyledi: “Bugün Gazze şehrinin yüzde 40'ını kontrol ediyoruz. Operasyon önümüzdeki günlerde genişlemeye ve yoğunlaşmaya devam edecek. Hamas yenilene kadar baskıları artıracağız.”

İsrail geçen hafta Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre, İsrail ordusu Filistinlilere ‘yoğun çatışma beklentisiyle’ tahliye emri verdiğinden, şehrin bazı kısımları zaten ‘kırmızı bölge’ olarak kabul ediliyordu.

Defrin, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in Gazze'yi kontrol altına alma operasyonuna karşı çıktığı yönündeki haberleri yalanladı. Zamir'in Gazze şehrini kontrol altına alma planını ‘tamamen desteklediğini’ söyleyen Defrin, Genelkurmay Başkanı’nın, ‘savaşın ertesi günü’ için alternatif bir çerçeve ortaya çıkmazsa, İsrail'in Gazze Şeridi'nde askeri bir hükümet kuracağını açıkça belirttiğini bildirdi.

Bu hamle, İsrail ordusunun, Gazze şehrinde yaşayan bir milyon kişinin yaklaşık 200 bininin, şehri işgal etmek için planlanan askeri operasyon yaklaşırken tahliyeyi reddedeceği tahminleri üzerine geldi.

Dün yayınlanan haberlere göre, şu ana kadar 70 bin ila 80 bin Filistinli şehirden ayrıldı; bunların çoğu son 72 saat içinde gitti. Times of Israel'e göre bu sayı, Gazze şehrinin toplam sivil nüfusunun halen çok altında.

yu7ı8
Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren İsrail askeri buldozeri (AP)

İsrail ordusunun Filistinlilere eylül ayı ortasında beklenen saldırıdan önce güneye gitmeleri konusunda defalarca uyarıda bulunmasına rağmen, Gazze sakinleri Gazze Şeridi’nde güvenli bir yer olmadığını ve gidecek hiçbir yerleri kalmadığını söylüyor.

Birçoğu, önceki çatışmalarda birden fazla kez yerinden edilmenin yorgunluğuna ve özellikle yaşlılar, hastalar ve yetersiz beslenenler için yer değiştirmenin zorluklarına ve maliyetlerine dikkat çekti.

Tahliye için topçu bombardımanı kullanımı

İsrail medyası, İsrail ordusunun Gazze şehrini ele geçirme operasyonundan önce sivilleri kaçmaya zorlamak için Gazze şehri yakınlarındaki ıssız bölgelere topçu bombardımanı yaptığını bildirdi.

İsrail ordusu bu suçlamalar hakkında yorum yapmayı reddetti.

Geçtiğimiz ayın sonunda İsrail ordusu, Gazze şehri sakinlerinin yerinden edilmesinin ‘kaçınılmaz’ olduğunu doğrulayarak, şehri ‘tehlikeli bir savaş bölgesi’ ilan etti.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), şehir sakinlerinin tahliyesini ‘imkânsız’ ve bu konudaki planları ‘uygulanamaz’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) geçen hafta başında, ‘bölge sakinlerini korumak için onları güneye taşıma’ hazırlıklarını duyurdu. Bu hazırlıklar arasında Mısır'dan el-Mevasi'ye su taşımak için yeni bir boru hattının inşası, İsrail'den gelen su borularının bakım çalışmaları ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir tuzdan arındırma tesisinin elektrik şebekesine bağlanması yer alıyor.

COGAT ayrıca, İsrail'in Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Sinvar'ı öldürdüğünü söylediği bir operasyonun ardından haftalarca kapalı kalan Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nin yeniden açılması için çalışmaların başladığını da belirtti.