Lübnan, Arapların Suriye’ye açılımını yakından takip ediyor

Normal ilişkilere dönmek için acele edenler ile Esed rejimi karşıtları arasında bölünme.

Geçen Şubat ayında Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib başkanlığındaki Lübnan heyeti, Esed ile görüştü (AFP)
Geçen Şubat ayında Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib başkanlığındaki Lübnan heyeti, Esed ile görüştü (AFP)
TT

Lübnan, Arapların Suriye’ye açılımını yakından takip ediyor

Geçen Şubat ayında Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib başkanlığındaki Lübnan heyeti, Esed ile görüştü (AFP)
Geçen Şubat ayında Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib başkanlığındaki Lübnan heyeti, Esed ile görüştü (AFP)

Lübnan’daki siyasi güçler ve partiler, Suriye’nin ‘Arap evine’ dönüş yolunu dikkatle takip ediyor. Lübnanlı bakanlardan oluşan heyetler, mevcut hükümetin kuruluşundan bu yana farklı konuları görüşmek üzere Şam’a ziyaretler gerçekleştirdi. Ancak buna rağmen ‘Suriye ile ilişkilerin bir an önce normale döndürülmesi ve yeniden yapılanma sürecinde Lübnan’a ileri bir koltuk ayrılması yönünde çağrıda bulunanlar’ ile ‘bölgesel gelişmeler daha da belirginleşene kadar Suriye rejimiyle boykotu sürdürmekte ısrar edenler’ arasındaki büyük kafa karışıklığı ve bölünmüşlük ortasında, iki ülke ilişkilerinde soğukluk devam ediyor.
Hizbullah ve müttefikleri, Şam ile ilişkilerin yeniden kurulmasının ana savunucuları. Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca ise Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile ilişkilerin düzelmesine şiddetle karşı çıkan güç ve gruplara liderlik ediyor.
Ulusal Ilımlılık Bloğu’nun bir üyesi olan Milletvekili Ahmed el-Hayr, Lübnan Kuvvetleri’nin aksine “Suudi Arabistan Krallığı, Arap meşruiyeti ve Arap Birliği çatısı altında bu açılıma önderlik ettiği sürece Lübnan, Suriye krizine kapsamlı bir siyasi çözüm sağlama ve bunun yansımalarını ele alma çatısı altında olumlu bir perspektiften Arapların Suriye’ye açılıma ayak uydurmakla ilgileniyor. Suudi Arabistan’ın, Suudi Arabistan- İran anlaşması çerçevesinde bölgede barışı tesis etmek ve desteklediğimiz Suudi Arabistan- Suriye yakınlaşma yolu ışığında Arap saflarında uyumu yeniden sağlamak için çalışma konusundaki bilgeliğine olan güvenimiz tam. Kendisine Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan ve tüm Araplar için hayırlar diliyoruz” açıklamasında bulundu.
Hayr, “Lübnan ve Suriye arasındaki ilişkilerin normale döndürülmesi, özellikle bu aşamada, gerek Lübnan için büyük bir yük haline gelen yerinden edilmişlerin geri dönüş dosyası, gerekse özellikle 10 yıl önce büyükelçiliklerin açılışının tamamlanmasının ardından yeniden yapılanma süreci açısından Lübnan’ın Suriye'ye komşu konumu düzeyinde herkesin bir talebidir. Dolayısıyla bu yol, Suriye’nin Arap dünyasına dönüşü ve Arap Birliği’ndeki rolü ile paralel olarak harekete geçirilmelidir. Hiç şüphe yok ki her şey mutlu olmasını umduğumuz sonlara bağlı” dedi.
Öte yandan İran’ın Lübnan’daki İşgalini Kaldırma Ulusal Konseyi Başkanı Eski Milletvekili Faris Said, gelişmeleri oldukça gerçekçi bir şekilde okumaya çalışırken, “Suriye rejimi, Suriye’de öldürülmeden önce Lübnan’da öldürüldü” dedi. Milletvekili Said, “Arap düzeyinde rehabilitasyonu, Lübnan ve Suriye iradesinin ötesindeki koşullara ve özellikle de bu rejime karşı değişmeyen tutumumuza rağmen etkileyemeyeceğimiz veya şu ya da bu yönde zorlayamayacağımız ulusların oyununa tabidir” dedi.
Said, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Lübnan’ın uygun tavrı, taraflar, toplantılar, Lübnan hükümeti ve Lübnan halkı tarafından Arap Birliği’ne yöneltilen ve Suriye rejiminin Birlik’e dönüşünü yerinden edilmiş Suriyelilerin Suriye’ye dönüşüyle ​​ilişkilendirme çağrısı yapan bir mesaj olmalıdır” dedi. Milletvekili, “Esed’in, Arap kucağına geri dönmesi mümkün değil. Yerinden edilmiş 12 milyon Suriyeli, Suriye’ye komşu ülkeler arasında dağılmış halde” şeklinde konuştu.
Suriye’nin yeniden inşa süreci ve Lübnan’ın burada kendisine yer ayırma olasılığına ilişkin olarak ise Milletvekili Faris Said, “Bu konu da milletler oyununun bir konusudur. Arap ülkeleri bile uluslararası toplumun iradesi ve 2254 sayılı karar dışında Suriye’nin yeniden inşası sürecine dahil olamıyor. Uluslararası meşruiyet kararları uyarınca Suriye’de yatırım, Suriye rejimi bir aşamadan diğerine geçiş sürecine girmeyi kabul etmedikçe kimsenin restorasyon ve rehabilitasyon pazarına girmesine izin vermeyen bir ceza yasasına tabidir” açıklamasında bulundu.
Öte yandan BM’de eski bir diplomat olan Brigitte Hayr, ‘Lübnan’ın bölgesel gelişmelere, özellikle Arapların Suriye’ye açılımına uyum sağlaması, bu nedenle sürünün dışında adım atmaya devam etmemesi’ gerektiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hayr, Suriye’nin yaklaşan yeniden yapılanma sürecinde er ya da geç Lübnan için gelişmiş bir konum ayırmanın önemli olduğunu vurguladı. Diplomat, “Lübnan, yerinden edilmenin yükünü taşıyor ve nüfusuna göre dünyada en çok yerinden edilmiş insanı kabul eden ülke. Bu durum, modern tarihin üçüncü büyük ekonomik çöküşü olan ekonomisinin çöküşünün hızlanmasına yol açtı. Bu nedenle yeniden yapılanma döneminde tazmin edilmelidir. Bu da ancak bugünden itibaren bir baskı sürecini başlatırsak gerçekleşebilir” dedi. Brigitte Hayr ayrıca, “Lübnan etkisiz hale getirilecek ve anlaşmalar onun dışında ve pahasına sonuçlandırılacak” uyarısında bulundu.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.